Oğuz Güler

Ekonomimize 3 yeni kaynak olgusu ile ilkleri Dünya'ya kazandırmak

Oğuz Güler

Eylül ayı sonunda bir TV'de yapacağımız canlı yayın için özellikle aşağıdaki üç sistemim konu olacak. Tüm politikacılardan %90 iş ve tayin istenir. İşsizlik bu durumdayken 2-3 proje ile 1 milyonu aşan istihdam oluşturan projeler hayata geçerse, sürdürülebilir bir ekonomi ile piyasalar canlanır. Bu 3 yeni proje dünya ekonomileri için bir ilk olacağını düşünüyorum. TUDEM ve 2. Lig Borsa ile 100 milyar doların çok üstünde bir döviz kaynağı oluşturulabileceğini aşağıda okuyacaksınız.

Turizme Dayalı Ekonomi Modeli (TUDEM):

Yabancı ferdi yatırımcıdan gelen kaynağın yatırım ve üretim devrimi ile 1 milyonu aşan insana istihdam oluşturacak. Çoğunun masa başı iş istemesi, yabancı komşu işçilere de yarayacak. Deprem yüzünden eleman bulmak zorlaştığı için TUDEM inşaatlarında yabancı iş gücüne ihtiyaç olacağı anlaşılıyor, ama bu ne derece doğru? Sistem, ciddi döviz kaynağı oluşturacağı için bundan oluşan yatırımlarla üretim devriminin başlaması, ürünlerin bollaşması ve bollaşan ürünlerle fiyatların düşmesi sağlanacaktır. Bu düşüşler enflasyonu düşürecek, enflasyon düşünce faizler düşecek ve faiz lobisinin etkisi azalacaktır.

Normal devre mülklerde (DM) para alınır, geri verilmez. Biz katılımcılardan alınan parayı 6-10 yıl sonunda faiziyle geri vereceğiz. Yani bizim diğer devre mülklerden farkımız, alınan 7 bin Avro'yu 10 bin Avro civarında geri vereceğiz ki katılım artsın. AB'de ve dünyada faizlerin düşmeye başladığını göz önüne alırsak, %3-4 civarı faiz veya kar payı ile devre mülkçülere (DM) paraları geri verilir. Şimdi döviz ile borçlanmamız %15 civarında. Projeyi beğenen yabancı ferdi katılımcılar internet üzerindeki görsellerle sisteme taksitle katılarak üye olurlar. 6-10 yıl boyunca gelen para ülkemizde kullanılır. Döviz bazında uzun vadede düşük faizli kredi bulma imkanımız olmadığı için %3-4 kar payı veya faiz vermek, şu an Swap ve Carry Trade ile %14-19 döviz faizinden bizi kurtaracak bir sistemdir.

İş ve Aş = -(P+F+f) + (-DM):

Bizim yabancı yatırımcıyı düşük faizli dış finans ihtiyacımız için yabancıları bizdeki DM'lerde bedelsiz misafir ederek para bulabiliriz. Böylece yabancı, sisteme taksitle süreye göre kullanım hakkı parası (P) yatırır (12 yıllık DM için takriben 4.000 €, 24 yıl için 7.000 € düşünülebilir). Başta gelen parasal kaynak, 6-10 yıl ekonomimizde kullanılır. Gelen para, 6-10 yıl sonra faizi -(P+F+f) ile sahibine geri verilir. Sisteme üye olanlar, paralarını faiziyle geri aldığı halde bedelsiz DM'de 12-24 yıl bedava kalır. Para kar payı veya faiziyle geri verilince katılım artar ve sürdürülebilir bir ekonomi ve sürdürülebilir bir turizmin yolu açılır. DM sahipleri her yıl 24 farklı yere, 24 farklı zamanda gider. Sistem, 1 konuttan 12 konut yapacak para toplar. Bir konut için 1 haftalık DM için 52 aile para yatırır ve 52 hafta x 7.000 € = 364.000 € toplanır. 45 m2 içi döşeli konutlar 30.000 €'ya mal olduğuna göre konut maliyeti çıktıktan sonra 364.000 € - 30.000 € = 334 bin € para kalır. Paranın 11 katı her sektöre kredi olarak kullanılır ve sürdürülebilir bir yapı oluşturulur. Para yatıranlar kadar DM yapılır. Sonraki yıllarda üyelik devam eder, konutlar artar ve sistem büyür. Gelen para borsaya, bonoya, rezidanslara değil; sanayi, maden, tarım, petrol/gaz arama, teknoloji, yazılım, GAP, KOP gibi alanlara gideceği için sıcak para etkisi olmaz. Her yönde sürdürülebilir bir ekonomik yapı ve üretim devrimi başlar.

Projenin başarılı olması için yurtdışı tur operatörlerini DM'lerin işletmeciliğine ortak etmek ve iyi komisyon vermek faydalı olacaktır. 71 il ve Kıbrıs'ta düşündüğümüz DM'ler, sadece turizmle her yıl 39 milyon turist ve 35 milyar € civarı ilave döviz kazandırır. Olası 250.000 konuta göre 80-90 milyar € uzun vadeli ucuz kredi bulma imkanı oluşur. Bu model ülkemizi şantiyeye döndürür. TUDEM'le doğuda oluşan 200 bin yeni iş sayesinde, bitmek üzere olan PKK'nın eli daha da zayıflar. Faiz lobisinin ve küresellerin sıcak parasını çekeriz ve diğer tehditleri de bertaraf ederiz. Piyasaya giren para her yıl ÖTV, KDV ve vergi ile en az kendi bedelinin yarısı kadar parasal kaynak oluşturur. Geçen yıl gelen 60 milyon turistin 9 milyonunun bu projeye kayacağı söylenebilir.

Not: Olası 250.000 konuta harcanacak 7,5 milyar € yatırım 3 yılda tamamlanacağı için yıllık %1 büyüme olur. Kalan para ise %6 ilave büyüme sağlar. Parayı faizle geri verdiğimiz halde 100 bin katılım olsa ne zararımız var? Tezimizin %40'ı bile oluşsa, 36 milyar € kaynak ve her yıl 10 milyon turist, ilave 10 milyar € turizm geliri demektir.

2. Lig Borsa:

Dünyada sadece ABD ve Çin'de 1'den fazla borsa var, ancak bunlar 2. Lig Borsa değil. 10 bini aşan büyük ölçekli KOBİ'miz var. Bunun ilk 2.000'i elektronik ortamda 2. Lig Borsaya alınırsa 50 milyar $ civarında bir kaynak oluşabilir. Bu durum gerçekleştiğinde, yerel KOBİ'lerimizin hisse senetleri ulusal ve uluslararası bazda borsaya açılmış olur. Yani Van Yem Sanayi, Zonguldak Seramik, Bayburt Kireç, Bolvadin Et, Çorlu Ayçiçek gibi KOBİ'lerin hisseleri yöre dışında alınıp satılabilir. Yani bu yıl Bodrumspor nasıl Süper Lig'e çıktıysa, aynı şekilde o iki bin KOBİ'den en başarılı 8-10 KOBİ 1. Lig'e çıkar. Böylece yabancı yatırımcılar ve yerli borsacılarımız 2. Lig Borsa'ya girince piyasaya nakit çıkar, canlanma ve vergi gelirleri artar. Borsada işlem gören firmalar hisselerini satarak yüksek faizle kredi almadan yatırım kredisi bulurlar. Bu borsada yer alan KOBİ'lerimiz 2. Lig Borsa ile çok çabuk paraya ulaşınca yeni yatırımlar ve kapasite artırımlarıyla ilk 2 bin KOBİ'de 250 bin kişiye yerel fabrikalarda iş ve aş oluşturarak büyük şehirlere göçü de önleriz. Bu tezimin küçük bir versiyonu 13-14 yıldır seminerlerde konuştuğumdan, BİST'te 60-70 KOBİ ELEK ALTI olarak yan tahtalarda işlem görmekte.

Faizsiz Sistem:

Bu olgu asla faiz içermez. Faizin yok dendiği katılım bankalarının ne tesadüf ki diğer bankalarla paralel kredi veya kar payı verdikleri ortada. Gerçek faizsiz sistem, bankaların "geçici ortaklık" sistemi ile, yani yatırdıkları döviz, altın veya TL ile geçici ortaklığa dayanmalıdır. Birçok bankanın sanayi ve hizmet sektöründe iştirakleri veya kredi bağlantıları yüzünden dolaylı ortaklıkları vardır. Mesela YKB'nın Koç Holding'den dolayı birçok iştiraki var. Denizbank’ın ise Vestel ile dolaylı ortaklıkları var. YKB ile Arçelik ve Beko'nun 500 parça ev eşyası ürettiğine bakarsak, elinde 10.000 $ olan birine 3.000 $ getir, bana geçici ortak ol, faiz alma, ortaklığınla elde edilen kardan düşük kar ile ürün al diyerek bir sistem sunulabilir. Faiz olmadığı için muhafazakarlara cazip gelecektir.

Birikimlerin çoğu iş yerlerine yatırılır, insanlar bankada az para tutar ve bankalar faiz yükünden kurtulur. Paralarını faizle değerlendiremeyen birçok kişi düşük faizle kredi almakta ve tasarrufları çok olmasına rağmen bu paralarını ya faize yatırmakta ya da düşük kar payı ile gayrimenkul almaktadırlar. Öyleyse sanayide geçici ortaklık ile hem üretim artar, hem de büyüyen ekonomi ile daha fazla istihdam sağlanır.

Yazarın Diğer Yazıları