'Bırakın aya gitmeyi, destek olun da ekmeğimizi kaybetmeyelim'
CHP'li Önal, konaklama bedeli 1.500 lira olan kayak merkezi tesislerinin açık olduğunu belirterek 'Küçük bir köfteci dükkanınız varsa ya da Yahşihan Yenişehir'de 5-10 metrekarelik küçük bir dükkanınız varsa, çoluğunuz çocuğunuz rızkını kazanmaya çalışıyorsanız hafta sonu iş yerinizi açamazsınız. Neden?' dedi.
CHP Kırıkkale Milletvekili Ahmet Önal, günlük konaklama bedeli1.500 lira kayak merkezi tesislerinin açık olduğuna işaret ederek “Küçük bir köfteci dükkanınız varsa ya da Yahşihan Yenişehir’de 5-10 metrekarelik küçük bir dükkanınız varsa, çoluğunuz çocuğunuz rızkını kazanmaya çalışıyorsanız hafta sonu iş yerinizi açamazsınız. Neden?” dedi.
Önal, TBMM Genel Kurulunda Kırıkkale’nin ve esnafın sorunlarını dile getirdi.
Ahmet Önal şunları kaydetti:
Büyükşehir Belediye Kanunu en çok Kırıkkale’ye zarar verdi
“Büyükşehir Belediye Kanunu’nda yaptığınız değişiklik de en çok Kırıkkale’ye zarar verdi. Bakın, Karaahmetli, Koçubaba, Kulaksız, Büyükafşar, Büyükyağlı, Konur, Köprüköy, Ceritmüminli, Hamzalı, Güzelyurt, Irmak, Kılıçlar, Hasandede ve Ahılı beldelerini kapattınız. Belediyelerin kapanmasıyla bu kasabalar artık kaderine terk edilmiş köy durumunda. Belediyelerle birlikte buradaki okulları ve sağlık ocaklarını da kapattınız. Bu ülkede iyi olan ne varsa aslında onu yok ettiniz.”
“Yandaş kanallarda propaganda malzemesi yaptığınız kira yardımı da Kırıkkale’ye ulaşmadı”
“Kırıkkale’nin Türkiye ekonomisindeki yeri her yıl geriye gitti. Bakın, sadece Ankara’da yaşayan Kırıkkaleli sayısı 203 bin. Eski sanayi sitesinde, yeni sanayi sitesinde birçok işletme iflas etti ya da kapatıldı. Aileden esnaf olan, şehrin son kırk yılına damga vuran esnaflarımız haciz tehdidiyle karşı karşıya; dükkânlar kapalı, esnaf perişan. Kırıkkale esnafı “Aya gitmeyi bırakın da bize destek olun, ekmek teknemizi kaybetmeyelim.” diyor. Yandaş kanallarda propaganda malzemesi yaptığınız kira yardımı da Kırıkkale’ye ulaşmadı. Birçok esnafımız gecikmiş kredi ödemeleri ve icralar yüzünden yeniden kredi alamıyor, bununla ilgili esnafımız acilen bir sicil affı bekliyor. Esnafın SGK, Bağ-Kur primleri pandemiye rağmen işliyor, “Hiç olmazsa salgın ortamında bu primleri almayalım.” diyen de yok. Bakın, Kırıkkale’de bir esnaf ne diyor? “Ben geçmediğim Osmangazi Köprüsü’nden ya da hayatımda gitmediğim Üçüncü Havalimanı’nın garanti parasını ödemek istemiyorum. İş, aş, ekmek istiyorum.” diyor.”
Kayak merkezi tesisi açık, esnafın 5 metrekare dükkanı kapalı
“Bakın, size bir resim göstereceğim, burası ülkemizin en gözde kayak merkezlerinden birinin bulunduğu yer. Hafta sonu kişi başı konaklama bedeli 1.500 liranın üzerinde. İki gün 4 kişilik bir ailenin tatil masrafı 15 bin liraya yaklaşıyor. Koronavirüs tedbirleri sebebiyle birçok işletmenin kapalı olmasına rağmen paranız varsa pek çok yerde müzik eşliğinde, sosyal mesafe kurallarına uymadan tatil yapabilir, kayağa gidebilirsiniz; hiçbir engel yok. Ama Kırıkkale’de, Çarşamba Pazarı’nda, Atatürk Bulvarı’nda, Menderes Caddesi’nde küçük bir köfteci dükkanınız varsa ya da Yahşihan Yenişehir’de 5-10 metrekarelik küçük bir dükkanınız varsa, çoluğunuz çocuğunuz rızkını kazanmaya çalışıyorsanız hafta sonu iş yerinizi açamazsınız. Neden? Çünkü pandemi var. Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamaları var. Dükkanınızı açarsanız cezası var. İşte, bu çifte standart iktidarınızın küçük esnafa bakışını en iyi şekilde ortaya koyuyor.”
“Yatmadan önce doğal gazımı kapatıyorum, buna rağmen 400 lira fatura geliyor”
“Bakın, yine bir başka Kırıkkale tablosu. Bir emekli amcamız diyor ki: “En son 2.200 lira maaş aldım. Aynı gün 800 lirasını ev kirası olarak gönderdim. Elektrik faturası 183 lira. Yatmadan önce doğal gazımı kapatıyorum, çoğu zaman da evde battaniyeyle oturuyorum. Buna rağmen gelen doğal gaz faturası 400 lira. Ne yeyip ne içeceğim, bilmiyorum. Ay sonuna kadar açım.” Vatandaş 5 kilo ayçiçeği yağını 80 liradan, 1 koli yumurtayı 30 liradan, 1 kilo peyniri 50 liradan almaya çalışıyor. Çiftçimiz 1 ton gübreyi 3.100 liraya, hayvancımız 1 torba yemi 130 liradan almaya çalışıyor. Tüm bu sorunları çözmesi gereken iktidarınız ortalıkta gözükmüyor. “Açım!” diyen vatandaşa da al o zaman keyif çayı iç demek de size yakışıyor. O da yetmiyor “Aya gideceğiz.” diyorsunuz, yandaş medya da aydaki yeraltı zenginliklerinden bahsediyor. Ne anlatırsanız anlatın, vatandaşın derdi yoksulluk, açlık. Çünkü halktan koptunuz, gerçekleri görmüyorsunuz. Bu ülkede milyonlar umutsuz, mutsuz ama birileri keyfinde ve rahat.
Buradan tüm işsizlerimize, esnaflarımıza, çiftçilerimize, asgari ücretlilerimize sesleniyorum: Türkiye, büyük ve zengin bir ülke. Bu ülkenin kaynakları herkese yetecek kadar bol, yeter ki bu ülkenin gelirlerini yandaşlara değil, vatandaşa verin.”