AK Parti'ye 'Arpa' Operasyonu

Yeni parti arayışlarında sık sık  ismi “gündeme gelen Ak Parti'nin ilk Başbakan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün “Anayasa Mahkemesi’nin 2007 yılındaki haksız ‘367 Kararı’ karşısında ne hissettiysem, başka bir yüksek mahkeme olan Yüksek Seçim Kurulu’nun dün aldığı kararı duyunca aynı duyguları yaşadım. Yazık, bir arpa boyu yol alamamışız” ifadelerini kullanarak İstanbul seçimlerinin yenilenmesini istemesine eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu'da katıldı. Davutoğlu " en büyük kayıp seçimlerin değil toplumsal vicdanda ahlakî üstünlüğün kaybedilmesidir" dedi. Bu iki çıkış ile Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti hedef tahtasına konulurken  yeni parti çalışmalarının hızlanması anlamına  da geliyor. Ankara'da bu hareketlenmenin adı şimdilerde "Arpa" operasyonu anılmaya başladı. Türk Dil Kurumu'na göre; arpa boyu "çok az gitmek veya yol almak" olarak yorumlanıyor. Dünya'nın en eski kültür bitkisi olan arpa; ekmek ve bira yapımında kullanılırken  hayvanlara da yem olarak veriliyor. Ak Parti  kulislerinde "Arpa boyu yol almak" sözü yeni parti kuruluşunu " hızlandırın"talimatı olarak yorumlandı. Davutoğlu Ne dedi? Davutoğlu,  YSK'nin İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararını, "31 Mart seçimleri sonrasında yaşananlar ve YSK’nın iptal kararı bu temel değerlerimizin zedelenmesine yol açmıştır." sözleriyle değerlendirirken  "Evrensel hukuka ve yerleşmiş teamüllere aykırılıklar barındırmakta, bu bilince zarar vermektedir." dedi. Davutoğlu'nun açıklaması şöyle: - Türk siyasi hayatının ve demokrasisinin tüm eksiklerine rağmen en önemli gücü sandığın meşruiyetidir. Ülkemizi en zor zamanlardan, kritik eşiklerden çekip çıkaran milletimizin sandıkta ortaya koyduğu iradesi olmuştur. - Siyasî geleneğimizin en temel değeri de, son sözün sandıkta tecelli eden millet iradesine ait olmasıdır. Mazereti ve gerekçesi ne olursa olsun 31 Mart seçimleri sonrasında yaşananlar ve YSK’nın iptal kararı bu temel değerlerimizin zedelenmesine yol açmıştır. - Adil, kurallara uygun seçimler demokrasinin olduğu kadar ortak aidiyet bilincimizin de referans noktasıdır. YSK’nın kararı ise evrensel hukuka ve yerleşmiş teamüllere aykırılıklar barındırmakta, bu bilince zarar vermektedir. - Siyasî hareketler için en büyük kayıp seçimlerin değil toplumsal vicdanda ahlakî üstünlüğün kaybedilmesidir. Şimdi yapılması gereken; ülkemize yakışan olgunlukla seçim sürecini yürütmek, gerilim ve kutuplaşmadan uzak durarak demokrasimizin daha fazla yıpranmasına engel olmaktır

Bakmadan Geçme