Hisseli Harikalar Kumpanyası ya da Ali Babacan'ı Takdimimdir

- Bu yazı www.esnafhabertv.com ile birlikte 10 Aralık 2019 Salı günü Hürses Ekonomi  Gazetesi'nde yayınlanmıştır- Türkiye’de İslami gelenek  (Siyasi İslami Hareket, Milli Görüş, Radikaller) milliyetçi, mukaddesatçı, muhafazakâr iklimden gelenler; ister 68 kuşağı olsun, isterse kıyısından, köşesinden bir şeylere müdahil olanlar, sağın tüm hallerini teneffüs etmiş ise “Babacan” soyadı onların yüreklerini sızlatır. Bir o kadar da dudaklarının kenarında gülümseme, bir gururlanma belirir. Hatice Babacan, Cumhuriyet’in laikçi elitlerinin hazımsızlığının, millet ve iman karşıtlığının örtüsünü başını kapatarak açmıştır. Deli raporu alınmak istemesine karşın okuldan atılmayı göze alıp bir metrekarelik bezden vazgeçmeyen bir kadındı. Yukarıda zikrettiğim kesim Ali Babacan’ı hep bu nedenle sevdi. Belki de sevmek için neden aradı. Bu aklına yattı, işine geldi. Halbuki Özdemir Erdoğan bir şarkısında “Sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir” der ya onun soğuk ve ifadesiz duruşunda bile hatıraları ağır bastı. Soyadının sevecenliği fakir fukaraya, garibana, vatan muhiplerine değil, Boğaz’a  “Millete karşı fildişi kulelerden bakanlara “Babacan”lık yaptı. Rolü buydu. Rolü dışına çıkmadı. Birçok kişi gibi o da kendisinin “Ali Babacan” diye yazılıp  “Abdullah Gül” diye okunduğunu çok iyi biliyordu. Niyet aldı yeni parti için yola çıktı. Siyasetin dönüşümüne merkezlik yapacak Habertürk grubunun ekranlarında kamuoyunun önüne Fatih Altaylı tarafından çıkarıldı. İşin aslı görücüye çıktı. İlkesel bağlarını, yol haritasını anlattı. Artık onu kimse tutamaz. Ali Babacan siyaset için yeni bir umut durumundadır. Ali Babacan bir vakıa olarak önümüzdedir. ANAP Genel Başkan Vekilliği yapmış Abdülbaki Erdoğmuş “İyi bir eğitim almış olmak, işinde, görevinde başarılı olmak, edep, nezaket sahibi olmak, beyefendilik, dürüstlük, doğruluk gibi vasıflara sahip olmak bir siyaset adamı için ‘karizma’ değil de nedir? Sayın Babacan’ı önemli, değerli kılan tam da bu özelliklerdir. “ sözleriyle değer biçtiği Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu gibi vuruşarak yeni bir siyasete yelken açmıyor. Yeni siyaset Yeni Demokrasi Hareketi’ni başaramayanların Ak Parti’nin ilk yıllarında gerçekleştirdiği Avrupa Birliği muhipliğinin, evrensel değerler üzerinden yeniden pazarlanmasıdır. Davanın Delisi, Ali'si Olmadı ! Ali Babacan bir davanın delisi olmadı olmasına da “Alisi” de olamadı. Erdoğan’ın çıkarttığı söylenen ancak çıkarmadığı görülen gömleğin sahibi “Milli Görüş”ün de Ak Parti’nin de Ali’si olmadı. Zira o’na kimse ‘davayı sattı, ihanet etti” deme durumunda değildir. Ne Mücahid Erbakan diye slogan atmış, ne de başörtüsüne uzanan eller kırılsın diyerek halasının yüreğini soğutmuştur. Kimse Ali’ye Zülfikar vermedi ki davanın kılıcını sallasın… Nitekim o Avrupa ve Amerika kıtası büyüklüğündeki kriminal ve spekülatif para yükünü Kemal Derviş kadar sadakat ile bir o kadar maharetle korumuştur. Hatırlarsınız 1 Mart tezkeresinde ABD ile yapılan “At pazarlığı”nı…Müzakere masasında Nuh deyip peygamber demeyen Ali Babacan vardır.  Paranın kesemeyeceği baş, açamayacağı kapı, önünde övünçle resim çektiremeyeceği dağ var mıdır? Bilderberg toplantılarına yedi kez katılırken sıradan bir dinleyici, şimdi ise konvansiyonel bir uygulayıcıdır. Şimdi “Yıllardır bir başkası olmaktan yorulan kalbine” karşın muhterem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan Yardımcısı, Dış İşleri Bakanı, Hazine Bakanı Ali Babacan’a diyecek/diyebilecek neyi vardır? Neşet Ertaş’ın “Kendim ettim kendim buldum, gül gibi sararıp soldum”  şarkısını söylemesinin sırası değildir. Çünkü onu keşfeden, yetiştiren, koşturan, elini omuzundan, nefesini ensesinden eksik etmeyen 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dür. “Bir bölen” olmayacağı için Ali Babacan’ı eski liderine, kendisine “Abdullah Bey kardeşim” diyen Erdoğan’a karşı meydana çıkartmıştır. Demem o ki; önde görülen kadro hareketinin sözcülüğünü yapan Babacan’ın suflörü kendisinde daha güçlü vizyona ve manevra kabiliyetine sahiptir. Peki kim diyecek şimdi? Ali Babacan kimdir? Çıkrıkçılar’ın tanınmış esnaflarından Hilmi Babacan’ın tek oğlu Ali Babacan dört kardeş içinde tek erkek çocuğudur. Tüccar olmayacağını bildiği için baba Hilmi Babacan onu TED Kolejine gönderir. Daha sonra ODTÜ’de yüksek öğrenime devam eder. Baba muhafazakâr bir ailenin zengin ferdi olarak daha çok iş adamların rağbet ettiği şimdilerde Erenköy Cemaati olarak bilinen ancak geçmişte MSP-AP çizgisinde bocalayan merhum Mahmut Sami Ramazanoğlu Hocafendi’nın vefatıyla ANAP’a kayan bir silsilenin içindedir. Ankara’da Merhum Rıza Çöllü hocanın sohbet halkasındadır. Ali Babacan’ın ABD yolculuğunun en büyük referansı merhum Erbakan Hocamın hürmet ettiği Prof. Dr. Ahmet Rumeli’dir. Rumeli Hoca,  Abdullah Gül’ün Suudi Arabistan’da yakın çalışma arkadaşıdır. Korkut Özal’ın yakın ahbabı…(Babacan vefa örneği olarak Dışişleri Bakanlığı döneminde Rumeli Hoca’nın oğlu Mustafa Rumeli’ yi özel kalem müdürü yapmıştır)  İlk patronu Melih Gökçek Babacan ABD’den döndüğünde Abdullah Gül onu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı danışmanlığına getirir. Melih Gökçek, konuyla ilgili şunları söyledi: ”Ali Babacan’ı bana Abdullah Gül önerdi. ‘Ali işine çok yarar’ dedi. O zaman aramız iyiydi. Gerçekten çok işimize yaradı. Belediyenin düğümlenmiş finans işini halletti. Karayalçın’ın batırdığı paraları kurtardı” Ali Babacan baba ocağından sonra ilk iş hayatına Melih Gökçek’in yanında başladı. Gökçek’in yanında çalışmak kaç siyaset doktorası eder size göre? O dönemde Çıkrıkçılar Yokuşundaki dükkân 1994 yılında Siteler’e taşınır. Ara sıra ticaretin hesap kitabına bakar. Kız kardeşleri zaten dükkânda çalışmaktadır. O dönem İstanbul yolunda yeni bir merkez için arazi alınır. Arazi komşusu kimdir size göre? İpek Grubu…Akın İpek ile yan yana inşaatları yükselir. Aile içinde binaların yükseldiği gibi bir ilişki daha yükselecektir. Kız kardeşi Betül Dinçer YOYAV’ın Melek annesinin sohbet halkasındadır. Hatta bu ilişkinin düzeyini bir gün Hilmi Babacan hayretle anlatacaktır: -Bu nasıl zenginlik kardeşim. Her sohbette katılanlara (tanesi şimdilerde 1000-1500TL’ye varan) ipek başörtüsünü bu kadın nasıl hediye ediyor? Şaşıyorum. Betül Dinçer’in eşi Kıvanç Dinçer TÜBİTAK’da görevli iken 15 Temmuz sonrası ABD’ye yerleştiğini de hatırlatayım. Konu kız kardeşlerden açılmışken diğerleriyle ilgili de notlar vereyim. Tuğba Türker’inin eşi Selahettin Türker’i Saraçlar çarşında çeyiz dükkânı işletirken dükkânını bırakarak TELEKOM Biriktirme ve Yardım Sandığı’nın Genel Müdürlüğüne geldi. Halen bu görevde diğer kız kardeş ise Dr. Merve Akın eşiyle birlikte Numune Hastanesindeyken Kamu Hastaneleri Başkan Yardımcılığına yükselen  Merve Hanım, şimdi ABD’de…Türkiye’nin  New York Büyükelçiliği Sağlık Ateşesi… Bakan Adayına İmaj Mekar 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Fazilet Partisi’ne genel başkan adayı olduğunda şimdilerde herkesin şerrinden köşe bucak kaçtığı grup başkanvekili bana sordu: -Abdullah Bey’in adaylığına ne diyorsun? -Affına sığınırım mayın eşeği oldu. Sayın Erdoğan dediği gibi bölen olmadı, Erbakan’a karşı çıkıp aday olmadı. Abdullah Bey’i patlattılar ancak o bunların altında kalmaz. Yeni siyasi organizasyonu o kurar… -Ya kazanırsa Erbakan hoca ne diyecek, ne yapacak? -“Ooo Maşallah Abdullah Bey bizim kardeşimizdir. Allah yolunu açık etsin. Cihada devam” der… Ama Recai Bey seçimleri kazanır. Kutan seçimleri kazandı. Gül ve arkadaşları parti de durmayacaktı. Fazilet Partisi’nin kapatılmasını bekliyorlardı. Gül’ün kurduğu Politik Araştırmalar Merkezi (PAM-SETA’nın daha önceki ismi) çoktan yeni partinin her şeyini hazırladı. Erdoğan’ı kurucu yapmak istemediler. Abdullah Gül, genç gelecek vaat eden  Ali Babacan’ı kurucu kuruluna yazar. Babacan’ın eşinin anlattığına göre “Parti kurulurken, ısrarlar üzerine eşim haftada birkaç gün ilgilenirim diye girdi partiye. Sonra her gününü ayırır hale geldi.” Ak Parti’ye gidip gelirken birkaç toplantı sonrası baba Hilmi Babacan sorar: -Ali, Tayyip Erdoğan nasıl biri ? -Baba çok iyi adam ama çok küfür ediyor. -İyi, İşini sağlam tutuyor o zaman ! Abdullah Gül seçimlere giderken kendisinin Başbakan, Babacan’ın Bakan olacağına karar vermiştir. Hayrünnisa Gül bile bunun farkındadır ki “Eşim  Başbakan olacak” diye İngilizce kurslarını hızlandırmış, “Fırst Lady” olmaya hazırdı. Gül, basın müşaviri Ahmet Hamdi Takan’ı odasına çağırır ve Babacan ile tanıştırır. -Ahmet, Ali’de senin gibi TED’li Ali’nin imaj maker’i sen olacaksın. Televizyonda nasıl konuşacak, nasıl duracak, saçını nasıl tarayacak? Hepsini öğreteceksin… Ahmet Takan operasyonel medya yönetimi konusunda mahirdir. Medya için ekran yüzünü hazırlamıştır. Aradan geçen yıllar Babacan’ın sırtında bir vagon, kaldıramayacağı bir yük olmadı. Ailesi, akrabaları bile olmadı. Ne İran’daki amcası, ne de annesinin akrabaları. Dedesi  Bahattin İbil’in akrabalarından ancak  Ulucanlar’daki oğlu ile muhabbeti vardır. O da dükkanın isminde anlaşılacağı gibi Pehlivanoğlu muhabbetidir. Hilmi Babacan’ın yeğenleri Ankara Gülveren’de kahvehane işletirler. Babacan bırakın çaylarını içmeyi isimlerini bile bilmez.  2007 yılında amca oğlu Er Erkut Babacan Bitlis merkeze bağlı Çeltikli Jandarma Karakol Komutanlığı'na yapılan saldırıda şehit düşmüştü. O gün ABD’de olan Babacan ancak Abdullah Gül’ün baskısıyla taziyeye gidebilmiştir. Anlaşılacağı üzere Ali Babacan’ın akraba vagonu yoktur. Bu yüzden boşuna “Ali Babacan yazılır Abdullah Gül okunur”  demiyor muyuz? Gül’ün başdanışmanlarından birinin şaşkınlık ifadesiyle anlattı bir olay halen aklımdadır: “-Gül’ün Başbakanlığı döneminde ekonomik bir olayla ilgili Ali Babacan’ın açıklamalarına Abdullah Gül çok kızmıştı. Babacan odasındayken beni çağırdı. Koşarak gittim. Kapıyı çaldım. Ama ses çıkmadı. Aniden açtım. Abdullah Bey, Ali Bey’in sırtına ellerini yumruk yapmış bir şekilde bir yandan şefkatlice dokunuyor, bir yandan da söyleniyor: -Ah Ali, Ah… ! Ne yaptın?” Vel hasılı Ali Babacan hayatının bir bölümünü hiç bilmiyoruz. Hangi takımı tutar, neye kızar? Ne okur? Ne seyreder? Bilen var mı beri gelsin?  Eliyle boynundaki et benlerine devamlı dokunmasını saymazsanız belirgin bir “tik”ide bulunmuyor. Ali Babacan gençler tarafından “rol model” kabul edilecek hasletlerini de bilmiyoruz. Unutmadan Ali Babacan para yönetiminde oldukça titizdir. Biri ön diğeri arka cepte çift cüzdan taşır. Kimine göre biri boştur, kimine göre ise ikisine de eşit para konur.  Bu gelenek dededen babaya, ondan da Ali Babacan’a geçmiştir. . Babacan'ı kim yakın takibe aldı, kimden din dersi alıyor? Ak Parti’den milletvekili seçilmesine karşın kabinede yer aldığı dönemde Abdullah Gül’ün  “Neden aday oldun?” dediğini biliyoruz. Yeni kurulacak siyasi harekette Ali Babacan’a yakın markajda bulunan adeta “Kayyum” gibi Beşir Atalay vardır. Babacan’ın evinden çıkıp, evine geri dönmesine kadar her süreçten haberi vardır. Yeni programların yazılmasında etkin, yetkin tek isim o dur… Babacan’ın her gün neredeyse rahle-i tedrisinden geçtiği diğer bir isim de Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’dur. Diyanet İşleri eski Başkanı Ak Parti’nin Alevi açılımını ve Diyanet’in bu konuda etkin rol almasını, “Cemevleri” ne yönelik  tarikat ve cemaatlerin getirdiği  "Yarın ahirette Ya Rabbi ben Ehli Sünnet’i bu yüzden öğrenemedim. Davacıyım” şeklindeki defansını Erdoğan’ın kalesine şu şekilde gole çevirmişti: “Kerbela’yı Kabe’nin alternatifi olarak görmediğimiz gibi. Diyanet İşleri Başkanlığı dışında, ikinci bir Alevi Diyaneti’nin kurulmasını Türkiye’nin yerleşik diyanet ve cumhuriyet anlayışına aykırı görürüm. Bunun yapılması, Diyanet’i de bir mezhebe ve meşrebe bağımlı kılmak demektir. Bir yerin, ibadet yeri olup olmayacağı kararı kanun konusuysa, biz de siyasetçilere, ’Haccı Türkiye’de yapmayı mümkün kılan bir kanun çıkart’ deriz.” İlahiyat kökenli bir siyasetçi ziyareti sırasında Babacan ve Bardakoğlu’nun “Ulu’l- Emr” konusunu konuştuğunu, kendisine yöneltilen sorular karşısında susma hakkını kullandığını anlattı. Babacan çocuklarının da dini eğitimini eksik etmedi. Davutoğlu gibi çocuklarının dini eğitimi için Melek İpek’in eğitimci kadın hocalarından Fatma Hanım’dan istifade etti. Kendisi gibi TED mezunu olan eşi Zeynep Ülkü Babacan, Muhammed Hamidullah’ın “Allah’ın elçisi Hz.Muhammet” kitabının İngilizce’den tercümesini yapmış bir isim. Ali Babacan, Hacettepe Üniversitesi’nde okuyan kız kardeşinin okul arkadaşı olan Zeynep Ülkü (Yurter) Hanımefendi ile üniversite okurken evlendi. Zeynep Hanımın  daha sonra başörtüsünü tercih ettiği belirtiliyor. Babacan’ın bir de işin küresel boyutu var. O süreci azgın bir boğa gibi yöneten  yatırım şirketi Merrill Lynch’in önemli yöneticilerinden Mehmet Şimşek…Erdoğan’ın Şehir Üniversitesi konusunda Davutoğlu, Babacan ile birlikte suçladığı Mehmet Şimşek…2005 yılında bıraktığı Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar Bölümü Başkanlığı görevini daha çok Körfez ülkeleri merkezli götürüyor. Türkiye’ye gelecek yatırımcılar bu yüzden hükümetten önce onun kapısını çalıyor. Her gelen yatırımcıyı elemeden geçirdikten sonra Türkiye’de yatırım için önce istikrar, onun için önce Babacan” diyor. On gün geçmeden İngiltere’de yuvarlak masa toplantısında Babacan’ın karşısında oturanlar var. Mekân sahibi de tanıdık mı tanıdık. Kayınpederi 60’ıncı iş yaşını kutlarken, o gelecek iktidara yatırım yapıyor. Damat, damatları sever. Son olarak finanse ettiği Oval Ofis görüşmesinden sonra şimdi Jeff Bezos’un adına medyayı mı şekillendiriyor dersiniz? Hisseli Harikalar Kumpanyası 2020 ile perdelerini açıyor. Hep omuzlarda taşınan, siyasete bu kez siyasi parti genel başkanı olarak girecek olan Ali Babacan’ı takdimimdir. (Fotoğraf: Yıllardır Ali Babacan AŞ'nin genel Müdürlüğünü yürüten Şatılmış Sarıkaya'nın özel arşivindendir) https://www.hurses.com.tr/fehmi-calmuk/hisseli-harikalar-kumpanyasi-ya-da-ali-babacani-takdimimdir/haber-30949

Bakmadan Geçme