Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, sınıfta kalmanın kaldırılmasıyla eğitimde kalitenin düştüğünü belirtti. Selçuk, bu sebepten gelecek eğitim öğretim döneminden itibaren ortaokul ve lisede sınıfta kalmanın geri getirileceğini açıkladı. Milli Eğitim Bakanı Selçuk, çalışan ve çalışmayan çocuk arasında ayrım olması gerektiğini, her bir öğrencinin liseyi bitirdiğinde sahip olması gereken yeterlilikler konusunda standartlar oluşturulmasının önem taşıdığını, bu yeterliliğe ulaşılmaması halinde, 4 işlem bilmeyen, okuduğunu anlama-yazma konusunda sıkıntı yaşayan çocuğun liseden mezun olabildiğini söyledi. Ders geçmeyle ilgili 120 öğretmen, okul müdürü, il, ilçe yöneticileri ile velilerle Ankara'da bir araya geldiklerini, bu çalışmada, eğitim, ekonomi ve istihdam ilişkisi ile bölgesel durumlar dikkate alınarak bir çerçeve oluşturulduğunu anlatan Selçuk, sınıf geçmeyle ilgili çalışmanın bitirildiğini ve gelecek eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacağını duyurdu. 'Deneme tahtamız değil' "Velilerimizin 'Tamam, çok güzel', öğretmenlerimizin 'Böyle olursa eğitimde gerçekten büyük bir sıçrama olur', yöneticilerimizin 'keşke' dediği bir yönetmelik geliyor" diye konuşan Selçuk, birdenbire kural değiştirip öğrenciler için de sorun oluşturmak istemediklerinden söz ederek şunları söyledi: 'Ortalamasının en az 50 veya birinci dönem puanı ne olursa olsun ikinci dönem puanının 70 olması gibi' "Bu ülkenin çocukları, bizim deneme tahtamız değil, pilotla başlayalım dedik. Hazırlıklarımız tamam, bunun bu sene pilotunu yaptık, simülasyon anlamında yaptık, gayet güzel geçti. Burada, her dersten iki dönem notunun aritmetik ortalamasının en az 50 veya birinci dönem puanı ne olursa olsun ikinci dönem puanının 70 olması gibi bazı şeyler var. Bu böyle olduğunda kaç öğrenci yukarı çıkıyor, kaçı çıkamıyor, kimi nereye yönlendirebiliyoruz, bunun modellemesi çıktı. Bir yazılım oluşturduk ve senaryoyu rahat görebiliyoruz. Dolayısıyla çözebileceğimiz bir konu. Problem yok." 'Formasyon için büyük ücretler ödemesini istemiyoruz' "Pedagojik formasyonun Bakanlık tarafından verilmesi konusundaki çalışmaların hangi aşamada olduğu" ve "yeni atanacak öğretmenlere yönelik mesleki gelişim programlarında bir değişiklik olup olmayacağı" yönündeki sorular üzerine Milli Eğitim Bakanı, formasyonda paradigmal bir dönüşüme ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Yüz binlerce gencin formasyon alması ve bunun için büyük ücretler ödemesini istemediklerini belirterek şöyle konuştu: "Formasyonda içerikte bir dönüşüm yapıyoruz. Bunu uluslararası teknopedagojik alanda yeni bir kavram çerçevesine oturttuk. İçeriğini hazırladık. İlgili üniversitelerle bağlantılarımızı devam ettiriyoruz. Hiç kimsenin formasyon almasına ihtiyaç yok. Çünkü zaten MEB, sadece sınavı kazananlara, ücretsiz olarak yeni paradigmadaki formasyon içeriğini verecek." Konunun YÖK ile görüşüldüğünü, altyapının hazır olduğunu, bu konuda problem bulunmadığını, artık pedagojik formasyon sertifika programının az sayıda üniversitede verildiğini söyleyen Selçuk, yolun yarısında kural değiştirmek istemediklerine işaret etti. Formasyona devam edenlerin bunu bitireceğini belirtip "Takvimimizi açıkladık. Takvim içerisinde kazanan herkese özel yeni formasyonu ücretsiz vereceğiz" dedi. Hayvan sevgisi Tokat'ın Turhal ilçesinde bir köy okulunda sınıf öğretmeninin "Fındık" isimli köpeği sahiplenerek öğrencilerinin arasına aldığının hatırlatılarak, "Sizin sahiplendiğiniz 'Pergel' ne yapıyor? Türkiye genelinde kaç arkadaşı oldu?" sorusu üzerine Selçuk, şunları anlattı: "Pergel, bir barınakta ölmek üzereydi, haberdar oldum. Beraber bir hayatı sürdürmek anlamında ilgilendiğim bir köpek. MEB'in bahçesinde geziyor, dolaşıyor, zıplıyor. Kilo aldı biraz. Her hafta yüzlerce ziyaretçisi var. Bunu örnek olmak için istedim. Çünkü biz eğitimi kağıtlardaki, sorular, sınavlarla ilgili görmüyoruz. Eğitim, tabiatla, hayvanlarla, büyüklerimizle, anne babalarımızla, çocukla ilişkimizdir. Pergel, bir örnek olarak başka okullarda da yapılır mı diye çağrı yaptım. Pergel'den sonra 17 bin okulumuzda, çocuklar, öğretmenler hep beraber hayvan beslemeye başladılar. Sadece köpek değil, kaz, tavuk, kedi, tavşan var." Bunun okulu şenlendirdiğini, bahçeleri güzelleştirdiğini, öğrencilerin hayvanların bakımını üstlenmek için teneffüse koşarak çıktığını belirterek şöyle devam etti: "Bir şeyi abartmamak da lazım. Bu hayvana, çocuğa eziyet olacak bir işe de dönüşmemeli, kendi doğasında yürümeli. Bir şey çok abartılı olursa, gündemi aşırı meşgul edip ana aksamı bozarsa o işin tabiatına zarar verir. Burada da güzel bir örnek olması bakımından değerlendirilebilir. Ama abartmadan, hayvana zarar vermeden. Meseleye iki taraflı bakmak lazım. Bu sürecin büyüyeceğine inanıyorum."