Bunlar Dört Dörtlük Cühela
Cumhurbaşkanı Erdoğan Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi' açılışında konuştu. Erdoğan açıklamasında 'Son günlerde bazı kendini bilmezler çıkıp fethi işgal olarak tanımlamaya çalışıyorlar. Bunlar inanın dört dörtlük cühela. Sorun bunlara bunlar fethin anlamını bilmezler. Fetih açmaktır. Fetih özellikle gönülleri kazanmaktır. Bunlar bunu bilmezler' ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, açılış töreni için Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi'ne geldi. II. Abdülhamid tarafından yaptırılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla restore edilen Hadımköy Askeri Hastanesi, Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi olarak bugünkü törenin ardından hizmet vermeye başlayacak. Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesinin açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından helikopterle Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi'ne geldi. Erdoğan tören alanına geçmeden önce hastane içinde inceleme yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Prof. Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş gariplerin babası olarak tanınır. Ortaya hem buram buram tarih kokan hem de vatandaşlarımıza şifa vesilesi olacak bir eser ortaya çıktı Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş, gençliğimizde şahsen tanıdığımız, desteğini ve teşvikini gördüğümüz bir büyüğümüzdür. Eser güzel olunca isminin de bununla mütenasip olmasını istedik ve böylece Dr. Niyazi Kurtulmuş Hastanesi'ne kavuşmuş olduk. İnşallah bu eser hem ecdadın hatırasını yaşatarak hem de bölge halkına şifa dağıtarak asırlar boyunca ayakta kalmayı sürdürecektir.
Perşembe günleri tüm hastalara ücretsiz bakar. İhtiyaç sahiplerinin cebine de harçlıklarını koyardı. Gariplerin babası denmesinin sebebi de işte budur.
İsmail Niyazi Kurtulmuş nöbetçi oldukları zaman gelir yurtta geceleri bizim yatakhaneyi dolaşır kimin üstü açık kimin üstü kapalı gelir bakardı. Bizim oradaki babalığı da biz onlardan görmüş olduk. Merhum Kurtulmuş'un bir önemli özelliği de iyi bir gençlik yetiştirmek için çalışmak olmuştur.
Önceki gün İstanbul'un fethinin yıldönümünün coşkusunu milletimizle beraber yaşadık. Son günlerde bazı kendini bilmezler çıkıp fethi işgal olarak tanımlamaya çalışıyorlar. Bunlar inanın dört dörtlük cühela. Sorun bunlara bunlar fethin anlamını bilmezler. Fetih açmaktır. Fetih özellikle gönülleri kazanmaktır. Bunlar bunu bilmezler.
İşte Fatih'in surlardan içeri girerken Rum bayanlarının başımızda kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz demesi işte bunun bir neticesidir.
Bakın şu anda Atina'da bizim bir tane camimiz yoktur hepsi yerle yeksan edilmiştir. Ama biz topraklarımızda böyle bir şey yapmadık. Türkiye'nin son 18 yılında her alanda olduğu gibi ecdadın mirasına sahip çıkma hususunda da devrim yaptık. Sadece ecdadımızın değil coğrafyamızın tüm mirasını korumaya aldık. Ayasofya dini bir husumetle yerle yeksan edilmek yerine daha da güzelleştirilerek fetih hakkı olarak Müslümanların hizmetine sunulmuştur.
Hükümete geldiğimizde sadece 460 eserin restore edildiğini gördük. Bir göreve geldikten sonra 5 bin 60 eseri restore ederek milletimizin ve kültürümüzün hizmetine sunduk.
Sınırlarımızın dışındaki eserlerimiz için de aynı hassasiyeti sergiledik. Osmanlı ve Türk coğrafyasında toplam 120 eseri restore ettik. Arşivlerimize sahip çıkarak 12 milyon belgeyi dijital ortama taşıdık. İstanbul'da kendi haline terk edilmiş pek çok eseri Cumhurbaşkanlığı bünyesine katarak hem restore ettik hem de aktif olarak kullanılır hale getirdik.
AÇILIŞTA SAĞLIK BAKANI DA KONUŞTU
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamalarından satır başları:
Sağlık sistemimizin gücüne güç katacak adımları birer birer atıyoruz. 45 günde restore edilerek bir harabeden çok güzel bir hastaneye dönüşen bu açılışa hoş geldiniz.
Hadımköy Askeri Hastanesi, Sultan Abdülhamit Han tarafından başlatılan imar hareketinin o zamanki İstanbul taşrasına bir yansımasıdır.
45 günde restore edilemeyeceğini iddia edenlere bir cevap oldu bu eserin bugün yeniden canlanması. 1985 yılına kadar bu bina askeri hastane olarak hizmet gördü. Nice yara bu çatı altında sarıldı. Bu güzide eserin terk edildikten sonra tarihe karışmasına gönlümüz razı olmadı.
Bu hastaneye herkesin 'doktor ağabeyi' doktor Niyazi Kurtulmuş'un adını veriyoruz. Cismi ile bu hastane bir tarihtir, kültürdür, sanattır. Yeniden dirilişi ile bir tarihi vefadır.