2019 yılı hem küresel ekonomi hem de Türkiye ekonomisi açısından oldukça zor bir dönemeç oldu. Bu süreçte ticaret savaşları, korumacı politikalar ve jeopolitik risklerden önemli ölçüde etkilenen küresel ekonomi, gerek büyüme oranları gerekse ticaret beklentilerinin gerisinde kaldı. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Türk ekonomisinin önemli kurum ve sanayi odalarının temsilcileri, 2019'daki toparlanmanın 2020'de büyümeye dönüşeceğini söylüyor. 2019 GEÇİŞ YILIYDI İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye için kur saldırısının gerçekleştiği 2018 ve dengeleme ile geçen 2019'un ardından, 2020 yılının güçlü büyümeye geçiş yılı olacağını söyledi. 2019'un üçüncü çeyreğinden itibaren Türkiye ekonomisinin yüzde 0,9 büyüyerek, yeniden büyüme patikasına girdiğini ve bu performansın yardımıyla 2020'nin dört çeyreğinin dördünde de pozitif büyüme beklediklerini söyleyen Avdagiç, "Gerçekten çok olumlu bir performans sergiledi. Bu performansın yardımıyla, 2020’nin dört çeyreğinin dördünde de pozitif büyüme yaşamayı bekliyoruz. Yıllık büyüme oranında, Yeni Ekonomi Programı'nda hedeflendiği gibi yüzde 5 büyümeye ulaşmak hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Hatta 2020 büyüme hedefini aşacağımızı söyleyebiliriz." dedi. TÜRK LİRASINA OLAN GÜVEN ARTTI İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ise 2019 yılında dengelenme sürecine girildiğini belirterek, "Hükümetimizin 2018 yılı gibi derin finansal sorunlar yaşadığımız bir yılın ardından ortaya koymuş olduğu irade ile 2019 yılında döviz kurlarından enflasyona, faizden cari açığa kadar ekonomimiz yeniden bir dengeleme sürecinin içine girmeyi başardı. Bu süreçte en büyük başarı, döviz piyasasının 2019 yılının hemen hemen tümünde, yüksek volatilite ve oynaklıktan kurtulup belirli bir dengeye oturtulmasıydı. Özellikle yılın son aylarında bunu çok daha güçlü bir şekilde hissediyoruz. Çünkü Türk lirasına olan güven tekrar artmaya başladı ve yeniden bir istikrar bandı oluştu" dedi. Kurlardaki bu stabilizasyon ve dengelenmeyle beraber enflasyonda da giderek bir toparlanma dönemine girildiğine işaret eden Bahçıvan, henüz kalıcı olarak tek haneli rakamlara inememiş olsa dahi enflasyonun yüzde 10'lara yakın bir tablo içinde olmasının bu anlamda umut verdiğini söyledi. 2019'da yaşanan en önemli dengelenme halkasının faizler olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “2020'nin yatırımlar açısından artık finansal sebeplerden veya finansal bahanelerden arınmış bir dönem olduğunu öngörüyoruz. Artık kimse finansal istikrarsızlıktan dolayı bu ülkede yatırım yapılamıyor diyemez. Bunun için de yılın ilk ayları, bu konuda vereceği görüntülerle, bize önemli bir ayna tutacak" dedi. İLK 9 AYDA YÜZDE 2,6 ARTIŞ Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, küresel ticaretin içerisinden geçtiği zorlu sürece rağmen Türkiye'nin ihracatta olumlu bir grafiğe imza attığını söyledi. İhracatçıların, dinamizmleri ve stratejik kararları sayesinde ihracatın, doğru rota ve tespitlerle rakiplerin üzerinde artışlar sergilemeye devam ettiğine dikkati çeken Gülle, ancak küresel ticarette yaşanan daralmanın bütün ülkeleri etkilediğini ve küresel büyümede önemli bir ivme kaybına sebep olduğunu söyledi. Gülle, "İhracatçılarımızın tüm güçleriyle, tam performansla yürüttükleri çalışmalar küresel ortalamanın üzerinde bir ihracat tablosu ile taçlanıyor, göğsümüzü kabartıyor. Ülkemizin ihracat performansı, rakiplerimiz ve hedef pazarlarımız ile karşılaştırıldığında, başarılı ivmesi ile öne çıkıyor. 2019 yılı ilk 9 aylık ihracat verisini açıklayan ülkelerden Güney Kore’nin ihracatı yüzde 9,8 düşmüş durumda. Birleşik Krallık’ta ise azalma yüzde 6,5, Almanya’da yüzde 5,2, Rusya’da da düşüş yüzde 4,6 olurken, Japonya’da yüzde 4,5, ABD’de ise yüzde 1,2 düşüş var. Dünya devi Çin’in ihracatı yüzde 0,1 düşmüş durumda. Ülkemiz ise ilk 9 ayda yüzde 2,6 artışa imza atmıştı. İhracatçılarımızın dinamizmi, doğru rota tespitleri ve stratejik kararları, hükümetimizin destekleri ile küresel arenadaki pozisyonumuzu daha iyi noktalara taşıyor, taşımaya da devam edecek" dedi. DÜNYA TİCARET SAHNESİNDE GÜÇLENMELİYİZ Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ise Türkiye ekonomisinin, 2018 yılı ağustos ayında döviz kurlarında yaşanan dış kaynaklı müdahale ile sıkıntılı bir süreç yaşadığını ancak ekonomi yönetiminin kararlı duruşu, hızlı önlemleri ve güçlü adımları sayesinde 2019 yılında yaraları çok büyük ölçüde sarmayı başardıklarını söyledi. Olpak, yerli üretimin önceliklendirilmesinin, istihdam teşvikleri ve kredi programları ile ekonomik büyümenin desteklenmesinden de memnun olduklarını söyledi. Olpak, “Yeni Ekonomi Programı’nda öngörülen politikaların hayata geçirilmesiyle enflasyonun kalıcı olarak, tek haneli seviyelere indirilmesi hedefine ulaşmamız gerekiyor. Özellikle enflasyondaki gerilemeyle birlikte risk primlerindeki düşüş ve yabancı sermaye girişleri için güvenli alanın genişlemesi, dış finansmanın da seyrini belirleyecektir” dedi. Nail Olpak, 2020 yılında Türkiye ekonomisi için yüzde 5’lik bir büyüme öngörüldüğünü ve bu hedefin yakalanmasında bir sıkıntı görmediklerini belirterek, "Dış ticarete, ihracata dayalı bir büyüme hedeflenirken, sanayi üretiminin lokomotif bir rol üstlenmesi çok büyük bir önem taşıyor. Dolayısıyla iş dünyasının kesintisiz olarak üretime devam etmesi, yeni pazarlara kanalize olması ve katma değerli ürünlerle dünya ticaret sahnesinde daha güçlü şekilde yer alması için çalışmaya devam etmeliyiz” dedi.
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN BÜYÜME HEDEFİNE ZORLANMADAN ULAŞACAK Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, geride kalan zorlu süreçte Türkiye ekonomisinin, birçok uluslararası kuruluş tarafından yılın başında yapılan küçülme tahminlerine karşın ciddi bir direnç gösterdiğini ve beklentilerin pozitif büyümeye revize edildiğini kaydetti. Merkez Bankası’nın temmuz ayından itibaren üst üste aldığı faiz indirimi kararlarının, bilhassa iç tüketimi destekleyerek büyümeye olumlu yansıdığını söyledi. Kaan, "Faiz indirimleriyle birlikte canlanan ekonomik aktivite, yılın üçüncü çeyreği itibarıyla Türkiye ekonomisini pozitif büyüme sürecine geri döndürdü. Bu bağlamda TCMB’nin yılın son toplantısında politika faizini yüzde 12 seviyesine çekmesi, reel sektör adına 2020 yılına yönelik ciddi bir motivasyon oldu. Bu kararının, önümüzdeki dönemde iç tüketimle birlikte yatırım harcamalarına da olumlu yansıyacağını ve böylelikle Türkiye ekonomisinin büyüme hedefine zorlanmadan ulaşacağını düşünüyoruz" dedi. KAYNAK: İstanbul Ticaret Odası Resmi İnternet Sitesi.