Okullarda hem yüz yüze hem uzaktan eğitim
“Tüm öncelikleri görüştüğümüz kabinedeki istişarelerle önümüzdeki dönemin yol haritasını çıkarıyoruz. Gündemimizin ilk konusu yine koronavirüs salgınıydı. Avrupa ülkelerinin bazıları salgının yeni dalgasıyla boğuşuyor. Bu fotoğraf içinde Türkiye hem sağlık altyapısının gücü hem de aldığımız tedbirler sayesinde oldukça iyi bir noktada bulunuyor. Ancak mevcut durum bizim için kabul edilebilir değil. Vatandaşlarımızdan ‘tamam’ diye ifade ettiğimiz temizlik, maske, mesafe kurallarına sıkı riayet etmelerini bekliyoruz. Ayrıca her ilimizde ihtiyaçlara göre ilave tedbirler alıyoruz. TOPLU TAŞIMADA AYAKTA YOLCU YASAK Bu çerçevede kafe ve restoranlar kurallara uygunluk bakımından çok daha sıkı şekilde denetlenecektir. Toplu taşımada tüm illerimizde ayakta yolcu alınmasına kesinlikle müsaade edilmeyecek. Riskli illerde il hıfzıssıhha kurulu kararıyla kapasite sınırlamasına gidilebilecek. Maske kullanımı başta olmak üzere kurallara uymayanlara kesilen cezalar muhakkak tahsil edilecek. Esnek ve kademeli mesai usullerinin yaygın şekilde tatbiki sağlanacaktır. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki asıl iş vatandaşlarımızın kendinde bitiyor. Kalabalık etkinliklerden uzak durmadığımız, sokakta, işyerinde hatta evde belirlenen kurallara uymadığımız sürece ne açtığımız hastaneler ne cezai tedbirler tek başına bizi virüsten koruyabilir. VEFAT SAYISI SIFIRA İNMELİ Sonbaharın yaklaşmasıyla birlikte soğuk algınlığı ve grip gibi mevsim hastalıklarının yükü üzerimize binmeden günlük vaka sayılarını 100’ün altına, vefat sayılarını mümkünse sıfıra indirmeliyiz. Dünyanın geri kalanında bu salgın tamamen bitmeden bizim gerçek anlamda kendimizi güvende hissedemeyeceğimizi elbette biliyoruz. Önemli olan ülke ve millet olarak salgından korunma yöntemlerini en ideal düzeyde uygulamamızdır. Tedbiri hakkıyla aldıktan sonra takdiri rabbimize bırakacağız. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten, hastalıktan, iç ve dış saldırıdan muhafaza eylesin. 10 MİLYON TURİST Uzaktan eğitim sistemimizi en iyi şekilde idame ettirdik. Yeni dönemde eğitim öğretime salgın şartlarını dikkate alarak hem yüz yüze hem uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştireceğimiz bir sistemle devam edeceğiz. Ailelerin tercihine göre okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerinden başlayarak okullarımızı eğitim öğretime açıyoruz. Bu uygulama salgının seyrine göre şehirlerimizde farklılık gösterebilecek. Salgından en menfi etkilenen sektör hiç şüphesiz turizm oldu. Bu sektörün kısmen de olsa sezonu kurtarabilmesi için gayret gösterdik. Yaptığımız görüşmeler ve kurduğumuz sistem sayesinde 10 milyon turist rakamını geride bırakmaya başladık. Yıl sonuna kadar bu rakamı çok daha yüksek seviyelere çıkaracağız. Yeniden yapılanma sürecinden ülkemizin en karlı şekilde çıkmasını temin edeceğiz. Özellikle üretimde güçlü, altyapısı sürekli gelişen, teknolojisi ve lojistik avantajıyla Türkiye’nin önünde yepyeni dönemin açıldığına inanıyorum. İş dünyamızı bu yeni dönemin fırsatlarını değerlendirmeye davet ediyorum. İş insanlarımızın yanında yer almayı sürdüreceğiz.” TÜRKİYE GÜÇLENDİKÇE ÖNÜNE ÇIKARILAN ENGELLER ARTIYOR Karadeniz’de keşfettiğimiz doğalgaz rezervi, geleceğe ilişkin ümitlerimizin adeta sembolü haline gelmiştir. İnşallah Karadeniz ve Akdeniz’de yeni müjdelerle bu sevincimizi daha da arttıracağız. Türkiye; siyasi, ekonomik ve askeri olarak güçlendikçe karşısına çıkan, çıkartılan engeller de artıyor. Özellikle son 7 yılda bu durumun pek çok örneğini yaşadık. PKK çukur eylemleriyle sivilleri katledip mahalleleri işgale kalkıştığında bizim değil teröristlerin yanında yer aldılar. Ülkemiz sınırları DEAŞ terör örgütünün kanlı saldırılarına maruz kalırken uluslararası kamuoyunun kayda değer desteğini alamadık. FETÖ askeri darbe girişiminde bulunduğunda ellerini ovuşturarak bekleyenler vardı. Darbecileri tepelediğimizde bu terör örgütünün mensuplarına bunlar kucak açtılar. Güney sınırlarımızın güvenliği için harekete geçtiğimizde bölgede çıkarı olan pek çok ülkeyle karşı karşıya geldik. 780 bin kilometrekare toprağı olan bir ülkeyi 10 kilometrekarelik adalar üzerinden sahillerine hapsetmeye çalışanların oyunlarını bozduğumuzda kimseyi yanımızda bulamadık. BM zemini başta olmak üzere uluslararası kurallara uygun yaptığımız anlaşmalara dayalı olarak yürüttüğümüz faaliyetlere karşı sergilenen haksız ve hukuksuz girişimleri esefle izliyoruz. AZMİMİZİ PERÇİNLİYOR Geçmişte Türkiye’yi sürekli küçümseyen, önemsiz gören, kararlarında ve icraatlarında hesaba katmayanlar, aynı tavrı sürdüreceklerini veyahut da sürdüremeyeceklerini gördükçe daha da azgınlaştı. Her türlü diplomatik ve hukuki belgeyi, teamülü, uygulamayı hiçe sayanlar, güç gösterileriyle netice almaya kalktıklarında karşılarında bambaşka bir Türkiye olduğunu gördüler. Ülkemize karşı yapılan her siyasi, diplomatik, askeri yanlış ve saygısızlık bizi yolumuzdan döndürmek bir yana azmimizi perçinliyor. Türkiye’yi siyasi, ekonomik ve askeri olarak getirdiğimiz seviye sayesinde ülke ve millet olarak hakkımızı hukukumuzu, çıkarlarımızı her zeminde ve şartta koruma imkanına kavuştuk. Bu haysiyetli ve dirayetli duruşu, ülke ve millet olarak birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıktığımız müddetçe sonuna kadar sergileyeceğiz. TÜM SALDIRILARA RAĞMEN EKONOMİMİZ AYAKTA Son 18 yılımız, hem demokraside hem ekonomide bir yandan geçmişin kayıplarını telafi diğer yandan geleceğe ilişkin hedeflerin altyapısını kurma mücadelesiyle geçti. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye tüm alanlarda Cumhuriyet döneminin tamamında ortaya konanların kat be kat üstünde hizmetler yaptık. Dost ve kardeş toplumlara da örnek olacak reformları hayata geçirdik. Tüm saldırılara rağmen ekonomisini ayakta tutuyorsa işte bu mücadelenin başarısı sayesinde. İNSAN HAKLARINDA VE HUKUKTA YENİ REFORMLARIN HAZIRLIĞI İÇİNDEYİZ Giresun felaketini Ankara’dan seyretmedik. Hemen bakanlarımızla, milletvekillerimizle birlikte orada altyapısıyla üst yapısıyla bütün bu felaket bölgesini yeniden inşa ve ihya etmenin adımlarını attık. Sadece dünyanın salgınla uğraştığı son 7-8 ayda yaptıklarımız dahi tek başına vizyonumuzun ve programımızın sağlamlığını ispatlamaya yeterlidir. İnsan haklarında, hukukta her kesimden insanımızın hayatını kolaylaştıracak yeni reformların hazırlıkları içerisindeyiz. ANI GELDİĞİNDE KORKARIM Kİ BEDELİNİ AĞIR ÖDEMEZLER İstiklalimizi ve istikbalimizi korumak için gerektiğinde diplomasiden askeri güce kadar her mekanizmayı etkin şekilde devreye sokabilecek altyapıya ve iradeye sahip olduğumuz için bu derece dikkate alınıyoruz. Son günlerde Doğu Akdeniz ve Ege’de tarihten ibret almadan Türkiye’nin hakkını ve hukukunu hiçe sayarak emrivaki yapmaya çalışanlar da eninde sonunda bu gerçeği kabullenecektir. Açık söylüyorum anı geldiğinde korkarım ki bedelini ağır ödemezler.