Eski Danışman Beki'den Fiyat Eleştirisi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında yüksek enflasyon ve yüksek fiyatla mücadele konusuna değinmişti, Gazeteci Akif Beki konuyu Karar gazetesindeki köşesine 'Mahcup dörtlüden ürkek 'fiyat' uyarısı' başlığıyla taşıdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında yüksek enflasyon ve yüksek fiyatla mücadele konusuna değinmesi eski baş danışmanı Gazeteci Akif Beki'nin ilginç bir yorumuna neden oldu. Beki konuyu konuyu Karar gazetesinde "Mahcup dörtlüden ürkek ‘fiyat’ uyarısı" başlığıyla taşıdı.
Gazeteci Akif Beki'nin yazısı ise şöyle:
Mahcup dörtlüden ürkek ‘fiyat’ uyarısı
Konu, yüksek fiyatlarla nasıl mücadele edileceği...
TOBB, TESK, TÜSİAD ve MÜSİAD ortak bir açıklamaya imza attı.
İktidarın yüksek fiyatlarla mücadelesine destek verir gibi yaparak üç önemli uyarıda bulundular.
Öncelikli hedefin, enflasyonla mücadele olması gerektiğini söylediler.
Bundan sapma işaretleri görmüyorlarsa neden bu uyarıya gerek duydular?
"Türkiye’nin önceliği fiyat istikrarı" dediler. Ama “Fiyatların serbest piyasa koşulları içinde oluşmasını gözeterek fiyat dinamiklerinin sektörel bazda yakından izlenmesi”ni istediler.
Yüksek fiyatların sebeplerini ortadan kaldırmadan etiketlerdeki sonuçlarını değiştiremezsiniz, bu işleri daha da kötü yapar mesajı değil mi?
Demek ki Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla, polis zoruyla fiyatların düşürülebileceğine onlar da inanmıyor.
Sektörlerle konuşarak, sebeplerini araştırarak 'veriye dayalı politika geliştirilmesi'ne destekçi olacaklarmış.
Demek ki vatandaşın gazını almak için soğan lobisiyle, patates çetesiyle mücadele süsü vererek üretici, tedarikçi ve perakendeciye vurguncu muamelesi yapılmasından korkuyorlar.
Bu popülist gösterilerin, fiyatları ucuzlatmak yerine zaten can çekişen üretici ve tüccarı batırmaktan başka bir işe yaramayacağını söylemiş olmuyorlar mı?
İktidarın fiyatlara kaba kuvvetle mudahalesinin sorunları çözmediği, bilakis zor durumdaki ekonomik hayatı daha da kötüleştirdiği görülmüştü.
Maliyetleri düşürmeden fiyatları düşürme, enflasyonu düşürmeden faizleri düşürme fantezisi denenmemiş miydi?
O zamanki uyarılara kulak tıkama inadının millete ödettiği bedel de ortada. Merkez Bankasının 130 milyar doları yakılmadı mı bu uğurda?
Cumhurbaşaknı Erdoğan, önceki tecrübelerden bu dersi çıkarmıştı sanki.
Berat Albayrak'ın ardından, ekonomi yönetimindeki değişimin göstergelere hemen olumlu yansıdığını bizzat kim müjdelemişti?
Piyasaların iyimser tepkisini bile doğru yolda olduğumuza yoran Cumhurbaşkanı değil miydi?
Hatta o sıra Cumhurbaşkanı, yüksek faizleri aşağı çekmek için önce enflasyonu aşağı indirme mecburiyetinde olduğumuzu da kabul etmemiş miydi?
Ne oldu da Cumhurbaşkanı, şimdi yeniden 'enflasyonu düşürmek için önce faizi düşürme' tezine geri döndü?
Göz boyama ihtiyacından başka bir cevap bulursanız, bana da yazın.
Çünkü millete ödetilen bedelin kendi kararlarından bilinmesini istemiyor.
Yüksek faizlerden, kendi atadığı ekonomi yönetimini sorumlu gösteriyor. Kendisine rağmen yükseltiliyormuş gibi...
İşsizlik ve yatırımsızlığın suçlusu, zaten bankalar ilan edilmişti.
Yüksek fiyatlar ve enflasyondansa vurguncu çeteleri, yani fırsatçılık yapan üretici ve marketler sorumlu. Memleketi de Bay Kemal çok kötü yönetiyordu.
Şikayetlerinizi başkalarına, yalnızca memnuniyetlerinizi iktidara bildirmenize müsaade var.
Bu şartlarda, mahcup dörtlü TOBB, TESK, TÜSİAD ve MÜSİAD'ın örtük uyarısı ne kadar kale alınacak dersiniz!
Biden Biden duy bu çığlığı!
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in, MYK sonrası söyledikleri gözümden kaçmış.
Vali ve yargı mensuplarına, ancak CHP partizanlığı yaptıklarında militan denebilirmiş de...AK Parti militanı demek faşistlikmiş de...
Hayır, bu safsatasına takılmadım. O kadar mantık kusuru kadı kızında da olur.
Ama şu sözleri pek acayip yahu:
Bir: “Senato baskını analiz edildiği zaman İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığının kurumsallaşmış olduğunu görüyoruz. Yeni Başkan’ın, bu tehdidin farkında olarak göreve başlaması son derece önemlidir.”
Fark ettiyseniz; Türkiye düşmanlığını Trump’a bağlıyor, Biden’ı oradan yakalamaya çalışıyor.
Trump gitti, yaşasın yeni dostumuz Biden ha!
Bu kadar çabuk mu bitecekti Trump aşkları. Üç gün bekleseydiniz bari demezler mi!
İki: “Bu dönemde üzüntü verici birkaç şey duyduk. Türkiye’deki Amerikan karşıtlığı sebebinin AK Parti olduğuna dair bazı açıklamalar geldi. Bu değerlendirmeler yanlıştır.”
Hani muhalefet Amerikancıydı, üst aklın maşası, emperyalizmin uşağıydı. AK Parti ise Amerikan emperyalizmi ve üst aklına karşı bağımsızlık savaşı veriyordu!
Son birkaç yıldır, muhalefeti karalamak için pompalanan bu düşmanlaştırma paranoyaları çöpe mi gitti şimdi?
AK Parti, “CHP’nin Amerikan karşıtlığı talihsizlik” diye kendi muhalefetini ABD’ye şikayet ettiği günlere geri mi dönüyor, ne!
“Kimmiş Amerikan karşıtı, biz mi, haşa!” hassasiyeti göz yaşartıcı. Bravo!