Beklenen oldu. Ali Babacan partisini kurdu. Hayırlı olsun. Zaten dertli olan millete deva niyetine DEVA partisini kurdu. Demokrasi ve Atılım Partisi, onlar kabul etmezse de Milli Görüş geleneğinden gelen, geçmişte Ak Parti, Saadet, ANAP ve MHP’de siyaset yapmış savrulmuş isimlerle Ak Parti yerine monte edilecek yeni bir parti olarak boy gösterdi. Her ne kadar daha önce kaleme aldığım “Hisseli Harikalar Kumpanyası Ali Babacan’ı takdimindir ”yazısında dile getirdiğim bir hususu hatırlarsınız: “Ali Babacan diye yazılır, Abdullah Gül diye okunur” Parti kuruldu, kurulmasında 11’inci Cumhurbaşkanımızın eniştesi dışında yakın bir ismi göremeyince “Ali Babacan diye yazılır, Recep Tayyip Erdoğan diye okunur” diyesim geldi. Bunu okuyunca “Adam sende” der gibisiniz… Kurulan partinin bendeki ilk izlenimi Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümetine tahkimat yapan bir siyasi oluşum olması. Bunun gerekçelerini ele alalım. Partide Abdullah Gül’e yakın Tevhit Karakaya, Faruk Bayrak, Mustafa Baş, Haşim Kılıç, Abdülbaki Erdoğmuş gibi isimler yok. Onunla görüşen Kürt siyasetine yön vermiş Altan Tan, Haşim Haşimi gibi isimlerde bulunmuyor. Halbuki Karar Gazetesi’ne verdiği röportajda sayın Gül taşın altına elini sokmamış, neredeyse bedenini “(Babacan’ın partisini kastederek) Tabii ki destekliyorum. Ali Bey’in karakterine, eğitimine, bilgisine, siyaset üslubuna güvenen ve takdir eden bir insanım” sözleriyle ortaya koymuştu. Muhterem 11’inci Cumhurbaşkanı’nın açıklaması eşleri Hayrünnisa Gül’ün başlatmak istediği “intifada” ya start verdiğini gösteriyordu. Bu açıklamadan 10 gün geçmeden kurulan parti kimin damgasını, kararlığını taşıyor ve gösteriyor? Yeni kurulan parti Muhterem Abdullah Gül’ün “profesörlük tezi” olacağından o kadar emin olan çevreleri sukutu hayale uğrattı ki reel durum, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanlığı adaylığından sonra ikinci siyasi suikast olarak nitelendirilmişti. Meral Akşener’in adaylığına direnç göstermesi 2014 yılı sonrası Muhterem 11 ‘inci Cumhurbaşkanı için ikinci yenilgi sayıldı. Babacan Türkiye’ye DEVA olmak için yola çıkarken ekonomi bürokratları ağırlıklı kurmaylarıyla resmen yeni bir ekonomik tahkimatı gerçekleşeceğe benziyor. DEVA reçetesinde görünen o ki Abdullah Gül’ün imzası yok. Parti kurmayları bu gerçekliği ret etse de, bir bilen olarak 11’inci Cumhurbaşkanı’nı görse de tercihlerini yeni beliren koşullara göre Ali Babacan’dan yana yapmışlar. Dün akşama kadar listeye girenler, çıkanlar o kadar hızlı değişti ki sonunda “ne yaparlarsa yapsınlar” durumuna gelindi. Gül ve Babacan arasında ayrışmanın en belirgin nedeni: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi… Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Benim tercihim tam demokratik parlamenter sistemden yanadır.” Sözleri ayrışmanın en temel nedeni. Babacan “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” derken Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden vazgeçmiyor. Sistemin güçlendirilmesinden yana tavır koyuyor. Bunun en temel özelliği Başbakan statüsünde seçimle iş başına gelecek Başkan Yardımcılığı modeli…TBMM Başkanı Mustafa Şentop Anayasa değişikliği paketinde Başkan yardımcılığı modelinin yer almaması nedenini “çift başlılığa” neden olacağı endişesi olarak açıklamıştı. Seçimle iş başına gelen başkan ve yardımcılığı fikri DEVA Partisi ile yeniden gündeme gelecek. Bir bakıma seçimle iş başına gelmiş başbakan modeli koalisyon hükümetlerine de zemin hazırlayacak. Gül’ün yakın çevresinden aldığım bilgilere göre ikinci olay ise “Siyasal İslam çöktü” ifadeleri… Gül’ün tamamen kendini soyutladığı Siyasal İslam geleneği konusunda Babacan, Ak Parti’:nin ilk dönemine atıfta bulunarak bir geçmiş bakiyeyi ortaya koyuyor. “Siyasal İslam’ı ılımlı ve kullanabilir” bir yeni bir manevra alanı olarak görüyor. Babacan’ın yeni partisinin ilk gündeme getireceği özgürlükler bağlamındaki konu ise KHK’lar… Bir süredir Külliye’de hazırlıkları süren hatta son aşamaya geldiği belirtilen KHK’lar konusunda en somut adım ise FETÖ terör örgütün miladı. Yani terör örgütü olarak kabul edildiği MGK toplantısı. Böylelikle 17-25 Aralık tarihi itibariyle suç örgütüne üye olmak, yardım ve yataklık konusunda suçlanan ihraç edilen, mahkum edilen kişilerin özgürlüğü anlamına gelecek. DEVA partisi Nisan ayı itibariyle TBMM’de grup kurmaya da hazırlanıyor. İyi Parti grubu bu anlamda yaprak dökümünün yaşanacağı bir siyasi parti olarak ortaya çıkıyor. Ak Parti’den, CHP’den katılımlarla DEVA TBMM’de grubu bulunan 6’ıncı siyasi parti olacak. Başka bir bakış açısıyla yeni bir grup 2023’e doğru Erdoğan hükümetin tahkimatını sağlama ve ekonomiyi koruma ve kollama konusunda bulunmaz bir nimet olarak görülüyor. Ne denirse densin siyaset her zaman umut olmalı. Umudu kollamalı… Türkiye gibi büyük bir devletin kuruluşunun 100’cü yıl dönümünde sistemi başı boş, gelişi güzel ve siyasi sürprizlere açık bir halde bırakmasını kimse beklememeli… Ali Baba ve 40 DEVA’cılar yola çıktı.