Bu Çayı Yiyebilirsiniz de!
Zeki Güvercin, Türk toplumunun sıcak içecek alışkanlıklarına sadık kalarak ancak fark oluşturarak önemli bir ürün yenilemesi yaptı. Örneğin işletmelerin kullandığı kahveleri taze taze çekip gönderiyor. Güvercin' meyve çayını ister demleyebilirsiniz isterseniz yiyebilirsiniz' diyor...
Türkiye'nin gastroekonomi konusunda alacak çok yolu olduğunu da belirten Zeki Güvercin “İtalyanlar, Fransızlar gibi en önemli konularımızdan biri olmalı. Türk kahvesinin Bab-ı Ali'den başlayıp Beyazıt, Sirkeci, Karaköy, Tünel ve Beyoğlu'na uzanan önemli bir güzergâhı var. Bu kahve yolunu yeniden canlandıracağız” şeklinde konuştu.
Türkiye'ye gelen turistlerin elma çayını önemli bir değer olarak gördüğünü ancak satılan çayların pudra formunda olduğunu kaydeden Güvercin, “Biz tamamen parçacıklı gerçek meyvelerden çay ürettik. Hatta çayımızı demlemeden önce yiyebilirsiniz” teklifinde bulundu.
Ofislere Özel Çekim Kahve
Zeki Güvercin, ofisler için özel çekim de yaptıklarını belirtirken, “Asla stoklu ürün satmıyoruz. Brezilya'dan gelen birinci sınıf çekirdeklerimizi çekiyor, hem Türk kahvesine uygun hem de filtre kahveye uygun çekiyoruz. Ofislere haftalık olarak sevkiyat yapıyoruz. Usulüne uygun tüketilmesini sağlıyoruz” diye konuştu
Hoşgeldin Elçibey
MÜSİAD Genel Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Diplomatik İlişkiler Komite Başkanı Zeki Güvercin, yeterli önemin verilmediğini düşündüğü Türk sıcak içeceklerine pandeminin ortasında, 2020 yılının Aralık ayında yatırım yaptı. Türk kahvesi başta olmak üzere, Türk çayı, salep ve çeşitli bitki çayları için geleneksel araştırmalar yapıldı, marka olarak da diplomatik ilişkilerini göze alarak ‘Elçibey' ismini belirledi. Markanın İngilizcesi Embassy de tescillendi.
Dünya Gazetesi'nden Handan Sema Ceylan'ın köşe yazısına konu olan Zeki Güvercin, Elçibey için en önemli hedeflerinden birinin lüks ve tanınmış kafelerde menülere girebilmek olduğunu söyledi. Markayı oluşturmalarının üstünden henüz birkaç ay geçmesine rağmen Tunus'taki meşhur Cafe des Delices'in menüsüne girdiklerini belirtiyor Zeki Güvercin ve “Pandemiye rağmen turizmin açık olduğu yerlerde önemli bir talep var. Biz işe başlar başlamaz ihracata da başladık. Suudi Arabistan ve Katar'dan gelen talepleri hemen yolladık. Önemli bağlantılar kurduk. Tunus'ta insanlar bizim içtiğimiz kahveyi zaten Türk kahvesi ismiyle biliyorlar. O pazara hızlıca girdik. Önemli kafelerde markamızla menülerdeyiz. Türk kahvesine özel makineler sayesinde talep artmıştı. Şimdi hedefimiz bunu A+ bir içecek olarak pazarlamak” diyor.
Kahvenin bu topraklar için sadece bir içecek değil kültür olduğunu anlatan Güvercin, “Yurtdışı görevlerim, diplomatik temaslarım nedeniyle de Türk sıcak içecek kültürüne yatırım yapmak gerektiğini düşündüm. Bu nedenle girdiğimiz lüks kafelerde Türk kahvesinin sunumunun nasıl yapılması gerektiğini de anlatıyoruz. Yanında ikram edilen suya gülsuyu damlatılmasını söylüyoruz, bu gülsuyunu da ihraç ediyoruz. Ayrıca kahvenin yanında verilecek tatlı için de tavsiyelerimiz oluyor. Önümüzdeki dönemde büyük bir tanıtım kampanyasıyla dünyanın pek çok noktasındaki lüks ve turistik kafelerde olacağız” şeklinde konuşuyor.
40 ülkeden öğrenci getiriyor
Asıl işinin yurtdışından öğrenci getirmek olduğunu kaydediyor Zeki Güvercin ve şunları söylüyor: “Biz 40'a yakın ülkeden öğrencileri Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki 40 üniversiteye öğrenci olarak getiriyoruz. Moritanya'da Türk mutfağı eğitimi verirken, içecek kültürümüze 'yatırım şart' dedik. Türk mutfağı öğrettiğimiz gençlerimiz gastroekonomimizin ticaret elçileri.”