Beyin ve sermaye göçü Van'da ülkemize tekrar kazandırılıyor
Van İŞGEM Yönetim Kurulu Başkanı ve Van 100. Yıl Üniversite'sinde Teknoparkın hem kurucusu hem de yönetim kurulunda görev yapan Mahmut Gedik, İŞGEM'in kendi işini kurmak isteyen girişimcilere sağladığı yardımlardan ve Türkiye'ye İran'dan olan beyin göçüyle yapılan istihdamın ekonomiye katkılarını Esnaf HaberTV'ye anlattı.
Serüvenlerinin 2004 yılında başladığını ve Türkiye'deki ikinci İŞGEM olduklarını belirten Gedik:''İçinde bulunduğumuz İŞGEM'i yürüttüğümüz mekân Sümerbank kundura fabrikası, misyonunu tamamlamıştı, özelleştirme kapsamında satışa sunulmuştu. O sırada biz Van Sanayici İş Adamları Derneği olarak bir proje sunduk ve burayı İŞGEM'e dönüştürmek için müracaat ettik. Başbakanlık özelleştirme İdaresine başvuruda bulunduk, müracaatımız kabul edildi. Burası mülkiyet devlette olmak koşuluyla, İŞGEM olarak kullanmak koşuluyla bize devredildi. İlk etapta 28 tane girişimciye hizmet verebilecek kapasitedeydik. Daha sonra 2015 yılında AB'ye sunduğumuz bir projemiz kabul edildi. Van İŞGEM büyüyor adı altında oradan aldığımız 9 milyon 300 avroluk bir hibeyle İŞGEM'in kapasitesini arttırdık.'' Dedi.
Aldıkları teknik destek, eğitim ve danışmanlık hizmetiyle birlikte yönetim ekiplerinin girişimciler için daha nitelikli hale geldiğini söyleyen Gedik, bu eğitim ve danışmanlık hizmetinin kendilerine çok fazla katkısı olduğunu söyledi. Yaptıkları binaların Avrupa standartlarında olduğunu ve Türkiye'ye örnek, bir model olacak tarzda projeler ürettiklerini söyledi.
3 yıldan 5 yıla kadar eğitim veriliyor
Avrupa Birliği projelerinden sonra misyon ve vizyonlarının değiştiğini, katma değeri yüksek, teknolojik, yenilikçi, inovatif ya da ihracat odaklı ürün üreten girişimciler yer verdiklerini söyleyen Gedik:''İŞGEM'in mantığı şu, elinde iş fikri olan, projesi olan, kendi işini kurmak isteyen girişimcilere, biz burada mekân veriyoruz, tabiri caizse koçluk hizmeti sunuyoruz, eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyoruz. Ve buradaki girişimcimizin, üretim aşamasından tutun, ürününü pazarlamasına varıncaya kadar her aşamasında destek oluyor, katkı sunuyoruz. Her girişimci burada 3 yıl, maksimum 5 yıl kalabiliyor. Bizim görevimiz, 3 yıl içinde onları burada geliştirip, ayakları üzerinde kalabilecek hale getirmek, daha sonrasında mezun ediyoruz, dışarı çıkarıyoruz.'' Dedi.
İran'ın mühendisleri Türkiye'de üretim yapıyor
AB projelerinden sonra yaptıkları değişiklikle beraber yenilikçi iş fikirleri bulmanın zorlaştığını, bu sebeple İran'la temasa geçtiklerini ve Teknopark yönetiminde yer almaları sayesinde İran'ın iki şehrindeki Teknoparklarla iletişime geçtiklerini söyleyen Gedik:'' Buradaki iletişim sonucunda şunun farkına vardık, İran'ın mühendisleri ve doktorları gerçekten çok çok iyilerdi ve çok iyi iş fikirlerine sahiplerdi. Belki İran'a uygulanan ambargodan dolayı olsa gerek, kendi kendilerine yetme çabası nedeniyle kendilerini baya geliştirmişlerdi, ambargo nedeniyle de yurtdışına açılamıyorlardı. Onlara gelin Van'da size birtakım imkânlar sunalım, üretimleriniz burada yapın hem Türkiye pazarına hem de Avrupa pazarına Türk malı olarak ürün üretebilirsiniz, satabilirsiniz diye teklifte bulunduk. Bu teklifimiz kabul gördü hatta Tahran'da ve Tebriz'de açılan fuarlara da katıldık İŞGEM olarak. Orada açtığımız stantlarda hem İŞGEM'i hem Van'ı hem de Türkiye'deki yatırım olanaklarını anlattık. Bu, İranlı girişimcilerimize cazip geldi. Şu an itibariyle 11 tane girişimcimiz var. Bunların tamamı yenilikçi, teknolojik ürün üreten hatta Türkiye'de ilk kez üretilen ürünleri üretmeye başladılar. Hatta bunların bir kısmı da patentli ürünler yani dünyada ilk kez üretilen ürünler.
Bunu yaparken biz şuna inanıyoruz. Ülkemizin hatta bölgemizin özellikle beyin ve sermaye göçünü batıya verdik. Bu yaptığımız çalışmayla bu eksikliğini hissettiğimiz beyin ve sermaye göçünü de İran'dan sağlamaya çalışıyoruz. Şu an ihracatımızda da artış oldu ve üretilen ürünler nedeniyle ulusal basında da ciddi anlamda haberlerde yer almaya başladık.
Van basında artık ihracat ve üretimle anılıyor
Van'ın eskiden çok farklı ve bölgedeki kötü olaylarla gündeme geldiğini, şimdi yaptıkları çalışmalar neticesinde Van'dan çok güzel şeylerle bahsedildiğini söyleyen Gedik, yapılan ihracat ve üretilen ürünler dolayısıyla ulusal basında ciddi anlamda haberlerde yer bulduklarını belirtti.
Pandemi öncesinde 350 istihdam sağlarken şu an 220 istihdam sağladıklarını belirten Gedik, en büyük etkenlerden birisinin pandemi olduğunu ancak onun haricinde dünya genelinde yaşanan krizin de ciddi anlamda etkili olduğunu belirtti. Bu açığı kapamak istediklerini de belirten Gedik:'' Özellikle yabancı girişimcilerimiz ilk etapta Ar-ge çalışmalarıyla başlıyorlar. Ar-ge çalışmalarında çok fazla istihdam söz konusu olmuyor. Fakat seri üretime geçtiklerinde öyle tahmin ediyorum 2023 yılı itibariyle istihdamımızda ciddi bir artış söz konusu olacak.'' Dedi.
Dolu cihazı çiftçiyi rahatlatttı
Önceden Türkiye'ye ithal olarak getirilen anca şu an yabancı bir girişimci tarafından üretilmeye başlanan dolu cihazı, şu an Türkiye'de yaklaşık 85 bölgede iki yıldır kullanılıyor. Türkiye'de meyve sebze üretiminin ciddi oranlarda olduğunu ve iklim değişikli sebebiyle sıkıntılar yaşandığını söyleyen Gedik:''İklim değişikliğinin getirdiği dolu yağışları, özellikle çiftçilere kötü yansıyan veya olumsuz etkileyen dolu yağışları ciddi anlamda zarar veriyor. Bu her ne kadar çiftçinin malı olsa bile milli servet sonuç itibariyle hatta bunun sonucunda dolu yağışından etkilenen ürünlerin ihracatı da azaltıyordu. Fakat ürettiğimiz dolu önleme cihazıyla, bir cihaz yaklaşık 1000 dönümlük bir alana etki sağlıyor. Çok fazla dua ve teşekkür almaya başladık bu cihazları kullanıldığı yerlerde. Vatandaşlar bizi arıyorlar, dolu yağışı oldu, etrafımızdaki bütün bahçeler mahvoldu ama biz ürünümüzü kurtardık, teşekkür ediyoruz, Allah sizden razı olsun gibi çok güzel, olumlu şeyler almaya başladık. Bu da şunu gösteriyor. Bir girişimciye imkân vermemiz, Türkiye'ye getirmemiz, burada bu cihazı ürettiriyor olmamız, Türkiye'nin ekonomisine, ihracatına, çiftçilere çarpan çok ciddi etkileri oldu, katkısı oldu bu anlamda.'' Şeklinde konuştu.
İthal ürünler artık Türkiye'de üretiliyor
Simülatör oyun cihazları üreten girişimcilerinin de olduğunu, bu cihazların Türkiye'de üretiminin ilk kez Van'da yapılıyor olduğunu ve şimdiden birçok eğlence, alışveriş merkezinde kullanılmaya başlandığını söyleyen Gedik, TOGG'dan bahsettiğimiz bu günlerde elektrikli araçlar için hükümetin de yatırım teşvikiyle, şarj üniteleri de üretmeye başladıklarını söyledi. Şu an test aşamasında olduklarını ve yüksek ihtimalle 1 ay sonra seri üretime geçeceklerini düşündüğünü söyleyen Gedik:''Onun dışında soft driver dediğimiz yine sanayide özellikle elektrikli makine ekipmanlarında kullanılan bir elektrik yumuşatıcıdan bahsediyoruz. Yurtdışına ithal olarak Almanya'dan gelen bir ürün var çok yüksek fiyatlarda, yine bir girişimcimiz bu ürünü geliştirdi, çok daha uygun fiyatlarla ve aynı kalitede ürünün şu an seri üretimine başladı. Bunun da Van'dan çıkması, Türkiye'de ilk defa üretiliyor olması ve hedefte zaten ihracatta var, bizim bu yaptığımız çalışmalarda oluşturduğumuz beyin ve sermaye göçünün getirdiği sonuçlardır. Hem ilimize hem ülkemize ciddi anlamda katkılar sağlayacağına inanıyoruz.'' Şeklinde konuştu.
17 ülkeden 240 proje başvurusu geldi
Son 3-4 yıldır İran'la temasları ve girişimcilerin Türkiye'ye olumlu bakmasıyla birlikte, İran'ın dönem başkanı olduğu İslam Ülkeleri Teknoparkları Birliğini Van'a davet ettiklerini, İŞGEM'deki imkanları onlara anlattıklarını ve son derece memnun kaldıklarını söyleyen Gedik:'' Yaklaşık iki ay sonra onlardan bir davet aldık. Dediler ki, bu 19 tane İslam ülkesindeki Teknoparklarda gençlerin çok güzel, yenilikçi iş fikirleri var. Güzel projeler üretiyorlar, ticarileşme aşamasına gelmiş ürünler var ve bunların çoğu da Türkiye'de yatırım yapmak istiyor. Aslında bu bir Türkiye vatandaşı olarak beni hakikaten gururlandırdı. Madem Türkiye'yi istiyorlar, biz bunlara ev sahipliği yapalım, gelsinler baksınlar, fuar tarzında bir çalışma yapalım dedik. Yatırımcılarla buluşturalım bunları diye böyle bir çalışma başlattık. Bu çalışmayı başlattıktan sonra protokollerimizi imzaladık, tarihimizi belirledik ve proje almaya başladık, duyurularımızı yaptık 19 ülkede.'' Dedi.
Bu çalışmaların ardından Dünya Mucitler Birliği ve Avrupa Girişimciler Derneği'nden bu çalışmayı ortak yürütme teklifi aldıklarını ve projeye onları da dahil ettiklerini söyleyen Gedik, Cumhurbaşkanlğı Yatırım Ofisinin de ciddi desteği olduğunu, ilerleyen süreçte projeye destek olan kuruluşların da aracılıyla 87 ülkede tanıtımı yapıldı. Yaklaşık 20-30 proje beklerken 17 ülkeden toplamda 240 tane proje başvuru aldıklarını ve bu ülkeler içerisinde Hollanda, Kanada, Amerika'dan da projeler olduğunu belirten Gedik, bir komisyon kurup gerçekten yapılabilir, sürdürülebilir ve ticarileşme aşamasına gelmiş projelerin içerisinden seçim yaptıklarını ve 45 proje sahibi Van'da düzenledikleri Van Investor Summit yatırımcı ve girişimci zirvesine davet ettiklerini söyledi. Şu anda proje sahiplerinden 4'ünün Van'da üretime karar verdiğini, üretilecek olan ürünlerin Türkiye'de ilk kez üretileceğini söyledi.
‘'Azeri kökenli vatandaşların Türkiye'ye karşı bir aidiyet hissetmeleri bizim için bir avantajdır''
Başta İran olmak üzere komşu ülkelerden Avrupa'ya açılmak isteyen girişimcileri Van'a çekerek ekonomik sıkıntıları aşabileceğimizi ancak sadece paraya değil nitelikli elemana ihtiyaç olduğunu ve hükümetimizin özellikle bu dönemde, tedbirler çerçevesinde uygulayacağı politikalarla iş fikri olan ve buraya gelmek isteyenlere sağlanacak kolaylıklarla rahatlıkla beyin ve sermaye göçü sağlayabileceğimizi söyleyen Gedik:'' Bunu şu an Avrupa yapıyor. Avrupa Startup vize adı altında bu tür nitelikli girişimcileri ve sermaye sahiplerini kendi ülkelerine alıyorlar. Mesela Kanada 3 ayda vatandaşlık veriyor bu tür becerisi olan girişimcilere veya Dubai'de aynı şekilde yabancılar kurdukları bir OSB'de, Tahran'da oluşturdukları bir ofis aracılığıyla girişimcileri kendi ülkelerine çekiyorlar. İngiltere yine aynı şekildeki en zor vize veren ülkelerden birisidir, bu tür girişimcileri ülkelerine çekmek için her türlü kolaylığı sağlayan hükümet politikaları uyguluyorlar. Bizim de acilen hazır fırsat ele geçmişken bunu yapmamız lazım ki İran ile ilgili bir artı avantajımız daha var bizim, oradaki Azeri kökenli vatandaşların Türkiye'ye karşı bir aidiyet hissetmeleri bizim için bir avantajdır. O yüzden bu avantajı iyi kullanarak, birtakım politikalar oluşturarak bu işi hızlandırabiliriz.