Çocukların çekildiği sosyal deneyler hakkında suç duyurusu
Diyarbakır'da son zamanlarda çocuklar üzerine yapılan sosyal deney görüntüleri sosyal medyada paylaşılmasıyla tartışmalara neden oldu. Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Mehmet Emin Çoban, çocukların gizlice görüntülerinin kaydedilmesinin ve hem çocuklardan hem de ebeveynlerinden izin alınmadan sosyal mecralarda paylaşılmasını çocuk istismarı olarak yorumladı. Böylesi girişimlerin Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, Anayasa ve çocukları koruma kanununun ihlal edildiğini savunan Avukat Mehmet Emin Çoban, kişinin beyanı veya rızası hilafında görüntülerinin paylaşılıyor olmasıyla özel hayatın gizliliğinin dikkate alınmadığını belirtti. Çoban, çocuğun yüzünün ve kimliğinin açık bir şekilde belli olabileceği bir görüntünün sosyal medyada paylaşılması çocuk istismara açık bir alan olarak ortaya koyulduğuna dikkat çekti. 'ÇOCUKLARIN İSTİSMARI SÖZ KONUSUDUR' Son zamanlarda Diyarbakır'da başta sosyal medya fenomenlerce çekilen ardından sosyal medyada paylaşılan görüntülere değinen Çoban, "Bunun çocuklar üzerindeki hak ihlalleri noktasına baktığımız zaman, burada özellikle çocukların gizlice görüntülerinin kaydedildiği ve hem çocuklardan hem de ebeveynlerinden izin alınmadan sosyal mecralarda paylaşılması söz konusu. Burada çok açık net bir şekilde çocukların istismarı söz konusudur. Öte taraftan çocuğun özel hayatının gizliliğini ihlali ortaya çıkmış oluyor. Daha önceki aylarda da Diyarbakır'da bir sosyal medya fenomenin gelip Dağkapı Meydanı'nda parasının olmadığını ve dışarıdan geldiğini belirterek bir çocuktan yemek istemesi ve kendisine yemek ısmarlanması üzerine tablet hediye etmesi, bunun da sosyal medyada izinsiz bir şekilde paylaştığı görüntüleri vardı. Devamında birkaç gün önce yine bir arabada bulunan iki kişinin su satan bir çocuğa param yok su istiyorum şeklinde, sonrasında da paranız yoksa benden olsun şeklindeki çocuğun beyanı üzerine, paketlenmiş bir şekilde tablet hediye edilmesi, yine aynı konuda bir çocuğun istismarı durumunu ortaya koyuyor. Öncelikle Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre 18 yaşından küçük her birey çocuktur ve çocuk kabul edilmektedir. Yine bizim anayasamızda da özel hayatın gizliliği, yaşama saygı, aile hayatına saygı gibi maddelerimiz de söz konusu. Öte taraftan yine çocuk koruma kanunumuz mevcut. Bu noktada özellikle kişinin beyanı veya rızası hilafında görüntülerinin paylaşılıyor olması, özel hayatın gizliliğini ortaya koymaktadır" dedi. 'DİYARBAKIR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK' Bir çocuğun görüntülerinin tıklanma rekorları kırdığı ve sosyal mecrada önünü alınamayacak şekilde hızlıca yayıldığı bir ortamda çocuğun yüzünün, kimliğinin açık bir şekilde belli olabileceği bir görüntünün sosyal medyada paylaşılıyor olması, çocuğu da istismara açık bir alan olarak ortaya koyduğunu söyleyen Çoban, şöyle konuştu: "Bunun gün geçtikçe biraz daha sayısının artıyor olmasından kaynaklı olarak biz de hukuki yollara başvurduk. Bize gelen ihbarlarda oldu bu yönde. Birkaç gün önce araç içerisinde su satan çocuğa tablet hediye edilmesi üzerinden artık hem bu husustaki ihlallerin önüne geçebilmek için, hem de artık bunun çocuğun istismar edilmesi, özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi ve devamında doğabilecek, çocuğun istismar edilebileceği alanların açılmasının önüne geçilebilmesi için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduk. Bu konuda görüntüleri de sunduk. Kapsamlı bir şekilde çocuk işçiliğine değinerek, bunun istismar edildiğini, özellikle çocuğun unutulma hakkının gözden kaçırıldığı da belirtildi suç duyurumuzda. Diğer taraftan, sosyal deney adlı videoların internet ortamından kaldırılmasını da talep ettik." 'HEM HUKUK AÇISINDAN HEM DE BİLİMSEL ETİK AÇISINDAN SUÇ VE SAKINCALIDIR' Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rüstem Erkan ise bu durumu ticari bir faaliyet olduğunu, bunun hem hukuk açısından suç olduğunu hem de bilimsel etik açısından suç ve sakıncalı olduğunu belirterek, "Son dönemlerde özellikle sosyal deneylerin alanı olarak Diyarbakır seçiliyor büyük ölçüde. Bu görüldüğü gibi aslında bir ticari faaliyettir her şeyden önce. Yani bu sosyal medyada üzerinde izlenme sayısını arttırmak için ticari faaliyet. Sonuçta çocuklarla ve Diyarbakır'la ilk görünüşte olumlu bir imaj ortaya çıktığı için herkes bundan memnun oluyor. Hatta bu tür cevap veren çocukların çeşitli şekillerde sadece o röportajı yapanlar tarafından değil farklı kurumlar tarafından ödüllendirildiğini de görüyoruz. Bunun altında şu yatıyor, aslında Diyarbakır'da çocuklar iyi de daha sonraki süreçte daha kötü davranışlar ediniyorlar gibi bir imaj çıktığı için ilgi çekiyor. Ama bu mesele bir defa bakın adı sosyal deney, her deneyin belli kuralı vardır, bilimde, sosyal bilimlerde deney önemlidir ama bunun bilimsel etik süreci vardır. O da şudur, çocukları ebeveynlerinden izin almadan bu tür bir deneyde kullanamazsınız. Bu hem hukuk açısından suçtur, hem de bilimsel etik açısından suç ve sakıncalıdır. İkincisi bu tür görüşmelerin, yani çocuklarla çocukların yüzü açık şekilde diğerlerine model olacak şekilde yapılması aslında çocuk istismarıdır. Hem çocuklar üzerinden kazanç sağlama hem de ileride sürecin nereye gittiği belli olmadan çocuk istismarına açık bir hale gelebilir. Bu yapanların dışında da başka kötü niyetli insanlar, bunu izleyen çocuklar her yapılan şeyi sosyal olarak algılayarak çeşitli istismarlara açık olabilir. Yani çocukların kaçırılmasından tutun cinsel istismara kadar gidebilecek bir sürecin yolunu açabilir bu. Bunu aynı zamanda sokakta çocuk işçiliği yapan çocuklar üzerinden yapıyorlar bunu, bu çocuk işçiliğini de belli ölçüde meşrulaştırmış oluyor" diye konuştu. 'YAPILAN DUYGUSAL BİR İSTİSMARDIR' Dicle Üniversitesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuğba Yüksel de bu yapılanın duygusal istismara girdiğini ifade etti. Çocukların yapması gereken güzel davranışların takdir edilip övüleceğine, üstüne çok büyük bir hediyeyle sanki her güzel davranışında büyük bir hediye alacakmış gibi bir his oluşturmanın uygun olmadığını dile getiren Yüksel, şunları söyledi: "Son zamanlarda bu konuyla alakalı çok fazla sosyal deney yapılıyor. Ama bu sosyal deneyleri araştırıp da yapmak çok daha iyi olabilir. Çünkü çocukların psikolojisi bundan ne derece etkileniyor, ona dikkat etmek gerekiyor. Sosyal deney yaparken çocuğa vereceğimiz bir hediye varsa, onun çok büyük olmaması önemli. Çünkü çocukta, büyük bir hediye olduğunda bir duygusal istismara kadar yol açabiliyor. Zaten çocukların yapması gereken güzel davranışlar takdir edilip övüleceğine, üstüne çok büyük bir hediyeyle sanki her güzel davranışımızda büyük bir hediye alacakmışız gibi bir his olması, çocuklar için tabi ki uygun değil. O yüzden güzel bir davranışı görüyorsak eğer, bu sokak çocuklarında olabilir, Suriyeli çocuklar olabilir, onların kafasının okşanması, bir aferin denmesi, güzel bir gülücük olması onların çok daha hoşuna gidecektir. Çünkü tablet herkesin eline geçmeyecek, sadece şanslı bir çocuğa geçti, ondan dolayı diğer çocuklar bunun beklentisi içine girmesinler. Bu yapılan çok uygun bir şey değil, bu duygusal istismara giriyor."