Birleşik Metal-iş: Grev yasağını tanımıyoruz!
Birleşik Metal İş Sendikası, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın grevleri 60 gün yasaklayan kararını tanımadıklarını duyurdu.
Sendika dokuz iş yerinde toplam 2 bin işçiyle greve çıkmıştı.
Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) işçilere yüzde 40 zam teklif etmişti.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal İş’se iki yıllık dönemi kapsayan sözleşme kapsamında ilk altı ay için yüzde 125 zam talebinde bulunarak masadan kalkmıştı.
Sendika ilerleyen günlerde grevin Türkiye’nin çeşitli yerlerine yayılacağını duyurmuştu.
Erdoğan ‘milli güvenliği bozduğu’ gerekçesiyle grevleri 60 gün erteledi. Karar Resmi Gazete’de yayınlandı.
Genel merkez binasında açıklama yapan sendikanın genel başkanı Özkan Atar ‘kararın aslında yasak olduğunu’ belirterek ‘bunu tanımadıklarını ve grevlerin kararlılıkla devam edeceğini’ belirtti:
“Metal işçileri anayasal haklarına sahip çıkacak ve haklarını kullanmaya devam edecektir. Siyasi iktidar da Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına saygı duymak zorundadır.
Grev yasağı, Anayasa’ya aykırıdır. Metal işçileri, üyelerimiz, Anayasa’dan doğan haklarına sahip çıkacak ve grevlerini bütün güçleriyle sürdüreceklerdir.
Grevler, adil bir toplu sözleşme imzalanana kadar dün olduğu gibi bugün de devam edecektir. İşçilerin talep ve beklentilerinin yerine getirilmesinin gereği yapılmalıdır.
İşçilerin hakkını yabancı sermayeye peşkeş çekecek, Anayasa’ya aykırı yasağı kabul etmiyoruz.”
‘200 bin işçinin umudu gasp edildi’
Karara ilişkin DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’ysa şu açıklamayı yaptı:
* Öncelikle karardaki ‘erteleme’ ifadesi fiilen yasaklama anlamına gelmekte, erteleme sonunda grev yeniden başlayamamaktadır. Bugüne kadar ‘erteleme’ adı altında 200 bin civarında işçinin grev hakkı ve dolayısıyla sofrasına koyacağı bir dilim daha fazla ekmek, çocuğuna vereceği harçlık, kısacası insanca yaşanacak bir ücrete yaklaşma umudu gasp edilmiştir.
‘Amaç belli’
* Grev yasağının gerekçesi ne olarak ilan edilirse edilsin gerçek amaç bellidir. Amaç işçilerin demokratik ve Anayasal hak arama olanaklarını yok ederek, ekmeğimizi patronların insafına bırakmaktır. Demokratik bir ülkede grevleri sona erdirmenin yolu, işçilerin taleplerini karşılamaktır.
‘Çocukların geleceğini yok saymaktır’
* Hele ki, nüfusunun dörtte üçü ücret gelirleriyle geçinen bir ülkede, insanca yaşanabilir bir ücret talebiyle hak aramayı ‘milli güvenliğe aykırı’ ilan etmek, toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfının emeğini, çocuklarının geleceğini yok saymaktır.
‘Gerçek tehdit anayasanın yok sayılması’
* Ülkemiz için gerçek tehdit, bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üretenlerin insanca yaşama mücadelesi değildir. Ülkemiz için gerçek tehdit, başta işçi sınıfı olmak üzere halkın ekmeğine ve haklarına el uzatılması, demokrasinin son kırıntılarının ortadan kaldırılması, Anayasa’nın ve Anayasal düzenin yok sayılmasıdır.
Dayanışma çağrısı
* Metal işçilerinin ve Birleşik Metal İş sendikamızın Anayasal haklarımıza sahip çıkma iradesini selamlıyor, sadece kendi haklarını değil hukukun üstünlüğüne de sahip çıkan metal işçileriyle ve sendikamızla dayanışmayı büyütme çağrısı yapıyoruz.
