Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan kısımlar şu şekilde: -Fransa milli marşı okunurken yapılan protestoya üzüldüğümü belirtmek isterim. İzlanda'da kabul edemeyeceğimiz olayı bizim milli takımımıza yaşattıkları için üzüntü duyduğumu belirtmek isterim. Onlar oraya bir mücadele için geliyorlar. Centilmence mücadele yapacaklar. Ama sonuçta yapılan centilmence yapılması gereken bir mücadeledir. Milli takımımıza karşı gösterilen olumsuz tepkiyi doğru bulmadığımızı belirtmek isteriz. -Dört aydır Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan randevu talep edilmesine rağmen randevu vermiyolar. Niye? Seçimler var. Düşük rakamlar verecekler. Dört aydır randevu verilmiyorsa o sendikanın da yerinde durmaması lazım. Neden randevu vermiyorsunuz? Ben haklarının takipçisi olacağım. -17 yıldır anneler, babalar, çocuklar ağlıyor. 'Adaleti getireceğiz' diyorlar. Yeni mi aklınıza geldi? - İşsizlik yoksulluktur, açlıktır. 8.5 milyon işsiz. Biz iktidarda değiliz ama nereye gitsem 'çocuğuma iş bulun, üniversite mezunu' diye pusulalar veriyorlar. Bütün işsiz kardeşlerime sesleniyorum. 23 Haziran'da gözünü kırpmadan ve hiçbir endişeye kapılmadan Ekrem İmamoğlu'na oyunu vereceksin kardeşim. - Adana'da 35 yaşında genç bir çocuk intihar etti. Annenin söylediği 'oğlum bu kadar borç için intihar etmeye değer mi?' dedi. O annenin dramını kimler biliyor acaba? Saray'da oturanlar biliyor mu? Sosyete damadı biliyor mu? Lale Devri'ni yaşayanlar biliyorlar mı? - Saadet Partisi'nin İBB Başkanı adayının iki oğlunun da işine son veriyorlar. Ben AK Parti'ye oy veren değerli vatandaşlarımın vicdanına sesleniyorum. Siyaset yapan, düzgün, ahlaklı bir adama, 'sen misin siyaset yapan' hangi vicdan bunu kaldırır. Senin vicdanın bunu kaldırıyorsa git oyunu Binali Yıldırım'a ver. Kaldırmıyorsa adresin tek. Binali Bey dışında gideceksin oyunu vereceksin. Siyaset yapma hakkı elinden alınmak isteniyor. Bunu kaldıracak bir vicdan varsa ben onlara insan demem, insan ayrı bir şeydir. Ahlak, değer, akıl vardır insanda. Rakibinizi bile saygıyla anarsın. Siz rakibinize nasıl değer veririm değil, nasıl yok ederim diye düşünüyorsunuz. Çocuklarının ekonomik değerleriyle oynuyorsunuz. -1.120.877 kişi 1.000 TL.’nin altında emekli,dul ve yetim aylığı almaktadır. Bütün yandaşlarını servete boğdular, hangi vicdan bunu kabul eder ? Ayda bin liranın altında aylık verdiğiniz bu insanlar nasıl geçinecekler? -İcra takipleri, kredi kartı borçları almış başını gidiyor. Son üç ayda 482 bin kişi icraya verildi. İcra dairelerinde 2018 sonu itibariyle 29 milyon 722 bin 512 dosya var. Memleketin yarısının icrada işi var. 17 yıldır memleketi kim yönetiyor? -Türkiye yönetiliyor ama kötü yönetiliyor deniliyor. Hayır efendim. Türkiye yönetilmiyor. Damat geldi ilk yaptığı iş "%10 indirim yapacağız" oldu mu? Olmadı. Soğan depolarını, patates depolarını basıp bunlar teröristtir dediler. Ne oldu? Fiyatlar düşmedi. Yine yukarıya gidiyor fiyatlar. TL değer kazanıyor, bozdurun dediler yine olmadı. TÜİK'teki görevliyi alıp arkadaşımızı koyalım fiyatlar düşecek dediler. Yine düşmedi. Yönetici yok, yöneten yok. Bir rüzgara kapıldık gidiyoruz. 80 milyon kişi freni patlamış bir kamyondayız. Ne olacağını kimse bilmiyor. -Kim yandaşlarına, para babalarına Türkiye'nin en büyük ihalelerini dolarla kim verdi? Kim yandaşları üzülmesin diye dolar garantisi verdi. Köprü, yol geçişi dolar garantisiyle. Kim yaptı bunu? Dış güçler mi? Kim yandaşlarının 123 milyarlık projelerine Türkiye Cumhuriyeti'ni kefil etti? Kim döviz geliri olmayan şirketlere dövizle iş yapabilirsin dedi. Kim tarımı bitirdi? Etten, mercimeğe, nohuta kadar ürün ithal etti? Kim devletin silah fabrikasını Katar ordusuna sattı? -Papazdan sonra birisini daha bıraktılar. Onu da Trump telefon etti. Trump, 'yakında dönecek' diyor. Erdoğan'a teşekkür ediyor. Türkiye Cumhuriyetini yöneten adamın talimat alması senin içine siniyor mu? -Size Çorum'dan bir örnek vereceğim. O köyde 31 Mart'ta seçim yapıldı. İki muhtar adayı var. Biri 143 diğeri 145 oy alır. Bir süre sonra en az 6 ay burada ikamet etmen lazımdı diyerek iki oy eksik alana veriyor. Diğeri de ahlaki bulmayarak istifa ediyor. Bakın üniversitelerden, YSK'den, mahkemelerden örnek vermiyorum. Çorum'un köyünden örnek veriyorum. İki muhtarı da arayıp konuşarak siz Türkiye Cumhuriyeti parlamentosuna, YSK'ye, hakimlere ve savcılara hiç kimsenin vermediği bir demokrasi örneği verdiniz deyip tebrik ettim. -YSK'nin bu milletin nezdinde toplu iğne ucu kadar bile itibarı yoktur. Önümüzde seçimler olacak biz YSK'den şunu bekledik, bekliyoruz. Aynı heyet, zarfta üçü kabul biri ret oluyor. Bunu bulana Nobel Ödülü verecekler. Bu dümenin nasıl olduğunu kimse bilmiyor. 23'ünde sandık başında görev yapacak arkadaşlarımıza bir broşür vereceğiz. O sandıkta oy kullananların isim listesini vereceğiz. 23 sabahında bile listeyle oynayabilirler. Seçmenin gelip imza attığı listeyi kontrol edin diyeceğiz. Her şeyi denetleyeceğiz.Emin olun her şey çok güzel olacak.