Hakan Fidan: Bütün silahlar teslim edilmeli
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, dün gerçekleşen Şam ziyaretinde Suriye hükümeti ile SDG arasındaki anlaşmayı görüştüklerini belirterek, 'Bölgede terör faaliyetlerine bulaşan bütün silahlı unsurların denklem dışına çıkması, bütün nüfusların normal bir hayata dönmesi elzem' ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahım Kalın dün Suriye'nin başkenti Şam'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara tarafından kabul edildi. Görüşme yaklaşık 3 saat sürdü.
Görüşmeye ilişkin TV100'de açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 8 Aralık'ta Suriye'de yeni bir dönem başladığını belirterek, "Şu anda sistem kendini yeniden ayağa kaldırmaya çalışıyor. Hem uluslar arası toplumun hem de komşular olarak bizlerin her türlü desteğine ihtiyacı var." dedi.
Türkiye'nin komşularına karşı tarihi tarihi mesuliyeti olduğunu belirten Fidan, onlara her türlü desteği götürmek gerektiğini ifade etti.
Görüşmeye ilişkin bilgi veren Fidan, "Suriye'nin içinde bulunduğu şartları suistimal eden terör örgütleri vardı. O konuları görüşmek, mevcut gelişmeleri gözden geçirmek ve 2 ülke arasında gündeme gelmesi gereken diğer konular da var. Enerji ve yardım gibi... Bunların hepsini ele aldık. İyi ve verimli bir ziyaret oldu. Beraberinde Savunma Bakanımız ve MİT Başkanımız vardı. Bu konularda da detaylı görüşmeler yaptık." diye konuştu.
Ürdün'de Türkiye'nin çerçevesini önceden oluşturduğu DEAŞ'a karşı mücadele platformunun temelleri atıldığını belirten Fidan, Suriye'nin bunun önemli bir ayağı olduğunu söyledi. Şam'daki görüşmelerde bununla ilgili yeni mekanizmanın teknik özellikleri ve birtakım parametrelere baktıklarını belirtti. Ardından Şam yönetimi ile YPG arasında varılan anlaşmanın üzerinden geçtikleri aktaran Fidan, bölgesel güvenlik konularına da yakından ele aldıklarını belirtti.
PROVOKASYON UYARISI
Bölgede yaşanabilecek provokasyonlara karşı daha önce uyarıda bulunduklarını belirten Fidan, "Bu türden provokasyonlara karşı idari ve siyasi tedbirler önemli. Bu provokasyon Nusayri kesimin provoke edilmesine yönelik bir proje olduğunu görüyoruz. Eski rejim unsurlarının bir tuzakla hükümet birliklerine saldırması belirli miktarda askeri öldürmeleri ve akabinde ortaya çıkan sivil unsurların da iki taraftan karıştığı bir konu. Özellikle Nusayri ve Sünni hassasiyetinin bulunduğu bir yerde yakın tarihinde bazı acıları yaşamış bir toplumun yaraları bu kadar tazeyken provokasyona bu kadar açık bir yaranın olduğu ortada." diye konuştu.
YENİ YÖNETİMİN AKLI SELİM YAKLAŞIMI
Suriye'de Ahmed Şara yönetiminin provokasyona karşı aklı selim bir yaklaşım sergilediğini belirten Fidan, bunun sonunda bazı çevrelerin provokasyonu kendilerinin örgütlediklerini ifade etti.
Hakan Fidan şunları söyledi:
"Yeni yönetim bu türden rövanşist bir tavra girmeyince, aklı selim, makul bir yaklaşım sergileyince bu sefer umduğunu bulamayan bazı çevreler provokasyonu kendileri örgütlediler. Bu provokasyonunun arkasında Şara yönetiminin bunların sorumlularının bulunacağı ve bu saldırıların hiçbir şekilde kabul edilmeyeceğine ilişkin yaklaşımı da oldukça önemliydi. Türkiye olarak da bizim baştan beri çağrımız bu. Anayasal çerçeve neticesinde bütün toplumsal kesimlerin birbirlerini kucaklaması gereken bir anlayıştan bahsediyoruz.
Bizim bölgemizde çeşitli mezhep grupları var. Sünniler olduğu kadar Aleviliğin, Şiiliğin farklı mezhep grupları da var. Irak'taki 12 İmam Şiiliğinin, Suriye'deki Nusayriliğin veya Türkiye'deki klasik Bektaşi-Alevi geleneği. Bunlar birbirinden farklı özellikler ama günün sonunda diğer Sünni kesimden ayrıldıkları için buradan toptancı bir yaklaşımla bir mezhepçi ayrıma gidilmesi gündeme gelebiliyor. Bütün bunların üstüne çıkacak bir anlayış geliştirerek modern devletin toplumun bütün kesimlerini kucaklaması burada en öncelikli olan."
Bakan Fidan, Türkiye'de bazı çevrelerin ucuz bir siyaset dili kullanarak birtakım gelişmelerin aynasını Türkiye'ye tutması ve başka bir yerdeki gerilimi Türkiye'de bir taban bulmaya yönelik bir operasyona dönüştürmesini "talihsiz bir yaklaşım" olarak niteledi.
SDG'NİN SURİYE HÜKÜMETİNE KATILMASI
Hakan Fidan, Türkiye'nin en baştan beri, yeni Suriye yönetiminin YPG işgaline ve korsanlığına son verecek inisiyatifi ele alması gerektiğini savunduğunu belirterek "Her zaman için yeni yönetime telkinimiz Suriye Kürtlerinin haklarının verilmesi. Esad döneminde bu malesef sağlanmamıştı. Şimdi böyle bir tarihi fırsat var. Buna mukabil bölgede gayriresmi olan terör faaliyetlerine bulaşan bütün denklem dışına çıkması hayatın normale dönmesi, bütün nüfuzların normal bir hayata dönmesi elzem." ifadelerini kullandı.
Fidan Türkiye'nin SDG ile Suriye yönetimi arasında imzalanan 8 maddelik anlaşmayla ilgili ise şunları ifade etti: "Hala sınırımızda silahların kan kusması kabul edilebilir bir şey değil. Bizim için hassas olan güvenliğe ilişkin konular var. Özellikle YPG ile ilgili olan konularda ileriye yönelik tezgahlar başta olmak üzere her şey gündemde olabilir.
İyi niyetle imzalanmış olan bir anlaşma varsa gereği yapılsın. Fakat orada ileriye yönelik döşenmiş mayınlar olabilir.Türkiye olarak bunu yakından gözetliyoruz. İnşallah çok fazla kan dökülmeden sulh içinde normal hayata geçiş olur ve terör biter.
HER TÜRLÜ SENARYOYA HAZIRIZ
Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye'nin demokrasiyi sağlamlaştırmaya ilerletmeye devam edeceğini ifade ederek "Terörsüz Türkiye" sürecinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Fidan şunları kaydetti:
"Artık örgüt yöneticilerinin de İmralı’dan gelen çağrıya yanıt verip bundan kurtulması gerekiyor ki siyasi ayak da bir vesayetten kurtulsun. DEM uzun süredir bir vesayet altında siyaset yapmaya çalışıyor. Örgütün silahlı terör unsurlarının vesayeti altında siyaset yapmaya çalışan bir unsur var.
Hiçbir zaman gerçek bir siyasi problemin ortada olduğunu söylemek mümkün olmuyor.
Ben inanıyorum ki bu fırsat penceresini değerlendirirlerse Türkiye ve bölge için büyük bir açılım olur. Bunu değerlendirmeme yolunda bir adım atarlarsa, başkaları bunların aklını çelerse 2013’te çeldiği gibi kendi bilecekleri iş. Biz her türlü senaryoya hazırız."