Duayen gazeteci Rahmi Turan’ın dün siyaset gündemine oturan yazısı nedeni ile bendeniz de kalem oynatmış ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la 9 Kasım’da Saray’da gizlice görüşen “Önemli CHP’li”ye ilişkin dostlardan gelen bilgileri sizinle paylaşmıştım.
Bana inandırıcı gelmese de hatırı sayılır dostlarım, sır CHP’linin Metin Feyzioğlu olduğunu aktarmıştı.
Dünkü yazımda düğümün ya Rahmi Turan’ın ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı açıklama ile ancak çözülebileceğini ifade etmiştim.
Fakat, Rahmi Turan, bugünkü (21 Kasım 2019 Perşembe) yazısında sır CHP’linin ismini açıklamayacağını ilan etti.
Medeni cesaret gösterip Saray’a giden CHP’linin kendisini ifşa etmesi gerektiğini belirten Rahmi Turan, o da olmazsa açıklamayı Erdoğan yapsın diyor.
Duayen gazetecinin yazısındaki bu bölümü aynen alıntılıyorum:
“Saray'ı kim ziyaret ettiyse medeni cesaret gösterip kendisi açıklamalı.
Ya da AKP Genel Başkanı Erdoğan'a sorulmalı.
İşin aslı nedir?
Parti genel başkanı olduğu gibi aynı zamanda Cumhurbaşkanı olarak da görev yapan Erdoğan'ın yapacağı açıklama bire bir doğru olacaktır.
Koskoca Cumhurbaşkanı yanlış söz söyleyecek değil herhalde… Onun açıklaması tüm tereddütleri bitirir!
Erdoğan'ın cevabı şu şıklardan biri olacaktır:
- a) “Haber doğru değildir” diyebilir.
- b) “Haber doğrudur ama o kişinin kim olduğu bizim özel konumuzdur” diyerek isim açıklamayabilir.
- c) “Kamuoyunun bilmesinde yarar var” diyerek o ismi açıklayabilir.”
Rahmi Turan ya çok zorda kaldı ya da kimileri gibi zekamızla dalga geçiyor olmalı.
Şayet açıklama yapma gereği duyarsa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
“a şıkkı”ndan başka seçeneğinin olmayacağını cümle alem bilir.
Bu da Rahmi Turan’ın
“yalanlanmaya” şimdiden razı olduğuna delalettir.
Erdoğan’ın
“b” ya da
“c” şıkkını seçebileceğini düşünmek ahmaklıktan öte nedir?
Peki öyle ise Rahmi Turan, siyaseten açıklama yapmaya mecburiyeti olmayan Cumhurbaşkanı’nın önüne neden çok da akıllıca olmayan seçenekler sıralamaktadır?
Şu kadarını söyleyeyim bu çoktan seçmeli psikolojik baskı,
haberin kaynağı ile ortaklaşa planlanmadıysa o kaynağı bile güldürür.
Rahmi Turan, bugünkü yazısı ile zevahiri kurtarmaya mı çalışıyor onu da bilmiyorum…
Turan yazısında,
“Haber kaynağım kopan gürültü üzerine dün “Ortalığın bu kadar hararetleneceğini düşünmemiştim. Şimdi belki de işimden gücümden olacağım!” diye endişeye kapıldı. Ben de ona, söylediği ismi unutacağıma dair söz verdim” diyor.
Yazının bu bölümünden anlaşılan o ki, fısıldayan kişi Saray’daki ya da Saray’ın dışındaki danışmanlardan biri…
Neden mi?
Erdoğan’ın yanındaki siyasi aktörlerden hiçbiri bu kadar gürültü çıkartacak haberi Erdoğan’dan izinsiz kimseye fısıldayamaz. Fısıldasa bile kaybedecek bir işi değil, olsa olsa makamı olur.
Dolaysıyla bu ifadeler bize Saray’daki bir danışmanı işaret ediyor…
Saray’daki sırları Rahmi Turan’a fısıldayanın bir danışman olduğunu bize fısıldayanlar diyor ki:
“O sıradan bir danışman değil. Her dönem siyasete yön veren, siyasetçileri yönlendiren, Balkanlar’dan Orta Doğu’ya kadar kulağı delik, Bab-ı Ali’ye hakim bir zat…”