'TÜSİAD'a O Cümleyi Tersinden Okuturlar'
Kendisini izleyen gazetecileri iftar yemeğinde ağırlayan Bahçeli, özetle şunları söyledi: NEYİN HODRİ MEYDANINI YAPACAĞIZ (CHP ile dokunulmazlık tartışması) Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bey çok hırçın bir üslupla, gergin bir bakışla tartışma zemini açmış ve YSK’nın yedi üyesi üzerinde isimlendirme yaparak onları çete olarak suçlamıştır. YSK’yı kurum olarak esas alıp, içinden herhangi birisini ayırt etmeksizin, güzel bir dille eleştiri yapmak var iken böyle bir tartışmaya girmesi çok doğru olmamıştır. Bu tartışmalar konusunda biz gerekli uyarıları kendisine yapmak istedik. Bu kadar aşırı, kırıcı, karıştırıcı konuşmayı yapan kişi dokunulmazlık zırhına bürünmemelidir. Fezleke ile bir genel başkanı TBMM’ye taşımak yerine kendisinin iradesiyle TBMM’ye gelmesini demokratik açıdan daha ahlaki bulduğumu ifade etmek için o teklifte bulundum. Ama CHP’nin bazı sözcüleri ‘Hodri meydan’ diyor. Neyin hodri meydanını yapacağız? Getireceksen bu dokunulmazlığı sen getirecektin. Üst bir bürokrattır, Türk siyasetinde yeri vardır. Kemal Derviş’in çok yakını ve çömezidir. HEMŞEHRİ HAREKATI (İstanbul stratejisi) 250 bin üzerinde İstanbul’da hemşehrilerinin oyu olduğuna inandığımız 15 ilimizin başkanlarını davet ettik. Anadolu’da bu illerimizden kimi kim ne kadar tanıyorsa, eşi, dostu, akrabası kimi varsa, hangi köy, mahalle, ilçeden ise İstanbul’a gitmek suretiyle düşüncesini paylaşacak. Biz buna hemşehri harekatı olarak nitelendirdik. Önümüzdeki günlerde ikinci bir 15 ilimizi topluyoruz. Büyük çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu’yu temsil eden illerimiz orada olacak. İstanbul’da en az hemşehrisi olan il Burdur’dur. Alayını toplasanız 9 bin kişi ediyor. Onu dahi göndereceğim oraya. GÖNÜL GÖNÜLE GELMESİ LAZIM (Cumhurbaşkanı ile ortak miting) Programın nasıl olacağına arkadaşlarımız görüşerek karar verecekler. Kapı çalmak suretiyle gönül çalmayı birbiriyle kaynaştırarak bir yol bulmalıyız. Onun için mitingde göz göze geliyorsunuz da gönül gönüle gelemiyorsunuz. Bizim gönül gönüle gelmemiz lazım. HIRSIZIN ÜSTÜNÜ ÖRTMENİN MANASI YOK (CHP’nin İstanbul’daki diğer seçimlerin de iptali itirazı) Tartışma tamamen büyükşehir belediye başkanlığı üzerinde yapılmıştır. İstanbul’da 39 ilçe belediyesinin 25’ini Cumhur İttifakı kazanmışken buraya bir itiraz yapmıyorsunuz, mazbatanın verilmesi için YSK’ya çok büyük övgüler yağdırıyorsunuz. Sonunda 28 bin oydan 13 bine düşünce bu sefer de şaibeler olduğu ortaya çıkıyor. Şaibeler 39 ilçede sadece 2 yerde kendini gösteriyor. Oralara da itirazlar yapılıyor. Şimdi kalkıp halkı aldatmanın bir manası yok. ‘Efendim filan tarihten itibaren seçimler iptal edilmelidir’ diyor. Bütün bunların hepsinin altı başka anlam taşır. Seçimler iptal edildikten sonra ne olacak? 24 Haziran’ı iptal ettiniz, 2015’i iptal ettiniz. Geriye doğru giderseniz 1946’ya kadar var. Sonra bunun altından Türkiye nasıl kalkacak? Milleti aldatmasınlar. Oyların nereden çalındığının üzerinde mutabakat kuracakları yerde hırsızın üstünü örtmenin bir manası yok. AVUKATININ TALEBİNE CEVAP (İmralı ile görüşme) Bu bir talep meselesidir. Avukatıyla uzun yıllar görüşememesinin ısrarlı bir şeklidir. Bir hanımefendi milletvekilinin cezaevinde 160 günden beri ölüm orucu tutmuş olmasındandır. Cumhurbaşkanının ifade ettiği şekliyle; çözüm sürecini kapsamayan ama avukatının talebine verilen bir cevaptır. Bana sorarsanız avukatıyla görüşsün. Yani görüşmese dahi bunlar Kandil’den haberleşiyorlar zaten. Ağızlarına almaları gereken görüşme yattaki görüşmeler olmalıdır. Valla benim yatla alakam yok mitili soruyorsan onun için de yata gerek yok. PARLATMALARLA LİDER DOĞMAZ (‘Lider doğuyor, CHP’nin başına geçecek’ söylemleri) Üç defa kınıyorum tabirini kullanarak lider doğmaz. Liderliği bu kadar ucuza almamak lazım. Emek ister. Halkın kabulünü ister. Sevgi, saygı ister. Onlar daha oluşmadan bir seçim döneminde birden parlatmalarla lider doğmaz. Onun için Kemal Kılıçdaroğlu beyle bu arkadaşı mukayese ettiğiniz vakit Kılıçdaroğlu’nun heyecanı, tecrübesi, sekiz yıllık birikimi, ısrarlı davranışı üste gelir diye düşünüyorum. GS AFAROZ ETSİN (Galatasaraylı Hayri Kozak’ın sözleri ve BJK derbisi) Galatasaray yönetimi o şahsı aforoz etsin. 2-0 mağlubiyet bizi çok incitti. Galatasaray’ın 11 futbolcusu Birleşmiş Milletler takımı gibi karşımıza çıkmış. Siyaseten bir laf söylemem gerekirse 5 BM’den büyüktür (Gülüyor). Yani Başakşehir, GS, FB, Trabzonspor ve BJK BM’den büyüktür. ÖNCE ELBİSENİ DEĞİŞTİR (Sanatçılardan gelen tepkiler) Türkiye’de TV’ler olmayan sanatçıları olur hale getiriyorlar. O kadar yükseldikten sonra bir laf etmesi lazım. Onları dikkate almıyorum ben. Herkes Cem Yılmaz Bey’i sever ve çok güler. Ben ise onu görünce ‘önce bir elbiseni değiştir’ derim. Kravat tak, hatta takma başka bir şeyler yap. Belediye seçiminde oy vereceksen git ver ama sana yönelmiş sevgiyi siyaseten istismar edip hepimizin alerjisini toplamaya vesile olma. Yüzde 49’u sevebilirsin ama yüzde 51’e de saygı duy. Ben, Cem Yılmaz’ı bundan sonra sevemem. (Cumhur ittifakının yüzde 50’nin altına düşme ihtimali) Allah muhafaza öyle bir sonuç alındığı takdirde çok kişi gece gündüz tekrar edecektir. Biz de böyle bir doğuma müsaade etmemek için 52’nin yukarısını düşünmemiz gerekiyor. Yoksa istismarı çok olur. O CÜMLEYİ TERSİNDEN OKUTURLAR (TÜSİAD’ın açıklamaları) Türkiye’nin önemli siyasi krizler yaşadığı ortamda bekleyip bekleyip siyasi krizi tahrik edici konuşmayı TÜSİAD alışkanlık haline getirmiştir. TÜSİAD’ın söylemini doğru bulmuyorum. Şimdi bir başkan çıkmış bir cümle sarf ediyor. Ona o cümleyi tersinden okuturlar. TÜSİAD’ın ciddiye alınır tarafı da kalmamıştır. Hele hele seçim kararının alındığı gün ekonomiyi öne çıkartıp, döviz kuru üzerinde bir takım oynamalar yapmak yakışık bir şey değildir. Adana’da 1 buçuk lira soğan. İsteyene ben iki kamyon gönderebilirim. Ne yapıyorsa yapsın. SLOGAN YANLIŞ (‘Her şey çok güzel olacak’ sloganı) Emre Uslu denen bir kişinin sloganı bu. Bir de bütünleşenler var sloganla. Güroymak’a giderken orada Norşin olarak isim değişikliğini ifade ederken ‘Her şey çok güzel olacak’ diyen bir eski cumhurbaşkanı var. Slogan çok yanlış. Bana ille de bir slogan diyorsanız, ‘İstanbul’da bu kadar gürleyen havada, yağmur bereket varken yıldırımlar çaksın’ derim.