13 maddede buhrandan çıkış reçetesi

Kılıçdaroğlu Türkiye'nin ekonomik buhrandan nasıl çıkacağını 13 maddede açıkladığı TBMM grup toplantısında esnafın sorunları ve çözüm önerilerine de geniş yer ayırdı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM CHP Grup Toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu Türkiye'nin ekonomik buhrandan nasıl çıkacağını 13 maddede açıkladığı toplantıda esnafın sorunları ve çözüm önerilerine de geniş yer ayırdı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında “esnaf”tan bahsettiği bölümler şöyle:

“Efendim, Uşak, Manisa ve İzmir’deydim. Yoğun bir programdı, vatandaşlarla beraber olduk, çiftçimizle, esnafımızla, sanayicimizle, sokaktaki vatandaşlarla beraber olduk, onları dinledik. Herkesin derdi var, kabul etmek lazım, ama herkesin. Allah rızası için dertsiz bir kişiyi dahi görmedim; bir kişiyi bile, herkes burnundan soluyor. Onlara umut vermeye çalıştım, karamsar olmamalarını istedim, bunu düzelteceğimizi söyledim

Ben Uşak’tayken, Manisa ve İzmir’deyken arkadaşlarım da Van’daydı, bir kısım arkadaşım da Van’daydı, onlarla da görüştüm nasıl Van diye. Aslında diğer illerde karşılaştığımız sorunların bir benzeri de orada, ama en temel sorunları onlar diyorlar ki; “Kapıköy sınır kapısı açılmıyor.” Van Ticaret Sanayi Odası, Esnaf Odası, barolar, sivil toplum kuruluşlarının tamamının ortak görüşü “Kapıköy sınır kapısı açılsın” diyorlar. Pandemi dolayısıyla, eğer bu pandemi dolayısıyla kapalıysa diyorlar ki; “Habur sınır kapısı, gene pandemi var, fakat orası açık. Kapıkule sınır kapısı var, orası açık, neden İran’la olan ilişkilerimizde Kapıköy sınır kapısı kapalı.” Bu en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün esnafı derinden etkilemiş. Vanlılar şöyle düşünüyorlar: Acaba hükümet bilinçli olarak mı burayı kapatıyor Vanlıları cezalandırmak için? Biz de uğraşacağız, eğer açamazsak bilinçli olarak Vanlıları cezalandırma konusundaki düşüncede haklı olabilirsiniz. O zaman ne yapacaksınız? Yarın önünüze sandık gelecek. Demokrasinin gereği olarak sandığa gideceksiniz ve oy kullanacaksınız. Oyu nasıl kullanacaksınız? O sınır kapısını açmayan iktidara ders vererek oy kullanacaksınız. O zaman ben de sizi alkışlayacağım.”

Vatandaş burnundan soluyor

“Değerli arkadaşlarım, az önce söyledim, Manisa’da, Uşak’ta, Aksaray’da, İzmir’de vatandaş gerçekten burnundan soluyor. Ekonomi felaket vaziyette, uzun süredir bu böyle devam ediyor. 2018’in 11 Ağustosunda, İstanbul’da bir basın toplantısı yaptım. O zaman ekonomik krizle karşı karşıyaydık ve ekonomik krizden Türkiye nasıl çıkar diye 13 madde halinde bir açıklama yaptım, basın toplantısı yaptım. Kimseyi eleştirmedim. Yani bir ekonomik kriz geliyor kapımıza, bu krizi nasıl atlatırız diye 13 madde halinde açıkladım. Dediğim gibi kimseyi eleştirmedik, ama bunların yapılması lazım dedik, bunlar olmazsa kriz derinleşir ve ileride buhrana dönüşür dedik. Ama hiçbirine uyulmadı; ben ekonomik krizden nasıl çıkılır diye 13 madde halinde düşüncelerimizi anlatırken onlar döndüler, bizi suçladılar. Memlekette kriz yok kardeşim, nereden çıkardın, siz ekonomiyi ne bilirsiniz gibi bir sürü laf saydılar, ama bugün artık ekonomide bir buhranın olduğunu hepimiz biliyoruz. 10 milyonu aşkın işsizimiz var. Pazar artıklarından beslenen binlerimiz var, çocuklarımız var, kadınlarımız var. Siftah yapmayan esnafımız var. Ektiği ürünü satamayan çiftçimiz var. Ürettiği sütü birilerinin istediği fiyatla satmak zorunda kalan üreticilerimiz var ve dolayısıyla biz 2020’de bir buhranın içine düştük. Yine bir sorumlu olarak değerli arkadaşlar, 18 Mayıs 2020’de, yani 2 yıl sonra yine ekonomik buhrandan nasıl çıkarız diye çıkıp yine bir basın toplantısı yaptım, 16 madde ve yine kimseyi suçlamadım. Bu ekonomik buhrandan nasıl çıkılacağını anlatmaya çalıştım. Çıkıp şunu söyleyebilirlerdi: Efendim, eksik söyledi, yanlış söyledi, şunun olması lazım, siz bu işleri bilmiyorsunuz demesi lazım. Tık yok, herhangi bir yorum da yok, ama olay aynen devam etti ve en sonunda 12 Mart 2021’de Erdoğan ekonomi reformları tanıtım toplantısı yaptı. Biz de bekliyorduk herkes gibi, bütün ekonomi yazarları, sanayi odaları, ticaret odaları, esnaf odaları, ziraat odaları herkes bekliyor. Ekonomide hangi reformları yapacak ki, ekonomik buhrandan çıkmış olalım? Dağ fare doğurdu. Beklenen hiçbir şey olmadı, zaten bir heyecan da yaratmadı. Yapamayacaklarını ben gayet iyi biliyordum. Neden diye soracak olursanız, 2002’den bu yana 16’sı istihdamda teşvik olmak üzere toplam 23 reform paketi açıkladılar. 23 reform paketi, açıklanan her reform paketinden sonra, onların reform paketinden sonra işsizlik arttı. Döviz tutulamadı, istihdam düştü, ekonomide giderek bir kötüleşme ve gerçek anlamda bir ekonomik buhran ortaya çıktı. Bunları yapamazlar, Türkiye’nin sorununu bunlar çözemezler. Bunların Türkiye’nin sorunlarını çözme kapasiteleri yok. Bunlar kontrolü kaybetmiş vaziyette, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Eski kalkınma planlarından, eski programlardan cümleleri kopyalamışlar, alt alta yazmışlar ve biz ekonomiyi böyle düzelteceğiz. Öyle düzelmez ekonomi, ama haklı olarak vatandaş bize sorabilir: Ey Kılıçdaroğlu, sen böyle diyorsun, ama peki, Türkiye bu ekonomik buhrandan nasıl çıkar, neleri yapacaksın, neleri düşünüyorsun? Hatta bazı arkadaşlar şunu söylüyorlar: “Bırak Erdoğan’ı kardeşim, sen ne yapacağını anlat” diyorlar. Şimdi onu anlatacağım.
Türkiye bu ekonomik buhrandan nasıl çıkar, Türkiye selamete nasıl kavuşur; onu anlatacağım.”

13 madde ekonomik reform ve buhrandan çıkış önerisi

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grup Toplantısında Türkiye'nin ekonomik buhrandan nasıl çıkacağını 13 maddede açıkladı.

İşte o maddeler:

1.     Kamuda israfa son verilecek ve bu husus halka taahhüt edilecektir.
2.     Herkesin can ve mal güvenliği, yani hukukun üstünlüğü sağlanacaktır.
3.     Devlet yönetiminde kesinlikle liyakat olacak, iş ehline verilecektir.
4.     Kuruluş kanunlarına göre bağımsız olan kurumların bağımsızlıklarına siyasi müdahale olmayacak ama bu kurumlar iktidarın hedeflediği büyümeye ve kalkınmaya odaklanacaktır.
5.     Devleti yönetenlerin, iç borçlanmada işledikleri “İlk Günah” bizim iktidarımızda asla olmayacaktır.
6.     Bir anayasal kurum olan “Ekonomik ve Sosyal Konsey”e işlev kazandırılacaktır.
7.     Bütçe disiplini sağlanacak, bütçe dışındaki fonların (Türkiye Varlık Fonu dahil) tümü bütçe içine alınacaktır. “Düyunu Umumiye”yi çağrıştıran “Borçlar Genel Müdürlüğü” kapatılacaktır.
8.     TBMM’de bir “Kesin Hesap Komisyonu” kurulacak ve bu komisyonun başkanlığı ana muhalefet partisine bırakılacaktır.
9.     “Ulusal Vergi Konseyi” kurulacak, vergide adalet sağlanacaktır.
10. TBMM adına kamu harcamalarını denetleyen Sayıştay’ın, uluslararası normlara göre denetim yapması sağlanacaktır.
11. Kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla mutlaka bir “Stratejik Planlama Teşkilatı” kurulacaktır.
12. Türkiye siyasetini mutlaka kirlilikten arındıracağız.
13. İzlenen kavgacı, “İhvancı” dış politikayı, “ Yurtta Barış, Dünyada Barış” eksenine oturtacağız. Hiçbir ülkenin iç işlerine karışmayacak, bütün ülkelerle iyi ilişkiler kuracağız."

Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği maddenin 5 ve 6’ncı maddeleri doğrudan esnafı da ilgilendiriyor. 13 madde de dolaylı olarak esnafı ilgilendiriyor.


Esnafı doğrudan ilgilendiren maddeler

İşte Kılıçdaroğlu’nun 5, 6 ve 13. Maddeleri detaylandırırken kurduğu cümleler:

“5. Öngöreceğimiz hedeflerden beşincisi devleti yönetenlerin iç borçlanmada işledikleri ilk günah bizim iktidarımız döneminde asla olmayacaktır. Ne demek devleti yönetenlerin işledikleri ilk günah? Türkiye Cumhuriyeti Devletinde kendi vatandaşınızdan Türk lirasıyla değil, dolarla borçlanırsanız bunun adı iktisatta ilk günahtır ve bunun maliyeti çok ağırdır. Diyorlar ya yerli ve milliyiz diye, zinhar ilgileri yok. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde geçerli para Türk lirası, sen kendi vatandaşından Türk lirasıyla değil, dolarla borçlanıyorsun. Maliyeti yüzde 90 arkadaşlar, devlete maliyeti yüzde 90. Kimin sırtına? İşte o esnafın sırtına, kamyon şoförünün sırtına, apartman görevlisinin sırtına, işsizin sırtına biniyor. İç borç stoku döviz cinsinden arkadaşlar, 2017 yılında yüzde 39’ken, dolarla yüzde 39’ken bugün yüzde 56’ya çıkmış durumdadır. Kim devlete borç veriyor dolarla, siz mi veriyorsunuz, ben mi veriyorum, esnaf mı veriyor, kim veriyor? Spekülatif kazanç sağlayanlar, kur yükseliyor kazanıyor, faiz alıyor kazanıyor, bu işin zararı sıfır, kârı en az yüzde 90. Yüzde 90’la Türkiye Cumhuriyeti Devleti soyulacak ve biz buna bakacağız. Asla ve asla izin vermeyeceğiz.


6. Bir anayasal kurum olan Ekonomik ve Sosyal Konseye işlev kazandıracağız. Ekonomik ve Sosyal Konseyi rahmetli Ecevit’in bu ülkeye getirdiği en önemli kurumlardan birisidir. Şimdi bunu kaldırıyorlar, daha doğrusu anayasal kurumu çalıştırmıyorlar. Kanunu da bitirdiler, duruyor orada, isim olarak Anayasada duruyor. Ne diyorlar? “Ekonomik Koordinasyon Kurulu kurulacaktır” diyor. Var zaten bu kurum, haberleri yok ya, var olan kurum bir daha kurulacak. Olur, bir daha kurun. Peki, bu kurulda kimler var? Cumhurbaşkanı yardımcısı, Hazine ve Maliye Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Ticaret Bakanı, Tarım ve Orman Bakanı, bazı üst düzey memurlar. Sen-ben-bizim oğlan oturup karar vereceğiz. Esnaf nerede, çiftçi nerede, emekli nerede, sanayici nerede, işsiz nerede, sendikalar nerede? Bunların hiçbirisi yok. Ekonomik Sosyal Konsey ne demek? Bir tarafta devlet var, ilgili bütün bakanlar, bir tarafta da sorunu yaşayanlar var. İşçisi, çiftçisi, emeklisi, memuru, sanayicisi, KOBİ’cisi, hepsi var. Sorunu yaşayan anlatacak, yaşadığı sorunu bunlar da çözecekler. Yan yana bile gelmiyorlar, biz getireceğiz değerli arkadaşlarım, Ecevit’in emanetine böylece sahip çıkacağız.

13. İzlenen kavgacı ve İhvancı dış politikanın tamamen değiştireceğiz. Yurtta barış dünyada barış eksenini oturtacağız. İhvancı dış politika mı olur ya? Mısır’dan, Suriye’den, Irak’tan kavga etmediğimiz kimse kalmadı. Kim zarar görüyor? Saraydakiler değil, bizim esnaf zarar görüyor, sanayici zarar görüyor, kamyoncu zarar görüyor, ihracatçı zarar görüyor, ithalatçı zarar görüyor, hepsi zarar görüyorlar.”

Bakmadan Geçme