Ayvalar tezgahlara erken düşeli, güz mevsiminin gereği yapraklar ağaçları terk edeli siyaset de bundan nasibini alıyor. Reis’in partisi Ak Parti kaynıyor. Elbette yazın beklenilen olmadı. Dış politikada gerilim ekonomiye dolayısıyla siyasete yansımadı. Bu yüzden beklenilen ‘huruç harekatları’ gerçeklemedi. Ali Babacan tetikte, Davutoğlu pusuda…Siyaset yapraklarını dökmeye başlayınca, bir şarkının dizelerinde söylendiği gibi “İbibikler öter ötmez, orada olacak” o kadar siyasetçi var ki? 15 Temmuz sonrası kamuda KHK ile yapılan ihraçlar, görevden el çektirmeler bilinçli olduğu kadar yeminli bir şekilde sulandırıldı. Bir çok kamu kurumunda özellikle Emniyet, Adalet, TSK’da yaşın yanında kuruyu yakarak, namussuzun yanında namusluyu harcayarak, vatan haininin yanında vatan perveri kurşunlara getirerek ortalığı bulandırdılar. Onun için Cumhurbaşkanımızın bile şerrinden emin olmak için yakın tuttuğu zat KHK’lar üzerinden vuruyor da vuruyor. Açık ve net söyleyeyim. KHK’lar hakkındaki bu çıkış masume bir yürek acısı, üzüntü değil bir siyasi yapılanmanın döşenen kilometre taşlarıdır. Ortaya cenazeyi çıkarttıkları gibi cenaze sahibine bir de cenazeyi kaldırtıyorlar. Bunu bilelim. FETÖ yeni bitme bir örgüt değildir. Yeşil kuşak İslam Projesinin 1960’lardan beri yetiştirdiği, 1970 sonrası uykuya yatırdığı, 1980 sonrası palazlandırdığı 28 Şubat’dan sonra da aktif oyuncu olarak sahaya sürdüğü bir yapıdır. Kimse ekip başlarını, köşe başlarını tutanları aklamaya, paklamaya çalışmasın. Adım adım hainlikleri bellidir. Hele bir zatın FETÖ’nün 15 Temmuz’dan sonra ortaya çıktığı, tehlikeli olduğunun o zaman anlaşıldığına ilişkin beyanları tamamen sulandırma girişimidir. Zamanın birinde Aziziye Tabyasına somun üreten fırıncı ustasına bir hainlik yapılmış, fırından çıkan ekmeğin içine hamamböceği konmuş. Getirmişler komutanın önüne: -Komutanım somundan böcek çıktı? -Fırıncı çabuk buraya gelsin! Fırıncı gelir gelmez komutan hiddetle somunun içini açar gösterir? -Usta bu ne rezalet? Bu nedir? -Komutanım bu melaikedir? -Adam sen benimle dalga mı geçiyorsun? -Haşa Komutanım! Bu böcek un elerken ölmedi, Hamur yoğrulurken ezilmedi, fırında pişerken kavrulmadı ise haliyle ekmeğin içinden buraya kadar geldiyse kesin melaikedir. Hem terör başı Fethullah Gülen’in “Biz hareketi üç deliyle kurduk” dediği insanlardan operasyonel gücü yüksek, uluslararası örgütlerde temsil kabiliyeti olan, istihbaratçılığı dededen gelen İlhan İşbilen ile 1975-1979 yılları arasında aynı evde yaşayıp dost-yaren olacaksın bir de olandan bitenden haberdar olmayacaksın. Nereden tutsan elinde kalacak bir konu. 17-25 Aralık öncesi günlerden 9 Ekim 2013 günü… Atatürk Bulvarında, ABD büyükelçiliğinin hemen karşısın da bulunan Türk Dil Kurumu binasında “İmparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz” diyen Büyükelçi Ricciardone ile buluşan bu zatın konuştuğu, anlaştığı nedir dersiniz? Bu nedenle KHK dalgası AK Parti’yi içten kuşatma, daraltma ve boğma hareketidir. Bu süreçte Erdoğan’ın 13 Kasım ABD ziyaretinden sonra siyasette bir temizleyeceği başlayacağı görülüyor. Geçenlerde kendisini ziyaret eden MSP döneminde gençlik başkanlarından bir kişiye söylediği söz burada önem kazanıyor. -Partiden bu isimleri temizleyeceğim. Yeni baştan kadro kuracağım. Siyaseten temizlemek, parti ile ilişiğini kesmek anlamındadır. Erdoğan ortada serseri mayın gibi dolaşan, nerede patlayacağı belli olmayan kadroları temizleyeceğini belirtiyor. Bu nedenle parti kadroları özellikle Babacan ekibiyle, Davutoğlu ekibiyle sık görüşüyorlar. Tren dururken başka trene atlamaya çalışıyorlar. Kalandan mı, kurulacak olandan mı bir ‘cacık’ olur onu şimdi kestiremiyoruz. Ancak Erdoğan dışta olduğu kadar içte de bir harekata hazırlanıyor. İhanet eden ile ihanete rıza gösterene merhamet etmeyecek. Erdoğan’ın pişirdiği ekmeğin “içinden böcek çıktı” deyip, müşteri devşirmeye çalışanlar bilmeli ki Erdoğan “Ak sütün içindeki ak kılı fark edecek” durumda. Ne diyordu usta, kamutan’a: -Melaike bu komutanım, meleaike!