Bu 128 milyar dolar esnafa gitmediyse nereye gitti?
CHP'li Öztrak, 'Kayınpeder, damat bir olup, Merkez Bankasının 128 milyar dolarını buharlaştırdılar. Bu 128 milyar dolar esnafa gitmedi, çiftçiye gitmedi, işçiye gitmedi, emekliye gitmedi, bu para nereye gitti? Soruyoruz cevap yok' dedi.
Eski Hazine Müsteşarlarından CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Ekonomi Masası olarak yaptıkları ziyaretlerde vatandaşların “Biz Kral istemiyoruz, kural istiyoruz” dediğini belirterek, “Vatandaş sonuna kadar haklı… Kuralın olduğu yerde öngörülebilirlik ve güven olur. Güven olan yerde yatırım olur, üretim olur, iş olur. Ama kendini kral sananların yönettiği bir ekonomide, kural olmaz. Keyfi kararların alındığı bir ekonomide bu ülkenin bereketli toprakları bırakılır; Sudan’da, Nijer’de tarım yapılır, işsizlik de başını alır gider” diye konuştu.
Vatandaş saraya canıyla ihtarname çekiyor
Parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Öztrak'ın konuşmasına esnafın yaşadığı sıkıntı da damgasını vurdu.
İşte Öztrak'ın basın toplantısından esnafa ilişkin bölümler:
Cumhuriyet tarihimizin en ağır buhranlarından birini yaşıyoruz. Ekonomimiz entübe. Çiftçilerimiz entübe. Esnaflarımız entübe. Emekçilerimiz entübe. Esnaflarımız demişken esnaflarımız cinnet getirme noktasında. Bundan 20 yıl önce başbakanlığın önünde kasa atan esnaf, şimdi Ankara kalesinin burçlarından kaldırıp kendini atıyor. Çanakkale’de 28 yaşında bir genç, “Hayattan bir beklentim kalmadı, bundan sonrası için de ümidim yok” diyerek canına kıymaya kalkıyor. Gençleri bu hale getirmeye ne hakkımız var. Bu ülkenin insanları, Saraya canıyla ihtarname çekiyor. Ama duyan yok. Milletin feryadı Sarayın duvarlarını bir türlü aşamıyor.
Besici, çiftçi maliyetinin altına satıyor
Geçtiğimiz hafta, Cumhuriyet Halk Partisi Ekonomi Masası olarak, Ankara’nın Polatlı ilçesindeydik. Esnaflarımızla, çiftçilerimizle, üreticilerimizle bir araya geldik. Türkiye’nin hangi sorunu varsa Polatlı’da da o sorunlar var. Polatlı’da esnaf çok dertli… Esnaflarımız “sicil affı” istiyor. Bankalardan ve Esnaf Kefalet’ten alınan kredilerin en azından faizsiz ertelenmesini talep ediyor. Esnafımız; “Bana göstermelik değil, yeterli destek verin” diyor. Polatlı demek aynı zamanda tarım demek, besicilik demek…
Besici haykırıyor: “7 bin - 7 bin 500 liraya aldığım hayvana, yıl boyunca 5-6 bin liralık yem veriyorum. Buna karşın karkas etin kilosunu 33 liradan satıyorum. Ettiğim masraf 13 bin lira. Elime bir hayvandan geçen para 10 bin lira. Ben nasıl ayakta kalacağım” diyor. Besiciler usanmış, köylerini terk ediyorlar.
Polatlı, ülkemizin soğan üretiminde en önemli merkezlerinden biri… Sezonda 1 lira 40 kuruşu gören soğan, şimdi 70 kuruşlara kadar düşmüş. Fiyat, üreticinin maliyetini karşılamıyor. Bir çiftçimiz, “Kilosuna 90 kuruş masraf ettiğim soğan, 70 kuruşa satılıyor” diye şikâyet ediyor. Lokantalar kapanınca, turizm sekteye uğrayınca, soğan talebinde de çok ciddi bir düşüş yaşanıyor.
Devlet görev zararı yazdı, çiftçi nereye yazacak
Bir başka çiftçimiz, “İki yıl önce Mısır’dan çöpe atılacak soğanları getirdiler ve getirdikleri paranın da altına sattılar. Tarım Kredi görev zararı yazdı. Peki bugün biz maliyetin altına sattığımızda biz zararımızı nereye yazalım diye, Tarım Bakanı’na soruyor. Bu işin üretim tarafı… Bir de depoculuk tarafı var. Hani AK Parti Genel Başkanı tarafından terörist ilan edilen depocularımız… Depocular geçen dönemde getirilen ihracat kısıtlamasının kendilerini köşeye sıkıştırdığını anlatıyor. “Tek kurtuluşumuz ihracat” diyor. Soğan ucuz; ama taşıma maliyetleri alıp başını gittiği için ihracat yapamıyorlar. Konteyner fiyatlarındaki son seviye ihracat yapılmasını engelliyor.
Yol parasından istanbul’a gidecek şoför bulunmuyor
Yurtdışına mal göndermekte çok pahalı ama yurt içine mal göndermekte ucuz değil. Şoförler Odası özellikle İstanbul’a gönderecekleri mallardaki yol ve köprü geçiş paralarından mustarip. Mazot fiyatları da almış başını gitmiş. İstanbul’a kimse mal götürmek istemiyor. Kamyoncu esnafı acil olarak mazotta ÖTV kalksın diyor. Cefakâr çiftçimiz, Saray Hükümetinden görmediğini, Ankara Büyükşehir Belediyemizden görmüş. Belediyemiz nohutta yaptığı destekleme alımlarıyla, Ankara’da nohut üreticisini tüccarın tahakkümünden kurtarmış. Rahat bir nefes aldırmış. CHP umut olmuş.
Turizm sektörü felç oluyor
Ortalık satılık otel ilanından geçilmiyor. Gazeteler “Beş Yıldızlı İflas” diye başlık atıyor. Bankalar turizmin merkezi Antalya’yı takibe almış. Turizm sektörü çığ gibi artan borçların gölgesinde… Sadece Antalya’daki otellerin bankalara borcu, 6 milyar 700 milyon dolara ulaşmış. Turizmciler, banka borçlarının yeniden yapılandırılmasını istiyor. Bu arada turizm deyince Turizm ve Seyahat Acentelerini de unutmamak gerekiyor. Otellerimiz turizmin çiçek bahçesiyse, seyahat acentelerimiz da o bahçenin arıları. 2020’de bahçede çiçekler açmadı. Arılar da bal yapamadı. Belki 2021’de çiçekler yeniden açacak, ama hükümet bir şey yapmazsa, ortada bal yapacak arı kalmayacak. Ya da birilerinin birkaç arısı kalacak, onların balı da belki saray sosyetesine yetecek ama millete yetmeyecek. Önümüzdeki yıllarda turizm sektörü felç olabilir. Eğer olursa bu soğan üreticisinden, hediyelik eşyacısına, lokantacısından, garsonuna, esnafı, sanayiciyi herkesi etkileyecek.
Damat gitti, sorumlular yerlerinde oturuyor
Kayınpeder, damat bir olup, Merkez Bankasının 128 milyar dolarını buharlaştırdılar. Şimdi Damat ortada yok. “Allah sonumuzu hayır eylesin” dedi bırakıp gitti. Bu 128 milyar dolar; esnafa gitmedi, çiftçiye gitmedi, işçiye gitmedi, emekliye gitmedi, bu para nereye gitti? Soruyoruz cevap yok… Kim verdi, hakkında soruşturma açtınız mı, gereğini yapıyor musunuz? Ona da cevap yok. Herkes yerinde oturuyor bir tek damat gitti.