'Bu Destan Hepimizin'

İstanbul’da 31 Mart seçimlerinin ardından kumpas kurulduğunu ve Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının iptal edildiğini belirten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Binbir türlü iftira attılar, ‘oyları çaldılar’ dediler. Nerede bu hırsız? elimizde kamera kayıtları var dediler, nerede bu kayıtlar?” diye sordu. Gezi Parkı davasını da eleştiren CHP lideri “Gezi davasının çökmesine yol açacak en önemli cümleyi Osman Kavala kurmuş; ‘Madem Soros’tan talimat alarak yapmışım bunu, Soros’un davada şüpheli olmaması garip değil mi?’ diye soruyor. Çünkü bu davada amaç gençlerden intikam almak” yorumunda bulundu. Kılıçdaroğlu konuşmasında özetle şunları söyledi: OSMAN KAVALA NEDEN İÇERİDE?: Gezi’de yeşili korumak için meydana çıktılar, kimsenin burnu kanamadı. Gezi, dünyanın en demokratik eylemlerinden biriydi. Hazmedemediler, valinin talimatı üzerine polisler saldırdı. İddianamelar hazırlandı, altının boş olduğu ortaya çıktı. Osman Kavala’yı tutukladılar. 601 gündür içeride. 600 gün yargı önüne çıkarılmadı, daha dün çıkarıldı. Ne yaptı bu insanlar? Ağaca sahip çıkmak demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hiç kimse şiddete başvurmadı. Osman Kavala neden içeride? FETÖ’cülerin hazırladığı iddianamelerde beraat verildi. İntikam için aynı iddianamelerden yola çıkıldı, yeniden kıymetlendirme denildi adına. Sen borsacı mısın, ne demek yeniden kıymetlendirme?.. Gezi davasının çökmesine yol açacak en önemli cümleyi Osman Kavala kurmuş: ‘Madem Soros’tan talimat alarak yapmışım bunu, Soros’un davada şüpheli olmaması garip değil mi?’ Çünkü amaç gençlerden intikam almak. Gezi’ye katılan bizim insanımız. Her kesimden insan vardı orada. Nedir bu davalar? FETÖ’nün taktikleri aynen devam ediyor. Kim ne derse desin Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu, Eren Erdem boşuna yatıyor. İSTANBUL’DA KUMPAS KURDULAR: Ekrem İmamoğlu 18 gün belediye başkanlığı yaptı. Sonra kumpas yapıldı. Seçim iptal edildi. Dilekçe verdik 39 ilçede seçime gidilsin dedik. Hayır ilçelerde değil, büyükşehirde seçime gidilecek dediler. Hiçbir tahrike gelmedik. 13 bin 729 oyla kazanmıştı İmamoğlu. 23 Haziran’da sandığa gittik ve 800 bini aşkın oyla Ekrem İmamoğlu yeniden seçildi. Seçimler hangi şartlarda yapıldı? Her türlü iftira yapıldı. Pontus’tan diplomaya kadar. Ekrem İmamoğlu’nu hedef alan orantısız bir bir seçim propagandası yaptılar. İşi o noktaya taşıdılar ki Erdoğan ‘Sisi’ye mi Binali Yıldırım’a mı oy vereceksiniz’ deme noktasına geldi. Bunlarda vicdan, ahlak var mı acaba? Allah korkusu kaldı mı acaba? DEMOKRASİ TARİHİNİN EN ÖNEMLİ SEÇİMİ: Bu destan CHP’nin değil, demokrasiye susayanların, hepimizin destanıdır; bu ülkenin destanıdır. Hep birlikte güzel şeyler yapacağız. Bu seçimlerin iki sonucu var; biri Türkiye için, diğer dünya için. İlki; seçmen ülkedeki siyasilere bir mesaj verdi. Seçmen, siyasetin vesayetinde olan yargıya önemli bir mesaj verdi; İmamoğlu’nun mazbatasını haksız şekilde elinden aldınız. Bizim görevimdir haksızlık karşısında susan şeytan olacaksa biz şeytan olmayacağız, mazbatayı hak edene vereceğiz’ dedi. İstiyorlarsa yine YSK orada gitsinler, dilekçe versinler, vallahi de billahi de itiraz etmeyecek, yeniden seçime gideceğiz. Bu demokrasi tarihimizin en önemli seçimidir. Herkese yürekten teşekkür ediyorum. İYİ Parti ve Demokrat Parti genel başkanları ve üyelerine… Saadet Partisi Genel Başkanı ve üyelerine, AK Partili kardeşlerime, ülkücü kardeşlerime, HDP’li başkan ve seçmenlerine, Adalet Partisi Genel Başkanı ve arkadaşlarına yürekten teşekkür ediyorum. CHP örgütlerine teşekkür ediyorum. Hep birlikte ‘Türkiye bizimdir’ dedik. SEÇİMİN İKİ TEMEL SONUCU VAR: Bu seçimlerin iki temel sonucu var. Türkiye için seçmen siyasilere bir mesaj verdi. Siyasilerin vesayetinde olan yargıya mesaj verdi. ‘Mazbatayı haksız bir şekilde aldınız. Biz haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmayacağız’ dediler. İstiyorlarsa yine YSK orada. Dilekçe yazsınlar. Vallahi itiraz etmeyeceğim yeniden, seçime gideceğim. Türkiye’de bir dikta yönetimi var, dünya bunu kabul ediyor. Bütün dünyaya da şu mesajı verdik; Yargının siyasallaşmasına rağmen bu ülkenin kültüründe ve dokularında demokrasi vardır. Dünya da bunu kabul etti. O DUVARI YIKTIK: Adalet yürüyüşünde Maltepe’ye geldiğimizde gazeteciler ‘bundan sonra ne olacak?’ diyordu, Maltepe’de ‘bir duvar var onu yıkmamız lazım’ dedim. O duvarı yıktık. Birçok yerde bu duvarı kırdık. 60 yıldır alamadığımız yerde yeni belediyeler aldık. Mustafa Kemal’in cumhuriyetini demokrasiyle taçlandırdığımızda asıl o zaman görevimizi yapmış olacağız. TÜRKİYE’NİN SORUNLARINI ÇÖZMEYE TALİBİZ: Belediye başkanlarımıza çok önemli görevler düşüyor. CHP artık sadece CHP’lilerin değil 82 milyonun partisidir. Türkiye’nin sorunlarını da çözmeye talibiz. 7 kuralı sayıyorum. 7 kurala bütün belediye başkanları uyacak. Nedir 7 kural: 1. Yönettiğiniz belde insanlarını inançları, kimlikleri, yaşam tarzları itibariyle ayırmayacaksınız; herkesi kucaklayacaksınız. 2. Hizmeti belli kişiler, zümreler, akrabalar için değil; halk için yapacaksınız. 3. Beldenizde fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapılacak, yatırımlara bu bölgelerde öncelik verilecek. Kadınlar ve dezavantajlılar lehine karar alacaksınız. 4. Yoksullara yardım yaparken insan onurunu koruyacak, teşhir etmeyeceksiniz. 5. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. İsrafla mücadele edeceksiniz. 6. Belediyede yönetici atamalarında kesinlikle liyakat sistemine uyacaksınız. İşi ehline vereceksiniz. 7. Belediyeyi adaletle yöneteceksiniz.

Bakmadan Geçme