Kuraklık yaklaşıyor:

Pandemi sürecinde yaşanan birçok sıkıntının arasına susuz kalan barajlar, kuruyan göletler ve kuraklık tehlikesi de eklendi. Son 14 yılın en kurak yılını geçiren Türkiye uzmanların öngörüsüne göre bu şekilde devam ederse 2030 yılında susuz kalacak.

Kentlerin  yaşadığı su sorununu Hazal Ateş  “Su Sesi Hayattır!” başlılığıyla Sabah Gazetesinde ki köşesine taşıdı.

“Yaşamın ta kendisi! Akarsa nehir, coşarsa şelale, durursa göl olan, hayat veren… Toprağı aşındıran, derin vadileri meydana getiren. Kayalardan bile güçlü olan... Ferahlık, temizlik, sağlık. Susadığında her damlası deryadan bile kıymetli… Kim demiş ki rengi, kokusu, tadı yok! Her zerresi değerli, kutsal olan… Bir bardak sudan daha büyük mutluluk var mıdır? Sesiyle de ruhu dinlendiren, derde deva yüzyıllardır. Atalarımız ne de güzel söylemiş; "Bir damla deyip geçme. Yeri gelir ayırır dostu düşmandan. Yeri gelir taşırır suyu bardaktan!" Suyu boşa tüketmek hayatı yok etmektir aslına. Değerli yazarımız Mehmed Uzun "Mirim hayat dört ses sayesinde hayattır halâ; Yüreğin sesi, kadın sesi müzik sesi ve su sesi" diyor.”

Yazısında Türkiye’nin kuraklık yaşayan ülkeler arasına girebileceğini yazan Ateş tüketicilere su tasarrufu yapmayı önererek bunu nasıl gerçekleştirebileceklerini anlattı.

“Su artık mücevher değerinde! Su sıkıntısı yaşayan ülkeler arasındayız. Yarın kuraklık yaşayanlar arasına da girebiliriz. Su tehdidi kapımızda! Etkili ve tasarruflu bir su yönetimi zorunlu! Kuraklık eylem planı devreye giriyor. Buharlaşmayı önleyecek yer altı barajları, suların toprağa gitmesini önleyecek altyapı desteği daha birçok tedbir devreye giriyor. Bu yıl su tasarrufu kampanyası başlatılacak. Evde su tasarrufundan başlamaya ne dersiniz? Damlayan musluğu sabitleyin, diş fırçalarken, tıraş olurken musluğu mutlaka kapatın. Küveti doldurmak yerine duşu tercih edin. Sebze ve meyveleri kapta yıkayın, bulaşık ve çamaşır makinesini tam doldurun. Duş başlığı, bulaşık makinesi, musluk yenilerken su tasarruflu ürünleri tercih edin.”

Hazal Ateş köşe yazısında Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Turgay Türker’in "İki nehrin büyüsü" isimli kitabına da dikkat çekerek Turgay Türker’in kitapta insanın suya duyduğu aşkın uygarlıkları nasıl şekillendirdiğini anlattığını belirtti. Ateş yazısını şu paragrafla sonlandırdı.

"Şiirlere, türkülere, kitaplara, filmlere konu olan su! Sevgili arkadaşım Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Turgay Türker "İki nehrin büyüsü" kitabında insanın suya duyduğu aşkın uygarlıkları nasıl şekillendirdiğini anlatıyor. 'Anadolu'daki su uygarlığından su yollarının ustaları Urartulara, suya felsefe yazan Yunanlılardan su imparatorluğu Roma'ya… Aşk ve hasretin bahçesi Babillerden Boğaz'daki ilk köprüye…' Türklerin imza attığı çeşmeler, şadırvanlar, sebiller, yunaklar, hamamlar… Cennet suyu; Zemzem'den savaşmaya değer Hicaz sularına… Kitabının her satırı "çatlayan toprağa damlayan su" tadında, TRT'de harika bir belgesel olacak nitelikte. Turgay'ın deyişiyle, "İnsan suya anası, sevgilisi gibi bağlıdır. Onsuz yaşamak mümkün mü?" Su gibi geçen şu ömürde suyun kıymetini bilelim. Güzel bir hafta diliyorum."
 

Bakmadan Geçme