İçişleri Bakanlığı Müşaviri olarak Rusya’nın Başkenti Moskova’da görev yapan 15 Temmuz gazisi Jandarma Tuğgeneral Nurettin Alkan tarihi bir konuşmaya imza attı. Alkan yeni nesil terör örgütü olarak tanımladığı FETÖ’nün 15 Temmuz saldırısında yaralandığı gündeme getirmeyerek şehitlerden özür diledi. Alkan “Benim şahıs olarak onlara bir özür borcum var. Ben ve adı bilinmeyen binlerce Türk evladı asker personel ettiği “Askerlik Yeminin” bir bir gereği olarak bu milleti koruma yolunda önce biz şehit olmalıydık ve son asker şehit olduktan sonra asker olmayan sivil kardeşlerimiz mücadele etmeliydiler ve şehadet mertebesine ulaşmış olmalıydılar. Şehitlerimize bir özür borçluyum, görevimizi layıkıyla yerine getiremediğimiz ve onları koruyamadığımız ve önce biz şehadet mertebesine ulaşamadığımız için. Haklarını helal etsinler. “ dedi. Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği’nde 15 Temmuz “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” kapsamında şehit ve gaziler için anma programı düzenlendi. Büyükelçi Mehmet Samsar’dan sonra kürsüye gelen Jandarma Tuğgeneral Nurettin Alkan “hain terör örgütünün tasmasını elinde tutan ülkeler ile gizli ajandaları olan ülkeler bu milleti tanımıyorlar.” dedikten sonra Atatürk’ün “Arkadaşlar! Gidip, Toros Dağları'na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.” sözlerini hatırlattı ve misafirlere yönelik şunları söyledi: “31 yıllık meslek yaşamımda Mavi Vatan dahil yaklaşık 1.200.000 kilometrekarelik Vatan toprağını ve Türk milletini korumak uğrunda yapılan mücadelede iki defa yaralandım. Bir canım ve iki evladım var. Bunlarda bu vatana ve millete feda olsun. 15 Temmuz gecesi ettiği yemine uygun olarak emir almadan ve beklemeden bu hain teröristlere karşı mücadele eden isimsiz asker personeli, polislerimizi ve o gece FETÖCÜ hainler için gözaltı kararı veren Savcı ve Hakimlerimizi unutmamak ve hakkını vermek gerektiğini düşünüyorum.” Jandarma Tuğgeneral Nurettin Alkan’ın konuşmasının satır başları şu şekilde: BANA ATEŞ EDENİN KİNİ,PKK’LI TERÖRİSTE YOKTU Örgütün yapılanmasında Terörist elebaşısı F.GÜLEN’e ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatları, aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulanmaktadır. FETÖ silahlı terör örgütü legal bir yapı içerisine gizlenmiş ve genel yapıdan tamamen farklı hareket eden ve kendi Amir ve Komutanlarından değil bu hiyerarşik yapı içinden emir alan bir illegal yapılanma oluşturmuştur. 15 Temmuz gecesi bana ateş eden teröristlerden biri 1 yıldır beraber çalıştığım bir personelim idi. Ona derhal silahını bırakması konusunda emir vermeme rağmen “ benim kendisine emir veremeyeceğimi söylerek ateş etmeye devam etmiştir. O zaman gözlerindeki kini yakından görme fırsatım oldu. Mesleğim gereği bir çok teröristle karşılaşma imkanım olması nedeniyle o güne kadar karşılaştığım hiçbir teröristin gözünde böyle bir kin görmemiştim. FETÖ terör örgütünün mahrem yapısını ve silahlı kanadını oluşturan TSK içindeki yapılanmasındaki kişilere, çocukluğunda el atarak önce Arkadaşlarından, sonra ailesinden ve son olarakta çevresinde kopartarak mutlak itaat eden bir robot haline getirmektedir. Çaldığı sorular marifetiyle binlerce insanın geçmişini ve geleceğini elinden alarak Bu yapı içindeki elemanlarına hakketmediği okul, iş, kariyer ve bütün kadınlarımızdan özür dileyerek hatta karı(eş) vererek, ve hatta öbür dünyada cenneti vaat ederek ülkemizin menfaatlerini bir kenara bırakarak, Terör örgütünün tasmasını elinde tutan devletlerin amaçları ve menfaatleri doğrultusunda çalışmasını sağlamıştır. 15 TEMMUZDA AKIL ALMAZ ORGANİZASYON Olay gecesi Beştepe Jandarma Genel Komutanlığı Karargâhını ele geçiren teröristlerin bir kısmı yıllık izinde, bir kısmı kursta, bir kısmı başka birlik ve illerde görevli, hatta bazıları yurtdışında görevli, bir kısmı ise başka yere atamalı olup ilişik kesmiştir. Bu kişilerin görev yerlerinin çeşitliliği dikkat çekicidir. -O gece Karargâhta bulunanlar, bir iş bölümü çerçevesinde; (bazıları nizamiyelerde, bazıları katlar bölgesinde, bazıları rehin alınanlara nezaret edilmesinde, bazıları harekat merkezinde, bazıları görüntü izleme merkezinde, bazıları tel örgü boyunca nöbetçi olarak bazıları garajlar bölgesinde, bazıları silah mühimmat dağıtılmasında, bazıları yaralı tahliyesinde, bazıları nizamiyelerde kimlik kontrolünde, bazıları helikopter, zırhlı araç ve savaş uçağı talep edilmesi ve bunların halka ateş etmeleri için yönlendirmede, bazıları Sıkıyönetim Koordinatörü olarak Jandarma Genel Komutanlığına atanan Tuğgeneral Faruk Bal’ın Anıttepe Savaş sokakta bulunan evinden alınarak karargâha getirilmesinde araç komutanı olarak, , bazıları karargah dışındaki darbecilerle (telsiz, telefon vb) iletişim sağlamada, bazıları sivil halka ve kolluk kuvvetlerine ateş edilmesinde, bazıları teslim olma konusunda demokratik oylamanın yapılması, bazıları polise ve halka ateş edilmesi emri verilmesinde) görev almak suretiyle kendi paylarına düşen eylemleri gerçekleştirmişlerdir. Çok sayıdaki bu farklı eylemleri; birbirini tanımayan ve bir örgüt hiyerarşisi altında olmayan yüzlerce kişi tarafından spontane gelişen bir şekilde boşluksuz paylaşılması ve üstlenilmesi hayatın normal akışında mümkün değildir. Farklılık ve çeşitlilik arz eden bu çok sayıdaki görevler; gizlilik kurallarına riayet eden örgütsel bir disiplin, hiyerarşi ve organizasyon ile özel iletişim kanallarının kullanıldığını göstermektedir. -Darbecilerin ülke genelindeki darbe girişimini planlayan/icra eden (sözde Yurtta Sulh Konseyi) kişilerle irtibatlı olduklarını gösteren bir diğer delil ise, Jandarma Genel Komutanlığına ait olmayan zırhlı araçlar, taarruz helikopterleri ve savaş uçaklarının darbecilere yardım için Beştepe karargâhına gelmesi ve vatandaşların üzerine ateş açmaları vakıasıdır. FETÖ YENİ NESİL TERÖR ÖRGÜTÜDÜR FETÖ ve benzeri terör örgütleri ile mücadele uzun soluklu bir mücadeledir. Asla gevşekliği kaldırmaz. Ülkemizde bu mücadelenin devamı için gerekli siyasi irade, milli dayanışma ve birlik mevcuttur. Bu mücadele bir intikam duygusuyla değil, bir adalet duygusuyla yürütülmektedir. Bundan sonraki görevimiz, bir yandan FETÖ denen bu ihanet şebekesiyle mücadele ederken, diğer taraftan da dost ve müttefik devletlerin bizim yaşadığımız acıları yaşamaması için bu mücadelemizin haklılığını ve FETÖ ve benzeri terör örgütlerinin gerçek yüzünü tüm dünyaya daha iyi anlatmaktır. FETÖ hala yurtdışında çöreklendiği toplumlarda dimağlara zehir kusmakta, kamuoylarını Türkiye’ye karşı kışkırtmak için çaba harcamaktadır. Bilerek veya bilmeyerek buna teşne olan dost ve müttefik bildiğimiz ülkeler maalesef mevcuttur. Biz, tabii, yılmayacağız, kırılmayacağız, doğru bildiğimiz yoldan ayrılmayacağız ve bu mücadeleyi onlara da anlatacağız. Aynı evrensel değerleri paylaştığımız dostlarımızı, bu FETÖ belasının dün bizi olduğu gibi yarın da onları yakabileceği, FETÖ ve FETÖ benzeri bu yeni nesil terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı müteyakkız olmaları gerektiği hususunda samimi şekilde uyarmak istiyoruz. Hiçbir dini, ahlaki ve hukuki sınır tanımayan dünyanın en tehlikeli ve eli kanlı FETÖ terör örgütünün faaliyet gösterdiği diğer ülkelerde de siyasi nüfuz ve ekonomik güç elde etme çabaları ortadadır. TÜRKÜN DOSTLUĞU KIYMETLİ,DÜŞMANLIĞI ŞİDDETLİDİR Türkiye’de izledikleri taktikleri diğer ülkelerde de uygulamaktadırlar. Dolayısıyla Terörist elebaşı Fethullah Gülen ve onun elebaşısı olduğu bu yeni nesil terör örgütünün sadece Türkiye için değil, faaliyet gösterdiği bütün ülkeler bakımından bir ulusal güvenlik tehdidi olduğu görülmektedir. Bütün dünyaya son olarak şunu haykırmak istiyorum. Türk milletinin Dostluğu ne kadar kıymetliyse, düşmanlığı da o kadar şiddetlidir. Atatürkün dediği gibi “Bütün dünya bilmelidir ki, Türk milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmağa kadirdir. Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa kalkar. Haysiyetinin bir zerresine, vatanın bir avuç toprağına vuku bulacak tecavüzün bütün mevcudiyetine vurulmuş darbe olacağını artık Türk milletinin farketmediğini sanmak hatadır.” Bu hainlerin ve ülkemize karşı kullanılan veya kullanılacak terör örgütlerinin tasmasını elinde bulunduran bizce malum ülkeler şunu bilmelilerki Ebedi Başkomutanımız Atatürk’ün söylediği gibi “Bu memleket tarihte Türktü, halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. Bütün uygarlık dünyası bilmelidir ki Türkiye halkı her uygar ve kabiliyetli millet gibi kayıtsız şartsız hür ve müstakil yaşamaya kesin karar vermiştir. Bu haklı kararı bozmaya yönelik her kuvvet, Türkiye'nin ebedi düşmanı kalır.”
WhatsApp İhbar Hattı
0538 483 25 53
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!