Esnaf Başkanı Esnafın Krizini Anlattı
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken 'Esnaf ise veresiye defterine gecikme zammı veya faiz uygulamaz. Otomobil tamircisinden beyaz eşya tamircisine varıncaya kadar her sektörde esnaf halkın faizsiz bankası konumunda' dedi. Ancak gazete 'Esnaf biterse veresiye biter vatandaş ne olacak?' diye soramadı.
Geçen yaz aylarında "esnaf sanatkar entübe,ölüyonuz" diyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken şimdi de esnafın yoğun bakıma alındığını söyledi.Palandöken "Haziran ayındaki yeni normal olarak adlandırılan dönemin ardından vaka sayılarının yeniden artışa geçmesiyle birlikte son alınan tedbirlerle birçok iş yerinin faaliyeti sınırlandırılmış oldu. Bazı iş kolları kısmen açık olsa da maalesef iş yapamıyor. Kapalılık şu an devam ediyor. Kısmen verilen destekler sayesinde esnafımız entübe değilse de yoğun bakımda. İş yerleri tamamen açılana ve normale dönene kadar da esnafın yoğun bakımdan çıkması oldukça zor görünüyor." dedi.
COVID-19 krizinin 2 milyonu aşkın esnaf ve sanatkarın tamamını olumsuz etkilediğini belirten Palandöken Dünya Gazetesi'nin sorularını cevapladı:
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken'e sorularımız ve yanıtları şöyle:
Haksız rekabet ve kuralsızlık
• COVID-19 krizi kapıya dayandığı günlerde, yani 11 Mart 2020'ye kadar olan dönemde üyelerinizin, küçük esnafın durumu nasıldı? COVID-19 başladığı günlerde nasıl oldu?
COVID-19'dan daha evvelki sorunlarımızdan en önemlisi haksız rekabet ve iş yeri açılışlarındaki kuralsızlık idi. Esnaf ve sanatkârlık maalesef herkesin yaptığı/yapabileceği bir iş olarak değerlendiriliyor. Hiçbir eğitime tabi tutulmadan iş yerlerinin açılması hem milli serveti heder ediyor hem de açan kişinin birikimlerini götürüyor. Örneğin bir caddede bir tane simitçi varken hemen yanına yeni bir tane daha açılması, iki işletmenin de pastadaki payını küçültüyor ve işlerini bitiriyor. Bunun önüne geçmek için fizibilite çalışmaları çok iyi yapılmalı. Ustalık belgesi uygulamasının yaygınlaşması sağlanarak bu sayede mesleki ihtisaslaşmanın önü daha da açılmalı.
Oysa çok daha eskiden, birbirlerine çok yakın olan işletmelerde birinin sattığı ürünleri bir diğeri satmazdı. Mesela kasapta sadece kırmızı et satılırdı, tavuk kesmek için ayrı bir bıçak gerektiğinden tavuğu başka bir işletme satardı. Günümüzde işyeri açılışında bir kuralsızlık olduğundan, isteyen, istediği yerde ve istediği bir meslek kolunda işyeri açabiliyor.
İş yeri açılışlarındaki kuralsızlığın yanı sıra pandemiden önce de esnaf ve sanatkârlarımızın en büyük sorunu AVM ve zincir marketlerin kuralsız olarak her köşeye ve sokağa açılmaları ile haksız rekabetiydi. Esnafımız büyük sermayeler karşısında rekabet etmeye çalışarak yaşam mücadelesi veriyor.
Eskiden sermaye yükselimi esnaflıktan başlardı. Girişimciler evvela esnaf olup iş yeri açar, orada pişer ve ardından sermayesini yükseltirdi. Sermaye yükseltmedeki en emin yol, esnafın başlangıç noktasından yükselişiydi. Türkiye'deki en büyük ticaret erbabı da bakkallık ticareti ve esnaflıkla işlerini büyütenlerdir. Günümüzde çok uluslu yabancı sermayeli şirketler, binlerce şubesi olan marketler açabiliyor. Sınırlı bir sermaye ile bakkal, manav, kasap gibi işyerleri açanlardan, çok uluslu büyük sermaye sahiplerine karşı rekabet etmeleri bekleniyor. Tabii ki bunlarla rekabet edemeyen esnafımız da yavaş yavaş piyasadan siliniyor.
Krizin vurduğu meslekler
• COVID-19 krizi üyelerinizi meslek grupları bazında nasıl etkiledi? COVID-19 krizinden en çok etkilenen meslek grupları hangileri oldu?
COVID-19 pandemisi, ülke genelinde 2 milyonu aşkın esnaf ve sanatkârımızın tamamını olumsuz etkiledi. Kahvehane, kıraathane, çay bahçeleri, bilardo salonları, halı sahalar, internet kafeler, elektronik oyun salonları, tiyatro ve sinema salonları, hamamlar, masaj salonları, saunalar ile eğlence sektöründe faaliyet gösteren iş yerleri genelge ile faaliyetlerine doğrudan ara verdi. Bunların yanı sıra MEB'e bağlı olarak okulların online eğitime geçmesiyle birlikte 20 bine yakın kantin kapandı. Bununla birlikte yine okulların yüz yüze eğitime ara vermesi ile birlikte 400 bini aşkın servisçi esnafımız tamamen iş yapamaz hale geldi. Okulların kapalı olmasıyla aynı zamanda okul kıyafeti satan konfeksiyoncu, ayakkabıcı, çantacı ve kırtasiyeci esnafımız iş yapamaz hale geldi. Son alınan tedbirlerle birlikte, faaliyetleri yalnızca paket servis ile sınırlandırılan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler de pandemiden en çok olumsuz etkilenen meslek grupları oldu.
İlk kapanma döneminde minibüs, halk otobüsü gibi toplu taşıma araçlarında ayakta yolcu alınmadan, kapasitelerinin yüzde 50'si kadar yolcu alma şartı getirildi. Aracı dolmayan minibüsçü ve halk otobüsü esnafı zararına taşımacılık yapmak zorunda kaldı. Tıpkı lokantalar gibi bunlar da tam olarak işyeri kapanan meslek gruplarından olmadıkları için birçok destekten de yararlanamadılar. Son yapılan açıklama ile loktanta, kafe ve pastanelere belli oranda kayıpları için yeni destekler verileceği açıklandı. Ancak ulaşım sektöründe faaliyet gösteren esnafımız için böyle destek henüz açıklanmadı.
Öte yandan pandeminin ilk dönemlerinde sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı sürede başta bakkal, manav, kasap, balıkçılar, kuruyemişçi ve tekel ürünü satan işletmeler de kapalıydı. Çeşitli görüşmeler sonrasında tekel büfeleri harici peyder pey bu işletmelerin açılmasını sağladık. Ancak tekel büfeleri bir türlü açılamadığı gibi destek de verilmedi.
Pandemide işleri olumsuz etkilenen sektörlerden en önemlisi de yine düğün sektörü. Düğün sezonunda kısa bir süreliğine kısıtlamalarla açılan ve sosyal mesafeli olarak yapılan düğünler de sekteye uğradı. Bu dönemde düğün salonları, fotoğrafçılar, çiçekçiler ve bu sektörü yakından ilgilendiren onlarca meslek sıkıntı yaşadı ve halen de yaşıyor.
Açık-kapalı demeden tüm esnafa destek gerek
• Hükümetin COVID-19 sürecinde açıkladığı paketlerden, verdiği desteklerden TESK üyesi meslek grupları ve işyerleri ne düzeyde yararlanabildi?
Pandemi döneminde açıklanan destek paketleri için 1 milyon 316 bin toplam başvuru yapıldı. Ancak başvurular internet üzerinden yapıldığı için çok sayıda esnafımız müracaatlarını gerçekleştiremedi.
Nitekim bu sebeple başvuru süresi 31 Mart 2021'e kadar ertelendi. Bu süre içerisinde tüm esnafve sanatkarlarımızın desteklerden yararlanacağını tahmin ediyoruz. Destekler konusunda kesinleşmiş bir rakam olmamakla birlikte, açık-kapalı demeden esnafımızın tamamının desteklerden yararlandırılmasını istiyoruz. Çünkü zaten açık olan iş yerleri de iş yapamıyor.
Veresiye defteri sosyal patlamayı önlüyor
• Siz bakkallığa Ankara'da başladınız ve halen mesleğe devam ediyorsunuz. Türkiye genelinde bakkalların veresiye satış oranı son 10 yılda nasıl değişti?
Veresiye satışı yapanlar yalnızca bakkallar değil, konfeksiyon, ayakkabıcı, tuhafiye, manifatura, kasap, manav ve beyaz eşya, vb. gibi işyerlerinin büyük çoğunluğu veresiye satış yapıyor. Ama geleneksel olarak veresiyenin bakkallarda uygulandığını varsayarsak Türkiye'de 200 binin üzerinde bakkal var. Her birinin 10 bin TL alacağı olsa (ki daha fazladır) veresiye defterleri ekonomi için büyük bir öneme sahip.
Veresiye defteri ile küçük esnaf ve sanatkâr sosyal patlamayı da önleyen en önemli kesimdir. Bakkalların yanı sıra 2 milyon esnafımızın da neredeyse yüzde 50'lik kısmının da veresiye satış yaptığını söylemek yanlış olmaz. Tabii veresiyenin de çeşitleri var. Örneğin harman veresiyesi gibi. Günümüzde kredi kartıyla yapılan alışverişler de bir nevi veresiye uygulamasına benziyor. Veresiye defteri biraz daha modernleşti diyebiliriz. Ancak kredi kartı son ödeme gününde ödenmeyince faiz işliyor. Esnaf ise veresiye defterine gecikme zammı veya faiz uygulamaz. Otomobil tamircisinden beyaz eşya tamircisine varıncaya kadar her sektörde esnaf halkın faizsiz bankası konumunda.
Cumhurbaşkanı'na ilettiğim talepler kısmen hayata geçti
• Geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sizi kabul etti, esnafın sıkıntılarını anlattınız. Cumhurbaşkanı'na aktardığınız en önemli sıkıntı ve sorunlar neler oldu? Hangi taleplerde bulundunuz? Sıkıntı ve sorunlarınız konusunda ne gibi çözüm önerileri ortaya koydunuz?
Cumhurbaşkanı ile görüşmemizde esnafın acil taleplerini şu şekilde sıraladım:
1- Esnaf ve sanatkarlardan yaşanan salgın nedeniyle işleri ve/ veya işletmesi zarar görenlerin, esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri aracılığı ile kullandıkları ve ödeyemedikleri kredi taksitleri bir yıl süre ile faizsiz ertelenmeli ve kredi kullanamayan esnaf ve sanatkarlarımıza en az 1 yıl ödemesiz faizsiz kredi desteği sağlanmalıdır.
2- Esnaf ve sanatkarlarımıza sağlanan doğrudan nakit ve kira desteği kapsamı genişletilerek devam ettirilmelidir.
3- Pandemi döneminde en çok zarar gören kesimi oluşturan esnaf ve sanatkarlarımızın ve yanlarında çalışanların sosyal güvenlik prim ödemeleri ile vergi, elektrik, su, doğalgaz fatura bedelleri bir yıl süre ile faizsiz ertelenmelidir.
4- Kısıtlamalar nedeniyle faaliyetleri durdurulan kahvehane, kıraathane, internet, kafe, kır bahçesi, elektronik oyun salonları, bilardo salonları ve halı saha işletmecileri ile hizmetleri yalnızca paket servisi ile sınırlandırılan restoran, lokanta, pastane, kafe, kafeterya gibi işletmelere müşteriler için HES kodu zorunluluğu getirilerek faaliyetlerinin başlamasına olanak sağlanmalıdır.
5- Ticari araçlar için indirimli akaryakıt imkanı sağlanmalıdır.
6- Sigorta prim borcu bulunan esnaf ve sanatkarlarımızın sağlık hizmetlerinden yararlanabilmelerine imkan sağlayan uygulama 1 yıl süreyle uzatılarak devam ettirilmelidir.
Görüşmemizin akabinde esnaf ve sanatkar camiası adına pande-miden etkilenen esnafımız için Cumhurbaşkanımıza ilettiğimiz taleplerimizin bir kısmı hayata geçirildi. Esnafımızın Halkbank kredi taksitleri ertelendi. İşyerleri tamamen kapanan esnafımız için mücbir sebep ilan edildi. KDV ve muhtasar beyanname verme süreleri ve bunların ödemeleri işyerleri açılana kadar ertelendi. Ayrıca borcu olan esnafın sağlık hizmetinden yararlanması için de çok önemli bir karar hayata geçirildi. Son olarak ise lokanta, restoran ve kafe gibi faaliyetleri sınırlandırılan iş yerleri için de yeni bir destek paketinin hayata geçirileceği müjdesi verildi.
Küçük işletmelerde ‘yapay zeka' dönemine hazırlık yok
• Nesnelerin interneti ve yapay zeka teknolojisinin bazı işleri ortadan kaldırması bekleniyor. TESK, üyelerini böyle bir gelişmeye hazırlama konusunda neler yapıyor?
Nesnelerin interneti ve yapay zekâ teknolojisine ilişkin çalışmaların büyük ölçekli işletmeler tarafından yürütüldüğünü düşünüyoruz. Esnaf ve sanatkârlarımız mikro ölçekli olduğu için, yapılan iş sermayeden ziyade kol ve beden gücüne dayanan işletme olarak tanımlandığı için henüz nesnelerin interneti ve yapay zekâ teknolojisi hakkında hazırlık süreci başlamamıştır. Büyük ölçekli işletmelerin tam adaptasyonunun ardından esnaf ve sanatkârlarımız için de alternatif meslek ve gelişmeler olacaktır.
Perakende Yasası güncellensin zincir marketlere kural gelsin
• Zincir marketler başta olmak üzere organize perakendenin piyasadaki payının büyümesi TESK üyesi işyerlerini nasıl etkiledi? Bu gelişmeye karşılık TESK ve çatısı altındaki Esnaf Odaları çözüm üretebildiler mi?
Zincir marketlerin piyasada oluşturduğu ucuzluk algısı yüzünden yıllar içerisinde küçük esnafımız yavaş yavaş yok olmaya başladı. Ülkenin her köşesine yayılmış olan bu zincir marketler toptan fiyatına perakende satış sloganıyla küçük bir mahalle bakkalından bile daha pahalıya satış yapıyorlar. Asıl enflasyonu körükleyen, bu haksız fiyat artışlarıdır. Zincir marketlerin haksız rekabetini bitirmenin en önemli yolu, Perakende Yasasının güncellenerek esnafımızın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde hayata geçirilmesidir. Perakende Yasası ile zincir marketlerin açılışları kurala bağlanmalıdır.
Dijitalleşmeye uyan ciroda farkı görüyor
• Teknolojik gelişme ve dijitalleşme TESK üyesi meslek gruplarını, işyerlerini nasıl etkiliyor?
Genel anlamda dijitalleşmeye ayak uyduran esnaf ve sanatkârlarımızın cirolarındaki artış fark ediliyor ve teknolojiyi yakalayamayan esnafımızın işlerinin durma noktasına geldiği durumlar yaşanabiliyor. Dijitalleşmeye her meslek grubundan ayak uyduran esnafımız olsa da, satış üzerine çalışan esnafımızın teknolojiye adaptasyonu daha hızlı oldu. Örneklemek gerekirse, gıda sektöründe hizmet veren esnaflarımız internet satışına yöneldi. Hizmet üreten esnafımızın teknoloji konusunda geri planda kaldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Ülke genelindeki teknolojiye uyum sağlama oranı yeterince fazla olmadığı için esnaflarımızın da aynı oranda dijitalleşmesi arka planda kalmaktadır. Teknolojik gelişmeler ne kadar takip edilerek, esnaf ve sanatkârlara anlatılıyor olsa da uygulamaya geçişlerde problemler yaşanmaktadır. Projeler ile desteklediğimiz teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme eğitimleri ile esnaf ve sanatkârımızın farkındalığını artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyoruz.
Ekonominin barometresiyiz
• TESK çatısı altındaki meslek grupları ve iş yerlerinin Türkiye ekonomisindeki yeri nedir? Parasal anlamda nasıl bir büyüklükten söz ediliyor? İşyeri sahipleri dahil, TESK üyelerinin yarattığı istihdam ne kadar?
2 milyonu aşkın esnaf ve sanatkarlar camiası olarak ekonomide, istihdamda ve vergide en büyük pay bizim. Zaten ülke genelindeki küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin çalışanlar içerisindeki payı yüzde 75.8. Tüm işletmelerin yüzde 96'sı KOBİ ve bunların da yüzde 92'si mikro işletmeler, yani esnaf ve sanatkârlar. Türkiye'de vergi sistemi dolaylı vergilerin ağırlıklı olduğu bir sistem olduğu için esnafın ödediği vergi çok az gibi görünüyor ve bunların rakamsal olarak tespiti mümkün değil. Oysa esnafın dolaylı olarak ödediği vergiler, esnafın vergi kapasitesinin çok çok üzerinde. Dolayısıyla esnafımızın ülke ekonomisine katkısı çok önemli boyutlarda ve her zaman söylediğimiz gibi esnafımızın ekonominin barometresi olma konumu devam ediyor.
Ticaret Bakanlığı ile 'elektronik ticarete geçiş' projesi başlattık
• Son 10-20 yılda TESK çatısı altındaki meslek grupları ve işyerlerinde nasıl bir değişim yaşandı? Esnaf çağa ayak uydurabiliyor mu?
Esnafımız en çok haksız rekabetle mücadele ediyor. Eskiden iğneden ipliğe tüm ürünleri satan esnafımız şimdi günü kurtarma derdinde. Öte yandan teknolojinin de gelişmesiyle birlikte evlere servis uygulamaları, online alışverişler vs. de arttı. Esnaf ve sanatkarlarımızın bir kısmı, pandeminin de etkisi ile bu tür uygulamalara geçmeye başladı. Elektronik uygulamalara geçemeyen esnafımızı da bu alana kanalize etmek ve elektronik ortamda yapılan ticareti geliştirmek için TESK olarak Ticaret Bakanlığı ile birlikte proje yürütüyoruz. Diğer taraftan, geleneksel yöntemlerle faaliyetini sürdüren esnaf ve sanatkârlarda yavaş yavaş dönüşüm süreci başlıyor. Örneğin konfeksiyonun yaygın ve ucuz olmasıyla beraber terziler iş yapamaz hale geldi. Yama, pantolon paçası tamiri gibi küçük tadilat ve benzeri işlerle ayakta kalmaya çalışan terziler, günümüzde gelir düzeyi yüksek olan kesime özel dikim hizmeti vermeye başladı. Terzilerin sayısı bir taraftan azalırken diğer taraftan ayakta kalabilenler daha yüksek bedeller karşılığında özel hizmet vermeye başladı. Bu değişimi yakın bir gelecekte diğer meslek kollarında da görmeye devam edeceğiz.
En gelişmiş ülkelerde bile esnaf geleneği sürüyor
• Gelecek 10, 20 yılda Türkiye'de küçük esnafın yerini nerede görüyorsunuz?
Dünyada esnaf geleneğinin hiçbir zaman değişmeyeceğini varsayıyoruz. Çünkü dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile mahalledeki, sokaktaki, caddedeki esnaf sayısında bir düşüş yok. Ancak bunlar hem çeşit bakımından hem de teknolojiyi kullanma bakımından kendilerini değiştirebiliyorlar. Dolayısıyla küçük esnafın yok olması ekonomiyi olumsuz etkileyeceği gibi yıllardır süre gelen bir kültürü de bitirmiş olur. Benim takdirime göre küçük esnafın bitmesi mümkün değil. İnsanların gelir seviyesi arttıkça zaten butiğe yani küçük olana yöneliyorlar. Maddi geliri çok yüksek olan biri konfeksiyoncudan kıyafet almak yerine kendi kıyafetini butikten alıyor ya da özel dikim yaptırıyor. Bu da demek oluyor ki terziler hep var olacak. Mahalle bakkalı hep var olacak. Belki bakkalın sattığı ürünlerde değişiklikler olacak ama bu meslek bitmeyecek. Değişen talebe göre küçük esnaf da kendini yenileyerek ayakta kalacak. Küçük esnafın yok olmaması için tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de korunması, desteklenmesi ve geliştirilmesi şart.