• Haberler
  • Sol'un Paralarını Kim Çaldı?

Sol'un Paralarını Kim Çaldı?

Bir şarkının dizelerinden hareketle son günlerin apakurya maskaralığına şöyle denilmeli: Ben Türkiye’nin en büyük kumpası olabilirim Ben vesayet siyasetini 100 sene 1000 sene yapabilirim Ben Sol’u, vicdanı, erdemi, şahsiyeti bilmem ama Siyasi maskaralığı  iki gözüm kapalı bulabilirim Ak Parti’den önce CHP ve İyi Parti karışacak diye Hürses Gazetesi’nde, esnafhabertv.com internet sitesinde aylardır yazıyorum. …Hatta dağılmalar, ayrışmalar bu iki partiden başlayacak. Sözüm ona ipin ucunu puştun eline kaptırmışların, yazdıklarına, konuştuklarına bakınca siyasi mühendislikleri ellerinde patladı. Ve Türkiye’nin siyasi tarihinde senaryolarıyla, trajedisiyle, siyasi süikastlarıyla iz bırakan Mustafa Kemal’in  partisi ne yazık ki yine karanlık, bir o kadar buram buram entrika kokan siyasi bir “hokkabazlığın” içine girdi. Çete çete içinde, çete çeteye karışmış durumda. Şapkadan tavşan  çıkacağını zannedenler için söyleyeyim: Nur topu gibi yeni parti çıkıyor. Merkeze selam duran ulusal bir çizgide… Başarmak için pergelin ucunu merkeze koyan bir anlayış…Zira siyaset boşluk kabul etmez. Sol siyaset, gidenin, ayağı kayanın, arkadan kurşun sıkanın, siyasi kons yapanın yanına kalmayacak hale geliyor. Kendi reorganizasyonu gerçekleştirmek için gecikmiş, devleti yeniden tanzim ederken kendi kadrolarını yenilemede ikmale kalmış bir Ak Parti’nin  yalnızca CHPyi değil siyaseti dizayn etme isteği elbette vardır. Siyaseten koşulları ekonomiye endekslenmesi gerekirse  elbette rakiplerinin zayıflıklarını kazanca çevirecek tüccar siyaseti uygulanması kaçınılmaz olacaktır. Bu iş içinde Ak Parti’nin siyasi mühendisliği beklenmedik bir denklemle karşılaşmıştır. Çünkü CHP’nin ancak CHP’ye yapabileceği torpilleme, siyasi süikast  Ak Parti’nin  yetiştiği iklimde, açıldığı merkez sağ siyasetinde bu şekilde olmaz. CHP’nin kendi içindeki hesaplaşma, fraksiyon çatışmasından öte yeniden dizayn edilmek üzere kodlanmasına yöneliktir. Ak Parti bu iş müdahil olsa, güçlü halkaları da zayıf halkaları da birlikte hedefe koyardı. Türk siyasetini  ‘aynı kasa idare ediyor’ diye bilgelik taslayanlar,  İttihad Terakki’den bu yana komitacılığın kitabını yazmış siyasi kadrolara dağılma ve birleşme pratikleri yaptırmanın ancak ve ancak  rakı sofralarında önce mezeleri sonra da meze yerine insanların yenileceğini bilmelidir. Hesap uzmanı Kemal Kılıçaroğlu muhasesebedeki “Lifo değerleme yöntemi”ni çok iyi bilir.  Bu sistem üretime verilecek olan veya satılacak malların stoklara son olarak giren mallardan olması gerektiği varsayımına dayanır. O zaman son genel başkan olan mı son Cumhurbaşkanı adayı mı ilk tasfiye olacaktır.   Daha önce solun yeni partileşme sürecinde kullanılacak finansmanın 400 Milyon ABD Doları sırra kadem bastı. Kimine göre yeni bir sol parti kurmak için paraya çöktüler. Kimine göre para yeni sol parti kuracakların elinde. Kimine göre o para mafyanın elinde…Parayı elinde tutarken kaybeden, kaptıran tanınmış bir CHP’li…Hem de CHP’de genel başkanlığı son anda elinden kaymış bir lider adayı. Partide aktif adaylıkları CHP içindeki çete tarafından engellenen bir isim. Külliye’ye gidip geliyor. Yine gitti. Anlatılana göre Cumhurbaşkanından 400 Milyon ABD Dolarını kurtarmak için yardım bile istedi. Buna göre işe bakar mısınız sol partinin parasını kurtarma işini Erdoğan çözecek. İşin bilinmeyeni Sol lider adayı Erdoğan’ın  asker arkadaşı olması…Tertiplerin bu dostluğu farklı partilerde de olsa yıllarca devam ediyor. Şimdi gel de CHP ile ilgilenme…Bu da Erdoğan’ın sınavı… İlgilense CHP, ilgilenmese tertip razı değil…. Şimdi Ahmet Hakan’ın “fışkiyeyi kim çaldı?” sorusu gibi biz de soralım: Sol’un Paralarını kim çaldı?        

Bakmadan Geçme