Hakan Gönay: Kahvehaneler Rehabilitasyon Merkezidir
Edirne Kahveciler ve Gazinocular Esnaf Odası Başkanı Hakan Gönay,32 yıldır yaptığı kahveci esnaflığının sırlarını anlattı. yalnızca pandemi döneminde değil bir çok dönemde kahvehanelerin rehabilitasyonn merkezi gibi işlev gördüğünü belirten Gönay'şöyle konuştu. Aile sorunu yaşar hastalığı olur, bir şey olur gelir bize danışır. İçini döker oturup çayını kahvesini içer… Yani onunla dertleşiriz. Buradan huzurla gider. Yani geldiği zaman masaya oturduğu zaman bizimle beraber sohbet ederken o insanın rahatladığını gördüm ben… Psikolojik destek gibi olduğunu gördüm. Adam bakıyorsun çok sinirli geliyor. Oturuyor çayımızı kahvemizi içiyor…Bakıyorsun rahatlamış gayet güzel sakin bir şekilde evine gidiyor. Yani yaptığımız iş meslek durumu sadece kahvecilik olarak değil rehabilitasyon merkezi gibi hizmette gördük. Müşteri bizden memnun biz de müşteriden memnunuz.'
-Sizi tanıyabilir miyiz?
-HAKAN GÖNAY : 1963 yılında Kayapa köyünde doğdum. 7 kardeşiz kalabalık olmamızdan dolayı aramızda görev dağılımı yaptık. ‘Birimiz köyde kalalım, birimiz yüksekokulda okuyalım, birimiz de esnaf olalım’ dedik. Esnaflık görevi de bana düştü 1988’den itibaren esnafım.
32 YILDIR KAHVECİ ESNAFLIĞI YAPIYORUM
-Dağılımı kardeşlerle mi yaptınız, babanız mı yaptı ?
-HAKAN GÖNAY : Dağılımı kardeşler arasında paylaştık. Yani toprak bize bakmayacaktı. 3 kardeşi geçindirecek kadar toprağımız olmadığı için dedik ki “birimiz üniversite okusun eğitim görsün birimiz esnaflık yapsın birimizde köyde kalsın” esnaflıkta bana verildi. Sürekli hiç kapamadan 32 yıldan itibaren esnaflık yapmaktayım. Mesleğin en eskilerinden biriyim. Benim önümde 3-4 tane arkadaşımız kaldı. Mesleğe devam eden.. Mesleğin içinden geldiğimiz için arkadaşlar dediler ki “ sen bu işi iyi biliyorsun senide bu odaya başkan yapalım” Seçildik.
KAHVECİLİK YAPARSAK EN AZINDAN BATMAYIZ DEDİK
-Neden kahvecilik esnafını seçtiniz ?
-HAKAN GÖNAY: Niye seçtik kahvecilik esnaflığını…? Kalabalık aile olduğumuz için ekonomik şartlardan hizmet sektöründen geliyoruz. Köyden geliyoruz. Bildiğimiz iş dedik. Yabancılık çekmeyiz. Bu mesleğe hizmet sektörüne girdik. Sermayesi az daha az riskli olduğu için çevremizi tanımadığımız için dedik ki ‘yaparsak kahvecilik en azından batmayız’. Baktık ki işi doğru düzgün yaptığında getirisi güzel bir meslek…Peşin parayla dönen bir meslek. Yani şimdi o eski dönemdeki gelirler yok ama yani o zaman gerçekten çok paralar kazandık. Yani şu yaptığımız binanın tamamı bu meslekle yaptık. Getirisi büyük oldu. Yani son zamanlarda pandemi dolayısıyla bir sıkıntımız oldu. Oda 16 aylık bir süre planlamayı yapamadık, hazırlıksız yakalandık. Bayağı bir sıkıntımız oldu. Birazda borçlandık piyasaya da borçlandık herkesin bir esnaf kredisi oldu.
-Kahveci esnafı size göre nedir?
-HAKAN GÖNAY: Biz geldiğimizde yabancıydık çevreye…Yani dediğim gibi bir tedirginlikle geldik. Köyden geliyorsun merkeze tanımadığın bir çevre yani baktık ki vatandaşla müşteriyle çok güzel anlaştık. Arkadaşlıklarımız çok güzel oldu. Düğünü olur, bayram olur. Bir sıkıntısı olur, hastası olur elektriği kesik olur. Müşteriyle yardımlaşma içine girdik. Yani elektrik kesilmiş adam geliyor diyor ki “Hakan bey bana 1- 2 gün bana yardım edebilir misin ?” Ben de yoksa arkadaşımdan alıp veriyorum. Böyle dostluklar oluştu. Bizde yani sıkıntısı olur. Aile sorunu yaşar hastalığı olur, bir şey olur gelir bize danışır. İçini döker oturup çayını kahvesini içer… Yani onunla dertleşiriz. Buradan huzurla gider. Yani geldiği zaman masaya oturduğu zaman bizimle beraber sohbet ederken o insanın rahatladığını gördüm ben… Psikolojik destek gibi olduğunu gördüm. Adam bakıyorsun çok sinirli geliyor. Oturuyor çayımızı kahvemizi içiyor…Bakıyorsun rahatlamış gayet güzel sakin bir şekilde evine gidiyor. Yani yaptığımız iş meslek durumu sadece kahvecilik olarak değil rehabilitasyon merkezi gibi hizmette gördük. Müşteri bizden memnun biz de müşteriden memnunuz. Zaten çok uzun süreli bu mesleği yapmamızın nedeni de memnun olmamız…Yani hizmet sektörü rahat bir sektör bayramı yok, hafta sonu yok. Biraz kendinize vakit ayıramıyorsunuz ama eğer takip ederseniz güzel bir meslek…Yani inanın ben çalışmasam bile buraya geldiğimde yani 5-10 dakika da masadan kalkıp sağa sola bakıyorum…Bir eksik var mı arkadaşların ? Nasılsınız iyi misiniz hal hatır soruyorum…Yani bunlar çok önemli bir işletme için iletişim çok önemli gerçekten biz bunu yaptık. Uzun süre ayakta kaldık ilerledik ekmeğini yedik. Gayrette memnunuz.
EKMEĞİMİZİ ÇAYDAN KAZANIYORUZ
-Ekmeğinizi çaydan mı kazanıyorsunuz?
-HAKAN GÖNAY: Yani çaydan kazandık. İlerlememiz iyi oldu. Yani şimdi bizim günde çayımız beş yüz çay satabiliyorsanız meslek çok güzel bir meslek. Yani bu para peşin gelen bir para veresiye yok. Bu parayı huzurla alıp o yorgunluğunu akşam eve gittiğinizde duşunuzu aldığınızda uzandığınızda yani huzur ile uyuyabiliyorsunuz…Rahat bir şekilde istirahat yapabiliyorsunuz… Neden ? Bir emek sarf etmişsiniz. Biz burada o kadar çok zaman zaman yoğun çalıştık, koşturarak çalıştık…Yani durmadık bazı sağlık sorunları da yaşadık ama hizmetimizden vazgeçmedik.
MÜŞTERİLERİMİZ KAHVEDE EVDEN DAHA RAHAT
-Kahveci esnafının püf noktaları nelerdir?
-HAKAN GÖNAY: Püf noktaları deyince kahveci esnafı olarak işini iyi yapacaksın kaliteli malzeme üreteceksin işini bileceksin, çayını iyi demleyeceksin.. Çay kaliten yüksek olacak adam içtiğinde o çay tadı yani müşterinin ağzını buruşturur ise damak tadını vermiyorsa sen bu işi bilmiyorsun… Demek yani çayını erken açmayacaksın püf noktası işini kaliteli yapacaksın en önemli püf noktası hizmettir. Yani hizmetle iletişimi yapamıyorsan başarısız olman kesin…Hizmetle iletişimi muhakkak yapacaksın. Temizlik var, hijyen olmadı mı zaten olmaz. Yani müşteri geldiğinde tedirgin olmayacak gönül rahatlığıyla gelecek buraya. Geldiğinde bir huzur hissedecek. İnanın bazı müşterilerimiz evden çok burada vakit geçiriyor. Neden burada daha rahat ? Buranın havası da rahat mekanı da… Bahçesi de huzur veriyor. Yani onun için müşteri konusunda herhangi bir sıkıntımız yok.
EVDE DE ÇAYI BEN DEMLİYORUM
-Evde hanımefendi diyor mu ‘ya Hakan sen bizim çayı beğenmezsin” diye…
-HAKAN GÖNAY: Evdeki çayı ben beğenmediğim için bana demletiyor. Evde de çaycı benim sen yap ama buradaki içtiğimiz o damak tadını evdeki ayda pek alamıyoruz. Çünkü ateşle tamamen temaslı demlenen bir çay..Burada buharla demlenen çayın lezzeti daha bir farklı oluyor. Damak tadı farklı olduğu için aynı çay ama buranın lezzetini tutmuyor evdeki çay…
ESKİ MÜŞTERİLERİMİZİ ARIYORUM
-Eski müşterileri arıyor musun ?
-HAKAN GÖNAY: Eski müşterilerimizi arıyorum. Eski müşterimiz ekonomik sıkıntı yüzünden genç olan askerliğini yapıp evlenen arkadaşlarımız genelde sanayi bölgesi olan Çerkezköy’e göç ettiler. Biz de yaklaşık 9 arkadaşımız bu yolla göç etti. Yaşlı olan müşterilerimiz vefat yoluyla gitti. Şimdi ki yeni kazanımdaki o genç müşteriyi kazanamıyoruz biz de sınırsız internet var. Servislerimiz var cappuccino sıcak kahve o tür şeyler yapan makinayı aldık ama randıman olmadığı için tekrar vermek zorunda kaldık. İhtiyacı olan cafelere verdik gençleri, kazanamadık. Yani gençler bizim mekanlara ilgi göstermiyor. Yani genelde 30 yaşın üstündeki müşteri bizim müşterimi. Yani daha genç müşteriler rağbet göstermiyor.
KAHVEDE OYUN İNSANI SOSYALLEŞTİRİYOR
-Siz birde eğlence sektöründe de oyun oynanan bir mekan sahibisiniz.
-HAKAN GÖNAY: Tabi eğlence sektörü denilince oyun oynar. Yani bizde ne var tavla; okey. 81 batak oyunları gibi oyunlar vardır. Yani eğlence amacıyla arkadaşların kaynaşması iletişimleri daha sıcak arkadaşlıklar edinme fırsatı veriyoruz. Yani şimdi, masaya 1-2 kişi geliyor, oturuyor cep telefonuyla internette sağa sola girmeye başlıyor. Yani o kopuk olan iletişimi oyun sayesinde sosyalleştiriyoruz yani oyun sosyalleştiriyor.
MÜŞTERİLERİN ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞTİ
- Kahveci esnafı o dediğin oyunların hepsini bilir mi ?
-HAKAN GÖNAY: Yüzde 90’nı bilir bu meslekte bilme zorunluluğu yok ben mesela bilmediğim oyunları mesela biriç oyunu o tür şeyleri bilmem bilmek zorunda da değilsin. Müşteri istiyor ise kendi arasında anlaşıp oynuyor.
-Eskiden domino diye oyunlar çok vardı
-HAKAN GÖNAY: Dominolar eskiden çok rağbet vardı. Domino olayı artık bitti . Zaten artık yok. Kahve içme olayları eskiden biz kahve yaparken çok yorulurduk. Ggünde 30 tane kahve yapardık şimdi ayda 5 tane yapıyoruz o alışkanlıklarda değişti eski müşterilerimiz yaşça ileri gittikçe yeni gelen müşterilerimiz.
PANDEMİNİN TELAFİSİ ENAZ İKİ YIL
-Dünya genelinde Türkiye’de çok zorlu bir pandemi dönemi yaşadı pandemi döneminde esnaf ve sanatkar olarak ne çektiniz?
-HAKAN GÖNAY: Pandemi dönemi beklemediğimiz bir durumla karşılaştıkb Şok etkisi yarattı diyebilirim. Hazırlıksız yakalandık. Ekonomik olarak çok büyük sıkıntılar çektik. Devlet destekli kredilerden yararlandık
Fakat geri dönüşümlü maliyetli paralar olduğu için biz esnaf olarak geri ödemekte çok zorlandık. Bazılarını faizleriyle birlikte ödemek zorunda kaldık. Bazılarını da ödemedik. Bu sefer ne oldu ? Sicilimiz bozuldu esnaf olarak ben yaklaşık 13 yaşında esnaf oldum bu kadar sıkıntıyı ilk defa pandemi döneminde yaşadım. Yeterince destek görmedi esnaf… Devletin gücü yettiği kadar ama ne olabilirdi ? Şimdi devletin gücü 10 TL varsa tamamen kapalı olan esnafa yönelseydi ( o meblayı kapalı olan esnafa verse idi) Bugünkü sıkıntıları yaşamazdık. Yani biz pandemi döneminde 9 milyar TL para aldık. Devletten yararlandık ama açık olan işletmelerde yaklaşık 7 milyar TL yararlandı. Arada büyük bir fark yok ! Para adil paylaşılmadı kapalı olan esnaf çok büyük sıkıntılar çekti. Öz kaynaklarını sattı, programlarını değiştirdiler. Öyle bir program yapmış ki ben şimdi gitmişim daireyi almışım 3 milyar ödemem var ona göre kendimi ayarladım. Gelirsiz kalınca bunları ipotek te olduğu için satışını da gerçekleştiremiyorsun. Çevremizden almak zorunda kaldık. Esnaf kredisi çekmek zorunda kaldı. Fakat gelir olmayınca ödemekte çok büyük zorlandık. Bu pandeminin bize en az telafisi en az 2 yıl…Ben telafi edemiyorum, kendi yerim olmamasına rağmen kira vermeme rağmen da toparlanmadık.
BİZİM İÇİN KAYIP DÖNEMDİ
-Bir ara kahvehaneler olarak açıldınız ama oyun oynanmadı?
-HAKAN GÖNAY: o dönemler tamamen kayıp dönemlerdi. Açık olmasına rağmen çalışanların yevmiyeleri çıkmadı. Yani biz dedik ki çalışanlara; “Biz bunun çayını kahvesini meyve suyunu diğer şeylerini karşılayalım. Siz ne üretiyorsanız aranızda paylaşın… Eğer sizi idare ediyor ise ikişer kişi çalışın, vardiyalı etmiyor ise teker teker çalışın”…. Onlar da teker teker çalıştı. Zaman tasarrufu açısından zaten randımansız bir işti. Bizim için kayıp bir dönemdi.
BİZİM İŞİMİZİR ÖNÜ KAPALI
-Pandemi dönemindeyken sizin öneriniz ne bunu telafi ve tedarik etmek için ne yapılabilir.
-HAKAN GÖNAY : Telafi etmek olarak ne yapılabilir ? Vallaha çalışarak yapacağız. Biz bunu eski işlerimizi özledik. O eski iş yoğunluğunu özledik. Şuanda pek yapılacak bir şey yok. Çünkü hareketlilik olması için en azından okulların açılması gerekiyor. En azından önümüzdeki hafta açılıyor şimdi veli okula götürüyor, geliyor. Bir çay içiyor yani, hareketlilik olması gerekiyor. İşletmelere güven duyması lazım. Bu da neyle mümkün olabilir? Tabi ki temizlik, hijyen mesafe…Yani bu kurallara uyarak müşteri kötü bir izlenim almazsa senin mekanından düzelme imkanı var. Ama şuanda yapılabilecek hiç bir şey yok. Yani önü kapalı bir iş bizim işimiz tamamen insan kaynaklı yani eğer iletişiminiz zayıfsa insanlarla kopuksa bir de mekanda kötü olaylar yaşandıysa (mesela pandemi dolayısıyla hayatını kaybedenler falan o tür şeyler yaygın söylenti haline geldiyse) o zaman sıkıntı var demektir. Aşması çok zor yani zaten geçen ay 23 tane işletmecimiz kahveci esnafımız kapamak zorunda kaldı. Yürüyemeyeceğini anladığı için kapamak zorunda kaldı. Çünkü artık umudu kalmadı ya iş değişikliğine gidecek veya mekanı kendinin ise kiraya verecek.
KAHVECİ ESNAFI ÇAYA SEVGİSİNİ KATACAK
-Bu kahvecilik esnafını sevmeyen biri yapabilir mi ?
HAKAN GÖNAY: Bu işi sevmek lazım eğer sevmiyor iseniz hiç başlamayın…Başarısız olursunuz yeni nesil ne olursa olsun belki ilk zamanlarda yeni açıldığınız için kalabalık olursunuz. Fakat iletişiminiz zayıf ise sen işi sevmiyor isen işinin başında durmuyorsan o işletme kesinlikle kapanmaya bağlı kalır. Çaya sevgini emeğini katmayınca zaten o çayın bir lezzeti olmaz ki ! Bunu yapamıyorsan hiç başlamayacaksı. Bu işi severek yapacaksın. Bizim tercihimizde zaten ‘biz bu işi yaparız’ diye biz bu işe başladık. Çünkü babamın bana tavsiyesi ‘oğlum işletme hizmet sektörü ağır bir sektör sen bu işe girme sen burayı market yap’… Ben de şöyle dedim:
‘baba çevremizi tanımıyoruz…Yani bundan 30-35 sene önce veresiyecilik daha bi farklıydı. Bakkaların veresiye defterleri vardı şimdi artık kredi kartları var. O yok şimdi o risk vardı. Çevremizi tanımıyoruz. Çok büyük zararlar yiyoruz. Elimizdekini de kaybetme durumu var. ‘Ben bu işi biliyorum ben bu işi yapacağım’ dedim. Meslek olarak kahveciliği seçtik.
BİRBİRİMİZİ TANITAMIZ LAZIM
Hakkarili ve Edirneli esnafı bir araya getireceğiz bu konu hakkında düşünceleriniz nelerdir ?
-HAKAN GÖNAY: Türkiye genelinde esnaf kaynaşmasını gerçekleştirecek organize edecek kurumlar var. Mesela birlikteliğimiz var. Yaptığı faaliyetler tamamen federasyonla alakalı faaliyetler… Ama bu tür dernekler aracılığıyla; mesela belediyecilik nasıl ? Bizim sınır ili olduğu için ne yapıyor, iletişimi sağlıyorlar? Onlar ne yapmış nasıl hizmet etmiş neler yapılabilir ? Hakkarili kardeşlerimizle biz ne yapabiliriz, iletişimimiz ne olur? Biz gidersek oralarda bize nasıl yardımcı olurlar, onlar gelirse biz onlara nasıl yardımcı oluruz? Yani kaynaşma bence çok güzel olur. Bunların ilerletilmesi lazım. Aslında yani bu 4 şehirle kısıtlı kalmamalı… Birilerinin bu işi yapması lazım. Çünkü bu işten görerek hem fikir ediniyorsun hem pratik ilerletiyorsun…Bakıyorsun onlar ne yapmış ya bir masa örtüsünü örtme şekli bile değişik o anlamda fikir alış verişi de yapılabilir ? Farklı coğrafyalarda olduğu için biz ne yapabiliriz, alışkanlıklar farklı olabilir ? Bu sorulara cevap bulmamız lazım.