Fehmi Çalmuk

Fehmi Çalmuk'un Kaleminden Erbakan'dan Erdoğan'a Yerli Otomobil 2

Fehmi Çalmuk

Erbakan’dan otomobil maliyeti: 1400 ABD Doları Erbakan’ın konferansına “Devlet Planlama Dairesi Reisi ve Başvekalet Müsteşarı Şinasi Orel, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Fikret Narter, öğretim üyeleri ve sanayicileri de bulunuyordu. Erbakan ısrarla “Türk tipi otomobil” diyor, en yakın zamanda oto sanayiinin tesis edilebileceğini belirtiyordu. Erbakan’a göre Türk tipi otomobilin ortalama maliyeti 1400 dolardır. Hedef de koymaktadır. Necmettin Erbakan’a göre Türkiye’de senede 10 bin ile 100 bin otomobil satılabilecektir. Erbakan ayrıca Türkiye’de sanat mektepleri mezunlarına fırsat verilmesi halinde büyük faydalı işlerin yapılabileceğini önce çelik sanayinin inkişafının gerektiğini belirtiyordu. Erbakan konferansında Bakanlar Kurulu’na vereceği brifing öncesi adeta en ince ayrıntısına kadar otomotiv sektörünün rötgenini çekiyordu: “Bugün memleketimizde 1938 model 4573 araba vardır. 1958 – 1960 arasındaki modellere ait arabaların yekunu ise 400’ü bulmaktadır. Önümüzdeki yıllarda, memleketimizde bulunan arabaların birçok yedek parçaya ihtiyacı olduğu gibi mevcut arabaların da piyasadan kalkması artık bir zaruret halini almıştır. Türkiye’de halen 36.755 motorlu vasıta vardır. Bunların ancak bin azami iki bin adedinin yeni olabileceği kabul edilebilir. Bu rakamlardan da anlaşılacağı veçhile memleketimizde 725 kişiye bir araba düşmektedir. Halbuki Amerika’da 80 milyon vasıta bulunmakta ve buna göre iki kişiye bir araba düşmektedir. Bu durum, Memleketimiz için adeta bizi ikaz etmektedir. Bu asırda en geri kalmış memleketlerde bile oto sanayiine gidildiği bir hakikattir. Zira beynelminel bir toplantıda memleketinde oto sanayii bulunmayan bir delege gayet çekingen ve ürkek konuşur. Oto sanayiini yalnız iktisadi bakımdan mütalaa etmemek lazımdır. Bunun yanında bir de siyasi taraf vardır. Esasen bir memlekette oto sanayiini siyasi, sosyal ve iktisadi sebepler doğurur. Erbakan, konferansında otomobil üretimini üç başlık altında topluyor: “Bugün bizim imal edeceğimiz otomobilin üzerinde sadece üç konu konuşulabilir” diyerek maddeleri sıralıyordu: “Kaça mal olacak?, Tipi nasıl olacak?, Dış memleketlerle teşriki mesai yapılacak mı? İşte bu üç hususun tetkiki sonunda oto sanayi derhal kurulabilir. Başlangıçta yüzde 50 nisbetinde bir döviz tasarrufu yapılacağı bir hakikattir. Bunun zamanla yüzde 82’ye kadar yükselebileceğine inanıyoruz.” Erbakan’ın 300 Bin Kişilik Sanat Ordusu Sanat Mektepleri Mezunları Derneği Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın milli refleksi, yerli insan gücüne inancı konferansında daha da belirgin bir şekilde ortaya çıkıyordu. Erbakan getirilecek tenkidleri önceden göğüsleyerek Devleti yönetenlere “Bugün hiç çaktırmadan, korkmadan Türk gücüne, Türk mühendisine güvenle bakmaları yerinde olur.” çağrısında bulunuyordu. Erbakan sözlerine şöyle devam etti: “Yeter ki, istenilen şartlar ve imkanlar tahakkuk ettirilsin. Böyle bir sanayii kurmaya teşebbüs ederken, elbette çeşitli tenkitlere maruz kalınacaktır, fakat ilgililerin bugün hiç çaktırmadan, korkmadan Türk gücüne, Türk mühendisine güvenle bakmaları yerinde olur. Halen memleketimizde 180 bin sanat okulu mezunu, iki bin mühendis ve 100 bin kadar makinist, teknisyen ve usta vardır. Bunların yekunu 300 bini bulmaktadır. 300 bin kişilik bir sanat ordusu bu memlekette elbette ki oto sanayiini çok rahat bir şekilde tahakkuk ettirebilecektir. Bunun için başlangıçta yeni yatırımlara gidilmeden mevcut yatırımları işe yarar bir hale getirmek ve bunları tevsi etmek suretiyle istifadeyi arttırmak lazımdır.” Hesap  Adamı Erbakan Erbakan hesap adamıydı. Tahmini 1400 ABD dolara mal olacağını ifade ettiği halk tipi otomobilinin parçalarının yarısının Türkiye’de imal edilebileceğini söylüyor, konferansa katılanların huzurunda madde madde tahmini birim fiyatlarını çıkarıyordu: Motor: 230 Dolar Karoseri: 320 Dolar Motoru tespit: 21 Dolar Ön askı: 117 Dolar Askı tertibatı: 120 Dolar Jantlar: 114 Dolar Tekerlek: 20 Dolar Batarya: 11 Dolar Transmasyon: 114 Dolar Egzos donamı: 10 Dolar Yakıt donamı: 14 Dolar Direksiyon: 51 Dolar Radyotör: 18 Dolar Tampon: 10 Dolar Karoserin ön kısmı: 100 Dolar Bordo aletleri: 40 Dolar Döşeme: 100 Dolar Erbakan’ın iddialı olduğu kadar kendinden emin üslubuna karşı direnç daha konferans sonrasında başlamıştı. İTÜ Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lütfullah Ulukan, “Türk tipi otomobil” için ikinci demir çelik fabrikasın şart koşuyordu: “Biz henüz bu hususu etüt etmedik. Planlama Dairesi yardımcı olmamızı istedi. Biz de bu isteğe uyarak bu husustaki tetkiklerimize başlayacağız. Fakat benim şahsi kanaatim bugünkü şartlar altında derhal bir oto sanayiine gidilemez. Oto sanayiinin ham maddesini teşkil edecek sanayii kurduktan sonra bu yola gidilebilir. Bu da ancak ikinci çelik fabrikasının kurulmasından sonra olur. Mamafih durumu tetkik edecek ve alınan neticeleri ilgililere bir raporla bildireceğiz.” Devlet Planlama Dairesi Reisi ve Başvekalet Müsteşarı Şinasi Orel, Fakülte dekanına göre daha iyimser ve neticeye daha yakındı. Elbette sözlerinin arkasında Devletin iradesi, Cumhurbaşkanı’nın “ya olacak ya olacak” sözleri vardı: “Durumu tetkik etmek üzere İstanbul’a gelmiş bulunuyorum. Çalışmalarımızın ne zaman tamamlanacağını söyleyemem. Zira bu işin henüz basamağındayız. Her şey tetkik edildikten sonra gerekirse sanayicileri elbette hükümet destekleyecek ve böyle bir sanayinin kurulmasına yardımcı olacaktır.” Rejisör Erbakan Çocukluğundan bu yana sinemanın renkli dünyasına hayretle, merakla bakan Erbakan harçlıklarından biriktirdiği parayla sinema filmine gider, filmi kendine has yorumuyla kardeşlerine, okul arkadaşlarına anlatırdı. Siyasette uzun yıllar sinema filmlerinden aldığı sufleleri başarıyla kullanan Erbakan’ın bu fikri bakanlar kuruluna da taşınacaktır. 4 Mart 1961 tarihinde yerli otomobil ile ilgili Milli Birlik Komitesi üyelerine brifing vererek Türkiye’deki ağır sanayinin gelişimini anlattığı 25 dakikalık filmi seyrettiriyordu. Erbakan Bakanlar Kurulu’nda otomobili anlatırken  şunları söylüyordu: “Efendim, bendeniz İstanbul Teknik Üniversitesi Motorlar Kürsüsü doçentiyim... İstanbul’daki motor fabrikasının kurucuları meyanında bulunuyorum. Aynı zamanda, yeni teşkil edilmiş [olan] Sanayi Bakanlığının Kurucu Heyet Başkanlığı vazifesi de üzerimde bulunuyor. (...) …/…İş Gücü Ucuz , Daha Az Maliyetli Üretim Yapabiliriz... Böyle bir kanun tatbik mevkiine konulurken, üzerinde ehemmiyetle durabileceğimiz çok mühim bir husus [da], bizim dış memleketlerden yapmış olduğumuz ithalatın açık ve sarih olarak bilinmesi zaruretidir. Biz [İstanbul] Teknik Üniversiteli] Motor Kürsüsü olarak Merkez Bankasına müracaat ettik.“Türkiye’nin hangi çeşit motorlara ne kadar ihtiyacı vardır? Etüd etmek istiyoruz. Bize kotalarla yapılmış olan piyasa talepnameleri hakkında bilgi veriniz...” dedik. (...) Bize, cevaben, “Efendim, biz size, bu devlet sırrıdır, İstanbul  Teknik Üniversitesi de olsanız, malumat veremeyiz” dediler. Bu itibarla, biz şimdi üniversite olarak, memleketimizin muayyen bir sahadaki ihtiyacını tespit etmekten âciz durumdayız. Otomobil imalatına kalkışıldığı takdirde, ilk senelerde otomobil imalatında kullanılacak olan malzemenin yarısını Türk malı olarak imal etmek mümkündür. Otomobil için yeni bir yatırım yapılmasına da lüzum yoktur. Bu hususta lüzumlu fabrikalar zaten mevcuttur. Bunlar, bugün sadece %10 kapasite ile çalışmaktadırlar. Bu fabrikalar, böyle bir imalata memnuniyetle iştirak etmek istediklerini Devlet Planlama Teşkilatına da bildirmişlerdir. Böyle bir imalat, belki montaj fabrikalarından da istifade edildiği takdirde, ufak yatırımlarla tahakkuk ettirilebilir. Biz bu işin, sağlam bir yapıya istinat etmesi için, devletin önderliğinde yapılmasını uygun görüyoruz. (...) Öyle bir teşebbüs kurulsun ki, kâr maksadından ziyade, memlekete hizmet etsin... 30.000 [adet de] ortağı olsun... Hisse senetleri, vatandaşlara dağılsın... Avans paralar [da], bu müessesenin sermayesi olsun... 100-000 lira sermayeli bir şirketle bu iş başarılabilir. Devletin, ilk iş olarak, 10-15.000.000 lira ile imal edilecek [olan] otomobilin prototipini yapmasına imkân vardır. Bilahare seri imalata geçilir...(...) Türkiye’de (halihazırda) 725 kişiye bir otomobil düşmektedir.”  

Yazarın Diğer Yazıları