Çakmacılar, Taklitçiler Hortladı

Eski kirası 15 bin TL olan 25-30 metrekarelik dükkanlar 30 bin liradan hemen taklit ürün satanlar tarafından kiralanıyor. Gazeteci Özge Yavuz, İstanbul'da Kapalıçarşı ve Mahmutpaşa'nın nabzını tuttu.

Koronayla birlikte azalan alışveriş, AVM’lerde olduğu gibi caddelerdeki mağazaların da cirosunu düşürdü. Mahmutpaşa’da 25-30 metrekare ve aylık kirası 10-15 bin TL arasında bulunan dükkanların işletmecileri, düşen ciroları nedeniyle mal sahiplerinden indirim istediler. Mal sahipleri de indirim bir kenara dursun, mağazaya iki katı para ödeyen kiracılar bulmaya başladı. Kim mi bunlar? Çakma ürün satan esnaf. 50 metrekarelik bir dükkana 55 bin TL kira ödeyen taklitçiler, son bir yıldır bölgeye yayılmaya başladı. Bu kadar yüksek kirayı nasıl veriyorlar, bu kadar ciro yapabiliyorlar mı, bunu kimse bilmiyor. Ama aldığım bilgilere göre eski kirası 15 bin TL olan 25-30 metrekarelik dükkanlar 30 bin liradan hemen taklit ürün satanlar tarafından kiralanıyor. Müşterisi bol olan mal sahipleri de eski kiracılarına indirim yapmıyor.

Çarşıyı ele geçiriyorlar

Mahmutpaşa’da başlayan taklit ürün furyasının Sultanhamam’a doğru inmesinden kaygı duyan esnaf, mal sahiplerine karşı gücünü kaybediyor. Caddedeki dükkanlar için ödenen hava paralarının da 1, 1.5 milyon TL’ye kadar çıktığı iddia ediliyor. Fatih ilçesi sınırlarında, bir taraftan Topkapı Sarayı, diğer taraftan da Edirnekapı'ya kadar uzanan Tarihi Yarımada, taklit cenneti olma yolunda hızla ilerliyor. Eminönü, Kapalıçarşı, Mahmutpaşa, Sultanhamam’dan Unkapanı Köprüsü’ne kadar olan bölgede binden fazla taklit ürün satıcısı olduğu tahmin ediliyor. Bu bölgedeki dükkanları son bir yıldır hızla topladığı belirtilen taklitçiler, çantadan ayakkabıya, kemerden monta onlarca çeşit ürün satıyor. Dünyaca ünlü markaların binlerce liralık ürünlerini 7080 liradan başlayan fiyatlarla müşteriye sunan taklitçiler, bireysel tüketiciye olduğu kadar toptancılara da mal veriyor.

İzzet Stamati: ‘Şoke oldum’

Türkiye’de tekstil ve aksesuarda taklit ürün pazarının 3 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Geçtiğimiz son iki yıla kadar özellikle Kapalıçarşı’ya sıkça düzenlenen taklit ürün baskınlarının ise son dönemde azaldığı belirtiliyor. Konuyla ilgili görüşünü aldığım Tescilli Markalar Derneği Başkanı İzzet Stamati, Mahmutpaşa, Sultanhamam ve Eminönü bölgesini gezip taklitçi mağazalarındaki artışı gördüğünü ve şoke olduğunu söyledi. Durumun oldukça üzücü olduğunu ifade eden Stamati, “Yabancı markaların olduğu kadar yerli markalarımızın da taklitlerinin yaygın olduğunu farkettim. Dükkanlar el değiştirmiş, taklitçiler artmış. Acilen bu durumla ilgili önlemler alınması gerekiyor” diyor.

Sanal pazarda cirit atıyorlar

Koronayla birlikte artan online ticaret ne yazık ki taklitçilerin de önünü açtı. Tekstilden ayakkabıya, çantadan elektroniğe onlarca üründe taklitleri piyasaya süren satıcılar, online platformun vermiş olduğu uçsuz bucaksız rahat ortama da kavuşmuş oldu.

Dernek olarak taklit konusunu sürekli dile getirdiklerini ifade eden Stamati, ürünlerin mağazalar dışında online kanalda da yaygın olarak satılmaya başlandığına dikkat çekerek şunları anlattı: “Geçen gün bir arkadaşım bilinen bir online alışveriş sitesinden ünlü bir markanın ayakkabısını aldı. Aynı ayakkabıyı ben orijinal bir mağazadan almıştım. İki ürünü karşılaştırdık. Çok ufak farklarla yeni alınan ürünün sahte olduğunu tespit ettik. Hemen iade ettik. Buradaki tehlike çok daha büyük. Anadolu’nun en ücra köşesindeki bir tüketici orijinal diye sahte ürünü alabilir. Online kanala da müdahale edilmesi gerekiyor.”

'Birini kapatıyoruz diğerini açıyor’

Taklitle mücadelede yıllardır yüzlerce dosyayla ilgilenen Kahveci Avukatlık Bürosu’nun sahibi Vehbi Kahveci de, artık taklitteki en büyük pazarın sanal ortam olduğunu söyledi. Peki bu alanda hiç denetim yok mu? Kahveci, taklitçileri mantara benzeterek, “Sanal ortamda elbette denetim yapılıyor tabii ama bugün kapattığınız bir yeri satıcı ertesi gün başka bir isimle açabiliyor. Orayı kapatıyoruz, bir başka isimle tekrar açıyor” diyor. Taklitte iç pazara satışların artması kadar bu işin yabancı ülkelere de mal satma yönünde genişlediğini anlatan Kahveci şöyle devam ediyor: “Şimdi dış pazara kayma var. Ve son dönemde taklidin en büyük yıldızı da parfüm. Yurtdışına TIR’larla parfüm gönderiliyor. Dolayısıyla polisin de son dönemde yakaladığı ürünler parfümden oluşuyor. Korona nedeniyle Türkiye’den taklit ürün alan turist artık gelmiyor. Türkiye’de taklit ürün pazarı da boyut değiştiriyor. Örneğin son olarak Doğu Beyazıt’ta binlerce taklit göz kalemi yakalandı. Gümrük kapılarında ciddi çalışmalar var şu an.”

‘Topyekün savaşmak şart’

Uzun yıllar İtalyan Paul&Shark markasının Türkiye temsilciliğini ve Tescilli Markalar Derneği’nin başkanlığını yapan Selçuk Güzenge de, son dönemde taklitle mücadelede bir vurdumduymazlık olduğunu söylüyor. Yabancı markaların piyasayı boş bırakmasından dolayı taklidin arttığını belirten Güzenge, perakendede gündemin COVID-19’la birlikte değiştiğine vurgu yapıyor. Markaların düşen cirolar nedeniyle şu andaki en büyük gündemlerinin AVM kiraları olduğunu belirten Güzenge, şöyle devam ediyor: “Şu anda bütün markalar kira savaşında. Dolayısıyla taklit ürün piyasası göz ardı ediliyor. Bu konu bir müddettir ihmal ediliyor. Markalar taklitçilere yapılan operasyonlar için her müdahaleye ayrı para ödediklerinden bu durumu ağırdan almaya başladılar. Piyasayı boş bıraktılar. Halbuki taklit operasyonlarının şikayete bağlı bir suç olmaktan çıkması lazım.”

Bu haber Dünya Gazetesi'nden Özge Yavuz'un özel haberidir. 

Bakmadan Geçme