TBMM'deki AK Parti Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumartesi günü Fatih sondaj gemimize giderek, hem çalışmaları bizzat yerinde görecek, hem de yeni rezerv miktarını açıklayacağız." dedi. TTB'ye de tepki gösteren Erdoğan, "Ne zamandan beri terörle iç içe olanlar Tabipler Birliği gibi önemli bir kuruluşun başına geçebiliyor? Bunun adı terör örgütlerinin sivil toplum kuruluşlarına el koyması hadisesidir." diye konuştu. Erdoğan, AYM üyesinin yaptığı paylaşıma ilişkin de "Çok talihsiz bir açıklama. Bu talihsiz açıklamayı keşke yapmamış olsaydı. Kaldı ki bir üyenin üzerine böyle bir şey düşmezdi." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, geçirdiği rahatsızlık nedeniyle Gaziantep'te tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Kilis Belediye Başkanı Abdi Bulut'a Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Kilis halkına başsağlığı diledi. Son grup toplantısının 11 Mart'ta, Türkiye'de ilk koronavirüs vakasının tespitinin ertesi günü yapıldığını hatırlatan Erdoğan, salgın döneminde milletvekilleriyle çeşitli vesilelerle, telekonferans vasıtasıyla veya kısıtlı yüz yüze programlarla bir araya geldiklerini ancak tüm milletvekillerinin katılımıyla grup toplantısı yapamadıklarını söyledi. Meclis'in yeni yasama yılının açılışının ardından geçen hafta yapmaları gereken grup toplantısını da Kuveyt ve Katar ziyaretleri dolayısıyla gerçekleştiremediklerini anımsatan Erdoğan, "Yaklaşık 7 ay sonra bir kez daha grup toplantımız vesilesiyle sizlerle birlikte olmanın memnuniyeti içindeyim." ifadesini kullandı. Meclis'in, 27. Yasama Dönemi'nin en verimli yılını, geçen sene yaşadığını dile getiren Erdoğan, kapandığı 29 Temmuz'a kadar yaptığı 233 birleşimdeki 995 oturumda, 27'si kanun ve 40'ı sözleşme olmak üzere toplam 67 düzenlemenin, Meclis'te görüşülerek kabul edildiğini bildirdi. "YENİ DÖNEMDE BİZİ ÇOK ÖNEMLİ BİR GÜNDEM BEKLİYOR" Başkan Erdoğan, bütçeden yargı reformu paketlerine, askerlikten sosyal medyaya kadar pek çok hususu içeren bu tarihi düzenlemeler için yeri geldiğinde sabahlara kadar süren mesailer yapıldığını vurgulayarak, yeni dönemde de çok önemli bir gündemin beklediğini söyledi. AK Parti Grup Yönetimi'nin, geçen dönemden devralınan işler ve bu dönem hazırlanacak yeni düzenlemelerle ilgili kapsamlı bir çalışma yaptığını anlatan Erdoğan, "Milletimizin beklentilerine cevap verecek kanunların hazırlıklarını titizlikle takip ediyoruz. Komisyonlardan Genel Kurul aşamasına kadar Meclisin tüm çalışma safhalarında her birinizden aktif katkı bekliyorum. Öncelikli işimizin yasama olduğunu unutmadan, vaktimizin ve enerjimizin kahir ekseriyetini burada kullanmalıyız." diye konuştu. Milletvekillerinin, yasama görevi yanında, millet ile yürütme arasındaki en güçlü bağlardan biri olmayı sürdürdüğüne işaret eden Erdoğan, "Hükümet olarak bu çerçevede milletvekillerimizden gelen tüm talepleri dikkate alıyor, değerlendiriyor, mümkün olduğunca olumlu şekilde de neticelendiriyoruz. Tüm bakanlıklarımızı ve kurumlarımızı, milletimizin vekilleri aracılığıyla ilettiği taleplere hassasiyetle yaklaşılması konusunda sık sık ikaz ediyorum." dedi. "MECLİSİMİZİN GÜÇLÜ DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VAR" TBMM'nin, kurucu vasfı ve zengin temsil yelpazesiyle, Türkiye'nin ortak vicdanını da temsil ettiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu çatı altında teröre bulaşmaması ve hukuka uygun davranması şartıyla, her siyasi görüşün yeri, anlamı, söz hakkı vardır. AK Parti, 'Bismillah' diyerek yola çıktığı günden beri bu zenginliğin korunması ve geliştirilmesi için çalışmıştır. Bundan sonra da aynı anlayışla hareket edeceğiz. Ülkemizin karşılaştığı zorluklar ve meydan okumalar karşısında, Meclisimizi tek ses, tek yürek olarak hep yanımızda bulduk. Bu yüce kurumdan aldığımız güçle, yolumuzu kesmeye yönelik saldırıları, hedeflerimize yönelik bir engel olarak görmek yerine, yeni yol ve yöntem arayışlarının fırsatı haline dönüştürdük. Hamdolsun bugüne kadar da birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi muhafaza ederek, engelleri birer birer aşmayı başardık." Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek dönemde atacakları adımlarda da Meclis'in güçlü desteğine ihtiyaçları olduğunun altını çizerek, "Yeni yasama yılının, geçen seneyi de geride bırakacak şekilde dolu dolu geçeceği şimdiden anlaşılıyor. Milletimizin beklentilerine ve ihtiyaçlarına cevap verecek düzenlemeleri, titiz bir çalışmanın ardından birer birer hayata geçirmekte kararlıyız." diye konuştu. BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR Cumhur İttifakı olarak ortaya koyacakları güçlü dayanışma ve gerektiğinde sağlayacakları çok daha geniş uzlaşmalarla, Meclis'in yeni yasama yılını en verimli şekilde değerlendireceklerini belirten Erdoğan, "Bu vesileyle bir kez daha bugüne kadar girdiğimiz her mücadelede desteğini yanında bulduğumuz Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisine ve özellikle de Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli'ye şükranlarımı sunuyorum." ifadesini kullandı. Cumhur İttifakı olarak Türkiye'yi, yeni reformlarla, yeni hizmetlerle, yeni ufuklarla buluşturmayı sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, yeni yasama yılındaki çalışmalarında tüm milletvekillerine başarılar diledi. Meclis'in tatilde olduğu ağustos ve eylül aylarında, Cumhurbaşkanı ve hükümet olarak çalışmaları kesintisiz devam ettirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, Ankara ve İstanbul'daki programların yanı sıra Kocaeli, Rize, Bitlis, Muş, Giresun, Gaziantep ve Konya'ya ziyaretleri olduğunu anlattı. Erdoğan, pek çok yere telekonferans yöntemiyle bağlanarak, görüşmeleri, toplantıları ve açılışları gerçekleştirdiklerini anımsattı. Kabine, Merkez Yürütme Kurulu, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu, il başkanları gibi rutin toplantıları kesintisiz sürdürdüklerini aktaran Erdoğan, güvenlikten yatırımlara kadar ihtiyaç duyulan her hususta dar veya kapsamlı istişarelerde bulunduklarını söyledi. Erdoğan, şehir hastanelerinden otoyollara, fabrikalardan barajlara kadar pek çok eseri ya bizzat yerine giderek ya da videokonferansla katılarak hizmete açtıklarını bildirdi. Dünya liderleriyle yapılan çok sayıda telefon ve telekonferans görüşmesinde, bölgedeki ve küresel düzeydeki meseleleri değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, özellikle Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, Azerbaycan gibi kriz bölgeleriyle ilgili konularda, tüm taraflarla sık sık görüşerek, diplomasi kanallarını etkin şekilde kullandıklarını ifade etti. Suriye'de yeni insani trajedilere izin vermeyeceklerini, sınırların güvenliği konusunda asla geri adım atmayacaklarını her görüşmede açıkça dile getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını, hukuklarını, çıkarlarını gözetmeyen hiçbir planın hayata geçme şansının olmadığını, ortaya koydukları sağlam duruşla herkese gösterdiklerini belirtti. "YENİ MÜJDELER GELİYOR" Bölgede sondaj yapan Yavuz gemisinin, bir süredir yürüttüğü çalışmayı bitirip bakım için limana yanaştığına işaret eden Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti: "Bakımını müteakip yeni sondajlar için Akdeniz'e açılacak bu gemimizin güvenliğini donanmamız sağlıyor. Aynı şekilde Oruç Reis sismik araştırma gemimiz de bakım çalışmalarının tamamlanmasıyla yeniden Akdeniz'deki görevine döndü. Barbaros Hayretin Paşa gemimiz ise Akdeniz'deki sismik araştırma çalışmalarına zaten devam ediyor. Avrupa Birliği ve NATO platformlarında yürütülen görüşmelerdeki sözlerini tutmayan Yunanistan'a ve Kıbrıs Rum kesimine hak ettikleri cevapları sahada vermeyi sürdüreceğiz. Ülkemizin sondaj filosuna kattığımız son gemi olan Kanuni, bakım çalışmalarının bitmesinin ardından, Karadeniz'deki görevi için yola çıktı. Önce İstanbul'a, ardından Zonguldak'a uğrayarak belirlenen sondaj sahasına ulaşacak Kanuni gemimizin faaliyetlerinden de müjdeli haberler bekliyoruz. Fatih sondaj gemimizin keşfettiği 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervinin haberi milletimizi adeta sevince boğmuştu. Bu gemimizin halen süren sondaj çalışmalarından yeni müjdeler geliyor. İnşallah Cumartesi günü Fatih sondaj gemimize giderek, hem çalışmaları bizzat yerinde görecek, hem de yeni rezerv miktarını açıklayacağız." Erdoğan konuşmasında ekonomideki tek güzel haberin, sondaj çalışmalarından gelmediğini, sanayi üretiminden ihracata kadar her alanda ardı ardına, salgın döneminin sıkıntılarının aşıldığına işaret eden veriler açıklandığını anımsattı. Eylül ayı ihracatının 16 milyar doların üzerine çıkarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığına işaret eden Erdoğan, "Dün de sanayi üretimi artışında, dünyada Singapur’un ardından ikinci sırada yer aldığımız ağustos ayı rakamları ilan edildi. Otomobil üretiminden konut satışına, kurulan şirket sayısından kapasite kullanım oranlarına kadar her alanda ümit verici gelişmelerle karşı karşıyayız." diye konuştu. Organize sanayi bölgelerindeki elektrik tüketiminin, salgın dönemi öncesinin dahi üzerine çıkmış olmasının da önemli bir gösterge olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu gelişmeler beraberinde istihdamda toparlanmayı da getiriyor. Küresel ekonomi değerlendirmeleri, Türkiye'nin dünyadaki üretim ve tedarik pastasından aldığı payın yükseldiğini ve bunun daha da artacağını vurguluyor. Özellikle en büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği içinde üretim ve tedarik konusunda hızlı bir yükselişe geçmiş bulunuyoruz. İnşallah Avrupa Birliği ile aramızdaki sıkıntıları en kısa sürede suhuletle neticelendirerek, bu olumlu grafiği daha da iyileştireceğiz." değerlendirmesini yaptı. "BUNU GİDERMEK BOYNUMUZUN BORCUDUR" Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunları söylerken, ülkemizde kimi salgın tedbirlerinden kaynaklanan, kimi daha farklı sebeplere dayanan sıkıntılar yaşandığını unutuyor değiliz. Milletimizin tamamının ve her bir ferdinin derdi bizim de derdimizdir. Ülkemizin ve şehirlerimizin her meselesi bizim de meselemizdir. Herhangi bir yerde, herhangi bir vatandaşımızın işiyle, eviyle, aşıyla, eğitimiyle, sağlığıyla, güvenliğiyle, bilhassa da geleceğiyle ilgili endişesi varsa, bunu gidermek boynumuzun borcudur. İnşallah salgının kontrol altına alınmasıyla, tedbirlerden kaynaklanan sorunlar kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Sanayi ve ticaret alanında önümüzde açılan yeni pencereler hizmet sektörünü de hızla canlandıracaktır. Türkiye, dünyadaki siyasi ve ekonomik yeniden yapılanma sürecinden, Allah’ın izniyle, hak ettiği yeri alarak çıkacaktır. İşte o güne kadar bize durmak, dinlenmek yoktur." -"Sinsi oyunlarına asla gelmeyeceğiz" Türkiye'nin girdiği ve başarıyla çıktığı her mücadelenin, ülke ve millet olarak geleceğe daha güvenle bakabilmeyi sağlandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin, yaptığı hiçbir fedakarlığın boşa gitmediğini zaten gördüğünü ve bildiğini söyledi. Erdoğan, "Muhalefet yapmak adına, bulduğu her yarayı kaşıyan, her çatlağı büyüten, amacına bakmaksızın bizim karşımızdaki herkesin yanında yer alan zihniyetten böyle bir basiret beklemiyoruz. Ama en azından ülkenin ve milletin ortak çıkarları konusunda biraz feraset, biraz akıl, biraz vicdan, biraz ahlak beklemenin de hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Teröristlerin yanında, zalim rejimlerin arkasında, darbecilerin safında, hasımlarımızın dizi dibinde yer almanın adına siyaset yapmak diyemeyiz. Milletimiz bu tavra bir isim mutlaka vermiştir." dedi. Muhalefet adına konuşanların, çoğu defa hezeyan noktasına varan açıklamalarına, gerektiğinde kabinedeki arkadaşlarının, gerektiğinde parti yöneticilerinin, gerektiğinde grup yönetiminin zaten cevap verdiğini, kendisinin ihtiyaç olduğunda devreye girdiğini dile getiren Erdoğan, "Meydanı, tek amaçları ülkenin istikrarını bozmak, birliğini ve beraberliğini çökertmek, ortaya çıkacak kaostan istifadeyle de kirli emellerini gerçekleştirmek olanlara elbette bırakmayacağız. Ama onların sinsi oyunlarına da asla gelmeyeceğiz." diye konuştu. "Burada asıl dikkat çekeceğim husus şudur: Ülkemiz siyasetinin geleceğinde, karşımızdakilerin ne dediği ve ne yaptığından ziyade, bizim duruşumuzun belirleyici olduğudur." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hep söylediğim gibi, AK Parti'nin ve geldiğimiz nokta itibarıyla artık Cumhur İttifakı'nın kaderiyle ülkemizin kaderi bütünleşmiştir. Üstlendiğimiz tarihi sorumluluğun ehemmiyetine uygun şekilde hareket etmek, çalışmak, mücadele vermek zorundayız. Kongre sürecimizi de bu hakikate uygun şekilde yürütüyoruz. İlçe kongrelerimizin çok büyük bir bölümü tamamlandı. İnşallah il kongrelerimize de başlıyoruz. Önümüzdeki günlerde yapılacak bazı il kongrelerimize şahsen biz de iştirak edeceğiz. Bu çerçevede hafta sonu Şırnak'ta olacağım. 24 Ekim'de Kayseri, 25 Ekim'de Malatya, 31 Ekim'de Van, 1 Kasım'da Samsun, 7 Kasım'da Kahramanmaraş, 8 Kasım'da Kocaeli il kongrelerimizde bizzat yer alarak milletimizle kucaklaşacağız." "1 MİLYON FİDAN" Erdoğan, iktidara gelişlerinin 18. yıl dönümünü geride bırakacakları 3 Kasım'da, bir milyon yeni üye kampanyalarını, 81 ilde 1 milyon fidan dikerek taçlandıracaklarını bildirdi. Ankara’da gerçekleştirecekleri bu program sırasında 7 ille de canlı bağlantı yapacaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Önümüzdeki yılın bahar aylarına kadar illerdeki çalışmalarımızı tamamlayarak, büyük kongremiz için hazır hale gelmiş olacağız. Kongrelerde yeni bir heyecanla, güçlenen teşkilat yapımızla, 2023 seçimlerine kadar milletimizle olan gönül bağımızı çok daha sıkılaştırmayı amaçlıyoruz. Sizlerden, bu kritik sürece, bireysel hesapların ötesine geçerek olumlu yönde katkı vermenizi, özellikle de dar kadrocu yaklaşımdan uzak durmanızı istiyorum. AK Parti’nin gücü milletimizden aldığı destekten gelir. Milletimizin desteğini de ancak biz kendi aramızda birlik ve beraberlik içinde hareket edersek yanımızda bulabiliriz. Yani akraba, aşiret, şu bu değil; geniş kapsamlı bir yaklaşımla, kucaklayıcı bir anlayışla inşallah teşkilatlarımızı oluşturmamız lazım. Bunun dışındaki her şey teferruattır. Sizlerden, önümüzdeki sürece bu anlayışla bakmanızı özellikle istirham ediyorum." Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: "BUNUN ADI TERÖR ÖRGÜTLERİNİN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA EL KOYMASI HADİSESİDİR" Ne zamandan beri terörle iç içe olanlar Tabipler Birliği gibi önemli bir kuruluşun başına geçebiliyor? Değerli arkadaşlar bunun adı demokratik bir yaklaşım değildir. Bunun adı terör örgütlerinin sivil toplum kuruluşlarına el koyması hadisesidir. Biz bunlara hastalarımızı nasıl teslim edeceğiz? Nasıl şifa arayacağız? Teröristten bu beklenir mi? Türk Tabipler Birliği başta olmak üzere diğer meslek kuruluşlarındaki sorunlar da artık tahammül edilemez seviyeye ulaşmıştır. TTB, bunun gibi kimi meslek kuruluşları açıkça Anayasa'ya aykırı faaliyet içindedir. Her şeyden önce bu meslek kuruluşlarının yönetimi, söz konusu meslek mensuplarının tamamını temsil etmekten çok uzaktır. Çoklu Baro Sistemi'nde yapıldığı gibi aynı çalışmayı TTB ve diğer meslek odalarında da yapmak durumundayız. Cumhur İttifakı olarak da çalışmayı başarılı şekilde sürdüreceğimize inanıyorum. AZERBAYCAN-ERMENİSTAN ÇATIŞMASI... "BİR MÜZAKERE 30 YIL SÜRER Mİ?" Vatan topraklarını kurtarmaya çalışan Azerbaycan'ı hedef almak bir meslek örgütünün görevi olamaz. Onlar benim Azeri kardeşlerimin topraklarını işgal etmek suretiyle, onları ötelediler. Onlar topraklarını terk etmek durumunda kaldılar. Verilen mücadele nedir? 'Biz işgal altındaki topraklarımızı istiyoruz.' İstenen bu. ABD-Rusya-Fransa, hala oyalama taktiğiyle bu işi geçiştiriyor. Versenize işgal altındaki toprakları. Kendi topraklarında ne yapacaklarsa yapsınlar. Yapmanız gereken müzakereleri bitirip, toprakları sahibine vermektir. 30 yıldır bir müzakere sürer mi ya? Oturdular-konuştular-dağıldılar... 30 yıldır bunu yaptılar. Verin yahu. Bu kadar uzun sürecek bir iş değil. Vermediler! İş nereye geldi şimdi? İşte bu hale geldi. Şimdi Ermenilerle Azeri kardeşlerimiz mücadeleyi sürdürüyor. Bizi arayanlar da 'siz Suriye'den mücahitleri oraya götürdünüz.'... Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz Azeri kardeşlerimize her türlü desteği vermeye varız, yine vereceğiz. Fransa'dan gelen silahları neden konuşmuyorsunuz? 'Suriye'den mücahitleri oraya götürdünüz'... Onların kendi topraklarında işi var, oraya gitmezler. (Türk Tabipler Birliği'ne tepki) Dünyanın neresinde bu şekilde hareket eden meslek kuruluşları var? Türkiye'nin artık bu ayıptan kurtulmasının vakti gelmiştir. Bu adımı atmamız lazım. Vakit kaybına tahammülümüz yok. Tek tek her meslek kuruluşunda değişiklik için Meclis'imiz derhal harekete geçmelidir. Gereken hazırlıkların süratle yapılmasını istiyorum. Bunları en kısa sürede hayata geçirmeliyiz. Meclisimizin ilk konularından birisi bu olmalıdır. 'Türk' ve 'Türkiye' ismini haketmeyen meslek kuruluşlarından bu imtiyazlarını derhal almalıyız. TTB içindeki 'Türk' ifadesi zaten bunlara yakışmıyor, onlar zaten nefret ediyor. Azerbaycanlı kardeşlerimizin kararlılıkla hareket ettiklerini biliyorum. Türkiye olarak imkanlarımız ve tüm kalbimizle Azerbaycan'ın yanında olmayı sürdüreceğiz. KIBRIS'TAKİ GELİŞMELER Kıbrıs'taki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Kapalı Maraş'ın açılması Kıbrıs için tarihi bir dönüm noktasıdır. Rahatsız olanlar var. Batı, Yunanistan, Güney Kıbrıs rahatsız oluyor. Bakıyorsunuz, içeride de rahatsız olanlar var. Bunlar bizleri gerçekten üzüyor. Kapalı Maraş, Kıbrıs Türklerinindir. Spekülasyonlara gerek yok. Bu güne kadar hep kapanın elinde kaldı. Güney öyle olmadı mı? Güney Kıbrıs'ın Avrupa'ya girişi öyle olmadı mı? Bize referandum yapılsın, sonra de gereğini yapalım dendi... Referandum yapıldı, Kuzey %65 evet dedi, Güney hayır dedi. Hayır demelerine rağmen Avrupa'ya aldılar. Tüm bu olanlar ortadayken şimdi Kapalı Maraş'la ilgili de 'Burası bizimdir' havasına giriyorlar. Ben de Kuzey Kıbrıs'taki Türk kardeşlerime sesleniyorum; Bu topraklar sizin. Bu topraklara ve bu topraklara sahip çıkan siyasi iradeye de sahip çıkmalısınız. Bu güzel gelişmenin Kıbrıs Türklerine hayırlı olmasını diliyorum." AYM ÜYESİNİN PAYLAŞIMINA TEPKİ AK Parti Grup Toplantısı sonrasında gazetecilerin gündemine ilişkin sorularına cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, AYM Üyesi Engin Yıldırım’ın sosyal medya paylaşımının sorulması üzerine, “Demek ki, tartışmalı herhalde bir tweet attı, tartışmalı bir tweet attığı için de tartışılır hale geldi. Burada özellikle bireysel bir tweet olarak bunu değerlendirmek doğru olmaz. Çünkü bütün ‘çalışıyoruz, ışıklarımız yanıyor’ ifadesiyle zaten bir bütünü ifade eden, adeta bir kolektif yapıyı ifade eden bir yaklaşım burada söz konusu. Çok talihsiz bir açıklama, bu talihsiz açıklamayı keşke yapmamış olsaydı. Kaldı ki, bir üyenin üzerine böyle bir şey düşmezdi. AYM üyesinin adeta böyle bir sürecin içerisinde farklı bir şekilde yer alması, adeta bir siyasete soyunmuş olması, çok arzu ediyorsan bu işi istifa edersin, gelirsin siyasetin içine girersin, siyasetin içinde bunu da, bundan daha ötesini de söyleme şansını da yakalarsın” diye konuştu. AYM Üyesi Engin Yıldırım’ın yanlış anlaşıldığı yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Bunu AYM Başkan ve heyeti düşünmelidir. Ortada böyle bir tablo varsa gereğini de onlar yapmalıdır” ifadelerini kullandı. İstanbul’daki yerel mahkemenin AYM’nin kararını uygulamama yönündeki kararına yönelik görüşlerinin sorulması üzerine Erdoğan, “O tamamen yargının kendi içinde sürdürdüğü bir süreçtir. Geçmişte de bunun örneği Şahin Alpay ile ilgili vardı. Yerel mahkeme karar vermek suretiyle böyle bir adımı atmıştı, demek ki atabiliyor böyle bir adımı, yerel mahkeme bu kararı vermek suretiyle atabileceği bir adımı atmıştır” açıklamasında bulundu. Erdoğan, AYM’nin yapısında bir değişikliğin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine “İnşallah” cevabını verdi. Erdoğan, Cumartesi günü Karadeniz’de vereceği müjdenin bir önceki rezervden daha büyük olup olmadığının sorulması üzerine ise “İnşallah” dedi. Muhalefetin erken seçimle ilgili yaptığı açıklamalara cevap veren Erdoğan, “Çocuksu şeyler bunlar. Bunlar hala siyaseti anlamadılar. İlan edilen bir tarih var. Gelişmiş ülkelere bakın, gelişmiş ülkelerde ilan edilen tarihin dışında erken seçim dedikodusu duyar mısınız? Bu kabile devletlerinin işidir. Bizim gündemimizde böyle bir şey kesinlikle yok. Sayın Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi böyle bir şey söz konusu değil. Bunun vakti saati bellidir, Haziran 2023” dedi.