Halkbank Genel Müdürü Arslan'ın bilinmeyen hayatı
Ömrünü esnaflığa adamış babası Ali Aslan’ın üç altın kuralı Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan'ın hayatı boyunca rotasını belirlemiş: Helal kazanç, kul hakkı yememek ve şükretmek… Lokantada komilik yaparak başlayan Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan “Bugün geriye baktığımda iş hayatımda bana başarıyı getiren adalet, disiplin, sadakat ve saygı gibi erdemlerimin hepsini o yıllara borçlu olduğumu görüyorum.” dedi.
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, esnaflık deneyimini, babasının Ahilik kültüründen başlayan esnaflık anlayışını esnafhabertv.com’a anlattı:
Her sabah besmeleyle açtıkları dükkânlarında, müşterilerine en iyi hizmeti sunabilmek için canla başla çalışan esnaf ve sanatkârlarımız bu ülkenin kaleleridir. Çünkü esnaflık, ahilik geleneğinden günümüze dek süren kültürel mirası ve ticaret ahlakını yaşatmak ve geleceğe taşımak demektir. Bir esnaf çocuğu olarak, kökleri yüzyıllara uzanan bu geleneğimizin; sosyal ve ekonomik yaşamımızın omurgasını oluşturan kültürel değerlerinin önemine yürekten inanıyorum. Ben Ankara’da yedi çocuklu bir esnaf ailesinde dünyaya geldim. Ne şanslıyım ki çalışmanın önemini ve değerini de ömrünü esnaflığa adamış babamdan öğrendim. Babamdan öğrendiğim değerler, hayatım boyunca yaptığım her işe yansıdı. Gençlik yıllarım ve çalışma yaşamımda her adımımı, çalışmanın erdemine olan inancım ve ülkeme fayda sağlamanın bilinciyle attım.
Babam Ali Arslan’ın öyküsü, 1933 yılında Çorum’un Sungurlu ilçesinde başlıyor. Altısı erkek bir kız evlat sahibi olan babam, vatani görevini tamamladıktan sonra Ramazan pidesi imalatı ile iş hayatına atılmış ve 60’lı yıllarda meslek yaşamına taksicilikle devam ederek ailesini geçindirmiş. 1967 yılında ihalesini kazanarak başladığı kantincilik mesleğini o gün bugündür ara vermeksizin sürdürüyor. 1970’li yıllarda aynı zamanda lokantacılık da yaptı. İşini aşkla yapmanın verdiği güç ve tutkuyla çalışan babam her zaman “Ömrüm vefa ettiği sürece esnafım” der. Esnaflık, babam ve tüm ailemiz için boğazımızdan geçen helal lokma, bir tas sıcak çorba, paylaşım ve şükrandır. Eğitim hayatım boyunca babamın bizler için yaptığı fedakârlıklara layık olabilmek için talebelik vazifesinin tüm sorumluluklarını yerine getirdim. Babam doğduğu yıllarda ailesinin maddi yetersizlikleri sebebiyle kendisi okuyamamış. Bu sebeple beni ve kardeşlerimi okutabilmek için gece gündüz çalışarak bir ömür esnaflık mesleğini sürdürmüş. Çok şükür hem benim hem de tüm kardeşlerimin oldukça başarılı bir öğrencilik yaşamı oldu. Ben ve kardeşlerimden bazıları yükseköğrenim gördük. Ben de eğitim hayatım boyunca babamın bizler için yaptığı fedakârlıklara layık olabilmek için talebelik vazifesinin tüm sorumluluklarını yerine getirdim. Üç altın kural: Helal kazanç, kul hakkı yememek ve şükretmek Babamın kantine gelen tüm öğrencilerle arası her zaman çok iyi olmuştur. Onlarla sohbet edip derslerini soran babam, “Gençleri gördüğümde okul hayatlarında başarılı olup olmayacaklarını da hemen anlarım” derdi. Bir babanın dükkânı, oğlu için hayatı öğrenebileceği bir okuldur. Ben de okul yaz tatiline girdiği dönemlerde babamın yanında lokantada çalışır, geç saatlere kadar kendisine yardım ederdim. O yıllarda lokantada babama yardım etmenin tüm iş yaşamıma ışık tutacağını bilmiyordum. Bugün geriye baktığımda iş hayatımda bana başarıyı getiren adalet, disiplin, sadakat ve saygı gibi erdemlerimin hepsini o yıllara borçlu olduğumu görüyorum. Bir insan ömrü boyunca aynı işi yaparsa o işin tüm inceliklerini bildiği gibi takdir edersiniz ki işin doğasını da en iyi o bilir. Ömrünü esnaflığa adamış kimseler de öyledir, tıpkı babam gibi. Babam her zaman esnaflığın üç altın kuralı vardır der. Babam için esnaflığın olmazsa olmaz bu üç kuralı helal kazanç, kul hakkı yememek ve şükretmektir. Babamın “Kazancınız helal olsun, haram lokma yemeyin” sözü benim ve kardeşlerimin hafızalarımızdan ömrümüz boyunca silinmeyecektir. Bizlere yaşattığı eşsiz hayat tecrübesi için babama borcumuz ödenemez. Babam nezdinde ülkemizin bugünkü güçlü ekonomik konumuna gelmesinde sonsuz emekleri olan tüm esnaflarımıza saygı ve hürmetlerimi iletiyorum.