Bunları Darbe Döneminde Yaşadık
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'li Enis Berberoğlu ile HDP'liler Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın milletvekilliğinin düşürülmesine tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, 'Bunlar darbe döneminde yaşadığımız olaylar. Yapılan yanlıştır. Anayasaya aykırıdır. Kendilerinin yaptığı bu anayasaya bile aykırıdır' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında konuşuyor. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Biz ülkemizde; nasıl huzura erişeceğiz? Ülkede özgür gazeteciler varsa, kalemini satmayan, vatandaşın derdini özgürce dile getiren gazeteciler varsa, özgürlükler varsa huzura öyle erişeceğiz.
Özgür gazeteciler ellerinde kalemleriyle bizi bilgilendirmek istiyorlar. Haber topluyor bu gazeteciler. Zor koşularda görev yapıyorlar. Ama bir haber geliyor. İki gazeteci arkadaşımız gözaltına alınıyor. İsmail Dükel ile Müyesser Yıldız... Niye alınıyorlar? Hangi gerekçeyle alınıyorlar? Duyduğumda üzüldüm. Nasıl bir ülkede yaşıyoruz biz? Su vermiyorlar Müyesser Hanım'a su? Hayat bu, su ya. Sen nasıl vermezsin? Tanırsınız herhalde, öyle kilolu bir insan da değil. Şimdi ne yaptı bu gazeteciler? Neymiş casusluk yapacaklarmış. Bu kadar da ayağa düşürmeyin bu durumu. Nereden çıkarıyorsunuz bunları?
Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel içeride neden? Eğer bu memlekette bir casus aranıyorsa, bu memlekette devletin sırlarını peşkeş çekenler aranıyorsa o da Kozmik Oda'yı açanlardır. Sevgili vatandaşlarım. Eğer bu memlekette bir casus aranıyorsa, bu memlekette devletin sırlarını peşkeş çekenler aranıyorsa o da Kozmik Oda'yı açanlardır.
Üç milletvekili arkadaşlarımızın milletvekillikleri düşürüldü, bunlar darbe döneminde yaşadığımız olaylar. Yapılan yanlıştır. Anayasaya aykırıdır. Kendilerinin yaptığı bu anayasaya bile aykırıdır. İktidara diyeceğim tek şey; hiçbir baskı karşısında, hiçbir CHP'li boyun eğmez.
Enis Berberoğlu için devletin sırlarını açığa çıkarmaktan dava açıldı. MİT TIR'ları sır mıydı? O TIR'lara ilişkin tutanakları tutan hakim ve savcılar nerede? Terör örgütü üyeliğinden tutuklu. Teröristin tutanak tuttuğu bir olay nasıl sırdır?
Şimdi kafa kafaya vermişler seçim kanununu nasıl değiştiririz diye düşünüyorlar. Nasıl değiştirirseniz değiştirin, siz gidicisiniz arkadaş…
Bugün Avrupa'nın en güçlü sağlık ordusu bizde. Eve gitmediler, bazıları hayatlarını kaybetti. Hepsine şükran borçluyuz. Dilek hemşireyi unutmadım. En çok beni sarsan Dilek hemşire oldu. Bu virüsün hem dayanışma kültürümüzü hem acıları paylaşmamızı sağlayan bir özelliği olduğunu unutmamamız lazım. Kimlik, siyasi görüş tanımıyor. Mücadele etmek hepimizin ortak görevidir.
Sağlık çalışanları arasında ayrım yaparsan haksızlık yapmış olursun. Tıbbi sekretere, güvenlik görevlilerine, sağlık işçilerine, hasta bakıcılara, hastaların yemeğini hazırlayan aşçılara, radyoloji teknisyenlerine ek ödeme verilmedi. Bunlar doğru değil. Devletin saygınlığına gölge düşürür. Yardım yapacaksan hepsine yap, ayrımcılık yaparsan sen devleti iyi yönetemiyorsun anlamına gelir.
Yüz binlere iş yeri kapanacak, milyonlarca insan işsiz kalacak, ne yapalım, bundan nasıl beraber çıkarız diye görüşülmesi lazım. Bir toplantı yaptılar sadece yandaşlar çağrıldı. Ziraat Odaları Başkanı, Eczacılar Odası Başkanı, TTB Başkanı çağrılmaz mı? Bunlar vatan haini mi? Çözümü anlatacaklar sen de oturup bakanlarınla birlikte dinleyeceksin.
Bütün okullar kapandı, on binlerce kantin kapandı. Berberler, kahveler kapandı. Sosyal devlet olarak biz bu önlemleri aldığımızda ortaya çıkan sorunları nasıl çözeriz diyecektiniz.
'Faizi düşürdüm kredi alabilirsiniz, borçlanabilirsiniz' dediniz. Hadi borç veriyorsun, bir çeki ödenmemiş bir kişinin bankadan kredi alma ihtimali yok. Madem ki böyle bir bela var gelin sicil affı çıkaralım, gerekirse vatandaş kredisini alsın dedik. Yapmadılar, çünkü biz söyledik.
Vatandaşın dükkanını kapatıyorsan, diyeceksin ki 'Devlette israfa son vereceğim' İsraf genelgesi çıkar dedik, bizde israf yoktur diyor. Allah akıl fikir versin. Ben söylemiyorum, sayın Bülent Arınç söylüyor. 'İsrafın önünü alsak sizden vergi almamıza gerek kalmaz' Doğru söylüyor. Har vurulup harman savrulan bir süreci yaşadık.
Bütçe konuşulurken koronavirüs yoktu. Yeni bir bütçe yapmamız lazım. Sosyal devleti ayağa kaldıralım, vatandaş bize güvensin dedik bu da olmadı.
Yüz binlerce iş yeri kapandı. Yapılan doğruydu. Peki evine gönderdiğiniz kahveciye ne yaptınız? Biz olsaydık, 'Evinde otur, rahat otur, senin 3 aylık kiranı ben ödeyeceğim devlet olarak' derdik. Bu devlet için büyük bir yük değil.
Esnafın başına bela olan bir stopaj vergisi var. Kira gelirini ben elde etmiyorum, git mal sahibinden al alacaksan. Bunu da kaldıralım dedik. Bu konuda kanun teklifini CHP verdi. Bunun takipçisi ben de olacağım siz de olun. Kaldırılması için kim el kaldırmıyorsa kara defterin bir köşesine yazın.
Bütün çiftçi kardeşlerim dinlesin; sizin borcunuz yok, Türkiye Cumhuriyeti devletinden alacağınız var.
Evimizde oturuyoruz, ya 3 ay süreyle internet ücretlerini düşürüyorum diyemez miydiniz? Gençlere sesleniyorum, sizin AK Parti'ye oy verme gibi bir lüksünüz olamaz, yok öyle bir şey. Öğrenim kredisi çekmiş 5 milyon kişi. 280 binine icra geldi.
Bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim. Akşam olunca diziler izlenir. Diziler bizim akşam hayatımızın önemli bir parçası. O diziler nasıl çekiliyor diye hiç düşündük mü? Hepimizin bildiği sadece yıldızlar, onlar yüksek paralar alıyorlar. Onun arkasında büyük bir ordu var. Bu kişilerin çoğu kayıt dışı çalışıyor. Bunların sahibi bile yok. Işıkçıydı, setçisiydi, yani bu insanlara bir yardım yap. Tiyatro kapandı, sinemalar kapandı. Para var, milleti kandırıyorsunuz. 320 milyon lira para var. Nerede? Kültür Bakanlığı'nda. Bu rakam 2017'ye ait. Şimdi Allah bilir 500 milyon liradır.