Rusya destekli Şam yönetimi, silahlı muhaliflerin elindeki son bölge olan İdlib'e yönelik saldırılarını son dönemde artırdı. Çatışmalar nedeniyle onlarca insanın öldüğü, Birleşmiş Milletler verilerine göre 150 binden fazla insanın da bölgeden kaçtığı belirtiliyor. Beşar Esad rejimi ile silahlı muhalif örgütler arasındaki çatışmalar, Suriye'de son bir yılda görülen en şiddetli çatışmalar olarak nitelendiriliyor. Reuters haber ajansı, İdlib'de çatışmaların neden son dönemde arttığını açıklayan bir yazı yayımladı. Yazıda, Şam yönetiminin varil bombalarının ve Rus hava saldırılarının sınırlı sayıdaki kara saldırılarıyla birleşerek, Eylül ayında bir çatışma yaşanmasını önleyen Rusya-Türkiye mutabakatına zarar verdiği ve bölgede yaşayan 3 milyon insanı da endişeye sürüklediği kaydediliyor. İdlib'i kim kontrol ediyor? İdlib eyaleti, çoğunlukla radikal örgüt Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) tarafından kontrol ediliyor. Bu örgüt, üç yıl öncesine kadar El Kaide'nin Suriye kolu olan Nusra Cephesi olarak biliniyordu. Diğer örgütlerle arasında yaşanan çatışmalar sonucunda, HTŞ bu yıl bölgedeki gücünü artırdı. Diğer örgütlerin bazıları Türkiye'nin desteklediği Ulusal Kurtuluş Cephesi çatısı altında hâlâ varlığını sürdürüyor. Çoğu Hurras el Din (Dinin Muhafızları) adlı örgütün üyesi olan yabancı cihatçılar da bölgede önemli bir varlık gösteriyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Rusya ile vardığı anlaşma çerçevesinde bölgede 12 gözlem noktası bulunduruyor. Çatışmalar neden yeniden şiddetlendi? Rusya ve Türkiye cihatçıların çekilmesini gerektiren silahlardan arındırılmış bölge oluşturulması konusunda Eylül ayında anlaşmıştı. Türk ve Rus ordusuna bağlı birliklerin, silahtan arındırılmış bölgede devriye gezmeleri de üzerinde anlaşmaya varılan bir diğer nokta olmuştu. Reuters haber ajansı, bu anlaşmayla birlikte bölgenin Türkiye'nin etkisine bırakılmasının yanı sıra sorunun çözümünün de yine Ankara'ya bırakıldığını belirtiyor. Ajans, "Türkiye'nin Heyet Tahrir el Şam'ı zaptetmede başarısızlığa uğradığını düşünen Rusya'nın sabrının tükenmekte olduğunu" yazıyor. Suriye'nin 'her karışını' geri almaya kararlı olan Şam'ın da statükodan rahatsızlığını açıkça belirttiği biliniyor. Şam yönetimi, İdlib'deki örgütleri kendi bölgesine saldırılar düzenlemekle, silahlı muhalif örgütler ise Suriye hükümetini ve Rusya'yı kontrolleri altındaki bölgeyi "işgal etmeye çalışmakla" suçluyor. Saldırılar hangi bölgede yoğunlaşıyor ve hangi amacı taşıyor? Bombalamaların çoğu, silahlı muhaliflerin elindeki güney kesimlere yönelik. Silahlardan arındırılmış bölge de bombalanıyor. Saldırıların kapsamı bilinmiyor, ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçen ay yaptığı açıklamada, İdlib'te "geniş çaplı" bir harekâtın sivillerin varlığı nedeniyle şimdilik uygun olmadığını söylemişti. Silahlı muhalifler, hükümetin amacının, muhaliflerin elindeki bölgelerden geçerek Halep'e giden M4 ve M5 otoyollarını ele geçirmek olduğunu düşünüyor. Rusya ve Türkiye'nin vardığı anlaşma, İdlib üzerinden geçen Halep-Lazkiye arasında M4 ve Halep-Hama arasındaki M5 otoyolların yeniden trafiğe açılmasını da içeriyordu. Rusya'nın ülkenin kuzeybatısına yönelik emellerinden biri, Latakya'daki askeri üssünü güvenceye almak olarak görülüyor. Sivillere olan etkisi ne? Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), 29 Nisan ve 5 Mayıs arasında 152 bin kişinin bölgeden ayrıldığını duyurdu. OCHA'ya göre hava saldırılarında 12 sağlık tesisi vuruldu, 80'den fazla sivil hayatını kaybetti, 300'den fazlası da yaralandı. Bombardımanlar ve çatışmalar nedeniyle 50'den fazla köyde en az 10 okul harabeye döndü ve eğitim askıya alındı. BM Suriye İnsani Yardım Koordinatörü Panos Moumtzis, varil bombalarıyla düzenlenen saldırıların son 15 ayın en şiddetli seviyesine çıktığını kaydetti. Türkiye içine çekilebilir mi? Reuters, Türkiye'nin, Cumartesi günü hükümet kontrolündeki bir bölgeden gerçekleştirilen bombalamaların bir Türk askeri gözlem noktasını vurmasına rağmen saldırıların son dönemde şiddetlenmesine, "sessiz kaldığı" yorumunu yapıyor. Milli Savunma Bakanlığı'nın konuyla ilgili açıklamasında, "Suriye İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nin güneyinde yer alan bir gözlem noktamıza rejim bölgesinden yapıldığı değerlendirilen havan atışlarının isabet etmesi sonucunda iki kahraman silah arkadaşımız hafif şekilde yaralanmıştır" denilmişti. Reuters, "Türkiye son dönemde, Kürt milisleri Suriye'nin kuzeyindeki diğer yerlerde etkisiz hale getirmeye yoğunlaştı, özellikle de Halep'in kuzeyindeki Tel Rıfat'ta" diyor. Ajans, Türkiye ve Rusya'nın bölgenin durumuyla ilgili görüşmeler yürüttüğünü kaydediyor. Türkiye, Rusya ve İran; çatışmaların yoğunlaşmasının hemen öncesinde, Eylül ayında varılan anlaşmaya olan bağlılıklarını yeniden teyit ettiler. 25-26 Nisan'da düzenlenen Astana Zirvesi'nden sonra yaptıkları yazılı açıklamada taraflar, Heyet Tahrir el Şam'ın kontolünü artırmaya yönelik çabalarından endişe duyduklarını ve "işbirliğine devam etmeye yönelik kararalılıklarını teyit ettiklerini" kaydetmişlerdi. Yazıda, saldırıların genişlemesi halinde yeni bir göçmen dalgasının gelmesi ihtimaline karşı Türkiye'nin endişelerinin artacağı yorumu da yapılıyor. Tarafların elindeki askeri güçler neler? Suriye ordusu, ülkenin batısını yeniden ele geçirmesini sağlayan Rus hava kuvvetlerinin ve İran destekli milislerin gücünden yararlanıyor. Silahlı muhalif örgütlerin elinde kaydadeğer askeri hava aracı bulunmuyor. Heyet Tahrir el Şam, "Rus işgalcilerin" kara saldırılarına "çelik ve ateşle" yanıt vereceği açıklamasında bulunmuştu. Örgütün cephaneliğinde, zırh delici füze ve karadan karaya roketler bulunuyor. Cihatçılar, intihar bombacısı olarak da saldırılar düzenleyebiliyor. Heyet Tahrir el Şam Sözcüsü bu hafta yayınladığı videoda, Suriye'nin Guta, Dara ve Humus gibi diğer kentlerinden getirilen muhalif savaşçıların, bölgeyi savunmaya hazır olduğunu söylemişti. BBC Türkçe