Esnafın problemi Çalar Saat'te masaya yatırıldı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV'de İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programının canlı yayın konuğu oldu. 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV'de İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programının canlı yayın konuğu oldu. 

Kılıçdaroğlu, ekonomideki kötü tabloya, Merkez Bankasındaki görev değişikliği ve rezerv tartışmasına değinirken programda esnafın sıkıntı ve talepleri de masaya yatırıldı. 

İşte o bölümler:
 

İsmail KÜÇÜKKAYA- Türkiye’yi turluyorsunuz sürekli, işte tarım sektörü, üretici, esnaf, dün Kırıkkale’deydiniz. Çünkü pek çok yere gidiyorsunuz. Bütün bunlara baktığınız zaman böyle umutlu musunuz yani?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Elbette. Şöyle; vatandaş burnundan soluyor aslında, özellikle esnaf gerçekten perişan vaziyette, ama onlara söylüyoruz; yani biraz sabırlı olun, nasıl olsa bu sandık gelecek, dolayısıyla kararı sandıkta vereceksiniz diyoruz. Var olan şikayetleri ben de biliyorum, onlar da biliyorlar, dertlerini anlatıyorlar, büyük sıkıntılar var onu anlatıyorlar, intihar eden insanlar var, o insanları örnek veriyorlar ama diyoruz yani biraz sabır biz bu işi çözeceğiz.

İsmail KÜÇÜKKAYA- Şimdi efendim ben dün şöyle bir anons yaptım, “Türkiye’nin en çok izlenen…”, Türkiye’nin kanalı burası çünkü ve çok etkili bir platformda…
Kemal KILIÇDAROĞLU- Türkiye’nin sesi aslında.
İsmail KÜÇÜKKAYA- Sağ olun. Bunu şunun için söylüyorum efendim. Biz buralardan gelen tabloya bakınca Türkiye’nin nabzını görüyoruz. Türkiye’de dün ve bugün iki önemli konu konuşuluyor en çok inanın bana. Bir tanesi bu sizin de sorduğunuz bu paralar nerede, işte Naci Ağbal’ın istifa ettiği gün vs. sizin tabirinizle birileri voleyi vurdu mu, onu konuşuyor halkımız. İkincisi de esnaf, biraz önce de sorular geldi, efendim biz kapalıyız tabi pandemi zamanında herkes kapalı fakat iktidar partisi az evvel haberimizde izlediğimiz gibi lebalep salonlarda. Bunu bir yorumlar mısınız önce?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Şimdi efendim en büyük voliyi vuranlar dolarcılar ve tefeciler. Faiz yükseliyor bunlar kazanıyorlar, dolar yükseliyor bunlar kazanıyorlar. Dolar düşüp faiz yükselince yine kar ediyorlar, faiz düşüp dolar yükselince yine kar ediyorlar. Yani bu işin mağdurları sizsiniz, benim, esnaftır, çiftçidir, emeklidir, köylüdür; toplumun her kesimi buradan zarar görür, ama bir avuç insan buradan kar elde ediyor. Naci Ağbal alındı, dolar nereden nereye çıktı?

İsmail KÜÇÜKKAYA- 7.2’lerdeydi efendim 8.4’lere kadar geldi.
Kemal KILIÇDAROĞLU- 450 milyon dolar para el değiştirdi.
İsmail KÜÇÜKKAYA- Birileri dolar aldı 7.2’den…
Kemal KILIÇDAROĞLU- 8’den sattı. Aradaki milyonları kim vurdu? Açıklıyorlar mı? Açıklamıyorlar. Niye açıklamıyorlar? Bu para kimin parası?
İsmail KÜÇÜKKAYA- Bu normal piyasa işlemi de olabilir mi yoksa manipülasyon mu?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Hayır efendim, kesinlikle manipülasyondur. Bakın daha önce 128 milyar dolar da aynı şekilde satıldı. Şimdi Merkez Bankası parayı satarken ihale açıyor, ben doları satacağım diyor. Kuruluşlar, bankalar ihaleye giriyorlar ve Merkez Bankası da alıyor bunu yayınlıyor kendi internet sitesinde, kendi sayfasında yayınlıyor, şu kadar doları sattım diyor. 128 milyar doları kime sattı yayınlamıyorlar. Niye yayınlamıyorlar? Kaçtan sattı, kimin parasıydı 128 milyar doları?
İsmail KÜÇÜKKAYA- Burada da mı manipülasyon olduğunu düşünüyorsunuz?
Kemal KILIÇDAROĞLU- O manipülasyon değil efendim, doğrudan doğruya birilerine kaynak aktarılıyor. Burada da Cuma günü bir günde 450 milyon doları kim aldı açıklasınlar.
İsmail KÜÇÜKKAYA- Açıklasınlar aslında ne var şeffaflık.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Tabi. Ben belki yanlış biliyorum, oturur açıklarlar biz de öğreniriz. Yanlış düşünmüşüz, meğer 450 milyon doları şunlar almış, 128 milyar doları şunlar almış deriz. Rivayet anlatılıyor ya Sayın Babacan söyledi 128 milyar doları kim aldı diye soru sorunca Naci Ağbal alınmış oradan.
İsmail KÜÇÜKKAYA- Doğru olabilir mi?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Olabilir, tabi olabilir, niye olmasın. Çünkü 128 milyar doları defalarca sordum sordum sordum hala soruyorum. 450 milyon doları sordum sordum hala soruyorum tık yok. Her şeye söylüyor Bay Kemal, Bay Kemal, Bay Kemal… Güzel, Bay Kemal sana herkesin anlayacağı bir soru soruyor kardeşim, 128 milyar doları kim aldı. Bay Kemal sana aklı başında bir insanın sorusunu soruyor kardeşim; 450 milyon doları kim aldı, kime verdin sen 450 milyon doları.
İsmail KÜÇÜKKAYA- Efendim Sayın Erdoğan bu konudaki sizin eleştirilerinize çok kızdı ve dedi ki, bunlar piyasa kuralları çerçevesinde yapılmıştır dedi ve işte milletin hazinesinde, milletin cebinde dedi. Yani normal piyasa işlemleri gibi değerlendiriyor.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Milletin hazinesindeyse 128 milyar dolar göstersinler Merkez Bankasından.
İsmail KÜÇÜKKAYA- Yok mu?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Yok efendim. Eksi. Swapları düştüğünüzde yani başkasının dolarını getirip Merkez Bankasından ödünç almışsınız koyuyorsunuz oraya onu çıkardığınız zaman eksi bakiyesi var. Merkez Bankasının kasası bu herkes biliyor bunu. Yani bu konuda mürekkep yalamış bir iktisatçı gayet rahat bunları biliyor. Herkes yazıyor, çiziyor ne kadar eksi olduğunu söylüyor zaten. Peki soruyorum ben de kime verdin sen 128 milyar doları? Milyar dolar bakın. Burada da bir günde 450 milyon dolar. Kime verdin 450 milyon doları, kim aldı, kim manipülasyonu yaptı. Ben yapmadım, çiftçi yapmadı, emekli yapmadı, esnaf yapmadı. Kim aldı bunu kardeşim o zaman, kim aldı, kime sattın sen bu parayı?
İsmail KÜÇÜKKAYA- Aslında efendim şeffaf bir yönetim bunları açıklayacak biz de bileceğiz. Yani bu iddialar doğru olmaya da bilir bilemem, ama açıklasın Merkez Bankası biz bilelim.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Efendim bir şey açıklanmıyorsa orada karanlık nokta vardır. Biz soru soruyoruz değil mi? O da der ki, kardeşim sorduğun soru doğru, soruyu sorabilirsin politikacı olarak senin hakkındır, vatandaşın hakkını savunuyorsun. Ben paraları bakın 450 milyon doları şu şu şu kuruluşlar aldı, şu şu kuruluşlar sattı biz bunu açıklıyoruz, internet sitesine koyuyoruz. Nereye? Merkez Bankası, olmadı Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulu. Şimdi 128 milyar dolar var diyor, Merkez Bankasında diyor, hayatımda duyduğum en büyük palavra. Hiç kimse söylemiyor bir kişi söylüyor, burada para diyor.
İsmail KÜÇÜKKAYA- Efendim reklam arasında ben şöyle sorulara da baktım. Esnaf, çiftçi, bu arada muhtarlardan teşekkür mesajları geliyor onları söyleyeyim. Bugün Saygı Öztürk’ün yazdığı bir yazı var, onu da soracağım, belediyelerin yardım yapmasıyla ilgili yeni bir düzenleme, bir engel mi her birini konuşacağım, ama izin verirseniz çiftçiyi dinledik çiftçiyle başlayacağız, sonra esnafa geçeceğiz, sonra akıp gideceğiz.
Şimdi Sayın Genel Başkan, biz burada bütün partilerden Türkiye turlarında esnaf, çiftçi haberleri aktarmaya çalışıyoruz. Sizi de dikkatle takip ediyoruz. Gördüğüm kadarıyla siz çiftçilerle konuşurken üretici diyor ki, maliyetlerim arttı, mesela yem fiyatları vs. ama sattığımdan da para kazanamıyorum diyor. Sizin gözleminiz nedir efendim ve bir de çözüm öneriniz nedir?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Şimdi diyor ki, yemi alıyorum diyor 6 ay önce şu fiyattan veriyordum şimdi bu fiyattan. İlacı alıyorum. Bakın ilaç dolarla, yem dolarla, elektrik vs. falan onların tamamı, su kullanımı bütün bunların hepsi olağanüstü maliyetler ve bu maliyetler gelip çiftçinin sırtına biniyor, üreticinin sırtına biniyor. Sonra diyor ki; ben tabi zarar edemem diyor, ben de o maliyetleri alıyorum, satarken bunu üzerine ilave ediyorum, makul bir kar koyuyorum ama alıcı bulamıyorum diyor. Şimdi çiftçi nasıl geçinecek, esnaf nasıl geçinecek? Kira meselesi... Gezdiğim yerlerde sordum, dükkan size mi ait, kiralık mı? Kiralık diyor. Kira dolayısıyla biliyorsunuz bir stopaj vergisi vardı, bunu kaldırın dedik, kaldırmıyorlar. Düşürdüler bunu. Niye kaldırmıyorsunuz kardeşim kaldırın bunu, rahatlasın biraz esnaf. Bakın en büyük sıkıntıyı yaşayan çiftçi ve esnaf. Bir de işsiz kalanlar tabi. Ama dükkanını açıyor, asıl benim satış yapacağım gün Cumartesi, kapatın diyorlar belli bir saatten sonra kapatıyorum, peki ben nasıl geçineceğim diyor. Çantacıya girdim; okullar kapalı çantayı aldım, taksiti ödeyemiyorum diyor, borcumu ödeyemiyorum, çantalar burada kaldı, hepsi burada duruyor, ne yapacağım diyor. Zincir mağazalardan şikayet ediyorlar; şimdi sokak aralarına kadar girdi zincir mağazalar, benim onlarla rekabet etme şansım yok diyor. Nereye dokunsanız dert var, bakın nereye dokunsanız. Borç almışlar veya işte yardım diye sözde yardım yapılıyor ya pandemi dolayısıyla gidin bankalardan işte veya Esnaf Krediden veya Tarım Kredi veya Halk Bankasından borç alın, Ziraat Bankasından borç vereceğiz diye. Aldık diyor, ödeyemedik diyor, yeniden yapılandırdılar dünyanın faizi bindi diyor, ben nasıl bunu ödeyeceğim diyor. İsmail Bey, onlara şunu söyledim. Esnaflar ister Halk Bankasından, ister başka bankadan, isterse Esnaf Kefalet Kooperatifinden kredi alsınlar bütün faizlerini sileceğim. Çiftçiler ister Ziraat Bankasından ister tarım kredi kooperatiflerinden borç alsınlar bütün faizlerini sileceğim. Hiç kimse endişe etmesin eğer birisi ödemişse faizi, o faizleri de onlara iade edeceğim. Pandemi dolayısıyla zaten bu adam perişan vaziyette, zaten sıkıntılı vaziyette. Adam borcumu ödemek için eşyaları sattım diyor. Çek mağdurları var dünya kadar, devletten alacağım var diyor, ver alacağımı çekimi ödeyim, alacağımı alamıyorum, çeki de ödeyemiyorum, kara listeye giriyorum, hapis cezası diyor. Böyle devlet yönetilmez, bunların dünyadan falan haberleri yok, bakın gezdiğim yerlere bir tek AK Parti milletvekili dahi gidemiyor.
İsmail KÜÇÜKKAYA- Neden?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Niye gitsin ki? Nasıl gidecek? Çiftçinin derdini mi dinleyecek, esnafın derdini mi dinleyecek, sanayicinin derdini mi dinleyecek? Dinleyemiyor çünkü zaten biliyorlar, tepki geleceğini de biliyorlar. Biz gidiyoruz, dinliyoruz ama dinlerken İsmail Bey şunu yapıyoruz, çözüm önerisini mutlaka söylüyoruz böyle çözülecek diye. Az önce söyledim; bunaldın mı kardeşim hiç meraklanma sandık gelecek önüne hesabını soracaksın, demokratik yollardan soracaksın. Ben senin pandemi döneminde kullandığın kredilerin faizlerini sıfırlayacağım arkadaş, almayacağım faiz. Sosyal devlet budur zaten.
İsmail KÜÇÜKKAYA- Bir de efendim neyi iyi yapıyorsunuz biliyor musunuz? Partinizle ilgili değil ben benzerini kim yapıyorsa takdir ediyorum burada. Her sabah bana da malzeme çıkıyor. Partinizde esnaf masası kuruldu geçen hafta baktım Hakkari’ye gittiler, Muş’a gittiler, Van’a gittiler, Diyarbakır’a gittiler. Bu önemli neden efendim? Benim de görevim bu. Yani halkın sorunu varsa taşıyayım ki iktidar bunu çözsün.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Bakın sadece oralara değil Şanlıurfa’ya da gittiler. Dünyanın elektrik borcu var. Elektrikleri kesilmiş, su çekemiyorlar, ürün ekmişler onu sulayamıyorlar, perişan vaziyetteler,; üç kez milletvekili arkadaşları gönderdim, son gittiklerinde yeniden CHP milletvekilleri geldi diye elektrik ve suyu vermişler, inşallah yeniden kesilmemiştir, önümüzdeki süreçte tekrar gideceğiz.

İsmail KÜÇÜKKAYA- Sosyal medyadan derlediğim manşetler vardı, üçünü sormuştum. Çözüm öneriniz nedir diye soruyoruz bunu konuştuk, bunu da en sona bıraktım, önemli bir konu. Şimdi efendim bakın bu esnafın başkanı Bendevi Palandöken, kontrollü normalleşmenin sürdürülebilmesi için herkes elini taşın altına koymalı diyor. Yani biz bir daha kapanırsak zaten açız diyor, ne yapacağız diyor esnafın başkanı Palandöken.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Bu tabloyla-kendilerinin daha önce yaptıkları mitingler, biliyorsunuz Karadeniz baştan sonra kıpkırmızı oldu-bu tabloyla Türkiye’nin tamamını kırmızıya dönüştürecekler, öyle anlaşılıyor. Herkes elini taşın altına koysun. Zaten esnaf, çiftçi, bırak elini, gövdesini taşın altına koymuş, adamın dayanacak gücü kalmamış zaten. İntihar eden oldu değil mi daha iki gün önce, bir kahveci. Aradım ben ailesiyle konuştum, geçinememiş, onuruna yedirememiş, intihar etmiş adam. Bu adama ne diyeceksiniz şimdi siz? Bu tabloyu yaratan kim? Bu devleti yönetenler. Nerede sosyal devlet? Kendileri için var; bir elleri yağda, bir elleri balda, saraydan bunlar görünmüyor tabi. Saraya baktığı zaman mutfak dolu, baktığı zaman etrafındaki insanlar bir yerden değil bir, iki, üç, dört, beş yerden ayrı ayrı maaşlar alıyorlar. En düşük maaşları -her bir yer için söylüyorum- 10 bin liradan fazla. 10 milyonu aşkın işsiz var.

Bakmadan Geçme