Gazeteci İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünü yaptığı 'İstanbul 2019 Seçim Özel' isimli program Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleşiyor. Yıldırım ve İmamoğlu İstanbul seçimine bir hafta kala projelerini açıklıyor, gündemdeki tartışılan soruları yanıtlıyor. Yıldırım ve İmamoğlu'nun İstanbul üzerine tartışacağı programda adaylara 15'er soru yöneltiliyor. Soru yöneltilen aday, 3 dakikada yanıt veriyor. İki aday karşılıklı polemiğe girmeyecek. YILDIRIM VE İMAMOĞLU CANLI YAYINDA BİR ARAYA GELİYOR İsmail Küçükkaya: Bugün babalar günü… Binali Yıldırım: Evlatlarım geldi Babalar Günü'nü kutladı. Bana hediyeler almışlar. Ekrem İmamoğlu: Öncelikle bu yayın hayırlı olsun. Demokrasimiz için güzel bir gün yaşıyoruz. Bugüne nasip oldu. İkimiz de iki erkek bir kız evlat babasıyız. Sayın Yıldırım’ın Babalar Günü'nü kutluyorum. İsmail Küçükkaya: İstanbul’da yaşan bir vatandaşım. Seçimde oyumu kullandım bir hata yapmadım kusurum yok fakat ben şimdi 31 Mart’tan sonra iptal gibi bir durumla karşılaştık. 23’ünde yine oyumu kullanacağım. BU SEÇİME NEDEN GİDİYORUZ? Binali Yıldırım: Sizin bir kabahatiniz yok. Ama oylarınız sayılırken bir takım garip işler oldu şaibe oldu. YSK bu durumu değerlendirerek seçimin yenilenmesine karar verdi. Bizim tercihimiz bu seçimin yenilenmemesiydi. Bu konuda çok çabaladık ama CHP bize yardımcı olmadı. Dolayısı ile seçime gitmek mecburiyetinde kaldık. Keşke oyların tamamı sayılabilseydi o zaman kimsenin kafasında şüphe kalmayacaktı. Bu seçimde oylar çalındı. Oyların yüzde 10’u sayıldı, 29 binlerden 13 binlere düştü. Tamamı sayılsa sonucun değişeceği aşikar. Oyların yer değiştirmesi de çalınmasıyla aynı anlamı taşır. İsmail Küçükkaya: Aynı soruyu size de soracağım. Ve Binali Yıldırım'ın sözlerini nasıl değerlendireceksiniz. Ekrem İmamoğlu: Oyların tamamının sayılmasını istedik ama CHP istemedi yorumu tamamen yanlış bir yorumdur. 31 Mart gecesinde ne oldu? 1 saat olmadı ki seçim kapanalı TV kanallarının bir kısmı bir süreç başlattı bizim aleyhimize. AA’dan veri almama kısmı 12 saate yakın sürdü. AA oylar kafa kafaya geldiği anda Sayın Yıldırım "Ben seçimi kazandım" diye açıklama yaptı. Ne tesadüftür tam o anda AA yayını kesti. AK Parti’den daha sonra açıklama yapıldı '3 bin oy farkıyla seçim kazandık' diye. Sonrasında biz açıklama yaptık biz seçimi kazandık diye. Sabah YSK başkanı süreci sona erdiren açıklamayı yaptı. İlk tutanak sayısı 24 bin 57… Bununla başlayan süre. 13 bine indi. İsmail Küçükkaya: Siz dediniz ki nasıl olur da aynı zarfın içinden çıkan 3 pusula geçerli olur da 1 tanesi geçersiz olur. Ekrem İmamoğlu: AA’nın verileri kesmesiyle ilgili tek bir açıklaması yok. 20 bin 8’e maddi hatalardan dolayı indi. Geçersiz oylarla beraber sayı 13 bin 888’e indi. Sonra AK Parti yetkilileri 'sondaj yapacağız' dedi. Bununla beraber 13 bin 759’a indi. Sondaj yapılan sandıklarda bize lehimize oylar çıktı. 20 liranın 5 lirası sahte diyorsunuz. Buna kimse inanmaz. Çaldılar diyorlar. Kime? İftira var. Bu çaldılar lafı olmaz. Kime söylüyorsunuz. AK Partili sandıkta görev alan kardeşlerime mi söylüyorsunuz? Sandık kurulu başkanlarına mı söylüyorsunuz? YSK raporunda çaldılar diye bir söz yok. Binali Yıldırım: 29 bin fark 13 bine indi mi Ekrem Bey? Ekrem İmamoğlu: Hayır inmedi. Binali Yıldırım: Nihai fark 13 bin 729. Başlangıçta 29 bin küsür. Ekrem Bey ilk açıklamasını akşam 9’da yaptı. Benim ilk açıklamam 11.25’tir. Bu hata değildi. Biz elimizdeki verilere göre konuşuyoruz. Mazbatalar işleniyor biz genel merkezimizden de teyit ediyoruz. Bu dört pusula meselesi de tamamen aldatmacadır. İtiraz olan oy pusulası sayılır. İşi çarpıtmanın bir anlamı yok. Sayımı ayrı yapılıyor. Zarf aynı ama ayrı ayrı sayılıyor. Tutanaklara da ayrı geçiyor. Bir tek pusulada bütün oylar yok. İsmail Küçükkaya: Şimdi tekrar seçime gidiyoruz. Bu seçimi biraz anlatmanızı isteyeceğim. Bu seçim neyin seçimi. Bu seçimin manası ne sizin açınızdan. İki kampanya yapmış oldunuz. Bir takım değişiklikler var kampanyanızda. Sayın Erdoğan geri planda kalmış görünüyor... Binali Yıldırım: Doğru 31 Mart’a takılmayalım. Bir kere Ekrem Bey şunu söyledi; 'Biz yeniden sayılmasına itiraz etmedik' dedi. Bu kocaman bir yalan. CHP’nin itirazı var. Ve beş dakikada alınan bir karar var. YSK da ret kararına uydu. 'Başlayan sayımlar varsa onlar devam etsin' dedi. Tamamı sayılsaydı sonuç değişecekti. Bizim istediğimiz, tamamı sayılsın bu seçim tekrarlanmasın. Maalesef bu konuda beklediğimiz anlayışı görmedik. Şimdi 23 Haziran'a gidiyoruz. Söylemlerimde hiçbir değişiklik yok. Baştan beri İstanbul’u konuşuyorum. Biz bir ittifak ile seçime giriyoruz. Cumhur İttifakı'nın adayı olarak ben Millet İttifakı'nın adayı olarak da Ekrem Bey giriyor. İki ittifakta partiler var. İsmail Küçükkaya: Yeniden sayımı AK Parti söylüyor. Ama özellikle sizde 23 Haziran’a yönelik yorumlarınızı bekliyorum. Ekrem İmamoğlu: Saat 9 gibi açıklama yaptığım doğrudur. Şunu söyledim; Açıklama yapmaya mecbur hissettik. 1,5 saat hukuksuz yayın yapmıştır TV kanalları. 'AA beni ilgilendirmez' diyor Sayın Yıldırım. Yalan ifade uydurma ifade hoş değil. Gerekçeye göre karar veriyor YSK. Sayımı yapanların hukuksuz olduğunu söylüyor. Sayımla ilgili hiçbir şey yok. 'Çaldılar' demiyor YSK. Soyadına göre seçmeni tanıklarını söylediler. Bunlara kimse inanmaz. Yenilenen seçim bir demokrasi süreci mücadelesidir. Ben seçilmiş belediye başkanıyım. Yenilenen seçim bir demokrasi mücadelesidir. 16 milyon insanın hakkını gasp edenlere karşı verilen bir demokrasi mücadelesidir. 'Beka sorunu var' diyenler. Bu süreçte hiç beka sorunu yok. Kul hakkı yenmiştir. İsmail Küçükkaya: Ben neden Ekrem İmamoğlu’na oy vereyim? Ekrem İmamoğlu: Cümlelerimi tamamlamak istiyorum. '31 Mart akşamını geçelim' dedi Sayın Yıldırım, geçemeyiz. Süreç çok mühimdir, çarpıcıdır. O gece her yer gönül belediyeciliği kazandı afişleriyle donatılıyordu. Bu nasıl bir hazırlık? Biz tutanaklarımızı sağlam tutmasaydık o gece bu iş biterdi. Böyle bir kurgu sürecidir. O işte yüz binlerce görev yapan insanın hakkı vardır. AA yanlış yapmıştır demek o gece için verilmesi gereken cevaptır. AA işine gelmediği için veri akışlını kesmiştir. Diğer partilere oy vermiş herkes için söylüyorum. Biz demokrasi için mücadele ediyoruz. Aynı zamanda biz İstanbul mücadelesi normalleşme mücadelesi veriyoruz. Kibirden arınmış insanlarla kucaklaşan bir mücadele ediyoruz. 23 haziranda herkesin oyuna talibiz. İsmail Küçükkaya: Ben diyelim İmamoğlu’na oy verim. Ben 23 Haziran’da neden Binali Yıldırım’a oy vereyim. Binali Yıldırım: İsmail bey ithamlar var. Kul hakkı yemek gibi. Bunlar kime adres diyor. Biz açıkça bu seçim sonrası yaşanan olayları bir hukuk mücadelesi vererek hakkımız aradık. Ve bu seçim tekrarlanıyor. Biz çok istemedik tekrarlanmasını. Bu CHP’nin tamamının sayılmasına direnmesiydi bu seçim tekrarlanmayacaktı. Biz birbirimize yakın oy aldık. Neden benim lehime oylar kazanılıyor da neden Ekrem Bey’in kazanmıyor. Onun kazandığı da var ama ben 10 kazanıyorum Ekrem bey 2 kazanıyor. Ben AA ile görüşmedim. En tahammül edemediğim şey yalan konuşmaktır. Ben ne bileyim A’nın veri akışının kesilmesini. Biz ellerimizdeki verileri işleyerek seçimi takip ettik. Onun sebebi araştırılır bulunur. Benim bakanlarla görüşmem bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Ben bakanlarla her zaman görüşürüm. Ne ima edilmeye çalışılıyor? Bakanlar seçim sonucunu mu değiştirecek? İsmail Küçükkaya: Vaatlerinize bakınca özellikler sosyal medyada bazı eleştiriler var. 25 yıldır İstanbul’u yönetiyorlar neden şimdiye kadar yapmadılar diye. Binali Yıldırım: 25 yıldır İstanbul’a çok büyük hizmetler yapılmıştır. Ağaç alan 10 milyon metrekareydi şimdi 60 milyon metrekare. 1550 otobüs vardı şimdi 6 bin otobüs var. 23 km metro vardı şu an 376 km metro var. Su indirimi bizde de var bizim vaatlerimizde de var. Su indirimi bizim AK Parti grubunun önerisiyle oylandı. Ama Ekrem Bey’in önerdiği değil bizim önerdiğimiz indirim tarzı kabul oldu. İsmail Küçükkaya: 31 Mart'tan sonra mazbatayı aldınız bir takım uygulamalarınız oldu. 18 gün ne yaptınız ve ne oldu? Ekrem İmamoğlu: Ekrem Bey’in 'yalan söylüyor' denmesine kendileri gibi müdahale etmeme nedenim programa olan saygımdandır. Ben yalan konuşmam. Sürece dair 23 Haziran sürecine dair verdiği sayılar tamamen belge üzerindendir. Binali Bey’in lehine oluşan fark budur. Yanlış kampanya yönettiniz. Biz 18 günde vaat ettiklerimizi tek tek yerine getirdik. Bir çok projemiz kopyalanıyor. Biz açıkladığımızda 'parayı nereden bulacaksın' dediler. 'Kimin parasını dağıtıyorsun' dediler. Su indirimini biz gündeme getirdik. 25 yıldır görevdesiniz elbette yapacaksınız. Bizim 18 günde yaptıklarımızı kendinize mal etmenize gerek yok. Su indirimi ulaşım indirimi bizim önerimiz. Dolayısıyla biz taahhüt ettik yerine getirdik. Doğru bir şeye eşlik de etseler 'evet' diyeceğiz. İsmail Küçükkaya: Şimdi birbirinize soru sormanızı istiyorum. Ekrem İmamoğlu: Binali Bey’e tekrar soruyorum, AA’nın yaptıkları sizin için ne ifade ediyor? Gece yarısı bakanlarla yaptığınız görüşmeleri çok doğal karşılarken, AA ile hiç görüşmediğiniz söylüyorsunuz. Sabaha karşı İBB’nin tüm bilboardları 'gönül belediyeciliği kazandı' pankartlarıyla donatılması talimatını kim verdi? 'Çaldılar'ın muhatabını merak ediyorum. Binali Yıldırım: AA yetkilileri bunu açıklamalı. Normal bir şey değil ama sorumlusu ben değilim. 25 tane belediye kazanmış AK Parti. Büyükşehir Belediye Başkanlığı Meclis üyeliklerinin 180 tanesini kazanmış. Ne yapacaktık? 'Seçimi kaybettik' mi diyecektik? Ekrem İmamoğlu: Talimatı kim verdi diye sordum ben? Bu doğru mudur bu yapılmalı mıydı? YSK kararı açıklamamış. Binali Yıldırım: Herhalde anlatamadık arkadaşa, Ekrem Bey’e. 39 belediyenin 25’ini kazanmışız. İBB Meclis üyelerinin çoğunluğunu kazanmışız. Sonuç buyken 'kaybettik' mi diyecektik? O afişler partimiz tarafından asıldı. Binali Yıldırım: Siz gelir gelmez neden Büyükşehir'in veri tabanını kopyalama talimatını neden verdiniz? Ekrem İmamoğlu: Özellikle burada Sayın Yıldırım’a şunu hatırlatmak isterim, kendi cümleleriyle hatırlatmak isterim. 'Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü incelemeyi yapabilir' dedi. Tekrar izah ediyorum. Bu bir veri yedekleme işlemidir. Veri yedekleme için veri kopyalama yapılır. 31 Aralık, 31 Mart ve 18 Nisan tarihlerini milat kabul ederek bunları yaptık. Kaldı ki yapamadık. Hukuksuz bir kararla. Bu kadar basit bu kadar kolay bir işlemi başka bir yerlere taşımak… Güvenlik açısından hiçbir riski yok. Yine İBB’de... Yedeklenerek duracağı yer yine orası olacaktı. Sayın Yıldırım’a süreci daha iyi analiz etmesin dilerim talep ederim. Binali Yıldırım: Buna mutlaka cevap vermem lazım. Burada çarpıtma var. İsmail Küçükkaya: Dönüşte bununla ilgili size söz vereceğim. İKİNCİ BÖLÜM İsmail Küçükkaya: Bu söz hakkınızı kullanırken sormak isterim, dün Sayın cumhurbaşkanı bir açıklama yaptı, 'Bu nihayetinde İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi' dedi. Bu kez önümüzdeki hafta yapılacak seçimden sonra seçim sonucu kabul edecek misiniz? Herhangi bir itiraz olacak mı? Binali Yıldırım: Teknolojiyle aram iyidir. Veri yedekleme ayrı kopyalama ayı iştir. İstanbul’un verileri bir değil iki yerde yapılıyor. Veri yedeklemesi yapılamadan zaten hiçbir şekilde saklanamaz. Yedeği mutlaka vardır. O bakımdan bunu düzeltme ihtiyacı duydum. Benim söylediğim cümlenin sadece ön kısmını Ekrem Bey ifade etti. Tabi belediye başkanının tasarruf yetkisi vardır. İstediği zaman maiyetindeki kişiler getirir. Mahkeme kararını da tanımıyor gibi bir algı. İlgisiz biri dedi. İlgisiz değil Eyüp’ten seçilen İBB Meclis üyesi avukat. Bu ver kopyalama işi FETÖ taktiğidir. FETÖ bunu yaptı geçmişte. Üç tane dışarıdan uzmanla yaptı, bu fecaat bir şeydir. Her seçimin sonu kabul edilir. Seçim sonu sayımda itiraz süreci icap ederse bu olur. Ama bu sefer belki de biz etmeyeceğiz Ekrem Bey itiraz edecek. Umarım itiraz olmaz. İtirazı gerektirmeyecek bir fark. Ekrem İmamoğlu: Seçimlere itiraz haktır bunu yok sayma haddimiz yok. Ama uydurma gerekçelerle itiraz yapmayız biz. Gerekçe varsa elimizde elbette itiraz hakkımızı kullanırız. Sürece dair eleştirdiklerimiz hep bunlardı. Algı diye tarif edilen şey karşı tarafın yaptığı bir uygulama. Neden derseniz: çaldılar? Bakın bu soru cevaplanmadı. Cami avlusundan tutun da salonlara kadar. FETÖ uygulamalarını nasıl olduğunu ben bilmem anlama o işten. Tecrübem yok. Ama şunu net söyleyeyim, veri kopyalama işlemi çok masum bir işlemdir. Bizim yaptığımız işlem çok masum bir işlemedir. Ben eminim ki Sayın Yıldırım iyi biliyordur bunu. İBB seçimi 23 Haziranda yüz binlerce insanın katılımıyla çok güvenli olacak ve itiraza gerek kalmayacaktır. İsmail Küçükkaya: Karadeniz’de çok kalabalık mitingler yaptınız ama Ordu’da yaşanan olay çok konuşuldu. VIP’de ne oldu, neden oldu neden sinirlendiniz ve bir Vali’ye hakaret ettiniz mi? Ekrem İmamoğlu: Biz orada miting değil bayramlaşma çağrısı yaptık. Ama muazzam bir karşılamaya dönmüştür. Bu muazzam süreç bence bir tuzakla sona erdirilmek istenmiştir. Benim oradaki tavırlarım netti. Nasıl sükûnete çağırdığım belli. Benim VIP diye bir derdim yok. Benim öyle bir sıkıntım yok. VIP süreçlerinin çok daha netleşmesi gerekir bu ülkede. Ben söylediğimi anlattım. Ben ne söylediğimi biliyorum. Ama bu konu İstanbullunun konusu değil. Hakaret etmedim. 'Basitleşmiştir' demek hakaret etmekse… 'Basitleşmiştir' lafı bu kadar rahatsız ediyor ama bize 'Pontus' dediler 'terörist' dediler bu kimseyi rahatsız etmiyor. İsmail Küçükkaya: Çok güçlü bir isim olmanıza rağmen İzmir’den aday olup kaybettiniz. İstanbul’daki seçimde geride kaldınız. Bunu analizini yaptınız mı? Binali Yıldırım: İzmir seçimi çok geride kaldı. 17-25 Aralık’ın gölgesinde bir seçime gidildi. İzmir tarihinde alınabilecek en yüksek oyu aldık. Buradaki seçim sonuçlanmadı. Buradaki seçimin kaybedeni kazananı yok.Hayretle izliyorum. Ekrem Bey doğru söylememeyi alışkanlık haline getirdi. Ne dedi? 'Soruları İsmail Bey’den aldı' dedi. 'Saadet adayının çocuğu İGDAŞ'tan çıkarıldı' dedi. Kendisi çıktı yalanladı. Web sitesi iddiaları yalanlandı. En yakına arkadaşı Fatih Portakal bile 'Ordu işi RTÜK’e takılacağı için yayınlamıyoruz' dedi. İki gün düşündü taşındı, 'basitlik' diye bir icatta bulundu. Aslında validen özür dilemesi gerekir demiştim şimdi diyorum ki İstanbullulardan ve milletten özür dilemesi gerekir. Çünkü millete yalan söylemiştir. İsmail Küçükkaya: Ben kimseye soru filan vermem. Fatih Altaylı Habertürk’te size soruları verdiğimi ve İmamoğlu’nu arayıp soruları size verdiğimi söyledi. Bu absürt. Ekrem İmamoğlu: Sayın Yıldırım yanlış bilgilendirilmiştir. Burada üzücü ifadelerde bulunmuştur. 'Yalan söylemiştir' sözünü üzerine basa basa söylemiştir bu kibirli bir tavırdır. Benim ifademde İsmail Küçükkaya yok. Ama Sayın Yıldırım öyle söyledi. Ben dedim ki 'Bana gelen bilgi soruların belirlenmesi ve moderatöre verilerek öyle sorulması.' 'Bana yalan söylemiştir' dediniz ama öyle sabırlı durdum ki. Son sözüm. Benim oradaki ifadem nettir. 'Yalan söylemiş' cümlesini 'kötü söz sahibine aittir' diyerek kapatıyorum. İsmail Küçükkaya: Sayıştay raporunda 700 milyonluk bir zarardan bahsediliyor. İBB’nin zararları iddiasıyla ilgili ne söylemek istersiniz? Binali Yıldırım: Sayıştay raporunu siz gördünüz mü. Sayıştay raporunda öyle bir ifade yok. Bu yalan. Yalan olduğu İBB tarafından açıklandı. Değerli arkadaşımızın bu konularda daha ilkeli davranmasını isterim. Ortaya atıp kafa bulandırmak istediği bütün meselelerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Belediye vakıflara kaynak aktaramaz. FETÖ nasıl bir belayı başımıza sardıysa o vakıflar bu belayı yaşamamamız için çalışıyor. İsmail Küçükkaya: Belediye başkanı seçilirseniz israf ve kötü ekonomi yönetimini nasıl çözeceksiniz? Ekrem İmamoğlu: İstanbul’un en büyük sorunu işsizlik ve israf. Kul hakkı meselesini çok önemsiyoruz. Sayıştay denetiminden çıkan raporu ben getirdim. İsterlerse Sayın Yıldırım’a veririm. Raporda toplan yapılan usulsüzlüklerin 753 milyon liraya ulaştığı yazıyor. Yanıltılmış olabilir. Kendisine bilgi verenleri gözden geçirsinler. Şu anda bile israf yapıyorlar. İstanbul’un bütün billboardlarına bunlara cevap yazıyorlar. Şu anda bile israf yapıyorlar. Şu anda bu afişleri oralara kim asıyor? bin 810 araç 7 personele bir binek araç düşüyor. Tek tek 753 milyonun rakamları burada. İsrafı engelleyeceğiz tasarruf yapacağız, ekonomik bir seferberlik yapacağız. İsmail Küçükkaya: Binali bey FETÖ vurgusu yaptı. Siz başkan seçilirseniz İBB’de FETÖ’yle mücadele bağlamında ne yapacaksınız? Bunların okullarına gittiniz mi Pensilvanya’ya gittiniz mi? Ekrem İmamoğlu: Benim uzaktan yakında ilgim temasım ilişkim.. Siyaset öncesi eleştiren siyasette de buna devam eden birisiyim. Sayın Yıldırım çok talihsiz bir şey dedi. 'FETÖ’yle mücadele için bu derneklere yardım yapılıyor.' dedi. Belediye var. Ben belediyeye güvenemeyeceğim de… TÜRGEV'e 51 milyon. Ben yurt yapamıyorum da vakıflara mı? Benim ne işim var üç beş dernekle.Vakıflarla ortak çalışılır ama yurdu İBB yapacak. Zaten başımızda bir FETÖ belası oluştu. Sorarım size bu nedir? İBB olarak yurtlar yapacağız. Bugüne kadar açılmamış kreşi çok önemli görüyoruz. Biz o işten anlamayız. Devletinin güçlenmesine inanan bir ahlaktan geliyoruz. İsmail Küçükkaya: FETÖ’yle mücadele konusunda siz ne söylemek istersiniz? Binali Yıldırım: 'Temiz vakıflara veririm' diyor da nasıl yani, deterjanla yıkayarak mı belirlenecek? İstanbul’da 23 bin tane vakıf dernek hemşehri derneği var. Bunların hepsine büyükşehir de ilçe belediyeleri de destek oluyor. Hiçbir şekilde belediyeler bu kuruluşlara nakdi destek olamaz. Vakıflara destek olmak yanlış bir şey değil. Sizin yapamadığınız işleri onlar yapıyorlar. Memnun oldum FETÖ’ye yönelik beyanatından. Mahkemelerde hesabını veriyor ihanet kısmı. İsmail Küçükkaya: Siz başkan seçilirseniz kent yoksulluğunu azaltma konusunda ne yapacaksınız? Binali Yıldırım: Ekonomik bir sıkıntı çekiyoruz. Bu da insanların hayatına öyle veya böyle yansıyor. Birçok müjdemiz vaadimiz var. İstanbul Avrupa’nın 13. Büyük ekonomisi. 500 bin istihdam sağlayacağız. Tuzla’da Biyoteknoloji Vadisi kuracağız. Burada 50 bin kişiye istiham sağlayacağız. Yapay zeka merkezinde gençleri istihdam edeceğiz. Buradaki istihdam miktarı da 24 bin 500 olacak. Pendik’te bir teknoloji geliştirme bölgesi kurulacak. Burada da 50 bin istihdam ön görüyoruz. Atatürk Havalimanı hem Millet Bahçesi hem de fuar alanı olacak. Amacımız Avrupa’daki 50 milyonluk fuar kongre turizminin yüzde 10’undan istifa edelim. İsmail Küçükkaya: Siz başkan seçilirseniz kent yoksulluğunu azaltma konusunda ne yapacaksınız? Mesela kadın istihdamı da buna ait. Siz ne vaat ediyorsunuz? Ekrem İmamoğlu: Öncelikle şu yanlışı düzeltelim. Temiz vakıflarla iş birliği yapacağım dedim. Bu şehir yoksulluğu var. Üç gençten biri işsiz. Okutamamışız meslek sahibi yapamamışız iş sahibi de yapamamışız. Bizim uğraşacağımız şey kesinlikle israf. Belediyenin parasını tasarrufla beraber kullanmak. Dört aileden birisi açlık sınırında. Açlık sınırındaki ailelere 2020 liraya kadar maddi destek sunacağız. Bunu evin kadınıyla paylaşacağız. Eğitim destek paketinin içinde 500 bin öğrencimiz var. Çocuklarına yemek veremeyen ailelere kumaya destek paketi de var. Bölge istihdam ofislerine gelen 200 bin insanımıza iş bulacağız. Ulaşımda 12 yaş altına ücretsiz yapacağız. İsmail Küçükkaya: Ben İstanbul’da yaşayan Kürt kökenli biriyim. Hanginize oy vereyim? Beni ikna edin… Ekrem İmamoğlu: Yoksulluktan bahsettim değil mi? Ben kimden bahsediyorum. Bunu derken Kürt kökenli mi diyorum Türk kökenli mi diyorum? Bunu derken 16 milyon insanımız diyorum. Genel başkanımızla yola çıkarken dedi mi ben İstanbul İttifakının adayı olmak istiyorum. Partizanlığı söküp atacağız. Partiler araçtır. Amaç olmamalıdır. Sadece ittifak partilerinin adayı değilim. Sadece ittifakı partilerinin başkanı da olmayacağım. Biz bu milleti barıştırmaya geliyoruz. Bağcılar’daki çocukla Kadıköy’deki çocuğu eşitlemeye geliyoruz. Barış eşitlik özgürlük mahallede başlar. Bu kadar keyifli bir İstanbul inşası çabası içindeyiz. Partizanlığın yok edilmesinde sadece ben değil Sayın Yıldırım’da mücadele etmelidir. İsmail Küçükkaya: Aynı soruyu size de yöneltmek isterim. Binali Yıldırım: Biz hizmet yaparken insanların etnik kökenine bakmayız. İnançlarına bakmayız ve insanlarımızın hizmet götürürken herkese aynı hizmeti götürürüz. Prensibimiz budur. Seçimlerde kampanyada parti vardır. Biz partizanlık yapıyorsak adres bizeyse bunu şiddetle reddederim. İzmir’in toplu taşıması İZBAN'ı biz belediye ile beraber yaptık. Partizanlık asla bizimle beraber telaffuz edilmez. Türkiye’nin her köşesine hizmet götürdük. İstanbul’a yapılan hizmet asla israf değildir. İstanbul'a 1994'ten beri hizmet ediyorum. 4,5 yılda İDO’yu kendi sınıfında dünyada 1 numara yaptım. İsmail Küçükkaya: Ülkeye bu akşam çok büyük bir iyilik yaptınız. Her ikinizden mal varlığı beyanınızın açıklanması isteniyor. Başkan seçilirseniz mal varlığı beyanında bulunur musunuz? Binali Yıldırım: Mal varlığı beyanından bulunmak bizim keyfimizde değil. Mecbursunuz buna. Ben 16 yıldır mal varlığı beyanı veriyorum. Her sene de değişiklik olursa yeniliyoruz. Kamuoyuna açıklama diye bir adet yok. Ama hiç problem yok. Benim açımdan hiçbir sakıncası yok. Çocuklarımın da hiçbir koruması yok. Onların ki de kamuya açık. Biz hiçbir şekilde mal varlığımızla geçmişimizle her zaman hesap verdik. Bundan sonra da vermeye hazırız. Ekrem İmamoğlu: Sayın Yıldırım’ın açıkladığı gibi kamu görevlisi olmamızdan dolayı mal beyanımızı veriyoruz. Hatta İBB başkanı seçildikten soran da beyan etmiştim. Yeni bir siyasi dönem yeni bir süreç şeffaflık katılımcılık… Başkan olma milletvekili olmak bir meslek değil. Bunlar görev. Ama erdemli ahlâklı hesap vermek noktasında dürüstlüğümüz ortaya koymak adına bu önerinizi Sayın Yıldırım gibi zevkle kabul ediyorum. Ama ailece olmalı. Bunu beyanında bulunmak yarındaki kaygıları çözüme kavuşturmak gibi olur. İsmail Küçükkaya: İstanbul'daki mülteci meselesi hakkında seçilirseniz ne yapacaksınız? Ekrem İmamoğlu: Mülteci konusunu biz iyi yönetemedik. Mülteci konusu bir takım evrensel hükümler taşır. Güneyimizde yaşana insanlık dışı olayla sonrası Türkiye yalnız bırakılmıştır. Bunu ben 3,5 yıl önce Fransa'da katıldığım bir toplantıda söyledim. 'Siz bizi bu süreçte yalnız bırakarak dünyayı başka bir tehlikeye sürüklüyorsunuz' diyerek katılımcılara seslenmiştim. Kayıtlı 547 bin Suriyeli var İstanbul’da. Kayıt dışıyla birlikte göçmenleri 1 milyona ulaştığı yönünde gözlemler var. Bir masa kuracağız ve aktif olarak çalışacak. İBB’nin böyle bir politikası yok. Sessiz kulakları tıkalı. Bir envanter çalışması yapacağız. Çocuk evlilikleri görüyoruz. Çocuğu ve kadını koruyacağız. Plaja girmesi yasak filan. Yanlış net nokta. Bir anda 3,5 milyon mülteci ülkenin her yerine dağılmamalıydı. Biz uluslararası alanda da bu ülkenin sesi olarak gidip güneyimizde yaşanan olaylarda sadece petrolü düşünerek oradaki barışa katkı sunmayarak bu konuyla bizi yalnız bırakamazsınız. Vatandaşımızı ekmeğinin elinden alındığını düşünüyor biz aktif rol alacağız. Binali Yıldırım: Göçmen konusu özellikle Suriyeliler bu insanlar ölümden kaçtılar. Bize sığındılar. Misafir ettik. Bu işin başlangıcı böyle oldu. Bunlar geçici koruma statüsündeler. Nerede olurlarsa olsun. Bunların hepsi, kaydı var. Eğitim ve sağlık hizmeti de veriliyor. Şu görüşüne katılıyorum. Uluslararası camia bunlara gerekli desteği vermedi. Bunlar geçici gidecekler. Afrin Harekatı'nı yaptık. Bir kısmını gönderdik, Cerablus’u El Bab’ı aldık, gönderdik. Şimdi Fırat’ın doğusundaki bölgeyi temizleyip oraya da göndereceğiz. Ama belirli ilçelerde sayı fazla burada bir asayiş sorunu İstanbulluların huzurunu kaçıran olaylara karışırlarsa bunların normal seyirde gitmesini beklemeden hiç kusura bakmasına tutar göndeririz. Ama belediyenin bu işi tek başına yapması mümkün değil. Bu iş merkezi hükümet ile yapılacak. İBB’de mültecilerle ilgili bir birim var. İsmail Küçükkaya: Kadınlara yönelik politikalarınız konusundan neler söylemek istersiniz? Binali Yıldırım: Asıl yoğunlaşmamız gereken kesim ev kadınları. Onların da sosyalleşmeye dışarı çıkmaya ihtiyacı var. Onların el emeği göz nurlarını değerlendireceğiz ve her eve katkı sağlayacağız. İstanbul’un 300 mahallesinde kreş yok. Bu 300 mahallede kreş yapacağız. Ev kadınları çocuklarını rahat bir şekilde bırakacak. Ekrem Bey Beylikdüzü’nde 12 kreş vaadinde bulunmuş ama 1 tane yapmış. Ekrem İmamoğlu: Siyasi kalitemiz konusunda bir yorumda bulundu. Bu hoş bir yorum değil. Beylikdüzü halkı ortaya koyduğu takdirle net bir refleks ortaya koymuştur. Bugün vaat verme konusu bize aittir. Sayın Yıldırım’a şunu söylemeye çalıştım. 25 yıla yakındır 15 yıl da AK Parti olmak üzere yönetimdesiniz zaten. Siz bir şey yapmamışsanız ve bugün bunları vaat haline getirdiyseniz sevindirici. Bizim vaatlerimize eşlik ediyor oluşu mutlu edici. Bunu eleştirmem. Biz hızlıca 150 kreş açacağız. En fazla çocuk sayısı olan ve kreşi olmayan mahallelerde açacağız bunu. Kadın emek ofisleri satın alma garantisiyle çalıma hakkı tanımak.. Annelere 0-4 yaşa arası bebekleriyle ücretsiz ulaşım hakkı tanıyacağız. Bütün sosyal tesislerinden yüzde 40 indirim sağlayacağız. İsmail Küçükkaya: Az önceki soruya ek olarak sorayım. Siz FETÖ elebaşına gittiniz mi? Yurtlarında kaldınız mı? Binali Yıldırım: Yok… Ben ne örgüt elemanı FETÖ’yü görmüşüm ne de yurtlarında kalmışlığım yok. İsmail Küçükkaya: İstanbul’daki çarpık yapılaşma ile ilgili neler yapacaksınız? Ekrem İmamoğlu: İstanbul şehrinin yönünü çizeceğiz. 2030 ve 2050 hedeflerini ortaya koyacağız. İstanbul’un 150 mahallesi tarımda kalacak diye bir planlama getireceğiz. İstanbul yeşil alan bakımından dünyanın en sıkıntılı metropollerden biridir. Biz 15 vadide yaşam vadisi açıkladık. Kuzey ormanlarına verilen tahribattan sonra kuzey kuşağı açıkladık. İstanbul'da kentsel dönüşüm çok önemli bir konu. Bu kenti 25 yıldır yönetenler “bu şehre ihanet ettik” dedi. Ben demedim… Katı sıkı bu şehrin değişmez kurallarını vaat edeceğiz. Nereye gittiğini vaat eden uygar bir kent inşa edeceğiz. Binali Yıldırım: Yeşil alan bir şehir için önemli. Birisi şehrin enfes alması. Bizim de 20 tane yeşil koridor projemiz var. Buralar dere vadisi. Bu dereleri ihya edeceğiz. 37 milyon 500 bin metrekare ilave alan kazanmış olacağız. Buradan da yatayda millet bahçelerine geçiş olacak. Her mahallede 200 metre mesafede çocuk parkı olacak. Sonra semt parkları ve sonra millet bahçeleri. Hem yeşil alanları artıracağız hem de depremde geçici barınma alanları olarak kullanacağız. Bunu yapınca İstanbul’un kişi başı yeşil alanı 10 metrekarenin üzerine çıkmış olacak. Dikey yapılanma kötü bir şey. İlçeler bazında bir inceleme yaptım. 22 ilçede yoğunlaşmış 18 tanesi CHP’li belediye. İsmail Küçükkaya: Gençler konusundan ne yapacaksınız? Bunu içine engelli kardeşlerimiz de katarsanız çok memnun olurum. Ekrem İmamoğlu: Bu şehir çocuk ve genç kenti. Bizim hem çocuklar hem genç politikası önceliğimiz olmak zorunda. Gençkart… Yüzde 40 indirim. 400 lira öğrenci bursu vereceğiz. Yurtları hemen hizmete geçireceğiz. Başkasına muhtaç değiliz. Dünya dilleri merkezi kuracağız. E-spor arenalar kurulacak. İş bulamayan 350 bin gencin Ekrem Abisi olmaya geliyorum. Erişilebilir bir kent olacak. Bu kent engelliler için engeller taşıyorsa bu kentin vicdanı yok demektir. Yaşam becerileri öğrenme köyü kuracağız. Yaşlılarımızı yaşlandıkça bu şehirden keyif almalarını sağlayacağız. Binali Yıldırım: Gençler benim kankam. Benim kankam olmaya davet ettim. Gençlere 10 GB internet bedava olacak. En baba müjde bu gençler için. Müzeler ve tiyatrolar bütün gençlere ücretsiz olacak. Uluslararası e-spor olimpiyatlarını İstanbul’da yapacağız. Öğrencilere kırtasiye desteği miktarını artıracağız. Amatör kulüplere 100 bin lira tutarında destek vereceğiz. Spor tesislerinden gençler ücretsiz yararlanacak. Motosikletle her iki köprüden geçişler ücretsiz olacak. Üniversiteye hazırlanan ama öğrenci olmayanlar da ulaşım indiriminden yararlanacak. Öğretmenler toplu ulaşımdan bedava yaralanacak. Belediyeler bursa veriyordu ama CHP konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürdü ve bunu imkansız hale getirdi. İsmail Küçükkaya: Ulaşım konusunda ne vaat ediyorsunuz? Ekrem İmamoğlu: Ulaşım benim işim. Tevazuya gerek yok. Türkiye’de bu işi hallettim. İstanbul’da ne yapacağız? Biz 2024’e kadar insanların trafikte yarım saat kazanmalarını sağlayacağız. Yapacağımız raylı sistemlerle. Metronun payı süre sonunda yüzde 48’e çıkacak. Bugün yüzde 18. Yüzde 30 artmış olacak. Bu en önemli projemiz. Bilmiyorum Ekrem Bey Marmaray’ı kullandı mı? Bugüne kadar 350 milyon kişi faydalandı. Metrobüs güzergahı biz otonom ve akıllı metrobüs araçlarıyla değiştireceğiz. Üstelik bu güzergahta bir otoyol daha yapacağız. Ayrıca Levent ile Mahmutbey arasındaki metroyu da açmış olacağız. Bunu ben yaparım çünkü daha önce Türkiye’de yaptım. Ekrem İmamoğlu: Ulaşım işi bütüncül bir yaklaşım ve insanla çözüm bulmadır. Bütün aktörlerle birlikte çalışacağız. Biz taksicinin minibüsçünün köprüleri ücretsiz kullanımı konunda girişimde bulunacağız. gişelerin şehir dışına çıkması konusunda girişimde bulunacağız. İstanbul’u halledemediler. İstanbul dünyanın en sıkışık ikinci kenti. Durakta bekleme süresi ortalama 20 dakikayı geçiyor. Trafikte geçirilen süre 91 dakika. İstanbul’u bütünleşik ulaşım ağıyla biz çözeceğiz. Evet Marmaray’dan geçtim. Çok teşekkürler. Senede sadece 8,3 km yaptılar. Deniz ulaşımı yüzde 10’lardan yüzde 3’lere düştü. TEM'de megabüs hattı kurarak metrobüs hattının yükünü hafifleteceğiz. İsmail Küçükkaya: Buyurun söz sizlerin. Ekrem İmamoğlu: Buradan çıkışta kendisi de uygun görürse iki hanımefendinin beraber olduğu bir fotoğrafı vermek isterim. Bu şehrin kucaklaşmaya ihtiyacı var. Adayların dışında üretilen dilleri bir kenara bırakalım. Belediye tesislerinde alkol olacakmış. Ben 9 tane tesis açtım hiçbirinde alkol yok. Bu şehir akılla bilimle bir arada barış içinde elit paylaşarak katılımcılığı hakim kılarak muazzam bir kent var edeceğiz. Benim en büyük ekibim 16 milyon İstanbullu. Adil bir kent var etme konusunda çabamızı gösteriyoruz. 23 Haziranda herkes sandığa gitsin. Binali Yıldırım: İstanbul müjdelenmiş bir şehirdir. 15 milyon 67 bin nüfusu vardır. İstanbul’un ilk defa geçen yıl 60 bin nüfusu azaldı. Anadolu’da alt yapıyı çok güzel yaptığımız için vatandaşlarımız dönüyor. İstanbullulara söyleyeceğim şudur. 16 ülkeme dolu dolu hizmet yaptım. Bu şehir beni 11 yaşındaki Binali’den Binali Yıldırım yaptı. Beni Binali Yıldırım yapan bu şehre çok güzel hizmetler yapmaya hazırım. Daha önce yaptıklarımı yeni yapacaklarımla taçlandıracağım. İstanbul’un ulaşımını 5 yıl içinde çözeceğim. Deniz taşımacılığını aktarmada bedava yapıyoruz. Son sözüm vatandaşlarıma İstanbul’da herkes sandığa gitsin. Sözlerini 23 Haziran’da söylesinler diyorum. Ekrem Bey’i çaya davet ediyorum.