Gazeteci-yazar FehmiÇalmuk, CHP'li adayların 31 Mart seçilerinde dini ritüelleri kullanarak yerel yönetimlerde iktidara gelmelerini "Yeni yol, İslami Sol mu?" başlığıyla tartışmaya açtı. Ekrem İmamoğlu için " Fatih Sultan Mehmet türbesinden başladı ve Eyüp Sultan’da Yasin’i Şerif okudu. Seçimden sonra diz kırıp dua etti. Unutmadan İmamoğlu’ndan Milli Görüş’ün ak saçlılarına sürpriz bir ziyaretini de bekliyorum" diye bekliyorum diye yazan Çalmuk'un Ekrem İmamoğlu'nun Milli Görüş’ün sol çizgisi Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu’nun öngörüsü, keşfi, başarısı olduğunu öne sürdü. Çalmuk yazısında şunları belirtti: "Bir çok aday varken “ille de Ekrem olsun” diyerek Kılıçdaroğlu’nu örgütleyen Bekaroğlu siyasi hayatımıza damgasını bu şekilde vurmuş oldu. Türkiye için yeni yolun İslami Sol çizgide dallanıp budaklanacağını gelecek günler gösterecek ama Bekaroğlu AK Parti kadrolarına baştan bu yana muhalefet eden Merhum Erbakan Hoca’nın yanında Saadet’te kalan bir kişiydi. Has Parti tecrübesi onu siyasetin sol kanadına transfer olmasına neden oldu. Son genel seçimde ve 31 Mart’ta Saadet Partisi, CHP yakınlaşmasının altında da Bekaroğlu’nun imzası var."
İslami Sol tartışması 31 Mart seçim sonuçlarını "Bu durum aksiyon içermese de fikri bakımından 2002 seçimlerine giderken Deniz Baykal Bey’in “Edebali” açılımına benziyor. " diye yorumlayan Çalmuk "CHP mi imana geldi, yoksa dindar insanlar mı CHP’ye gitti? Sağ seçmen bu kez sırf adaylarından dolayı CHP’ye oy verdi." dedi. Çalmuk'a göre CHP içinde yeminli laikçilerin bu manzaradan hoşnut olmayacağını yakında cıngar çıkaracağı, belki de “sağcılaştı, dindarlaştı” dedikleri CHP’nin yerine “katıksız sol” parti kurmaya yeltenecekler." Çalmuk, Deniz Baykal'ın 2002 seçimlerine Edebali açılımıyla gitmesine benzettiği 31 Mart sonuçlarına ilişkin şunları belirtti: "Kimsenin Allah inancını tartacak, ölçecek, eleştirecek değiliz. Allah’a sığınırım. Ancak Rabbim şahit; dini açıdan bakıldığında CHP’nin geldiği noktadan, gördüğüm tablodan ümitvarım. CHP açısından bu ilk değil. Bu durum aksiyon içermese de fikri bakımından 2002 seçimlerine giderken Deniz Baykal Bey’in “Edebali” açılımına benziyor. Hatta katıldığım bir televizyon programında sayın Baykal’ın 30 Ramazan oruç tuttuğunu, muhterem eşleri Olcay Hanım’a “ Biliyorsun iftar sofrasına çok önem veriyorum. Evde ailecek hep beraber sofraya oturmak istiyorum” şeklindeki bir telefon konuşmasına şahit olduğumu belirtmiştim. 15 Temmuz şehidi Rabbim rahmet etsin merhum Erol Olçok program sonrası beni telefonla arayarak “Sana mı kaldı Baykal’ın dindarlığını anlatmak. Neden propagandasını yapıyorsun?” diye fırça atmış, bu nedenle işten atılmama, işsiz kalmama rıza göstermişti."
Milli Görüş, CHP işbirliği Çalmuk yazısında Milli Görüş geleneğiyle CHP arasındaki koalisyon hükümetini de anlatarak şöyle dedi: "Nurettin Topçu’nun “İslam sosyalizmi” şimdiler de yerini “Yeni yol, İslami sol” değimine bıraksa da Türkiye’de bu birlikteliğin siyasi temelleri 1974 yılındaki TBMM'den 1 Ocak l974'de güvenoyu alan CHP - MSP hükümeti koalisyonu ile atıldı. Güven oylamasında MSP'nin Bursa Milletvekili Emir Acar hükümete "ret" oyu veriyordu. Parti içinde beliren muhaliflerin CHP ile koalisyon kurma konusundaki görüşleri ise oldukça ilginçti: “Şeytandan şefaat bekler gibi CHP ile koalisyon yapılmaz. Adeta kalbimize hançer sokar gibi evet diyeceğiz !” Muhalifler evet dediler ama bundan iki yıl sonra Erbakan’a verdikleri muhtırada, MSP’nin CHP ile koalisyonunu yerden yere vurdular, sağ partiler ile neden birlikte olmadıklarını sordular. MSP’lilere söylenen “Yeşil komünistler” sloganı bu dönemin en meşhur sloganıdır. Sağ’ın bu tavrına karşı geliştiren savunma ise daha ilginçtir. Bu savunmayı MSP’den İstanbul Senatörü seçilen Ali Oğuz, parti grubunda af tasarısının görüşülmesi sırasında söyledi: “solcular bizim namaz kılmayan kardeşlerimiz.” MSP’ye yönelik bu sert muhalefete karşın tarihin cilvesine bakın ki, Demirel’ in 1991 de SHP ile, MHP’ nin 1999 yılında Ecevit ile kurduğu koalisyon hükümetinde yer aldılar.