İstanbul Erkek Berberleri Esnaf Ve Sanatkârları Odası Başkanı Şükrü Akyüz, koronavirüs kapsamında kapatılan işyerlerin yeniden açılması için İçişleri Bakanlığı’na yaptığı başvuru, yeni bir tartışma yaşattı. Akyüz teklifinde dükkanlarının yeniden açılması halinde berberlerin iş gömleği giymelerini, her gün bitiminde iş gömleklerini yıkamalarını önerdi. Akyüz'ün önerilerinin esnafa yeni maliyet getireceği ve bunun müşteriye yansıtılacağı konuşuluyor. Yasağa rağmen tıraş yapan berber esnafına yönelik polis baskınına eşlik ettiği için sert eleştirilere tabi tutulan İstanbul Erkek Berberleri Esnaf Ve Sanatkârları Odası Başkanı Şükrü Akyüz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya işyerlerinin açılması için önerilerini içeren bir yazı gönderdi. Yazıda Akyüz şu görüşlere yer verdi: “Kapatılan iş yerlerinin açılış tarihi henüz belirli olmayıp günlük kazanç sağlayan esnafımız BAĞ-KUR, SGK, iş yeri ve ev kirası, elektrik, su, doğalgaz gibi giderlerini karşılayamamış, bu giderler her geçen gün üst üste binerek artmaya devam etmektedir. Devletimiz tarafından esnaflara yönelik tahsis edilen Halkbank Kredisi’nden çoğu esnafımız faydalanamamakta, bu kredi dışında ise esnaflarımıza herhangi başka bir maddi destek sağlanmamıştır. Gerek kendisinin gerekse ailesinin geçimini sağlayamayan esnafımız, ciddi anlamda maddi geçim sıkıntısı yaşamakta ve bu maddi geçim sıkıntısı sebebiyle adeta bir buhranın içerisine sürüklenmektedir. Akyüz’ün Yeni Şartları Başkan Akyüz yazısında “Esnaflarımız aşağıdaki koşulları yerine getirmeleri şartı ile tekrar faaliyetlerine başlamalarını, talebimizin değerlendirilerek tarafımıza bilgi verilmesini arz ederiz” dedi. İşte Akyüz’ün önerileri: -Müşteri ateşi ölçülerek dükkâna alınmalı, dükkâna giriş esnasında dezenfeksiyon kullandırılmalı ve tek kullanımlık maske takma zorunluluğu giderilmeli. -Çalışan tüm personele beyaz iş gömleği giydirilmeli, salgın bitene kadar bu gömlekler her gün yıkanmalı, işveren ve çalışan tüm personel maske kullanmalı. Her müşteriye havlu ve pemuar tek kullanımlık olarak kullandırılmalı. --Salonda kullanılan tüm ekipmanlar her müşteriden sonra steril edilmelidir. -Eleman sayısına göre dönüşümlü çalışılmalı. -Ustura ile sakal tıraşı yapılmamalı, sadece tıraş makinası ile sakal kısaltılmalı. -İş yerleri haftada bir veya on beş günde bir dezenfekte edilmeli ve dezenfekte yapıldığına dair cama yazı asılmalıdır. -Müşteriler randevu sistemi ile salona alınmalıdır. -Açılış kapanış saatlerinin ise tarafınızdan belirlenmesi Sosyal Medya Yıkıldı Zeynep Nuray Gürer: Meslektaşlarım hiç mi aklımız çalışmıyor, ölen bir sürü meslektaşımız var, bu yapılması gereken şartların masraflarını hiç düşünebiliyor musunuz? Bu gerekenleri, ekipmanları temin etmemiz için bir sürü masraf gerekecek, peki bu şartlarla günde kaç tane müşteri… Yasemin Ersoy: Her berber ve kuaför, güzellik salonu normal şartlarda da bunların birçoğunu uygulayarak çalışması lazım zaten hijyen kurallarına dikkat ederek. Anormal Olan bir şey yok. Nasuh Demir: Yazıyı okuyan var mı arkadaşlar dükkanı açtın tamam, tek kullanımlık havlu bilmem özel dezenfekte tulum falan filan vs vs vs. O yazı yazılacağına her dükkan sahibine aylık en kötü 5000 masraf versin gene bir şey demeyiz, ne güzel dünya adam 10 lira verirken eli titriyor birde özel tek kullanımlık havlu mu kullanacak bu adama. Nasuh Demir: Şu işe bak yaa bu saatte top atsalar uyanmayan adam ben sabah 8 de uyanık olacağım hem, gece gündüz gündüzde gece oldu darlandım iyice valla. Uyku düzeni düşünce Allah sonumuzu hayır eder inşallah. Nasuh Demir: Her müşteriye Bir maske ???? devlet veriyor, 1 haftada 5 tane maske, 5 müşteri geldi aha maske bitti. Zaten paran olsa da maske alamıyorsun, maske satışı yasak ne hallere düştük yaa. Süleyman Zavrak: Resmen küçük işletmelerle dalga geçerek onurumuzla oynanıyor, mahkemeye versen mahkeme büyüklerden yana çıkar yine ceza alan biz oluruz. Ama Rabbimin adaleti yeter ben hepsini Rabbime havale ediyorum. 3 kuruş fazla kazanmak için kendilerine göre şart uygulayıp küçük işletmelere destek çıkan kim varsa Rabbim hepimizi görüyor. Ahmet Arbak: Kiraları ödersiniz artık, müşteri gelirse. Bilal Turaç: Ahmet Arbak, zorlaya zorlaya iş bile yapmayacak dükkânlara dikecekler bizi. Mesut Dilek Aydın: Ödenek çıkarmamak için. Emre Akgün: Kimse uymaz, uyamaz bu şartlara sırf ödenek çıkarmamak için saçmalamış başkan. Bilal Turaç: Nasıl olacak ateş ölç, maske taksın ama makine ile sakal kısalt her gün önlük yıka kaç gün, kaç kişi gelir Allah aşkına. Isa Ahmetoğlu: Başkan bizimle eğleniyor ağam??? Murat Değirme: Saçmalık. Erhan Berktaş: Bence açılmasın, alacağımız para cezaya gider. Hülya Uyanık: Hijyen şartları oluşunca sıkıntı olmaz. Bilal Turaç: Hülya Uyanık, yalnız sizinle alakası yok hem İstanbul berberler odası hem de berberle alakalı. Nasuh Demir: Hülya Uyanık, o şartları yerine getirmen için 2 gün hatta üç gün bedava çalışmalısın oda cebinden mi verecek sanıyorsunuz. Mansur Yılmaz: Zaten kimsenin umurunda değiliz ki kimiz ki biz, bana biri bunun açıklamasını yapsın? Bilal Turaç: Mansur Yılmaz, aynen bize kim neyi soruyor ki bizim adımıza karar ver bizim arıza saçmala bizi ne zaman bir şeye saydılar ki. Mansur Yılmaz: Çok boş adammışız biz ben onu anladım. Ahmet Akıncı: Ağam sen devletten daha mı iyi biliysen. (Ateş 14 günde çıkmayabiliyor, 27 gün virüs vücutta kalıyor nasıl anlayacaksın) Hastanelik olunca Nefes alamayınca niye dükkânlar açıldı, diye feryat figan? Eylül Fatih Çelik: İstanbul odası ilk kapanmasını isteyen yerdi şimdi ne oldu hemen bu liste yapılmış. Bence bizim dükkân açmadan çok, devlet sıfır faizle kredi verilmeli oda bunu istemeli. Bu bir hastalık, kimde olduğu beli olmayan bir hastalık. ? Aytekin Piriççi: Günde her türlü ortama girer çıkarlar, arada da tıraş olurlar, hastalanınca ilk önce berberden bulaştı diye adımızı çıkarırlar.Faaliyette olmayan berberlerden bakalım oda ne kadar aidatından indirim yapacak, faizsiz kredi almaları odaya 10 gömlek bol gelir. Osman Yiğit: Bunlar sadece be şeyler yapıyoruz gibi görünüyor, tribünlere oynuyor. Ahmet Akıncı: Yakın berberler açılırken fiyat aşağı çekerlerken, berberlerin dertlerine çözüm ararken yoksunuz, aidata gelince, kuru lafa gelince medyada sosyal medyada boy gösteren ODALARI Kınıyorum. Mansur Yılmaz: Bence bize yardım edilsin abi sesimizi duyurmak lazım. Hasan Cegil: Şu şartlara bak açılmamasını sanki gösteriyor kimse dayanamaz. Mansur Yılmaz: Bu şartlar altında biz çok zor ayakta dururuz, kimin borcu kimin kredisi çok zor. Mehmet Haydar Kocak: Bayramda bile şehirlerarası gidiş geliş kapanacak, bayram namazı bile belki olmayacak, siz açılsın diyorsunuz. Açılması mühim değil ki eski performans olacak mı, bu kurallara kim riayet edecek, dükkân açılsa bile ekonomik paketler acilen çoğaltılmalı bakın açılsa bile diyorum, çünkü bu süreç uzun bir süreç. Ufuk Er Neden: İşsizlik parası alamıyor BAĞ-KUR’lular, anlamıyorum bizlere esnaf olarak faydalı olan hiçbir iş yapılmıyor, her birimiz cevheriz değer veren yetkili birde nasıl ayakta duracağız. Hayat pahalı geçim zor. Ahmet Boyacı: Şimdi sistem şu adam geldi, tıraş oldu, covid-19’luydu. Sonra dedi ki onu yaptım, bunla konuştum, bunu yaptım, falanca kuaförde tras oldum. Biliyorsunuz ki bizi kapamalarının sebebi birini tras edip öbürüne geçmemesi için. Olay şu, yarın bu olay olduğu zaman yine kapat… Bilal Turaç: Bide bunun karantinası var. Pozitif çıkan bir müşteri berberle temas ettim dese bulaşmasa bile hem 14 gün izolasyon yapacaksın hem adın çıkacak. Şenol Deniz: Kapalı olsa ne olacak, herkes bir tezgâh kurmuş, kurmayalar çantayla dolaşıyor. İnsanlar haklı taş mı yiyecekler? Bilal Turaç: Şenol Deniz, bu şartlarda açınca nasıl yürüyecek bunun için değil destek için çabalasınlar, hastalansak ne olacak, kim sahip çıkacak? Şenol Deniz: Bilal Turaç, doğru kardeşim ama 32 gündür somut bir adım yok, mağduruz. Destek olsa telefonu kapatıp evde otururum. Bilal Turaç: Böyle giderse bu mesleği bırakan çok olur oyuncak olduk ellerinde zaten. Ne bir sosyal hayatımız ne doğru bir çalışma saatimiz ne verdiğimiz emeğin karşılığı var. Ben bıktım yıllardır müşteri kaçmasın, eleman küsmesin demekten çarem olsa bir dakika düşünmem. Vedat Kara: Bunu yazan öneri yapan berber mi yoksa sarayda mı büyümüş. Bizim anamız ağlamış, gözümüz kör olmuş bu mesleği öğrenmek için. Yok, birde halı serelim. Şenol Deniz: Vedat Kara, hele bir açılsın da biz nasıl tıraş edeceğimizi biliriz o yazan şartları yerine getirmek için alacağımız para da farklı olmalı. Öyle bir ekonomi yok. Vedat Kara: Şenol Deniz, aynen ustam çıraktan farkımız kalmadı, böyle bir mantık olabilir mi? Tansel Gül: O zaman oda o kadar aidat topluyor, o paralar nerde şimdi bize tek kullanımlık penuar, havlu göndersin devamlı. Bir işe yarasın, yaralı bir parmağa merhem olsunlar bu dönemde öyle makam odasında oturmakla olmuyor. Adnan Yaşar: Saçma sapan bir yazı, olmayacak bir iş bu, imkânsızı yazmışlar ne cevap alacaklar acaba. Tufan Köse: Yakında herkes kendi tıraşını yapmayı öğrenecek. Herkes 3 numara. İbrahim Başol: Türkiye de bunu yapan kuaförler zaten var ama aşırı lüks fiyatı da ona göre tutuyorlar. Mesela tek kullanımlık havlu neyse de penuar biraz külfetli eğer bu şartlarda çalışılacaksa fiyat listesi değişmeli, müşteri maksimum hizmet görecekse bizde ona göre para almalıyız, buda müşteriyi kaçırır. Yani açarsak korana, açmazsak açlık. Fatih Bal: İbrahim Başol, ben Trabzon’da 2 yıldır tek kullanımlık ve sadece köpük kullanıyorum, fırça filan hepsini yok etmişim inanın maliyeti sadece yüz tane sakal tıraşında 70 TL maliyeti fark ediyor ve çok temiz ve kaliteli oluyor. Kemal Gümüş: Ben bu şekilde de çalışmaya razıyım en azından bizim için bir çalışma yapan oda var öyle ya da böyle, zor dönemlerden geçiyoruz, sabittir. Zafer Keskin: Sadece gülüyorum, sinirli bir şekilde. Ufku olmayan dernek ve başkanlarının acizce yakarıyormuş gibi kendini gösterme hali. Bu güne kadar ne yapmışlar Allah aşkına kendi üyeleri için. Bundan sonra ne yapacaklar. 1900 TL borcum vardı. Hollanda’da 7 yıl ka… Çetin Kutlu: Vayyyy anasına yaa ne hallerdeyiz. İsmail Doğan: Bu şartlarla sadece lüks berberler açar, zaten onların durumu iyi biz zaten 20-25 liraya tıraş ediyoruz. Tek kullanımlık malzemeyle ne kazanacağız? Cemal Alioğlu: Ya arkadaşlar bunların hayatları yalan dolan inanmayın itibar etmeyin. TC Cemil Çatalbaş: Ya Bırakın be saçma sapan yazıları dalga mı geçiyorsunuz be, bu bütünü kapsamıyor yani her bölgeyi, dalga geçmeyin olmaz bu.