Pes! Nakliyeci ve kamyoncu esnafı 27 çeşit vergi ödüyor!
CHP'li Tüzün: Bu ülkede en çok vergi veren esnafların başında nakliyecilik ve kamyonculuk sektörü gelmektedir. 27 çeşit vergi ödemektedir, nakliyecilik işi yapan bir firma devlete 27 çeşit vergi ödemektedir
CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, “Bu ülkede en çok vergi veren esnafların başında nakliyecilik ve kamyonculuk sektörü gelmektedir. 27 çeşit vergi ödemektedir, nakliyecilik işi yapan bir firma devlete 27 çeşit vergi ödemektedir” dedi.
TBMM Genel Kuruluna hitap eden Tüzün, taşımacılık sektörünün sorunlarına değindi.
Alfabetik sırayla tüm harfleri kapsayacak şekilde belge
Nakliyecilik ve kamyonculuk yapan girişimciler ile esnafın ağır vergi yükü altında ezildiğine işaret eden Tüzün şunları kaydetti:
“Türkiye’nin kanayan bir yarasına değinmek istiyorum. Uluslararası antlaşma deyince uluslararası taşımacılık yapan bir sektörün sorunlarına değinmek istiyorum. Karayolu Taşıma Kanunu ile bu kanuna bağlı yönetmelikle sektörde çok sayıda, hatta alfabetik sıradaki tüm harfleri kapsayacak bir şekilde belge üretilmiş bulunmaktadır.
Karayolu Taşıma Yönetmeliği’ne baktığımızda, gerçekten A belgesi, B belgesi, C belgesi, D Belgesi, E belgesi yani bizim 29 harfimizi taşıyacak belgeler istenmektedir. Özellikle bu belgelerin sektör tarafından uygulanması, kabullenmesi ve denetlenmesi bugüne kadar mümkün olmamıştır. Bu sektörde bulunan ticaret erbablarına yani şirketlere, şahıs şirketlerine, holdinglere bu belgelerin alınma zaruriyeti getirilmiştir ama uygulama ve kontrol noktasında hiçbir gayret gösterilmemiştir. Yine, çok sayıda yaratılan bu belgeler, sektörde rekabet avantajı yerine olumsuz etkiler yaratmıştır. Mutlaka bu sayının sektör ihtiyaçları doğrultusunda, dünyadaki örneklerinde de olduğu gibi, taşımacı yani acente, komisyoncu ve organizatör şeklinde daha basitleştirilmesi gerekmektedir.
Bu belgeler karşılığında anlamsız bir şekilde sektör gerçekleriyle bağdaşmayan yüksek miktarda ücret alınmaktadır. Yani tüm Avrupa’ya taşımacılık yapan, yine adına dozvola denilen bu belgenin alınması, bu belgelerin kullanılması uygundur. Fiyatların yüksek olması, denetlenmemesi ise ayrıca bir dezavantajdır. İş yapmak isteyen insanlara belge ücretiyle ilave bir şekilde yük getirilmektedir, masraf getirilmektedir.
Özellikle bu ücretlerle kamyoncu esnafımız cezalandırılmaktadır, yurt dışı taşımacılık yapan lojistik şirketlerimiz cezalandırılmaktadır. C2 yetki belgesi, firmaların uluslararası kara yoluyla taşıma yapabilmesi 1974 yılından itibaren müktesep hak olan müşterek iş yapma, diğer bir anlatımla ortak taşıma yapma, hakları uluslararası konvansiyon hükümlerine de aykırı olarak ellerinden alınmıştır. Bu, açık ve net bir şekilde uluslararası taşımacılık yapan esnafımızı zor durumda bırakmaktadır. Bir taraftan “İhracatımızı artıralım, Türkiye'de üretilen malları diğer dünya ülkelerine taşıyalım, onlara satalım, ülkemize döviz girdisi olsun.” diye düşünürken, bir taraftan da bu sektörle uğraşan tüm uluslararası lojistik firmalarını zor durumda bıraktığımızı bir kez daha belirtmek istiyorum.”
R2 belgesi için tam 150 bin lira ödemek zorundasınız
“Bu hizmetleri verebilmeleri için bu firmalardan -yani uluslararası taşımacılık yapılan firmalardan- R2 belgesi karşılığı tam 150 bin Türk lirası belge parası alınmaktadır. Düşünebiliyor musunuz 1 tane tırı olan, 2 tane tırı olan, 3 tane tırı olan bir firmaya “Siz uluslararası taşımacılık yapacaksanız bu belgeyi almak zorundasınız, bu belgenin de karşılığı Ulaştırma Bakanlığına belge parası olarak tam 150 bin Türk lirası ödemek zorundasınız.” diyorsunuz. Bir taraftan ihracatı çoğaltalım, döviz girdisi çoğalsın diyoruz, bir taraftan da bu işi yapan firmaları cezalandırıyoruz.”
Schengen vizesi verilmemesi için her türlü zorluk çıkarılıyor
“Uluslararası taşımacılıkta, özellikle Avrupa hattında tarife dışı engeller, belge sıkıntıları devam etmektedir. Özellikle sürücülerimiz için yani kamyon şoförlerimiz, tır şoförlerimiz için Schengen vizesi temininde büyük sıkıntılar yaşanmaktadır.
Bir nevi, bu şoför arkadaşlarımıza, sürücü belgesi olan arkadaşlarımıza Schengen vizesi verilmemesi için her türlü zorluk çıkarılmaktadır. Bunun mutlak surette çözülmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. Tabii, zaman içerisinde bu sorunların çözülmemesi, bugüne kadar çözülmeyişinin eksikliğini ilgili iktidar partisinin ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin kendi içerisinde sorgulaması gerekiyor.”
En azından pandemi döneminde MTV’yi almayın
“Dünyada ve ülkemizde bir pandemi süreci yaşıyoruz. Bu pandemi sürecinde ticari taşıtlardan alınan motorlu taşıt vergilerinin en azından bu pandemi sürecinde nakliye sektöründen alınmayarak bu sektöre bir destek sağlanması gerekiyor. Bunlar, motorlu taşıtlar vergisi (MTV) ve TÜV. Yani özel araçların TÜV istasyonlarında kontrolü elbette mecburi ama bunların, MTV’nin ve TÜV uygulamasının nakliye sektörünü, uluslararası lojistik yapan firmaları rahatlatacak bir şekilde en azından pandemi döneminde kaldırılması gerektiğine inanıyoruz.”
Tam 27 çeşit vergi ödüyorlar
“Bu ülkede en çok vergi veren esnafların başında nakliyecilik ve kamyonculuk sektörü gelmektedir. 27 çeşit vergi ödemektedir, nakliyecilik işi yapan bir firma devlete 27 çeşit vergi ödemektedir. Bu vergi yükümlülüğünün altından kalkamayan milyonlarca esnaf, kamyoncu ve lojistik firması vardır.”
Yüz tanıma sistemi mağduriyeti
Yüz tanıma sisteminden kaynaklı gecikmelere de dikkati çeken Tüzün şöyle konuştu:
“Özellikle, ihracat yapan, Avrupa’ya uluslararası taşımacılık yapan firmaların gümrük kapılarında yaşadığı sorunları hepiniz biliyorsunuz. Son aylarda yüz tanıma sistemi kurulmuştur, evet, bu yüz tanıma sistemi gerçekten olabilir, yapılabilir, iyi, doğrudur ama gümrüklerde bu sistemden kaynaklanan çok ciddi zaman kaybı söz konusudur. Bakınız, Avrupa’dan gümrük kapımıza gelen bir nakliye firmasının kamyonu yaklaşık yirmi dört, yirmi altı saatte gümrük kapısına geliyor ve bir kapıda, bizim kapımızda yani Türkiye’ye giriş kapısında bu yüz tanıma sisteminden dolayı en az üç gün, otuz altı saat, kırk sekiz saat şeklinde, iki gün, üç gün beklemek zorunda kalıyor. Bu sorunun da mutlak surette çözülmesi gerektiğine inanıyoruz.”
Dolar 8,50 kuruş iken mazot fiyatı 6,60 idi, şimdi dolar 7 liraya düştü ama mazot fiyatı yine 6,60 lira
Tüzün, mazot fiyatlarındaki garabete de şöyle dikkati çekti:
“Başta İpsala, Hamzabeyli ve Kapıkule kapılarında yakıt satış fiyatı yani mazot fiyatı 4,64 kuruşken bizim Çeşme, Mersin ve Yalova limanında yakıt fiyatı 3,80 kuruş yani arada 80 kuruş fark var. Bu paranın da nereye gittiğinin, kime gittiğinin, kimlere gittiğinin sorgulanması gerekir.”
Akaryakıt fiyatlarına ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Örneğin, bundan altı ay önce dolar 8,50 kuruş iken mazot fiyatı 6,60 idi, şimdi dolar 7 liraya düştü ama mazot fiyatı yine 6,60 lira; doların yüzde 20 düşmesine rağmen akaryakıt fiyatına bu düşüş oranı yansımadı. Bütün nakliyeci esnafı, uluslararası lojistik yapan firmalar adına ve tüm kamyoncu esnafı adına bunları dikkate almanızı bir kez daha talep ediyorum.”