Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde: ''Sayın Meclis Başkanı, Yüksek Yargı organlarımızın değerli başkanları, adalet teşkilatımızın saygı değer mensupları sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. 2019-2020 Adli Yılı'nın ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yeni adli yılda adalet teşkilatımızın tamamına başarılar diliyorum. Ülkemize ve milletimize hizmet ederken hayatlarını kaybeden tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bu yıl 5'inci ve son defadır Adli Yıl açılışını yapan Yargıtay Başkanı'mıza hizmetleri için şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Adalet, tarihin her döneminde üzerinde kafa yorulan tartışılan, uygulama biçimleriyle gündemde olan bir konudur. Biz de her fırsatta adalet kavramı üzerinde uzun uzun durmaya çalışıyoruz. Görevimiz gereği üstlendiğimiz sorumlulukların yanı sıra ferdi hayatımızda maruz kaldığımız çok sayıdaki hadise sebebiyle bu kavram üzerinde sık sık tartışmak durumunda kaldık. Zulüm ve haksızlık ile adaletsizlik eş anlamlıdır. Şayet insan adalet yerine zulüm yolunu seçiyorsa bunu kendi iradesiyle yapıyor demektir. Dolayısıyla bu iradeyi kontrol altında tutacak zihni ve fiili bir düzene ihtiyaç vardır. Nitekim toplumsal ilişkiler ve devlet uygulamalarıyla ilgili tartışmalarda hep adalet kavramının yattığını görüyoruz. Batının ve doğunun tüm önemli isimleri tartışmalarını bu kavram üzerinden yürütmüşlerdir. "DAİMA ADALETİN PEŞİNDE KOŞMALIYIZ" Kadim dönemlerden beri insan hayatının ve toplumsal düzenin temeli olarak görülen adalet kavramı üzerinde daha çok düşünmemiz gereken bir dönemden geçtiğimizi düşünüyorum. Kanun başkadır, hukuk başkadır, adalet başkadır. Biz kendimiz ve tüm insanlık için biz daima adaletin peşinde koşmalıyız. Günümüzün zalimlerinin yol açtığı adaletsizlikler elbet bir gün sona erecektir. Bizlere düşen o güne kadar adalet mücadelesini sürdürmektir. Dünyada adaleti sağlamak için herkesin üzerinde ittifak edeceği bir yol bulmak imkansızdır. Türkiye, tarih boyunca işte bu mücadeleyi vermiş bir medeniyet anlayışının mirasçısıdır. Bu mirasa layık olmak için önce kendi devlet ve toplumumuzda insanların gönlünde adaleti hak ettiği yere oturtmamız gerekiyor. Kuvvetler ayrılığı prensibi demokrasinin ve cumhuriyetin temelidir. ABD'de seçimle gelen başkan yardımcısı aynı zamanda kongrenin de başkanıdır. ABD'de bu durum kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı bir durum olarak anlaşılmamakta. Türkiye, darbelerden vesayete kadar pek çok sıkıntılı süreç yaşamış olsa da halkın iradesi üzerine inşa ettiği demokrasi anlayışına hep bağlı kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin birliğini, beraberliğini, tüm kurumlarıyla etkin şekilde işlemesini temin, cumhurbaşkanının en öncelikli görevidir. Anayasamızın lafzında ve ruhunda açıkça yer alan bu yaklaşımı, kuvvetler ayrılığı için bir tehdit değil tam tersine birleştirici bir güç olarak görüyoruz. Anayasa'nın hükümleri gereğince Cumhurbaşkanı sadece yürütmenin değil devletin de başıdır. Cumhurbaşkanı'na verilen devletin başı misyonu kuvvetler ayrılığı için tehdit değil birleştirici güçtür. "BU GAZİ MEKAN TÜM KURUMLARIMIZIN EVİDİR" Cumhurbaşkanı'na kuvvetler ayrılığı konusunda yöneltilen ithamlar temelsizdir. Demokrasiyi ve onun kurucu unsuru olarak siyaseti yaralamaya çalışmak en başta yargı kurumuna saygısızlıktır. Bu mekan şahsıma ait değil, bu mekan her zaman söylediğim gibi milletin evi. Devletin tüm kurumları bu mekanı rahatlıkla kullanma hakkına sahiptir. Üstelik bu meslek teşekküllerinin çoğulcu demokrasi ile bağdaşmadığı kabul edilen bir gerçek olmasına rağmen böyle bir tartışma yaşanıyor. Bir takım barolar adli yıl açılışını sırf mekanından dolayı provake ediyor Bu gazi mekan konferans salonu, kütüphanesi ve müzesiyle milletimizin dolayısıyla da tüm kurumlarımızın evidir. İlk çözmemiz gereken meselelerden biri, barolar başta olmak üzere tüm meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin, temsili demokrasiye uygun hale getirilmesidir. Yargıtay ve TBB Başkanı'nı duruşları sebebiyle bir kez daha teşekkür ediyorum. YENİ REFORM HAZIRLIKLARI İÇİNDEYİZ Demokrasi güçlendirmek için yeni reform hazırlıkları içindeyiz. Önümüzdeki dönemde devam ettireceğimiz dinamik reform süreciyle inşallah demokrasimizi güçlendireceğiz. Yargı süreçlerini sadeleştirerek uyuşmazlıklar için alternatif çözüm yolları geliştirerek bu reformu kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirilmesi, bununla birlikte bireylerin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasını temel şart olarak görüyoruz. Hukuk eğitiminin niteliğinin yükseltilmesi yargı reformu stratejimizin en önemli adımlarından biri. Bilirkişilik, bilişim sistemi, uzmanlaşma gibi yargı faaliyetlerinin destek unsurlarıyla ilgili reformları da ihmal etmiyoruz. Kapsamlı bir insan hakları eylem planı hazırlıyoruz. Hukuk yargılamalarında sade ve etkin bir işleyişi temin etmekte kararlıyız.''
TCMB faiz kararını açıkladı: Politika faizi değişmedi
Teğmenlerin kılıçlı yemini: MSB: İkazlara rağmen disiplinsizlik yapıldı
Esnaf Federasyon Başkanlarından Hükümete Acil Önlem Çağrısı
Merkez Bankası faiz kararını bugün açıklıyor
İşçi temsilcileri siyasi parti yöneticileri ile görüştü
Mansur Yavaş’tan eleştirilere sert yanıt