Yıldırım Saadet Partililerden Özür Diledi
AKP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Saadet Partisi'ne yakınlığı ile bilinen Milli Gazete'yi ziyaret etti. Saadet Partililerden özür diledi. Yıldırım, "Siyasette sert rüzgarlarla konjonktürel olarak yanlış anlaşılacak maksadını aşacak söylemler olabilir. Onun için Saadet Partisi mensubu bu kardeşlerimiz incinmiş olabilir, kırılmış olabilir. Ben bu yüzden dolayı da kendilerinden özür diliyorum" diye konuştu. Yıldırım'ın açıklaması şöyle: “Benim Erbakan Hocamızın söylemleri ilgimi çekti, farklı konuşuyor, farklı bir ses var. Yani herkesin dillendirdiği resmi görüş var, bir aykırı çıkış var. Bu benim çok ilgimi çekti. Daha yakından yerlilik – millilik, dışa bağımlılıktan kurtarılması ülkenin, sonra bu Erbakan hocanın daha fazla araştırma, daha fazla merakımı celbetti. Sonra Gümüş Motor meselesine çok ciddi şekilde kafa yordum bu kadar hakim güçlerin Türkiye'nin yerli ve milli teknolojiye sahip olmaması için ne kadar büyük oyunlar oynadıkları, zorladıkları ama buna rağmen Erbakan hocanın yılmadığı ve bu 'inat da bir murat' diyerek bu işin üzerine gittiğini ve sapmadığını gördüm. Şimdi ve aile içerisinde biz müthiş bir çatışma yaşadık. Nereden senin bu tecinniler, nereden senin bu kafanı çeldiler, diyecek noktaya geldi ama işin sonunda, günün sonunda ailem beni yola getirmeye kendi akıllarınca yani düşüncelerince yola getirmeye çalışırken onlar da gerçeği gördüler ve biz 74'te koalisyon kurulduktan sonra bir kırılma noktası yaşadık ve ondan sonra da hamdolsun çok daha sağlıklı çok daha kucaklayıcı toplumun genel dokusuna uygun bakış açısını yaygınlaştırdık ve tabii bir ömür tüketilmiş bir mücadele var. Erbakan Hocamızı anlatmaya lüzum yok. Allah mekanını cennet eylesin. Çok güzel mücadele etti ve hizmetler yaptı hiçbir zaman şöhret peşinde olmadı. 74 harekatında kendisinin rolünü herkes biliyor ama devlet umuru gereği burada koalisyon Başbakan Bülent Ecevit'e bu ön plana çıkmasına uygun gördü. Daha sonra bu o dönemde bu başarı siyaseten bir siyasi başarıya dönüştürülmesi nedeniyle bu koalisyon gitmedi. O dönemde sayın Oğuzhan Asiltürk içişleri bakanıydı. Biz arkadaşlarla üniversitedeydik ve MTTB (Milli Türk Talebe Birliği) ile ilgili derneğimiz vardı. Teknik üniversitenin çok aşırı sol fraksiyonların hakim olduğu bir dönemde biz kendi fakültemizde bu derneği mezun oluncaya kadar muhafaza ettik. Orada beş arkadaş bunlara karşı bir mücadele verdik. MTTB'yi kurduk. Biz kurduğumuz için başka gruplar kuramadılar. Bir dernek kurulabiliyordu, bu onları o kadar hiddetlendirdi. O kadar bizim üzerimize geldiler ki neredeyse bizi okula, derse sokmama noktasına getirdiler işi. Ama biz geri adım atmadık o mücadeleyi verdik. Şimdi tabi bu günlere kolay gelmedik. Bu dava bugünlere kolay gelmedi. Milli Görüş bu işin gözdesidir, köküdür. Bugün dal budak sarmışsa bir Tayyip Erdoğan varsa bir Binali Yıldırım varsa bu misyonun sayesinde var. "SAADET PARTİLİ KARDEŞLERİMDEN ÖZÜR DİLİYORUM" Recep Tayyip Erdoğan'ın bir lider olmasını sağlayan bu harekettir. Bunu kimse, kendisi de inkar edemez. Aramızda ayrılık gayrılık olmasının doğal bir durum olmadığını, bunu oluşturan bir takım algı operasyonlarının olduğunu düşünüyorum. Birbirimizin acı gününde bir araya geliriz, sevinçli günlerinde, cenazelerde, bayramlarda bir araya geliriz. Birbirimizden ne farkımız var? Yaşayış olarak ne farkımız var? Dünyaya bakış, ahirete bakış olarak ne farkımız var? Şuna ben de katılıyorum yani siyasette sert rüzgarlarla konjonktürel olarak yanlış anlaşılacak maksadını aşacak söylemler olabilir. Onun için Saadet Partisi mensubu bu kardeşlerimiz incinmiş olabilir, kırılmış olabilir. Ben bu yüzden dolayı da kendilerinden özür diliyorum. "ÖZÜR, BİR SEÇİM YATIRIMI GİBİ DE DÜŞÜNÜLMESİN" Bu ülkede başbakanlık bakanlık yapmış bir kardeşiniz olarak eğer böyle bir hata varsa bundan bizde sorumluyuz. Bunun da kardeşlerimizi incittiyse haklarını helal etsinler biz hiçbir zaman amacımız ayrıştırmak Saadet Partisi ve mensuplarını ayrı bir yere koymak gibi bir görevimiz olamaz. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bu da bir seçim yatırımı gibide düşülmesin yani seçimler gelir geçer biz birbirimizin yüzüne bakacağız. Her zaman birbirimizin yüzüne bakacağız. Yani onu ifade etmekte yarar görüyorum.”