Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle; - Bizim anlatmaya çalıştığımızı terör örgütü açık bir şekilde ortaya koydu. Yani bu bölgeden sürekli tacizler geldiğini söylüyorduk. Müttefiklerimize bunu anlattık maalesef görmezden geliyorlar. - Hangi uluslararası basın Diyarbakır Anneleri'ni görmeye gitti. Hangi kürtlerin haklarını savunanlar gidip Diyarbakır'da onları dinledi. Ama Suriye'de harekat başlayınca Hristiyanlara da saldırdılar. Onların kastı Türkler burada Hristiyanlara saldırdı diyerek batıdan destek alacaklardı. Ama öyle olmadı. Bugüne kadar bizim nasihatlarımızı dinlemeyenler bu örgütün kapasitesini görsünler. - Operasyonun amacı teröristleri bu bölgeden çıkartmak. Akçakale'ye Nusaybin'e gelen roketlerin menzili aşağı yukarı 30 km kadar. Biz 30 km aşağısına indiğimiz zaman bu tehdit ortadan kalkıyor. Türkiye 30 km'nin altına geçmeyi planlamıyor. Sadece birkaç yerde 1 km içeri girilebilir o da birkaç köyün sınırından kaynaklı olabilir. - Sadece 120 km bir genişlikte değil tamamında güvenli bölgeye haline getirilmesi gerekir. Bunu da zamanla yapacağız. - Harekat için takvimlendirme doğru değil. Bir an önce bölgede istikrar sağlanmalı. Ne kadar erken olursa o kadar iyi olur. - Telefon görüşmesinde zaten kararımızı vermiştik. Cumhurbaşkanımız telefonda Trump'a bizzat kendi söylemek istemiştir. - Süreci mutabakatla yapmayı istemiştik. - Süreci mutabakatla yapmayı istemiştik. Ortak bir harekat merkezinin oluşturulması gibi bazı adımlar atıldı fakat bu yetmez devamı gelmesi lazım ve arkasından da sahada edindiğimiz bilgilerle öğrendik. Sahadaki gerçeklerle kararımızı aldık. Sabrettik ama sonunda kendimiz adım attık. Güvenli bölgede DEAŞ'lıların sorumluluğu bizim. YPG DEAŞ'lıları elinde silah olarak tutuyor. Cumhurbaşkanı DEAŞ'lılarla ilgili mesaj verdi.