Afetin Esnafları 4 Hasar Tespit Raporlarına Tepki Var
Fehmi Çalmuk
Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı’na Hasar Tespit Raporlarının esnaf ve sanatkarların bulunmadığı bir ortamda yapıldığı bu konuda mağdur olduklarını belirtenlerin sayısı oldukça çok fazla. Ne konteyner çarşılar yapılırken ne de planlanan çarşılar, ne de az, orta hasarlık dükkanların yıkılması konusunda esnaf odalarının görüşleri bile alınmadı: İddialar bu
şekilde.
MESOB Başkanı Şevket Keskin: esnafın bir şikayetini aktarırken şunları söyledi:
“Adam diyor ki benim binamı yıktı orta hasarlı yıktı, ya kardeşim benim yerim yok, ben nerede çalışacağım nerede yapacağım yerim yok. O ayrı bir konu orta hasarlı diye yaptılar, kimi ağır hasarlıydı orta hasara döndürdüler, ağır hasarlıyı orta hasara döndürdüler, bilinçsiz gençleri gönderdiler. Bilinçsiz demeyelim gençleri gönderdiler içeriye girmediler.”
Kahramanmaraş Marangozcular Mobilyacılar Odası Başkanı Enver Çelebi olaya daha sistematik yaklaşıyor:
“Burada anlatmak istediğim şu bazı şeyler yapılırken istişaresiz yapıldı çok aceleye getirilip yapıldı. Orada o birimleri ilgilendiren birimlerle yani meslek kolu olsun veya diğer paydaşlar olsun onlarla istişare edilip daha iyi şeyler yapılabilirdi. Bir an da imkanlar dahilimde hepsini bir an da yapalım dediler. Buna misal verirsek bazı çarşılar yapıldı. Bunun lüzumu olan yer vardı olmayan yer vardı. Çadırlar dağıtılırken yine aynı şeyler oldu. Bunlar yapılırken daha seri bir şekilde daha disiplinli yapılsa saha farklı olabilirdi benim naçizane görüşüm bu. Bir diğer hasar tespit komisyonu çok çabuk gelerekten daha kişi kendini toparlayamadan gerek iş yerlerine gerek meskenlerine hasar tespit çevre şehircilik bakanlığı tarafından yapıldı. Çoğu insanımız burada yoktu. Evini açamadı, iş yerini açamadı bazı şeyler dışardan görülerekten veya yan tarafta ki komşulardan bakılaraktan kararlar verildi. Bunlar paydaşlara yapılsaydı bu kadar zaiyat derken itirazların falan olacağını ben tahmin etmiyorum. Çünkü bu arkadaşlarımız çağırılır. Gerek ev yerine gelirse işinin başında olurdu gelen arkadaşlara çalışır daha iyi bir kontrol yapılaraktan buraya bu raporlar olaraktan her şeyin bir an da çok çabuk unutaraktan tekrar eski seviyemize gelmek istediğimizden biraz insanlar da panikleme oldu. Yani sabır denen meftunu biraz daha fazla göstermemiz gerek bence. Çünkü az önce konuşmam da bahsettim biz deprem yaşamadık biz afet yaşadık. Bir afet yaşadığımız da bu
1 ay, 2 ay, 3 ay, 5 ay sonra bu hemen düzelecek diye bir şey yok. Burayı da orada ki insanlarımız da mülk sahipleriyle esnaflarımız ile istişare edilerekten yapılsaydı acizane daha farklı olabilirdi daha farklı seçenekler sunulabilirdi. Tenkit ettiğimiz şu bu olayı değil yapılması gerekeni ilgili birimlerle istişare ederekten yaparaktan daha verimli olacağı söylüyoruz.”
Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı’na yönelik diğer bir eleştiri ise yine MESOB Başkanı Şevket Keskin’den geliyor .Keskin’in görüşü Malatya’da hasarlı binaların yıkımında geç kalındığı yönünde:
“Bizim burada 30.000 tane blok yıkılacak bu blokların içinde 3-5 bin tane 3-5- 10 tane bireysel konut olduğunu düşünürseniz 150-200 bin tane konutun yıkılacağı olacak. Altı aydır daha Malatya'dan fazla bir yıkım da olmadı sadece depremde ağır hasarlı olan filan yerler enkazları kaldırıldı. Bugün siz de gezip görürseniz her tarafta yıkım var, her tarafta bir şey var. Bir de şimdi asbest korkusu var, hastalık korkusu var, akciğer kanseri korkusu var, kızamıklar başlamış, insanlar sıcakta konteynerde, artık insanlar bunalmış durumda artık o insanları rahatlatmak için acıyla ticareti ayağa kaldırıp arkasından konutları acilen başlamak lazım.”
Hatay’da da aynı sıkıntı yaşanıyor. Keskin’in görüşlerini destekler bir açıklama yapan İskenderun Bakkalar ve Bayiler Odası Başkanı Mustafa Çöloğlu’nun şikayeti ise yıkımların uzun süreye yayılması:
“İmar planının yeniden yapılması lazım, onun gerçekleştirilebilmesi için de bu yıkımların gerçekleştirilmesi lazım. Tamam, enkazlar kaldırıldı bunda bir sıkıntı yok onda biraz acele edildi ama şey de ağır davranılıyor, mesela İskenderun’da bir tane şirkete vermişler bu işi. Şirket hangi mahallede yıkılması gereken binalar var ve o hangisinde daha fazla demirin olduğunu biliyor ve gerçekten bunu söylemek zorundayım çünkü bu zaten halk tarafından da biliniyor o mahallelerin yani nereden gelir varsa yani tamamen ticari düşünüyor. Şimdi koskoca İskenderun’da veya deprem olan bölgelerde diyelim, bir tane şirketle bu iş yürür mü, o zaman bu yıllar sürer. Nasıl olacak?”
İskenderun’da kadın ve erkek kuaförlüğü yapan Serkan Akdağ‘ın söylediklerini okurken aklıma birden “Burası Muştur türküsündeki ”giden gelmiyor acep nedendir” mısrası geldi
“Burası yıkıldığı zaman vergi daireleri geldi. Hasır tespit tutanağı tuttu. Yaklaşık 6 Şubat’ta deprem oldu 20 Şubat’ta hatırlıyorsam raporu tuttu bende kayıtlı. İşte zararınız karşılanacak giden eşyalarımız. 140-150 benim koltuk, mobilya, klimam, televizyonum hepsi gitti. Bu ödenecek size. 7 ay oldu ne ses var ne seda var.”
Aynı mısralar Şanlıurfa’da da yankı buluyor. İşte Şanlıurfa Sobacılar ve Bakırcılar Esnaf Odası Başkanı Adnan Uncu’nun ifadeleri:
“Zerre hiç bir şekilde destek görmedik, nasıl görmedik, telefon ile sadece arandık. Bizzat benim dükkanım depremde çöktü. Ne gelen oldu ne giden oldu.”
Şanlıurfa Lokantacılar, Kebapçılar ve Tatlıcılar Esnaf Odası Başkanı Mehmet Şakak’ın eleştirisi de farklı bir uygulama ile ilgili:
“Bizim esnaf mağdurdur deprem yerlerde, atıyorum benim binam çökmedi yan taraftaki komşumun binası çöktü benimki hasarlıdır benim binam sağlamdır, yan taraftaki komşumun binası üzerime yıkılır diye ben çalışamıyorum, işyerimi açamıyorum. Devlette buna müsaade etmiyor yani benim 10 tane çalışan eleman var bu insanlara nasıl ekmek yedireyim, ben nasıl evime ekmek götüreyim bu gibi konularda da depremden etkilenen her esnafa yardım etmesi lazım. “
Konu buraya gelmişken “Alo hasar tespit orada mısın ?” dedirten bir olay da Kahramanmaraş’dan. Depremde 4 katlı beyaz eşya dükkanları yerle bir olan Cumali Göz başından geçen ilginç bir olayı anlattı:
“İşyerimiz yıkıldıktan sonra bir kere denildi ki bize, gidin işte hasar bildiriminde bulunun nereye emniyetteki birime gittik oraya elimize birer tane kağıt verdiler, işte bunun içerisine elinizdeki ürünlerinizi yazın. Benim içeride 2 bin çeşit kaleme işaret eden bir işyerim var yaklaşık 17 kalem ürünümü yazabildim sadece, yazdım oraya bıraktım geldim ve akabinde 7-8 gün sonra sadece vergi dairesinden arandım telefonla, ne yaptınız işte böyle böyle işyerinizin değeri ne kadardı falan soruldu. Ve şu anda 7.ayındayız depremin, 7 ay bitti hatta 8.ayındayız. Bize söylenen hiçbir şey yok, arayıp soran da yok, kimsede yardımcı olmadı zaten. İlk başta devletin sadece ödenek olarak 10 ar bin TL aile başı verdiği, aldığımız sadece bu bizim.”
İskenderun Hızarcılar Ve Mobilyacılar Odası Başkanı Yılmaz Değirmen, deprem sigortası gündeme getiren Mustafa Çöloğlu gibi isimlerin başında geliyor. Çöloğlu deprem sigortası konusunda esnaf ve sanatkarın ihmalkar davrandığını kaydetti.
Değirmen ise Hatay’da AFAD’a dolayısıyla Hasar Tespit Raporlarına ilişkin yaşanan durumu özetledi:
“AFAD ile koordine olarak biz bir rol alabilirdik. Esnaf deprem sigortası yapılabilirdi. Mesela evlere yardım yapıldı ama dükkanı yıkılan esnafa daha yardım yapılmadı. Mal beyanı istendi daha onunla alakalı bir şey yapılmadı, bunları bekliyoruz.”
Bir de orta hasarlı binaların yıkımları üzerine yapılar yerli yersiz açıklamalar.
Kahramanmaraş Baharatçılar Esnaf Odası Başkanı Cuma Güler’in Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’ye bir çağrısı var:
“Daha yıkımlarımızın %20 si yapılmadı. Bir de bu orta hasarlı binalar o gün bakanımız geldi Maraş’a yıkılacak dedi, yıkılsa iyi olur dedi. Bu da halkta bir karamsarlığa yol açtı. Bunu aslında daha yerelde belediye başkanlarımız bizlere daha böyle bu konu da ne yapmamız gerektiğini, nasıl yaparsak bizlerin ve memleketin menfaati olacağı için daha güzel bilgilendirme yaparsa buradan onlardan da bu beklentimiz var.”