Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı geri sayım başladığı günlerde eski Başbakan ve AKP İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'dan gelen süpriz açıklama Ankara gündemini altüst etti. Yıldırım " bu göreve aday olmadığını duyurdu ve “Yarışacak arkadaşlara başarılar dilerim” dedi. Bir süredir kendisiyle ilgili "ya TBMM Başkanı ya da Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı" gibi yatıştırmalar karşısında Binali Yıldırım yeni bir hamle yaptı. Yıldırım “Takvim yaklaştı. Piyasa hareketlendi. Onun için bu açıklamayı yapma ihtiyacı duydum. Bir kaç gündür konuşuluyor, ‘adaylığı istiyor’ diye. Ben asla niyetimi örtülü bir şekilde ortaya koymam. Açık açık söylerim. Uygun görülen adayın sonuna kadar yanında duracağız, destek olacağız. Ben kendim aday değilim” diye konuştu. Yıldırım'ın sözlerinin şifresi " AK Parti'de hiçbir zaman makam, mevki peşinde olmadığını, makamlardan güç almadığını, makamları güçlendirmenin temel ilkesi olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Bundan böyle de ülkemizin, milletimizin geleceği için, iktidarımızın başarısı için, Cumhurbaşkanı'mız ve kabinesi için var gücümüzle çalışacağız." sözlerinde gizli. TBMM Başkanı Prof.Dr. Mustafa Şentop'un Çarşamba günü Erdoğan-Bahçeli zirvesinden sonra Külliye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilmesi TBMM Başkanlığı düğümünü çözdü. Haber merkezimizin edindiği bilgilere göre MHP Lideri Devlet Bahçeli kararını Mustafa Şentop'tan yana kullandı. Erdoğan'ın görüşmede yola devam kararı aldığı öğrenildi. Cumhur İttifakını Kuran Adam Bu kararda Prof. Dr. Mustafa Şentop'un Cumhur İttifakı'nın kurulmasında üslendiği rolün etkisi büyük.
Yayın yönetmenimiz gazeteci-yazar Fehmi Çalmuk’un “MÜCAHİT BAŞBUĞ/ Kızıl Elma’nın Kutalmış Çocukları” adlı kitabında bu konu şöyle anlatılıyor:
"24 Haziran 2018 seçimlerine az bir süre kala AK Parti ve MHP aralarında gerçekleştirdikleri ve BBP’nin de destek verdiği “Cumhur İttifakı protokolü”nü hazırlayarak Yüksek Seçim Kurulu’na verme telaşındaydı. İki partinin kurmaylarının birbirinden ayrı şekilde hazırladıkları ve aşağı yukarı aynı konuya temas eden metinlerin bir araya getirilmesi görevini Prof. Dr. Mustafa Şentop üstlenmişti. MHP’nin 3,5 sayfalık metninden daha kısa olan 1,5 sayfalık metinde Şentop’un bir ifadesi herkesin dikkatini çekmişti. AK Parti kurmayları “MHP’nin bu ifadeye itiraz edeceğini” belirttiler. Aynı hassasiyet Cumhurbaşkanı Erdoğan’da da oluşmuştu. ‘MHP bu ifadeye ne der ?’ sözleri endişeyi ortaya çıkarıyordu. Mustafa Şentop’un metni MHP lideri Bahçeli’ye götürdüğünde karşılaştığı refleks herkesi bir anda rahatlatmıştı. O ifade bu güne kadar tüzükleri, seçim bildirgeleri, yöneticilerinin konuşmaları nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından Laikliğe aykırı eylemleri dolayısıyla kapatılan siyasi partilerin bugüne kadar gündeme getirmediği bir konuydu. AK Parti ve MHP “Tevhid inancını yüceltip hâkim kılma anlamını taşıyan “İ'la-yı Kelimetullah” sözünü protokole taşıyordu. Protokolde bu ifade; “İ'la-yı Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam aleminin ve bütün mazlum milletlerin yegane ümidi olan Türkiye'yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonun alt yapısını adım adım inşa edecektir.” şeklinde yer alıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce Kızıl Elma vizyonunu “İ'la-yı Kelimetullah” olarak tanımlamıştı."