İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara'da şehit, gazi yakınları ve gazilerle buluşmasında konuştu. Bakan Soylu, Anayasa Mahkemesi'nin güvenlik soruşturmalarının kaldırılması ve şehirlerarası yollarda gösteri yürüyüşünü yasaklayan kanunun iptal edilmesi kararlarını eleştirisi üzerine gelen tepkilere cevap verdi. Bakan Soylu, geçen gün Anayasa Mahkemesi ile ilgili bir söz söylediğini hatırlatarak, "Çok hoşuma gitti. Kimlerin Anayasa Mahkemesi’ni savunduğunu gördüm. Bu devlete 'katil' diyenler ve Anayasa Mahkemesi tarafından 'siz katil deme hürriyetine sahipsiniz' diyenler, yıllardan beri bu ülkenin değerlerini yerlüf etmek (Tarumar etmek, silmek, süpürmek) isteyenler hepsi bir cephe oldular, hepsini bir fotoğrafta Allah göstermek nasip etti. Biz yaşıyoruz, biz vicdan sahibiyiz. Bu ülkeyi bölmek ve parçalamak için birilerinin talimatlarıyla 'sokağa çıkın, yıkın, yakın, özerklik ilan edin' diye haykıranlar, çukur ve barikat eylemlerini gerçekleştirdiler. Onlarca polisimiz, onlarca jandarmamız, onlarca Türk Silahlı Kuvvetleri görevlimiz, askerimiz şehit oldu, gazi oldu, hayatında oranın nişanesini taşıyarak yaşayanlar var" ifadelerini kullandı. 'DÜNYANIN HİÇBİR ÜLKESİNDE BÖYLE BİR ŞEY YOKTUR' Soylu, geçen hafta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Devlet Övünç Madalyası tevdi törenini hatırlatarak, "Türkiye'de kendini aydın olarak nitelendiren sözde aydınlar, çukur ve barikat olaylarında yapılanları 'devlet katliamıdır' diye tanımladılar. Orada yürüyenleri gördükçe bizim için kahraman olanlar, bu ülkenin bir parçasında kendisini hissettiğini zannedenler için katil. Birileri benim bunu kabul etmemi bekliyorsa yanılıyor. Dünya kadar saldırsınlar, söz söyleyemeyeceksek, hakkımızı muhafaza edemeyeceksek Allah şahittir ömrümüzün sonuna kadar kendimizi bir odaya kapatırız. Böyle bir şey olabilir mi? Anayasa Mahkemesi, bunlara bunu söyleme hakkının bir özgürlük hakkı olduğunu söyleyecek. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir şey söz konusu değildir. Amerika, Avrupa, DEAŞ ile ilgili bunun bir düşünce bir özgürlük hakkı olduğunu ifade etsinler. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Onun için sırça köşklerde oturup, özgürlük naraları atanlar, dönüp bu ülke için fedakarlık yapanların ve bu ülke için hayatını, canını ve ailesini terk etmeye hazır olanların nasıl bir iman içinde olduğuna baksınlar" diye konuştu. 'ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANININ UMURUNDA MI BİLMİYORUM' Bakan Soylu, şehit olan Sezer Astsubayın 20 günlük çocuğunu göremediğini hatırlatarak, "Anayasa Mahkemesi Başkanının umurunda mı bu bilmiyorum, yaşıyor mu bu duyguyu onu da bilmiyorum. Bu ülkenin bir kısım yüksek bürokratları bu ülkenin bir vilayetine 'güvenli mi değil mi' diye o ilin valisini 7 kere arayıp 'acaba gelmem güvenli mi değil midir' diye bir anlayışı soran bir ürküntüye sahipken, özgürlükten bahsedemezler. Burada sapla samanı kimse birbirine karıştırmasın. Bir ülkenin cumhurbaşkanı, bütün kurumları sabahtan akşama kadar eleştirilirken Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararların eleştirilemez diye bir şeyi söz konusu değildir. Dünyanın hiçbir tarafında değildir, dünyanın hiçbir demokrasisinde hiçbir hukuk devletinde değildir" dedi. 'HANGİ HAKLA İPTAL ETTİNİZ?' Bakan Soylu, bu ülkenin FETÖ ve PKK'dan çok çektiğine işaret ederek, "Peki bunların temel meselesi devletin içine sızmaları değil miydi? Güvenlik soruşturmasını, yani kamuya girecek görevlilerin güvenlik soruşturmasını iptal etmek demek onlara devletin kapılarını yeniden açmak demek değil midir? Onu ben mi iptal ettim. Anayasa Mahkemesi iptal etti. Hangi hakla iptal ettiniz? 15 Temmuz 2016 tarihini ne çabuk unuttunuz. Gaziantep'te bir düğünü basıp onlarca insanı katleden bir zihniyeti ne zaman unuttunuz? 'Ben avukatım' deyip terör örgütünün müdafisini yapanlar hala bugün caridirler. Bu ne çabuk unutuldu? Bunları ben sizle dertleşirim. Anlıyorum ki sosyetik aydınların dertleri bu ülkenin birliği beraberliği değil. Anlıyorum ki her gün gelen şehit haberleri, yapılan terörle mücadele, terör örgütlerine karşı verilen kahramanca mücadele onlar için film sahnesinden ibaret. Belki de arkamızdan 'anlat anlat heyecanlı oluyor' diye dalga geçer, küçümser bir duruş içindeler. Ayrı bir dünyadalar. Ama İstiklal mücadelesini yaparken de böyle insanlar vardı. Her kahramanlık her özgürlük mücadelesinde de bu tip insanlar vardı. Allah bu tip insanları görünce memleketi, bayrağı için mücadele eden insanların işlerini kolaylaştırıyor" dedi.