Cuma hutbesinde din istismarcılığı uyarısı
Camilerde bugün Cuma namazında okunacak hutbede 'din istismarcılığı' konusu işlendi. Hutbede, din istismarının, dinin manevi otoritesini kullanarak maddi kazanç, güç, şöhret ve makam elde etmek olduğuna işaret edilerek, 'Dini istismar edenler, Allah'la ve Peygamberimizle görüştüklerini iddia ederek insanların iradelerini teslim almaya yeltenir. Hatasız ve masum oldukları yalanıyla kendilerini hakikatin yegne temsilcisi gibi göstermeye çalışır. Sözde keramet ve rüyalarla, bidat ve hurafelerle saf Müslümanları yönetmek ister. Şifa dağıtma, kısmet açma vaadiyle insanların çaresizliklerinden menfaat devşirir. Bilhassa gençleri hedef alarak toplumun heyecanını, hayal ve ideallerini, dini inanç ve duygularını sömürür' denildi.
'HER BİRİMİZE DÜŞEN FERASETLİ VE BASİRETLİ DAVRANMAKTIR'
Din istismarcılarının kendileri gibi düşünmeyenleri dışladığına, mutlak itaat göstermeyenleri ötekileştirdiğine, hatta tekfir ettiğine dikkat çekilerek, 'Kendilerine kayıtsız şartsız bağlılığı şart koşarak aile, millet, kültür ve kimlik bağlarını zayıflatır. Menfaati uğruna yalanı, ikiyüzlülüğü, hırsızlığı, şantajı, şiddeti meşru görür. Sonuçta hem kendisi sırat-ı müstakimden sapar, hem de başkalarını saptırır. Din istismarı karşısında her birimize düşen, ferasetli ve basiretli davranmaktır. İstismar hareketleriyle samimi gayretleri birbirinden ayırt etmek için teyakkuzda olmaktır' uyarısında bulunuldu.
'iftira ve ithamlarla zan altında bırakmak da din istismarıdır'
İslam'ı tahrif ve istismar etmek isteyenlerin bir amacının da köklü Anadolu irfanına zarar vermek olduğunu unutmamak gerektiği vurgulanarak şöyle denildi:
'Şu da bir gerçektir ki inancı ve dini değerleri üzerinden insanları aldatmak nasıl din istismarı ise iftira, hakaret ve ithamlarla Müslümanların tamamını zan altında bırakmak, İslam hakkında korku ve nefret oluşturmak da aynı şekilde din istismarıdır. Son ve mükemmel dinin mensupları olarak, Cenab-ı Hak bize akıl ve irade ihsan etmiştir. Dinimizin değişmez ilkeleri, kültürümüzün değerleri ve 14 asırlık sağlam bir ilim geleneğimiz vardır. Bunların kıymetini bilelim ve hazinelerimizi heba etmeyelim. İstismara fırsat vermemek için dinimizi uzman kişilerden, iyi niyetli ve sağlam kaynaklardan öğrenelim. Ölçümüz daima Kur'an-ı Kerim'in değişmez hakikatleri ve Peygamberimizin sünnet-i seniyyesi olsun.'