Eksikliğini Hissettiğimiz Beyin ve Sermaye Göçünü Tekrar Ülkemize Kazandırıyoruz
Van İŞGEM Yönetim Kurulu Başkanı ve Van 100. Yıl Üniversite'sinde Teknoparkın hem kurucusu hem de yönetim kurulunda görev yapan Mahmut Gedik, başlangıçta 28 tane girişimciye hizmet verebilecek kapasitede olduklarını ama daha sonradan AB'ye sunulan projenin kabul edilmesiyle oradan sağlanan hibe ile bu kapasitenin arttırıldığından bahsetti. Eğitim ve danışmanlık üzerine alınan desteklerin katkısının çok fazla olduğundan da söz etti. İŞGEM'in mantığının ise bir fikri, projesi ve kendi işini kurmak isteyen girişimcilere, mekân tahsis etme ve gerekli yardımları yapmak olarak tanımladı. İran'daki teknoparklarla da iletişime geçtiklerini söyleyen gedik, kendilerini yetiştirmiş doktor ve mühendislere üretimlerini Van'da yapmaları için imkân sağladıklarını ülkemizin için önemli bir faktör olan beyin ve sermaye göçünü İran'dan sağlamaya çalıştıklarını ihracatın da böylelikle arttığını belirtti. Türkiye'de ilk kez üretilen dolu önleme cihazından da www.esnafhaber.com'a anlatan gedik, 85 bölgede çalıştığını ve 1000 dönümlük bir alana katkı sağlayıp Türkiye ekonomisine olan katkılarının detaylarını anlattı. Bunların yanında Fuar tarzında bir çalışma yaptıklarını söyleyen gedik, yurt dışı ile beraber 240 proje başvurusu aldıklarını ve komisyonlarla inceleme sonucunda 45 tanesini Van'da ağırlamak üzere çağırdıklarını anlattı.
ESNAFHABERTV.COM: Bize kendinizden bahsedebilir misiniz başkanım?
MAHMUT GEDİK: İsmim Mahmut Gedik, Van İŞGEM Yönetim Kurulu Başkanıyım. Aynı zamanda Van 100. Yıl Üniversite’sinde Teknoparkın hem kurucusu hem yönetim kurulundayım. Vanlıyım, memleket sevdalısıyım. Ve Allah nasip etti burada hayırlı işlere vesile olduk. İŞGEM serüvenimiz 2004 yılında başladı. Türkiye’de ilk kez Tarsus’ta kurulmuştu İŞGEM, burası ikinci oldu. İçinde bulunduğumuz İŞGEM’i yürüttüğümüz mekân Sümerbank kundura fabrikası, misyonunu tamamlamıştı, özelleştirme kapsamında satışa sunulmuştu. O sırada biz Van Sanayici İş Adamları Derneği olarak bir proje sunduk ve burayı İŞGEM’e dönüştürmek için müracaat ettik. Başbakanlık özelleştirme İdaresine başvuruda bulunduk, müracaatımız kabul edildi. Burası mülkiyet devlette olmak koşuluyla, İŞGEM olarak kullanmak koşuluyla bize devredildi. 2005 yılının Ocak ayından itibaren burayı kullanmaya başladık.
İlk etapta 28 tane girişimciye hizmet verebilecek kapasitedeydik. Daha sonra 2015 yılında AB’ye sunduğumuz bir projemiz kabul edildi. Van İŞGEM büyüyor adı altında oradan aldığımız 9 milyon 300 avroluk bir hibeyle İŞGEM’in kapasitesini arttırdık. Aynı zamanda aldığımız teknik destekle de İŞGEM’in yönetimini ve girişimciler için daha nitelikli hale gelmek için eğitim ve danışmanlık hizmetleri aldık. O aldığımız eğitim ve danışmanlık hizmetleri bize çok daha fazla katkı sağladı. Hem yaptığımız fiziki binalar Avrupa standartlarında, Türkiye’de örnek olacak, model olacak tarzlar ürettik o proje çerçevesinde. Aldığımız danışmanlık ve eğitim sonucunda da İŞGEM olarak görev ve vizyonumuzu değiştirdik. İlk kurulduğumuzda, bölgemizde çok fazla üretim olmadığı için her türlü üretime açıktık. Her türlü üretime burada yer veriyorduk, imkân veriyorduk, üretimini sağlıyorduk. Fakat bu Avrupa Birliği projemizden sonra misyon ve vizyonumuzu değiştirdik, katma değeri yüksek, teknolojik, yenilikçi, inovatif ya da ihracat odaklı ürün üreten girişimcilerimize yer vermeye başladık.
İŞGEM’in mantığı şu, elinde iş fikri olan, projesi olan, kendi işini kurmak isteyen girişimcilere, biz burada mekân veriyoruz, tabiri caizse koçluk hizmeti sunuyoruz, eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyoruz. Ve buradaki girişimcimizin, üretim aşamasından tutun, ürününü pazarlamasına varıncaya kadar her aşamasında destek oluyor, katkı sunuyoruz. Her girişimci burada 3 yıl, maksimum 5 yıl kalabiliyor. Bizim görevimiz, 3 yıl içinde onları burada geliştirip, ayakları üzerinde kalabilecek hale getirmek, daha sonrasında mezun ediyoruz, dışarı çıkarıyoruz. Böyle bir uygulamamız var İŞGEM olarak. AB projemizden sonra bizim alacağımız girişimcilerdeki değişiklik nedeniyle, genelde bu tarz yenilikçi iş fikirleri çıkmadığı için hemen yanı başımızdaki komşumuz İran’la temasa geçtik. Aynı zamanda Teknoparkta yönetimde yer aldığımız için, İran’ın iki şehrindeki Teknoparklarla iletişime geçtik.
AMBARGODAN DOLAYI OLSA GEREK, KENDİ KENDİLERİNE YETME ÇABASI NEDENİYLE KENDİLERİNİ BAYA GELİŞTİRMİŞLERDİ
Buradaki iletişim sonucunda şunun farkına vardık, İran’ın mühendisleri ve doktorları gerçekten çok çok iyilerdi ve çok iyi iş fikirlerine sahiplerdi. Belki İran’a uygulanan ambargodan dolayı olsa gerek, kendi kendilerine yetme çabası nedeniyle kendilerini baya geliştirmişlerdi, ambargo nedeniyle de yurtdışına açılamıyorlardı. Onlara gelin Van’da size birtakım imkânlar sunalım, üretimleriniz burada yapın hem Türkiye pazarına hem de Avrupa pazarına Türk malı olarak ürün üretebilirsiniz, satabilirsiniz diye teklifte bulunduk. Bu teklifimiz kabul gördü hatta Tahran’da ve Tebriz’de açılan fuarlara da katıldık İŞGEM olarak. Orada açtığımız stantlarda hem İŞGEM’i hem Van’ı hem de Türkiye’deki yatırım olanaklarını anlattık. Bu, İranlı girişimcilerimize cazip geldi. Şu an itibariyle 11 tane girişimcimiz var. Bunların tamamı yenilikçi, teknolojik ürün üreten hatta Türkiye’de ilk kez üretilen ürünleri üretmeye başladılar. Hatta bunların bir kısmı da patentli ürünler yani dünyada ilk kez üretilen ürünler. Bu şekliyle serüvenimiz devam etti. Bunu yaparken biz şuna inanıyoruz. Ülkemizin hatta bölgemizin özellikle beyin ve sermaye göçünü batıya verdik. Bu yaptığımız çalışmayla bu eksikliğini hissettiğimiz beyin ve sermaye göçünü de İran’dan sağlamaya çalışıyoruz. Şu an ihracatımızda da artış oldu ve üretilen ürünler nedeniyle ulusal basında da ciddi anlamda haberlerde yer almaya başladık. Eskiden Van çok farklı şekilde anılırdı, bu bölge çok farklı haberlerle gündeme gelirdi. Allah şükürler olsun yaptığımız bu çalışmalar neticesinde Van adından çok daha farklı, güzel şeylerle bahsedilemeye başlandı. Ona da katkımız oldu. İstihdam anlamında pandemi öncesinde 350’ye kadar istihdama çıkmıştık, pandemi sonrasında istihdamda biraz düşme oldu, şu an 220 civarında istihdamımız var.
ESNAFHABETV.COM: Çok yüksek bir sayıdan düşüş olmuş, size zorlukları neler oldu?
MAHMUT GEDİK: İstihdamın düşüşündeki en büyük etkenlerden bir tanesi pandemi, ciddi etken oldu. Fakat onun dışında malum dünya genelinde yaşanan bir krizden bahsediyoruz. Bu krizin yansımalarını biz burada ciddi anlamda hissetmeye başladık. Bu açığı kapatmak içinde uğraş veriyoruz. Özellikle yabancı girişimcilerimiz ilk etapta Ar-ge çalışmalarıyla başlıyorlar. Ar-ge çalışmalarında çok fazla istihdam söz konusu olmuyor. Fakat seri üretime geçtiklerinde öyle tahmin ediyorum 2023 yılı itibariyle istihdamımızda ciddi bir artış söz konusu olacak.
TÜRKİYE’DE ÜRETİMİ YOK, İLK KEZ VAN’DA ÜRETİMİ YAPILAN CİHAZLAR
ESNAFHABETTV: Şu an girişimci çok fazla zaten, burada da proje olarak baktığımızda, bize belli başlı başarı sağladığınız birkaç projeden bahsedebilir misiniz?
MAHMUT GEDİK: Tabi, bu projelerimizin içerisinde özellikle dolu önleme cihazı Türkiye’de bir ilkti. Daha önce bu cihaz yurtdışından ithal olarak geliyordu. Yine yabancı bir girişimcimiz tarafından üretilmeye başlandı. Şu an Türkiye genelinde yaklaşık 85 bölgede bu cihazımız çalışıyor iki yıldır. Ki bu cihaz üretime başlandıktan sonra bu sektörden ciddi anlamda haberdar olduk. Türkiye’de ciddi anlamda meyve ve sebze üretimi yapılmakta ve bununda ciddi ihracatı söz konusu, malum iklim değişikliğinden bahsediyoruz. İklim değişikliğinin getirdiği dolu yağışları, özellikle çiftçilere kötü yansıyan veya olumsuz etkileyen dolu yağışları ciddi anlamda zarar veriyor. Bu her ne kadar çiftçinin malı olsa bile milli servet sonuç itibariyle hatta bunun sonucunda dolu yağışından etkilenen ürünler ihracatı da azaltıyordu. Fakat ürettiğimiz dolu önleme cihazıyla, bir cihaz yaklaşık 1000 dönümlük bir alana etki sağlıyor.
ÇİFTÇİ DUACI
Çok fazla dua ve teşekkür almaya başladık bu cihazları kullanıldığı yerlerde. Vatandaşlar bizi arıyorlar, dolu yağışı oldu, etrafımızdaki bütün bahçeler mahvoldu ama biz ürünümüzü kurtardık, teşekkür ediyoruz, Allah sizden razı olsun gibi çok güzel, olumlu şeyler almaya başladık. Bu da şunu gösteriyor. Bir girişimciye imkân vermemiz, Türkiye’ye getirmemiz, burada bu cihazı ürettiriyor olmamız, Türkiye’nin ekonomisine, ihracatına, çiftçilere çarpan çok ciddi etkileri oldu, katkısı oldu bu anlamda. Onun dışında simülatör oyun cihazları üreten girişimcimiz var. Onun da şu an Türkiye’de üretimi yok, ilk kez Van’da üretimi yapılan cihazlar. Şu anda Türkiye’nin birçok eğlence merkezlerinde, alışveriş merkezlerinde kullanılmaya başlandı. Onun dışında önümüzdeki günlerde TOGG’un açılışı da var. TOGG elektrikli araçlarımız, bunda en çok ihtiyaç duyulacak şey şarj üniteleri ki hükümetimiz de bu anlamda yatırımı teşvik ediyor. Yine bir yabancı girişimcimiz elektrikli araç şarj cihazı üretti. Şu an ürettiği cihazlar laboratuvarda test aşamasında, öyle tahmin ediyorum bir aylık bir test süreci kaldı. Bize gelen haberler olumlu, bir sorun, sıkıntı yok. Bir ay sonra testler bittikten sonra seri üretime geçeceğiz. Onun dışında soft driver dediğimiz yine sanayide özellikle elektrikli makine ekipmanlarında kullanılan bir elektrik yumuşatıcıdan bahsediyoruz. Yurtdışına ithal olarak Almanya’dan gelen bir ürün var çok yüksek fiyatlarda, yine bir girişimcimiz bu ürünü geliştirdi, çok daha uygun fiyatlarla ve aynı kalitede ürünün şu an seri üretimine başladı. Bunun da Van’dan çıkması, Türkiye’de ilk defa üretiliyor olması ve hedefte zaten ihracatta var, bizim bu yaptığımız çalışmalarda oluşturduğumuz beyin ve sermaye göçünün getirdiği sonuçlardır. Hem ilimize hem ülkemize ciddi anlamda katkılar sağlayacağına inanıyoruz.
TÜRKİYE’NİN ASLINDA YABANCI YATIRIMCILAR İÇİN BİR CAZİBE MERKEZİ OLDUĞUNUN DA GÖSTERGESİ BU
ESNAFHABETV.COM: Burada çok fazla yabancı uyruklu vatandaş var anladığımız kadarıyla, dünyadan beyin göçü alabilir miyiz sorusunu yöneltmek istiyorum, bu kadar yabancı vatandaş varken?
MAHMUT GEDİK: Son 3-4 yıldır İran ile olan temasımız ve İranlı girişimcilerin Türkiye’ye olumlu bakışı ve yaklaşımları, Türkiye’yi talep etmeleri bize şunu çağrıştırdı. Bu işi biraz daha farklı bir faaliyet ve etkinlikle yapalım diye, bu nedenle İran’ın şu an dönem başkanlığını yaptığı, İslam Ülkeleri Teknoparkları Birliğini Van’a davet ettik. İŞGEM’i gösterdik, buradaki imkânları onlara anlattık. Bundan oldukça memnun kaldılar. Yaklaşık iki ay sonra onlardan bir davet aldık. Dediler ki, bu 19 tane İslam ülkesindeki Teknoparklarda gençlerin çok güzel, yenilikçi iş fikirleri var. Güzel projeler üretiyorlar, ticarileşme aşamasına gelmiş ürünler var ve bunların çoğu da Türkiye’de yatırım yapmak istiyor. Aslında bu bir Türkiye vatandaşı olarak beni hakikaten gururlandırdı.
87 ÜLKEDE BU ÇAĞRIMIZ, PROJEMİZ DUYULUR OLDU
Madem Türkiye’yi istiyorlar, biz bunlara ev sahipliği yapalım, gelsinler baksınlar, fuar tarzında bir çalışma yapalım dedik. Yatırımcılarla buluşturalım bunları diye böyle bir çalışma başlattık. Bu çalışmayı başlattıktan sonra protokollerimizi imzaladık, tarihimizi belirledik ve proje almaya başladık, duyurularımızı yaptık 19 ülkede. Daha sonra Dünya Mucitler Birliği bu çalışmamızdan haberdar olmuş, onlardan bir teklif aldık, bu çalışmaya ortak olmak istiyoruz, dâhil olmak istiyoruz diye. Onları da dâhil ettik. Bir de Avrupa Girişimciler Derneği’nden aynı teklifi aldık. Onları da dâhil ettik projemize. Sağ olsun Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ciddi anlamda bize destek oldu. Tabi iş çok fazla büyüdü, bir anda projeye destek olan kuruluşların aracılığıyla 87 ülkede bu çağrımız ve projemiz duyulur oldu, tanıtımı yapılır oldu. Biz yaklaşık 20-30 tane proje beklerken toplamda 240 tane proje başvurusu aldık, 17 tane ülkeden. Bunun içerisinde Hollanda, Kanada, Amerika gibi ülkelerden de başvurular aldık. Bir komisyon kurduk burada, komisyon muhalefetiyle projelerin gerçekten yapılabilir, sürdürülebilir ve ticarileşme aşamasına gelmiş projelerin içinden seçim yaptık. O yaptığımız seçim sonucunda 45 tane proje sahibini Van’a davet ettik. Burada bir zirve düzenledik, Van Investor Summit diye, yatırımcı ve girişimci zirvesi diye bir zirve düzenledik. Bu kapsamda girişimcilerimizi Van’da ağırladık. İlk zirveydi, birtakım eksikliklerimiz vardı, birtakım aksamalar oldu, tarihte hatalar oldu fakat tüm bunlara rağmen 45 girişimciyi Van’da ağırladık, yatırımcılarla buluşturduk. Bunlardan 4 tanesi şu an Van’da üretime karar verdiler, başlıyorlar hemen, gene aynı şekilde Türkiye’de ilk kez üretilecek ürünler bunlar. Diğerleri ile ilgili de şu an yatırımcılarla görüştürüyoruz, devam ettiriyoruz o görüşmelerini.
Cumhurbaşkanlığı yatırım Ofisi de bu işe katkı sunuyor. Öyle tahmin ediyorum o yatırımlardan bir kısmını daha Türkiye’de yapılmaya karar kılınacak. Sadece Van olsun diye üstelemedik orada, Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde, istedikleri bölgede yatırım yapabileceklerini söyledik. Bu çerçevede Türkiye’nin aslında yabancı yatırımcılar için bir cazibe merkezi olduğunun da göstergesi bu bence, bir kanıtı bu. Yani her ne kadar biz ülkede yaşadığımız bir takım ekonomik sıkıntılardan bahsediyoruz ama bu dünyada yaşanan bir kriz. Ama ülkemizin girişimciler tarafından tercih ediliyor olması ve bizim de buna aracılık ediyor olmamız bizi keyiflendirdi, gururlandırdı. Çok anlamlı, güzel bir şeye imza atmış olduk. Bahsettiğimiz o ilimizde hatta bölgemizde yaşanan olumsuz beyin ve sermaye göçünü aslında şu an fırsat olarak değerlendiriyoruz. Başta İran olmak üzere komşu ülkelerdeki yenilikçi iş fikirlerine sahip girişimcilere veya sermayesi olup ta yatırım yapmak isteyen, özellikle Avrupa’ya açılmak isteyen girişimcileri biz Van’a çekerek bu problemleri ortadan kaldırabiliriz. Bir ilin gelişmesinde ve kalkınmasında sadece para yeterli değil, nitelikli insanlara ihtiyaç var, kalifiye elemanlara ihtiyaç var o bölgenin gelişmesi adına. Bu nedenle hükümetimizin aslında özellikle bu bölgede hele hele bu dönemde uygulayacağı bazı politikalarla, alacağı bazı tedbirlerle buraya gelmek isteyen ve iş fikri olan kişilere sağlayacağı birtakım imkânlarla burada beyin ve sermaye göçünü çok rahat sağlayabiliriz ki bunu şuan Avrupa yapıyor. Avrupa Start up vize adı altında bu tür nitelikli girişimcileri ve sermaye sahiplerini kendi ülkelerine alıyorlar. Mesela Kanada 3 ayda vatandaşlık veriyor bu tür becerisi olan girişimcilere veya Dubai’de aynı şekilde yabancılar kurdukları bir OSB’de, Tahran’da oluşturdukları bir ofis aracılığıyla girişimcileri kendi ülkelerine çekiyorlar. İngiltere yine aynı şekildeki en zor vize veren ülkelerden birisidir, bu tür girişimcileri ülkelerine çekmek için her türlü kolaylığı sağlayan hükümet politikaları uyguluyorlar. Bizim de acilen hazır fırsat ele geçmişken bunu yapmamız lazım ki İran ile ilgili bir artı avantajımız daha var bizim, oradaki Azeri kökenli vatandaşların Türkiye’ye karşı bir aidiyet hissetmeleri bizim için bir avantajdır. O yüzden bu avantajı iyi kullanarak, birtakım politikalar oluşturarak bu işi hızlandırabiliriz.
Kadın erkek Ahinin hedefi Türkiye’nin birliği, üretim istihdam seferberliği, buradan Gaziantep’e ve Eskişehir’e selamlar. Esnaf Haber TV’ye de teşekkür ediyoruz katılımlarından ötürü. Bu projeye imkân sağladığı için Dünya Esnaf Sanatkârlar Derneğine de ayrıca teşekkür ediyoruz.