Erdoğan: Netanyahu'nun yöntemleri Hitler'i kıskandıracak seviyeye geldi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in yarın gerçekleştireceği Ankara ziyareti öncesinde Yunan Kathimerini gazetesine bir röportaj verdi. İki ülke arasındaki itilaflı konulara kazan-kazan anlayışı ile çözüm bulunabileceğine işaret eden Erdoğan, Akdeniz'in işbirliği alanı olması gerektiğine vurgu yaptı.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, yarın Ankara’yı ziyaret edecek.
Komşu başbakanın Ankara ziyaretinde, başta ekonomi olmak üzere ulaştırma, bilim, teknoloji, tarım, turizm, sağlık ve beşeri ilişkiler gibi çeşitli alanlardaki işbirliğinin devam ettirilmesi gündeme gelecek.
Ziyarette, iki ülke arasındaki 6 milyar dolara yaklaşan ticaret hacminin, her iki ülke liderinin koyduğu ortak hedef çerçevesinde 10 milyar dolara çıkarılmasına yönelik atılabilecek adımlar değerlendirilecek.
Batı Trakya Türk Azınlığı ile Rodos, İstanköy ve Selanik’teki Türk soydaşları ilgilendiren konuların gündeme getirilmesi öngörülüyor.
Türk vatandaşlarının, 10 Yunan adasına seyahatlerinde 30 Mart'tan itibaren uygulanan kolaylaştırılmış kapıda vize prosedürünün de görüşüleceği ziyarette, sürecin devam ettirilmesi konusu da ele alınacak.
İki ülkenin önde gelen iş insanlarının, yeni kurulacak Ortak İş Konseyi çatısı altında bir araya gelmesi planlanıyor.
Görüşmelerde, başta ekonomi olmak üzere ulaştırma, bilim, teknoloji, tarım, turizm, sağlık ve beşeri ilişkiler gibi çeşitli alanlardaki işbirliğinin olumlu gündem temelinde geliştirilmesine yönelik Ortak Eylem Planı’nın devam ettirilmesi hedefleniyor.
Terörle mücadelede işbirliğinin ve bu konulardaki beklentilerin gözden geçirilmesi planlanan ziyarette, düzensiz göçle ortak mücadele ve bu alandaki işbirliği konuları ele alınacak.
İsrail-Filistin sorunu başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili Türkiye’nin görüşlerinin aktarılması öngörülüyor.
ERDOĞAN, YUNAN GAZETESİNE RÖPORTAJ VERDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yarın gerçekleşecek ziyaret öncesinde Yunan Kathimerini gazetesine bir röportaj verdi.
Erdoğan, ilişkilerin ivme kazandığını söyledi.
İki ülke arasındaki itilaflı konulara kazan-kazan anlayışı ile çözüm bulmanın mümkün olduğunu kaydetti.
Erdoğan, “Tüm konuları bir arada konuşup çözüm yolunda adımlar atabiliriz.” ifadelerini kullandı.
“Doğu Akdeniz başta olmak üzere bölgede Türkiye’nin içinde bulunmadığı bir enerji platformunun başarılı olması güçtür.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konunun gündeme geleceği bir Doğu Akdeniz Konferansı’nın toplanması gerektiğini söyledi.
"NETANYAHU, HİTLER'İ DE KISKANDIRACAK SEVİYEYE GELDİ"
Erdoğan, Kathimerini’ye verdiği röportajda Gazze'deki son duruma ilişkin yöneltilen soruyu da yanıtladı.
Gazze’deki gelişmelere ilişkin “Gazze'de yaptıklarından dolayı İsrail'i suçluyorsunuz ve Sayın Netanyahu'yu ‘zamanın Hitler'ine’ benzetiyorsunuz. İsrail ve Batı ülkelerinin terörist olarak değerlendirdiği Hamas'ı ise bir 'kurtuluş hareketi' olarak destekliyorsunuz. Türkiye'nin bakış açısını anlatabilir misiniz?” sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
“İsrail'in aylardır Gazze halkına yaşattıklarına bakıp İsrail'in hastane bombalamasını, çocuk öldürmesini, sivil halka zulmetmesini, çeşitli bahanelerle masumları açlığa, susuzluğa, ilaçsızlığa mahkum etmesini meşru görmek mümkün müdür? Hitler geçmişte ne yaptı? Toplama kamplarında insanlara zulmetti, öldürdü. Sadece 7 Ekim sonrası değil, öncesinde de yıllarca Gazze açık hava hapishanesine çevrilmedi mi? Adeta bir toplama kampı gibi oradaki insanlar yıllarca kıt kaynaklara mahkum edilmedi mi? 7 Ekim sonrası Gazze'de en vahşi şekilde sistematik toplu ölümlerde kimin imzası var? İnsanlara 'Şu bölgeye gidin' deyip oraya bombalar yağdıran İsrail'e ne denir? Netanyahu ortaya koyduğu soykırım yöntemleri ile Hitler'i de kıskandıracak seviyeye gelmiştir.”
Ambulansları hedef alan, yemek dağıtım noktalarını vuran, yardım konvoylarına ateş açan İsrail'den söz ettiklerini vurgulayan Erdoğan, “Gazze'de insanların yaşama hakkı başta olmak üzere onlarca hak ve özgürlüğü çiğneniyor. Biz onların haklarını savunuyoruz. Barışı savunuyoruz. İsrail ise Birleşmiş Milletler kararlarını, uluslararası hukuku, insan haklarını pervasızca çiğnemeye devam ediyor. Düşünün sizin evinize biri gelip 'Burası artık benim, git buradan' derse tavrınız ne olur? 'Gel benim evime yerleş elimden al' mı dersiniz, yoksa evinizi savunur musunuz? Haliyle evinizi savunmanız ve haksızlığa karşı koymanız beklenir.” ifadelerini kullandı.
“HAMAS, İSRAİL’İN İŞGAL ETTİĞİ FİLİSTİN TOPRAKLARINI GERİ ALMAK İSTİYOR”
Erdoğan, İsrail'in sadece Gazze'de değil, bütün Filistin topraklarında bunu yaptığını vurgulayarak, “Adına 'yerleşimci' dedikleri teröristler için Filistinlilerin evlerini ve topraklarını ellerinden aldı. Onları, Filistinlilerin evlerine yerleştirdi. Haliyle bu uzun yıllara yayılmış sistematik zulme karşı, Filistinliler de bir noktada örgütlendi ve direnmeye başladılar. Batı'nın terörist damgası vurmaya çalıştığı Hamas ve Filistin'deki diğer direniş grupları, esas itibarıyla bu zulme verilen tepkiden doğmuştur.” şeklinde konuştu.
Hamas'ın, Filistin'de İsrail tarafından işgal edilmiş evlerine, iş yerlerine ve topraklarına sahip çıkan insanlardan başka bir şey olmadığını kaydeden Erdoğan, "Hamas ne istiyor, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarını geri almak, devletlerini yeniden ayağa kaldırmak. 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, egemen, bağımsız, coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti tanınırsa direnişe gerek kalır mı? Kaldı ki Hamas bunun gerçekleşmesi durumunda silahlı kanadını lağvedeceğini ve yollarına siyasi parti olarak devam edeceklerini de ilan etmiştir. İki devlet temelinde çözüm, kalıcı ve sürdürülebilir barışı sağlayacak etkin bir yoldur." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Görüyorsunuz son açıklamasıyla Hamas ateşkese razı oldu ancak İsrail, Gazze'nin tamamını işgal hevesi nedeniyle bahaneler üretip ateşkes istemiyor. Zulüm ve katliam devam ediyor. Biz ise çözüm için çabalamayı sürdürüyoruz. İsrail'e destek verenlerin tüm bu yaşananları yeniden düşünmesi ve tarihsel sorumluluk anlayışı ile barış ve huzuru savunan tarafta yer alması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
ABD ZİYARETİ NEDEN ERTELENDİ?
ABD Başkanı Joe Biden ile programlanan görüşmelerinin neden aniden ertelendiği ve ABD'nin, Türk-Yunan ilişkilerinde arabulucu rolü oynaması gerektiğine inanıp inanmadığı sorulan Erdoğan, ABD ziyaretinin karşılıklı programların uyuşmaması nedeniyle ertelendiğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Biliyorsunuz Amerika Birleşik Devletleri bir seçim arifesinde ve Sayın Biden'ın programları daha da yoğunlaştı. Bizim de programlarımız hem yurt içinde hem yurt dışında yoğun bir şekilde seyrediyor. Bu tip ziyaretler her iki tarafa da uygun zamanlarda gerçekleşir. Arkadaşlarımız muhatapları ile görüşmeler yapıyor ve uygun tarih belirleme çalışmaları devam ediyor. Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerde Amerika Birleşik Devletleri'nin denge politikasını muhafaza etmesinden yanayız. Biz, Yunanistan ve ABD, NATO'nun üyeleriyiz. Müttefiklik hukukuna uygun mesafede sürdürülecek ve yapıcı diyalog zeminini teşvik edici yaklaşımların yararlı olacağı kanaatindeyiz. Kaldı ki bizim Yunanistan ile aracısız doğrudan temas zeminimiz vardır. Bunu korumak ve geliştirmek ilişkilerimize daha fazla olumlu katkı sağlar.”
“HEYBELİADA RUHBAN OKULU’NUN AÇILMASI İÇİN ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye'nin, Heybeliada Ruhban Okulunun yeniden açılmasına ilişkin, din özgürlükleri konusunda olumlu bir adım atacağı yönünde görüşler dile getiriliyor. Okul onlarca yıldır kapalı, siz 22 yıldır iktidardasınız. Bu konuda sizin, olumlu bir adım atma planınız var mı?” sorusu üzerine, bu konuda duruşlarının net olduğunu söyledi.
Azınlık haklarına son derece saygılı olduklarını dile getiren Erdoğan, "Bu konuda hassasiyetimiz çok yüksek. Rum Ortodoks azınlık da ülkemizde hem eşit vatandaşlık haklarından yararlanmakta hem de azınlık haklarından istifade etmektedir." dedi.
Heybeliada Ruhban Okulu meselesinin de 1971 yılında Anayasa Mahkemesi kararı ile tüm özel yüksekokulların devletleştirilmesi ile ortaya çıktığını aktaran Erdoğan, "Ruhban Okulu'nun devredilebileceği bir yükseköğretim kuruluşunun olmaması nedeniyle de hukuki zemin ortadan kalkmıştır. Bu okulun YÖK mevzuatına tabi bir şekilde bir devlet üniversitesi bünyesinde faaliyetine başlaması önerisine Fener Rum Patrikhanesi karşı çıkmıştır. Biz yine de Heybeliada Ruhban Okulunun açılması için çalışmalar yapıyoruz. Yunanistan'daki Türk azınlığın eğitim alanında karşılaştığı sorunlarla ilgili de komşumuzdan aynı yapıcı yaklaşımı bekliyoruz." ifadelerini kullandı.