Bu hafta başında NTV’de sabah "Güne Başlarken" programında, KDV için fiş kesmeyen veya fiş istemeyenlere 5 bin TL usulsüzlük cezası kesileceği haberi verildi. Program sırasında, “X” hesabına gelen mesajlar okundu. Bu mesajlardan biri şöyleydi: İstanbul’un lüks bir semtinde çalışan bir kuaför, anlaşmalarına göre asgari ücretin dışında ödeme aldıklarını, fiş kesilen 100 TL’lik işten 40 TL’nin hizmeti yapan çalışana verildiğini yazmış. Fiş kesildiğinde, 20 TL’nin KDV’ye gittiği ve yine fiş nedeniyle 20 TL’nin de vergiye gittiği belirtilmiş. Ayrıca kredi kartı kullanımı nedeniyle 3 TL'nin banka komisyonu olarak kesildiğini, böylece fiş kesilen 100 TL’nin 83 TL’sinin gittiğini ve geriye kalan 17 TL ile kira, aidat ve çay kahve ikramı gibi masrafların karşılanmasının zor olduğunu ifade etmiş. Bu durumu anlamaya çalışınca, birçok kişi hak vermiştir.
Rakamlar üzerinden 40 TL miktarının abartılı olabileceğini düşünerek, gazeteci refleksiyle kuaförlük yapan ve internetten bulduğum iki kuaföre Fatih’te telefon açtım. Gazeteci olduğumu ve 40 TL’nin doğruluğunu araştırdığımı söyledim. Ancak, bu 40 TL’nin tam olarak doğru olmadığını, fakat asgari ücrete ek olarak yapılan işten ortalama 20 TL verildiğini öğrendim. İstanbul’da kiraların 20 bin TL’ye ulaştığı bir ortamda, kuaförlerin asgari ücretle çalışacak eleman bulamadığını; 100 TL’lik işten 20 TL vermediklerinde ise eleman bulmanın zor olduğunu belirttiler. Asgari ücretlinin sigorta maliyeti 25 bin TL’ye yakın, öğle yemeği dahil bir çalışanın maliyeti ise 30 bin TL’den az değil. Bu nedenle kredi kartı kesintileri ve maliyet artışları birçok işte sıkıntı yaratıyor. Bu durumu görmezden gelenler, ülkede bindikleri dalı kesiyorlar. Hem hak etmeden maaş alanlar unutulurken hem de hükümet değişince gelen hükümetin rahat edeceği sanılıyor.
Şimdi, 40 TL yerine hizmet farkını 20 TL olarak hesaplasak bile kalan 37 TL ile dükkân kirası mı ödenecek? Tek bir elemanın 30 bin TL’lik masrafı mı karşılanacak? İkram, elektrik, aidat gibi diğer masraflar mı karşılanacak? Evet, vergi alınmalı ve esnaf buna karşı değil. Ancak, bu ceza uygulaması birçok sektörde sorun yaratacak, fiyatlar artacak ve enflasyonu düşürmeyi hedefleyen Şimşek’i zor durumda bırakacak. Geçen ay yazmıştım; Ekimden sonra tarla ve bahçe ürünlerinin bolluğunun neden olduğu düşük fiyatlar, Kasımda ciddi oranda artacak. Enflasyon öngörüleri daha da ileride gerçekleşecek. Ancak Ocak ayında asgari ücret 17 binden 26 bin TL'ye çıktığında, bazı marketler piyasayı altüst edince, enflasyon hedefleri nasıl gerçekleşecek merak ediyorum.
Bildim bileli koltuğuna yapışan Şemsi Bayraktar, geçen ay 23 ürünün fiyatının arttığını, 13 ürünün fiyatının düştüğünü aktardı. Bu 36 üründen önümüzdeki ay 30’unun fiyatının artacağını anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Limonun fiyatı düşmüşmüş. Evet, olgun limon 70-80 TL bandından 20-30 TL bandına indi. Ancak, limonun Haziran-Temmuz aylarında en az 100 TL olacağını şimdiden buza yazıp güneşe koyayım, erimeden okuyun.
Esnafı bunaltan, seçimleri açık ara kaybeder. Oysa bu vergi işinin bir çözümü var. İller vergide 3 kategoriye ayrılır. Bu kategorilere göre, iş kapasitesine bağlı olarak Şişli’de 1. sınıf bir berber aylık 10 bin, 2. sınıf bir berber ise 7 bin TL vergi verecek şekilde bir sınıflama yapılır. Vergi görevlileri, meslek temsilcileri ve diğer paydaşlar tarafından bu vergi aralıkları belirlenir ve konu kapanır. Ceza uygulamaları, esnafı devlete karşı kışkırtmaktan başka bir işe yaramaz. Dolaylı vergiler zaten çok yüksek ve vergiciler “asalım keselim” mantığını bırakmalı. Esnafa, elindeki ürünlerin kaydı tutulmadan, sadece cezalarla yaklaşmak, hükümetin sonunu getirmek demektir. Esnaf vergi vermekten yana ama cezadan yana değil.