Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Yeni Bir Göç Dalgasına Göğüs Germeyiz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmadan satır başları: Türkiye ve ABD, köklü bir müttefiklik ilişkisine sahiptir. Bu ittifak zaman zaman zorluklarla sınanmış pek çok badire de atlatılmıştır. Üstesinden geldiğimiz sıkıntıyla, müttefiklik ilişkimiz daha da perçinlemiştir. Bugün de benzer bir başarıya imza atacağımıza inanıyorum. Dostum Trump ile samimi ve güçlü bir diyaloğumuz var. İki ülkeyi ilgilendiren meselelerde temas halindeyiz. Önümüzdeki dönemde sayın Trump'ın ülkemize ziyaretiyle taçlandıracağımıza inanıyorum. Her seviyede güçlü ilişkiler içindeyiz. Türkiye bölgesinde yaşanan tüm kriz ve çalkantılara rağmen istikrarını korumakta, ekonomik ve siyasi gücünü artırmaktadır. Ülkemiz bugün satın alma paritesine göre dünyanın en büyük 13'üncü, Avrupa'nın en büyük beşinci ekonomisidir. Girişimcilerimiz neredeyse dünyanın her ülkesinde ve bölgesinde faaliyet gösteriyor. Türkiye ile Amerika arasında 20 milyar dolar seviyesinde seyreden ticaret hacmi, gerçek potansiyelimizin oldukça altındadır. Başkan Trump ile son görüşmemizde, Osaka görüşmemizde bunun 100 milyar dolara çıkartılması konusunda kendileriyle mutabakata vardık. Somut adımlar atmaya da başladık. Sizlerle yaptığımız görüşmenin ekonomik işbirliğimizin güçlendirilmesine katkı sağlayacağına inanıyorum. Sayın Başkan ile yaptığımız telefon görüşmesinin ardından hemen sayın bakanı buraya göndermiş olması bu konudaki ciddiyetimizin, hassasiyetimizin en güzel işaretidir. Dostum Trump ile serbest ticaret anlaşması müzakerelerine başlanmasını da gündeme aldık. Bu konuda ilgili bakanlarımız en yakın zamanda çalışmalarına başlayacaktır. Türkiye'deki Amerika kaynaklı doğrudan yatırımlar 2002 – 2018 yılları arasında toplam 12 milyar dolara yaklaşmıştır. Elbette bu rakamları yeterli görmek mümkün değil. Biz daha fazla Amerikan firmasının ülkemizde yatırım yapmasını arzu ediyoruz. Ülkemize gelen her Amerikalı yatırımcıya gereken destekleri vermeye hazırız. 'WİN WİN ESASINA GÖRE HER İKİ TARAFA DA İMKANLAR KAZANDIRACAK' Ülkemizde yatırım yapılması yönündeki çağrımız sadece retorikten, bir iyi niyet temennisinden ibaret değildir. Bunun için güçlü ama çok güçlü gerekçelerimiz ve sunduğumuz çok büyük avantajlarımız vardır. Her şeyden önce bu lojistik üssü olarak Türkiye'nin değerlendirilmesi win win esasına göre her iki tarafa da imkanlar kazandıracaktır. İstanbul'dan sadece 4 saatlik bir uçuşla 60'tan fazla ülkeye rahatça ulaşabiliyorsunuz. Bunun için bir çok küresel yatırımcı yeni pazarlara Türk ortaklarıyla girmeyi tercih ediyor. Küresel düzeyde yaşanan ekonomik değişim yeni üretim merkezlerinin de gelişmesine fırsat sunuyor. 'TÜRK EKONOMİSİ CANLILIĞINI KORUYOR' Eğitim kurumlarımızı sayı ve nitelik olarak oldukça iyi bir seviyeye getirdik. Sağlıkta tüm bölgeye hizmet veren konuma geldik. Ulaştırmada bölünmüş yollar 20 bin 663 kilometre ilaveyle 26 bin 757 kilometreye, otoyolları 1161 km ilaveyle 2875 kilometreye çıkardık. Daha önce olmayan hızlı tren hatlarını 1213 kilometreye, havalimanı sayısını ise 30 ilaveyle 56'ya çıkardık, şehirlerimizi raylı sistemlerle donattık. Müteahhitlerimiz dünyanın her yerinde çok büyük projelere imza atıyor. Ve 17 yıllık iktidarımız döneminde zaman oldu dünyada ikinci sıraya, zaman oldu üçüncü sıraya; sürekli olarak ligin en üst sırasını zorlayan bir ülke olduk. İhracatımızı göreve geldiğimizde 36 milyar dolardan aldık, şu anda ise 170 milyar dolara ulaşmış vaziyette. 170'i de aşıyoruz. Yıllarca ekonomimizin yumuşak karnı olan cari açık önemli oranda aşıldı. Turizmde 50 milyon turistin üzerine çıkacağımızı gösteriyor. Türk ekonomisi canlılığını koruyor. 'ÜLKEMİZİN YENİ BİR GÖÇ DALGASINI GÖĞÜSLEMESİ ARTIK MÜMKÜN DEĞİLDİR' Ekonomimizin sunduğu tüm bu imkanlardan Amerikalı yatırımcıların da istifade etmesini istiyoruz. Türkiye sadece ekonomisini geliştirmekle kalmıyor aynı zamanda bölgesel sorunların dünyayı etkilemesinin de önüne geçiyor. Bugün ülkemiz 3,6 milyonu Suriyeli olmak üzere, dünyanın farklı ülkelerinden çeşitli statüde 5 milyona yakın yabancıya ev sahipliği yapıyor. Bu şekilde NATO'daki müttefiklerimiz başta olmak üzere tüm Avrupa'nın güvenliğini biz temin ediyoruz. Ülkemizin yeni bir göç dalgasını göğüslemesi artık mümkün değildir. 'VAKİT KAYBETMEDEN BUNU HALLETMEMİZ LAZIM' Sayın Obama döneminde kendilerine teklifim şuydu. 'Gelin süratle güvenli bölgeyi kuralım' Maalesef Obama döneminde bu teklifimi karşılık alamadığım için gerçekleştiremedik. Kendisi de olumlu baktığı halde güvenli bölge olmadı. Sayın Trump olumlu baktı, nitekim son ana kadar da güvenli bölge olayına olumlu yaklaştığını ifade etti. Öyleyse vakit kaybetmeden bunu halletmemiz lazım. Bunu hallettiğimiz anda zaten terör örgütlerine karşı mücadelemiz kolaylaşacak. Mülteciler, düzensiz göç sıkıntısını da aşmış olacağız. Güvenli bölge çalışmalarına başladık. Amerika'dan beklentimiz, terörle mücadelemizde ve sığınmacıların huzurla eve dönecekleri güvenli bölge oluşturma çabamızda yanımızda olmalıdır. Şu anda 50 bine varan TIR'la, terörist gruplara araç gerek mühimmat bu şeylerin gönderilmesi bizleri ciddi manada rahatsız etmektedir. Bu araç gereç mühimmat kime karşı kullanılıyor? Türkiye'ye karşı. Bunu kabullenmemiz de herhalde stratejik olarak mümkün değildir. 'FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE DE YAKIN İŞBİRLİĞİ BEKLİYORUZ' Türkiye'nin attığı adımlara orantısız tepki verilmesini de üzüntüyle karşılıyoruz. FETÖ terör örgütüyle mücadelede de yakın işbirliği bekliyoruz. Bu terör örgütünün başı Pensilvanya'da bütün ekibiyle beraber orada yaşıyor. Ve oradan da dünyanın 160 ülkesini idare ediyor. Biz bunları defaatle anlattık. Tüm bu konularda sizlerin ülkemize desteği bizim için çok önemlidir.

Bakmadan Geçme