Reform paketi ham hayal, esnafın gündemi: İFLAS!

HDP'li Paylan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Ekonomi Reform Paketi'ni ve ekonomi politikalarını yerden yere vururken esnafın can çekiştiğine işaret etti.

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Ekonomi Reform Paketi'ni ve ekonomi politikalarını yerden yere vururken esnafın can çekiştiğine işaret etti.

TBMM Genel Kuruluna hitap eden Paylan şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekonomik reform programını açıkladı. Bu program kamuoyunda, vatandaşlarımızda, çiftçide, esnafta, işçide herhangi bir heyecan yaratmadı. Neden? Değerli arkadaşlar, çünkü bu program yüzde 1’in ekonomik programıydı. Önceki Ekonomi Bakanı, damat Sayın Berat Albayrak nasıl patronlarla toplanıp defalarca, altı ayda bir yeni ekonomik program açıkladıysa maalesef aynı tas aynı hamam devam ediyor, yeni Ekonomi Bakanı Sayın Lütfi Elvan da patronlarla toplanmış, patronların derdini dinlemiş, patronların paketini getirmiş; patronların ekonomi paketini de yani yüzde 1’in ekonomi paketini de Recep Tayyip Erdoğan cuma günü açıkladı.

Değerli arkadaşlar, çiftçi Mehmet amca, esnaf Hüseyin amca, işçi Ayşe teyze bu programdan bir şey görmedi. Niye? Çünkü yalnızca patronların derdi bu programa konulmuş. Şöyle bakıyor programlar, bütün AKP’nin programları gibi: “Biz, yüzde 1’i mutlu edersek, yani patronları mutlu edersek, onlara teşvikler verirsek, vergi indirimleri verirsek, e, onlar da yanlarına işçileri alırlar, onları da üç kuruş -bir anlamda- nemalandırırlar.” Genel bakış bu. Biz, yirmi yıldır bu bakışın yanlış olduğunu söylüyoruz, AKP yirmi yıldır bu yolda yürüyor. Yüzde 1’in paketlerini getiriyor ve yirmi yıldır yüzde 1’i zenginleştiriyor. Yine bir paket getirmiş “Ben yüzde 1’i daha da zenginleştireceğim.” diyor. Arkadaşlar, oysa bu yol, yol değil. Toplumun büyük bölümü yoksulsa, açlıkla karşı karşıyaysa, işsizse, aşsızsa o ekonominin çarkları dönmez; toplumun yüzde 70’i borçluysa, esnaflar borç batağına girmişse, çiftçi tarlasını ekemiyorsa o ekonominin çarkları dönmez. Siz yüzde 1’i istediğiniz kadar mutlu edin, onların belki servetine servet katarsınız ama ekonominin çarkını çeviremezsiniz ve her reform paketinde aynı hata yapılıyor.

Arkadaşlar, sistemik bir sorunumuz var, “tek adam rejimi” diye bir sorunumuz var. Tek adam rejiminin yarattığı demokrasi krizi ekonomik krizi tetikliyor. Siz, her hastalık hissettiğinizde diyorsunuz ki: “Ben bir aspirin vereyim. Bu ekonomide bir hastalık var, bir aspirin daha vereyim.” veya “Bir kortizon daha basayım.” ama hastalık iyileşmiyor, belki geçici bir rahatlama söz konusu olabiliyor ama sonuç olarak bünye hasta olmaya devam ediyor ve ekonomik krizler derinleşiyor. Bu kaçıncı ekonomi paketi, siz saydınız mı ya? Berat Albayrak, altı ayda bir yeni ekonomik programı açıklıyordu, hatırlıyor musunuz arkadaşlar? Her ekonomik programı… Vallahi bir çocuğa “Maşallah.” dediğinizde hani kırk gün yaşamaz ya bazı çocuklar, sizin “Maşallah.” dediğiniz ekonomi programları da kırk gün yaşamıyor arkadaşlar. Bir bakıyorsunuz, kırk günde ekonomi programı berhava olmuş. “Hadi yenisini hazırlayalım, yeni bir rüya satalım, belki halkı inandırırız.” Ama halk artık bunlara inanmıyor, bunlara karnı tok arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, pandemi dönemi her ülke için bir test. Türkiye için de bir test oldu. Pandemi döneminde demokratik ülkeler vatandaşlarını ihya ettiler, onları ekonomik güvenceye aldılar. Biz ne yaptık? Biz ne yaptık arkadaşlar? Vatandaşlarımıza tek yaptığımız şey, zaten borçlu olan vatandaşlarımızın sırtına daha fazla borç yüklemekti. Esnafı daha çok borçlandırdınız, çiftçiyi daha çok borçlandırdınız, işçiyi daha çok borçlandırdınız ve işsiz vatandaşlarımıza herhangi bir destek vermediniz.

Biliyor musunuz, dünyada gayrisafi yurt içi hasılasına göre en az doğrudan gelir desteği veren ülkelerden biriyiz arkadaşlar. Gayrisafi hasılasına göre en az doğrudan gelir desteği veren ülkeyiz ama bir şampiyonluğumuz var, o konuda sizi tebrik ediyorum. Dünyada yine, gayrisafi yurt içi hasılasına göre vatandaşının sırtına pandemi döneminde en çok borç yükleyen ülkeyiz. Yani destek vermemişiz, borçlandırmışız.

Peki, gelelim, bakalım yeni ekonomik reform programı ne diyor, ne öneriyor? Bu gidişata “Dur!” mu diyor? Hayır. Ne diyor biliyor musunuz? “KOBİ’ler, küçük işletmeler, esnaflar yanlarına işçi alırlarsa ben ona 100 bin lira daha borç vereceğim.” diyor yeni program. Yani “Sen işçiyi al.” Alamıyorsunuz, zaten alamıyor küçük işletmeler, batık durumda. “Ama sen işçiyi alırsan ben sana destek değil 100 bin lira daha borç vereceğim.” diyor. Ya, zaten esnaf borca batmış, KOBİ’ler borca batmış, çiftçiler borca batmış, siz daha fazla borç yüklemeyi öneriyorsunuz arkadaşlar. Bu yol, yol değil.

Bakın, Amerika 1,9 trilyon dolarlık bir paket açıkladı. 1,9 trilyon dolar yani bizim hasılamızın 3 misli, bütçemizin 19 misli bir destek programı açıkladı. Bu borç programı mı arkadaşlar? Değil. Vatandaşlarına doğrudan çek gönderiyor. Her bir bireye 1.400 dolarlık çek gönderiyor, işletmelere doğrudan gelir desteği veriyor. Biz ne yapıyoruz? “Sana daha fazla borç vereceğim.” diyoruz. Arkadaşlar, bu, batışı hızlandırır, batışı derinleştirir. Bu yol, yol değil; bu paketin de bu anlamda, akamete uğraması, maalesef yakındır.

Başka ne öneriyor bu paket? Bakın, çok önemli değerli arkadaşlar; diyor ki: “Kamuda tasarruf yapacağız, kamuda araç saltanatına son vereceğiz.” Allah’ınızı severseniz, on dokuz yılda 26 tane paket açıkladılar, her bir pakette bu vardı, biliyor musunuz: “Kamuda araç saltanatına son vereceğiz.” Ya, şu dışarıya çıkın, Mercedeslere, Audilere, lüks arabalara bir bakın arkadaşlar. Tayyip Erdoğan bir yerden bir yere gidiyor, 150 tane lüks arabayla geziyor.

Tayyip Bey diyor ki: “Efendim, ben lüks araba saltanatına son vereceğim.” Tayyip Bey bir yerden bir yere gidiyor, havalimanında 14 tane uçağı bekliyor, “Ben saltanata son vereceğim.” diyor.

Ve 300 odalı yazlık saray inşaatı durmuyor, bundan vazgeçmiyor, bu saltanattan vazgeçmiyor. Diyor ki: “Efendim, ben kamuda tasarruf yapacağım.” Kamuda bir tasarruf yapılacaksa ilk önce kim yapar arkadaşlar ya, ilk önce kim yapar? Yürütmenin başı yapmaz mı? Yürütmenin başı “Benim 14 tane uçağım var, 13’ünden vazgeçiyorum.” demez mi? Hadi 1 tanesi kalsın. “Yazlık saray inşaatını durduruyorum.” demez mi? “Kışlık sarayın bu kadar maliyeti var, israfı var; bunları kısıyorum.” demez mi? Bunları demediğiniz sürece kim inanır sizin kamuda araç saltanatına, israfa son vereceğinize? Bu paket bu anlamda ölü doğmuştur arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, paket başka ne diyor: “İşsizliğe son vereceğiz. İhracat yapacağız. Üretimi artıracağız.” Allah’ınızı seviyorsanız, tek adam rejimine geçtiğinizden beri kim bu ülkeye yatırım yapıyor ya? Yabancı sermaye zaten kaçıyor. Yerli sermaye de yurt dışına yatırım yapıyor. Buraya yatırım mı yapıyor? Güvenmiyor arkadaşlar, güvenmiyor bu sisteme. Bakın, size söyleyeyim: Vergi teşviki veriyorsunuz, işçi teşviki veriyorsunuz, bedava arazi veriyorsunuz, “Vergi almayacağız.” diyorsunuz; kimse yatırım yapmıyor, yine yatırım yapmıyor. Siz isterseniz o yatırımcılara bir de “Masaj yapacağım.” deyin arkadaşlar, gene yatırım yapmazlar, yapmazlar. Arkadaşlar, yapılması için burada bir habitata ihtiyaç var. Demokratik, özgürlükçü bir hukuk devleti habitatına ihtiyaç var. Hukuk devleti olmayan bir yere birisi gelip yatırım yapar mı? Yapmaz arkadaşlar. Bakın, Merkez Bankası tefeci faizi veriyor. Hani siz faize karşıydınız ya, Merkez Bankası yüzde 17’yle arkadaşlar, faizini belirlemiş. Tefeciler ne istiyor şimdi biliyor musunuz? “Yüzde 18’e çıkar, yüzde 19’a çıkar.” İki gün sonra Merkez Bankasını göreceksiniz tefecilerin talebini yerine getirecek. Yüzde 17 olan faizi yüzde 18’e, 19’a çıkaracak. Hadi çıkarmasın bakalım. Tefeciler ne diyor? “Doları patlatırım o zaman." diyor. Tefecilerin eline esir olmuşuz arkadaşlar. Tefeciler hep daha fazlasını talep edecekler. Eğer siz sermaye çekebilecek, insanların yatırım yapacağı bir iklim yaratırsanız insanlar çok daha düşük faizlere buraya paralarını getirirler. Bırakın sıcak parayı, doğrudan yatırım yaparlar. Tefecilerin elinden kurtuluruz. Ama demokrasi krizi yaşayan bir ülke arkadaşlar, yatırım matırım çekemez ve tefecilerin eline daha da fazla düşebiliriz. 

Siz, bakın, halkın gündemi, biz Mersin’e gittik, Van’a gittik, Diyarbakır’a, İzmir’e gittik; iş ve aş buluşmalarını yaptık. Esnafın gündemi iflas. KOBİ’lerin gündemi işsizlik. İşsizlik var, yoksulluk var. Sizin gündeminiz ne? “HDP’yi kapatalım. Fezlekeleri getirelim. Siyasete daha fazla darbe vuralım.” Bu yol yol değil. Demokrasi krizi daha büyük ekonomik krizleri getirir. Bir an önce bu yoldan vazgeçelim. Hepinize saygılar sunarım."

Bakmadan Geçme